
Masal kahramanı Ali bir sabah uyanınca, burnunun yerinde olmadığını fark ediyor. Evin içinde her yerde burnunu arıyor veee sonunda lavaboda yıkanmış, temizlenmiş bir durumda uyurken buluyor burnunu.
"Pist, burnum! Günaydın" dedi Ali, bölümü bizi çok güldürüyor. Tekrar tekrar okuyoruz ve her seferinde de gülüyoruz.
Masalda sadece Ali'nin değil, tüm aile bireylerinin burnu gezintiye çıkıyor.
Burun önemli, iyiyi de kötüyü de kokusundan tanıyor. Suya sabuna dokunanları olduğu gibi, etliye sütlüye karışmayanları da var. Ama tarihin altın sayfalarında yer bulanlar hep bu suya sabuna dokunanlar oluyor. Diğerleri burunlarını, kulaklarını tıkadıkları gibi gözlerini de kapatıp yaşayıp gidiyorlar.
Bir de deyimlerimiz var burunla ilgili aklıma gelen: Burnu kaf dağında olmak, burun kıvırmak, burnuna kötü kokular gelmek, burnunun direği sızlamak...








Bir yandan bunları yazarken bir yandan da haberleri dinliyorum. Kulağıma, "Av Mevsimi"nde Cem Yılmaz'ın seslendirdiği "Haydi" türküsü gelince kulak kesildim. Beyaz Gömleklilerimiz 13 Mart'ta "Çok Ses, Tek Yürek" adını verdikleri eylem için klip çekmişler, hastane kafeteryasında bu türküyü söylüyorlardı. Çok sevimliydiler doğrusu. Türkülerle Ankara'dayız diyorlardı.
Ah, bu türküler, bizim türkülerimiz; ana sütü gibi temiz...
Ne çok şey anlatırız onlarla. Acımızı, sevincimizi, öfkemizi, sevgimizi,dünümüzü, bugünümüzü, yarınımızı...
Türkülerimiz hiç susmasın...
Şimdi "Siyaset Meydanı"nı izleyeceğim biraz, "Endişe mi Vesvese mi? sorusunun yanıtını arayacaklarmış.İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal da orada, onu dinlemeyi seviyorum.
Herkese iyi geceler.