KPSS etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KPSS etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Nisan 2011 Çarşamba

ERKEN BOŞALMA


Herkesten özür dilerim.
Başlığı "Erken Konuşma" ya da "Erken Tatmin" olarak düşünmüştüm,ama SEHVEN(yanlışlıkla) ERKEN BOŞALMA diye yazmışım.

Bunun dışında başka bir amaç aramaya kalkanlar provakatördür. Bazı güç odaklarının piyonudur. Başarılarımı kıskanan, yazılarımın okunmasını engellemeye çalışan kötü niyetli kişilerdir. Biraz hoşgörü lütfen...

Hem sadece ben mi SEHVEN yaptım?
Sehven, insanlar yıllarca hapiste yatıyor.
Sehven, onların suçsuz olduğunu kanıtlayacak belgeler işleme konmuyor, bir yerlerde unutuluyor.
Sehven, telefonlar dinleniyor, insanlar takip ediliyor.

Sehven, tutuklu gencecik teğmenimizin telefonuna hizbullahın telefonları polisler tarafından ekleniyor.
Sehven, hizbullahçılar serbest bırakılıyor.
Sehven, eli kanlı canilerle ülkenin kaderi konuşuluyor, planlanıyor.

Sehven, sınav soruları şifreleniyor.
Sehven, Antalya Vali Yardımcısı, izinli gününde, ninesini-dedesini de soksa kazanabileceği, şifreli sınavın iptali için gösteri yapan liseli öğrencileri yuhalıyor. Eşi ve iki oğlunun da girdiği şifreli sınavdan belli ki kendisi çok tatmin olmuş.

Hükümet üyeleri büyükten küçüğe hemen tatmin olduklarını açıklıyor.

Başbakan da biraz gecikmeyle tatmin olduğunu açıklıyor.

İşte Erdoğan'ın yorumu:
"ÖSYM Başkanı'nın yaptığı açıklamalardan ben tatmin oldum. Birilerinin tezgahı bozuluyor ki bu işten çok rahatsızlar.
Şu anda çok farklı bir uyguluma ile çok daha dinamik bir yapı ile kaliteyi artırıcı bir imtihan sistemi gerçekleştirildi.
Kendilerine başarılar diliyorum. Zaman kaybıyla ikinci imtihanı engelleme gayreti var. Sokaklara kimlerin döküldüğü ortada.
Bunların provakatif eylemleri YGS imtihanını da olumsuz yönde etkilememelidir.
Burada samimi olarak kazananlara başarı temennilerimi iletiyorum."
Ancak şimdi yeni bir durum ortaya çıktı.Her gün, saat on birde, sabırsızlıkla beklediğim, CNN Türk'ün "Medya Mahallesi" programında Abbas Güçlü ÖSYM Başkanının öğrencilere gönderdiği mektubu açıkladı. İşte o haber:
"YGS sınavında ortaya çıkan 'şifreleme' iddiaları ile ilgili olarak ÖSYM Başkanı Prof. Ali Demir'den şok bir itiraf geldi. YGS'deki şifreleme iddiaları ile ilgili olarak adaylara mektup gönderen ÖSYM Başkanı Demir, YGS'de şifreleme hatası yapıldığını ancak hatanın kasıtlı değil, 'sehven' yapıldığı belirtildi.
CNN Türk'te yayınlanan Medya Mahallesi'ne konuk olan Milliyet gazetesi eğitim yazarı Abbas Güçlü, Demir'in öğrencilere yazdığı mektubu ilk kez açıkladı ve ÖSYM Başkanı Demir'in mektubunun 'itiraf' anlamına geldiğini vurguladı.
Abbas Güçlü, Başbakan Erdoğan'ın 'Ben tatmin oldum' açıklamasını da "Görülüyor ki Başbakan'ın konuyla ilgili bilgisi yok" sözleri ile değerlendirdi."
KPSS sorularının çalındığı iddiaları üzerine de erken konuşmuşlardı, sonra sınav iptal edildi, soruşturma açıldı. Gerçi soruşturmada, belki de sehvenlikler çok olduğu için, henüz sonuç alınamadı, ama geç de olsa adalet yerini bulacak, gerçek suçlular cezasını çekecektir. Yakında ÖSYM sınavı da iptal olacaktır. Bekir Coşkun'un dediği gibi çorbaya sinek düşmüş, mide bulanmıştır bir kez. Kaçış yok...
Madem başlığı sehven "Erken Boşalma" yazdım, o konuda da kısa bir bilgi sunayım. Bakalım neymiş:

"Erkeğin boşalma refleksi üzerinde çok az kontrol sahibi olduğu veya hiç kontrol sahibi olamadığı ve boşalmasını kontrol edemeyeceği hissine kapıldığı durumu yaşamasıdır . Kontrolsüz boşalma yaşayan erkekler yoğun utanç, yetersizlik , eksiklik hisleri ve aşağılanmış,küçük düşme hisleri ile baş başa kalmaktadır.
Bu durumu yaşamak erkeğin iç dünyasında yaşadığı duygularının etkisiyle kırılma yaşamasını sebep olmaktadır.Eşiyle ilişkilerine olumsuz olarak yansıdığı gibi hayatının her alanda yaşadığı kırılmanın etkisini görmek mümkündür.Yaşanan bu durumun incinmenin etkisiyle insan ilişkilerinde öfkeli ,kendine olan güvenin azaldığı yada aşırı kendini ispat gayreti içerisinde davranışlar olarak yansımaktadır.Veya yaşanan incinmenin etkisiyle sorun yok sayılabilinmektedir. BURADAN ALDIM.

5 Nisan 2011 Salı

ONLAR TATMİN OLMUŞ

"Dağların, dağların ardı korkunçtur.
Hiç akıl edip de düşünen var mı?
Gün kimin hesabını tutar akşamı,
Rahmetinden kim demlenir bulutun,
Hayırlı evlat makina
Nasıl canavar kesilir.
Kurdun, karıncanın rızkını veren
Toprak nasıl ayartılır?"
Ahmet Arif

YGS'de gündeme gelen şifreli kopya iddialarıyla ilgili ÖSYM başkanı Prof Dr Ali Demir'in açıklamaları üzerine gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek:

"ÖSYM Başkanının açıklamaları sizin için yeterli mi?" şeklindeki bir soruya "YGS ile ilgili, bu konu tabii bağımsız bir organda meydana gelen bir gelişmedir. Sayın Cumhurbaşkanımız bir açıklama yaptı. Sayın ÖSYM Başkanı da bir açıklama yaptı biz bu açıklamanın doğru ve yeterli olduğu kanaatini taşıyoruz.” Cevabını verdi.

Yani tatmin olmuşlar. Haksız da değiller hani! Bağımsız bir organda yaşananlar doğrudur, soruşturmaya gerek yoktur! Hem insan bilmediği bir şeyi soruşturur, bildiği şeyin nesini soruşturacak ki? Ötekiler kimin umurunda?

Deeeeğğğğğiiiillll miiii?

4 Şubat 2011 Cuma

TORBA

"Her şey, 1991 yılının haziran ayında dönemin İçişleri Bakanı Mustafa Kalemli'nin, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne Ünal Erkan'ı atamasıyla başlıyor.
Erkan göreve gelir gelmez en fazla Polis Akademisi'yle ilgili şikayetlerle karşılaşıyor.
Daha önce Polis Koleji'nden mezun olanların devam edebildiği Polis Akademisi'nin ilk ve son sınıflarına, yapılan bir düzenleme ile dışarıdan da öğrenci alınmasından yakınılıyor.

Hatta dışardan alınanların çoğunluğunun belli bir tarikatın üyesi oldukları ileri sürülüyor.
Şikayetlerde, 'mezun olacak tarikata mensup seçme öğrencilerin' Emniyet'in istihbarat, personel, muhabere birimleri ile polis okullarına atanacakları da ileri sürülüyor.

Bir gün saat 23.30'da Bakan Kalemli ve Genel Müdür Erkan'a şu şikayeti ulaşıyor:

'Polis Akademisi'nde gece saat 24.00'te mezuniyet kura çekimi yapılacak. İşin içinde sahtekarlık var. Tarikat mensupları önemli yerlere atanacak.'

Erkan, inanmak istemiyor, gece yarısı kalkıp Akademi'nin yolunu tutuyor.İçeri girdiğinde şikayetin doğruluğu ortaya çıkıyor.

Mezuniyet kura çekimi yaptıranları masadan kaldırıyor ve kendisi oturuyor.

Kuraya gelen öğrencilerin listesini incelediğinde, bazılarının karşısında işaret bulunduğunu görüyor.
Masanın altında ise iki ayrı kura torbası...

Kura torbalarının birinin içinde Emniyet'in istihbarat, personel, polis kolejine ilişkin yerler çıkıyor.
Diğer torbada ise, karakollar ve diğer sıradan görev yerleri...

Kurasını çekmiş olan ve karşısında işaret bulunan öğrencileri tek tek inceliyor. Hepsinin daha önce ayarlanmış torbadan kuraları çektiği ortaya çıkıyor.

Öğrencilerin Akademi'ye girişlerini araştırdığında, yüzde 90'ının kolej kökenli olmadığını, son anda yapılan düzenlemeye göre Akademi'ye birinci sınıftan veya son sınıftan katıldığı tesbit ediliyor.

Bu öğrencilerden bazılarını sorguya çekiyor.
Öğrencilerden biri şu itirafta bulunuyor:

"Biz Karşıyaka semtinde F.G.Hocaefendimizin açtığı ışık evinde toplanırız. Orada eğitim alırız..."

Geniş çaplı bir operasyon başlatıyor. İşin sorumluları hakkında soruşturma açtırıyor ve mahkemeye sevk ediyor.

Erkan, 9 ay görevde kalıyor, ardından Olaganüstü Hal Bölge Valiliği'ne atanıyor.

Aradan geçen zaman içinde o dönemde görevden el çektirilen kişilerin hemen hepsinin Emniyet'e döndüklerine tanık oluyor.

Hem de bugün birçoğu kritik noktada oturuyor.
Açtırdığı soruşturma dosyaları ise kayboluyor..."

Köstebek
Dr Necip Hablemitoğlu
s. 318-319-320




EK
:POLİS DEVLETİNİN NERESİNDEYİZ?
Mustafa Özkan yazmış.


9 Aralık 2010 Perşembe

MUHBİR=GAMMAZ



Muhbir= Gammaz

Gammaz:
-ajan -aşub -bühtancı -casus -curnalci(jurnalji) -çaşıt -dedikoducu -fitleyici -gıybetçi -hafiye -iftiracı -karacı -kovcu -muhbir -müfteri -müzevir -tezvirci;

Aynı anlama gelebilecek deyimler:
-ağzında bakla ıslanmaz -on parmağında on kara -söz taşıyıcı -

Argo'da:
-ispiyon -ispiyoncu -radarcı

Yakın anlamlıları:
-bozguncu -düzenci -haberci

Muallim=Öğretmen

Boşa koyuyorum dolmuyor; doluya koyuyorum almıyor. Aklımı kaçıracağım. Tüm sözlükleri aradım taradım "öğretmen" sözcüğüyle "muhbir" sözcüğünü yan yana getiremedim. Böyle bir şey olabilir mi? Olmaz, ama oldurmuşlar. Meğer okullarda müdür yardımcılarından birini polis muhbir olarak görevlendirmişler bile...

Milli Eğitim Bakanımız, Kadından ve Aileden Sorumlu Bakan iken: "Her yurtta bir muhbir yavrumuz var." demişti. Şimdi de okullarda, (Kendisi polisle koordinasyonu sağlayacak öğretmenimiz diye adlandırıyor.) muhbirimiz var

Öğretmen(!), öğrencilerini ve öğretmen arkadaşlarını polise gammazlıyormuş!
Hele bu işi yapanların, yandaşlardan seçildiğini düşünürsek durumun korkunçluğu ortada değil mi?

Sınavlarda kopya çekip tam puan alanların, öğretmen(!) olarak atamaları yapıldı bile. Hem de ilk tercih yerlerine...

Al gülüm, diyerek kopyalar verildi, tayinler yapıldı.
Boşuna mı?
Ver gülüm zamanı başlıyor şimdi.

Geçmiş ola...

Sahi başka yerde de muhbirler kullanılıyor mu?

En iyisi ben artık susayım, Şair Eşref söylesin:

"Vakti istibdatta söz söylemek memnu idi
Ağlatırdı ağzını açsan hükümet ananı
Devri hürriyetteyiz şimdi değişti kaide
Söyletirler evvela sonra ağlatırlar ananı"



21 Ekim 2010 Perşembe

KPSS ÇİŞ RAPORU


Kopya nedeniyle iptal edilen Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) 31 Ekim 2010 Pazar günü Ankara ve İstanbul'da yeniden yapılacak.Daha doğrusu Eğitim Bilimleri sınavı yenilenecek. Diğer sınavların ne olacağı henüz bilinmiyor...
İptal edilen sınavda, 100 neti olan yani 85 puanın üzerinde puan alan yaklaşık yedi bin kişinin katılacağı sınavda ek önlemler alınmış. En çok ilgimi çeken çiş raporu oldu!


Çiş raporu alabilenler, özel bir sınav biriminde sınava alınmalarını talep edebileceklermiş!

Hani sınavlardaki kopya ya da birilerine verme şeklinde yaşanan rezalet olmasa, "Ne güzel!" diyebilirdim. Çok insanca diye de düşünebilirdik. Ancak şeytan ayrıntıda gizlidir, sınav mağdurlarının ve ilgililerin dikkatini buraya çekmek istiyorum. Kaç kişi bu rapordan yararlanacak? Raporu almak hiç de zor değil bazıları için. Ayrıca engelli raporları da önemli...
Çünkü bunlar için özel sınıf oluşturulacakmış. Hani uyarayım dedim. Bir de bu işin kokusuyla uğraşılmasın!

Salon başkanı olarak yıllarca sınavlarda görev yaptım. Sınav sırasında kimseye çiş izni verilmedi. Bu konuda beni en çok zorlayanlar da polisler oldu. Açık öğretim sınavlarında tuvalete gitmek için izin isteyip durdular, ama kurallar gereği çıkamadılar.
Bence kopya çekmeye en uygun olanlar da polisler. Çünkü kapıda arkadaşları güvenlik nedeniyle bekliyor ve ellerindeki telsizlerle iletişim olanakları tüm adaylardan fazla. Acaba görevli polislerle ilgili de ek önlem alınacak mı?

Kalem,silgi, kalemtıraş,peçete,su ve şekerleme getirmeleri yasaklandığı için bunlar adaylara bedava olarak dağıtılacakmış. Bu iyi de markalarını siz merak etmez misiniz? Kısa günün karı diyecek yine birileri...

Adaylar sınav salonuna saat, küpe,broş, metal para getiremeyeceklermiş ek önlem olarak. Her salona 20 cm çapında saatler asılacakmış. Şimdi bu saatlerin -çapları da belirtildiğine göre- hangi firmadan alınacağını gel de düşünme bakalım! Ve sınavdan sonra bu saatlere "Gel gidelim!" diyen olacak mı?
Örgütlü kopyacıların bu sınavda da bir yolunu bulamayacaklarından kuşkusu olan var mı? Onlar için birileri çalışmalarını tamamlamıştır bile... Ek önlemler küçük kopyacıları engeller. Bir de büyük kopyacıları gizlemeye yarar.

Ben hakkıyla sınavı kazananlara üzülüyorum. Hem iptal sonrası sahtekar muamelesi gördüler, hem emekleri çalındı, hem de kimbilir nereden kalkıp İstanbul ya da Ankara'ya gelecekler. Nerede konaklayacaklar? Ne yiyip ne içecekler? Yeterli paraları var mı acaba? Sınava gelemezlerse doğrudan suçlu damgası yiyecekler, takibe alınacaklar...

Son olarak sınavda toka takmak yasak, türban takmak serbest olacakmış! Suçlu olabileceği düşünülen tokayı, türbanın altına saklarlarsa n'olacak? Peki toka zanlı da türbanı tutturdukları iğnenin masum olduğunu kim söyleyecek?
Bir de başbakanımız soruyordu ya: "Kamusal alan neresi?" diye.
Yanıtını bu sınavın adında bulabilir belki.
Sınavın adı mı? Kamu Personeli Seçme Sınavı...
Eğitim Bilimleri sınavında başarılı olanlar da öğretmen olacak efendim.

Mağdur olan öğrencilere başarılar diliyorum.


KİMSE YOK MU

"bu geceyi bağırtan ben değilim bu geceyi bu bir yürek gibi buğulu bu uğultulu yangın gecesini rezil rezil bağırtan ben değilim gem...