
Kurban Bayramını oldum olası pek sevemedim. Rahetli annemin sık sık yinelediği bir sözü vardı bu bayramla ilgili: "Hatalı Bayram!"
Bir günde binlerce hayvanın kesilmesi, dağıtılması, saklanması, korunması kolay iş mi?
En zoru da üleştirilmesi! Kime, ne kadar pay düşecek?
Hocaya sormuşlar bunu, söylemiş:
"Başı hocanın,
Döşü hocanın,
Yedi payın beşi hocanın,
Geriye kalanı gelin paylaşalım..."
Şaka bir yana, eskiden deri savaşlarına tanık oluyorduk. Kapanın elinde kalıyordu kurban derileri. Yoksul vatandaşın kestiği kurbanların derisinden kimler kimler köşeyi döndü araştırıldı mı?
Yoksul kişiler kesiyor dedim, çünkü yıllardır kayınvalidem- kayınpederim hiç aksatmadan kesiyorlar kurbanlarını. Daha doğrusu birininkini kesiyorlar, diğerininkinin parasını da Mehmetçik Vakfına bağışlıyorlardı. Gelen teşekkür yazısıyla da mutlu oluyorlardı. Hatta bu yıl kayınvalidem rahmetli olan kayın peder için de "kestirecem" diye tutturdu da zorla vazgeçirdik.Aldıkları bir emekli parasıyla yapıyorlar bunu!
Şimdi görüyoruz ki kurbanın sadece derisini değil, hepsini birden götürüyorlarmış. Aferin onlara! Boşuna dinci olunmuyor değil mi?
Ahh şu işi geriye doğru bir araştırsalar, neler neler çıkar; ama yapmazlar, yapamazlar. Yapmak isteyene de bırakmazlar!
Kurban olam sen söyle, bu işte bizim hiç suçumuz yok mu?
Ek: Kesim işini Mayet denen kesicilere vermişler. Daha önceden de yolsuzluk yapmış olduğu yazılan bu şirket, yargıdan kaçırılmış malum kişilerce ... Kurban vurgununu denetlemeye gelenlere ikram ettikleri kolanın içine koydukları müsül ilacıyla denetçileri tuvalete mahkum etmiş bu uyanıklar. İddialar böyle, yargı sonucunda gerçekleri öğreneceğiz. Dur bakalım ne çıkacak? Nereye giderse gitse de görsek...