"Bu akşam da gönlünce bitmediyse gün
Demek tümü bizim omuzlarımızda yükün
Gelin buna bir çare bulalım
Bunca olduğumuz gayri yetmiyor
Yarın daha iyi adam olalım
Yarın daha sağlam daha akıllı
Yarın daha sevdalı daha haklı
GÜNÜN BİZE BAĞLI OLDUĞUNU BİLELİM."
(M. C. Anday)
Gelin buna bir çare bulalım
Bunca olduğumuz gayri yetmiyor
Yarın daha iyi adam olalım
Yarın daha sağlam daha akıllı
Yarın daha sevdalı daha haklı
GÜNÜN BİZE BAĞLI OLDUĞUNU BİLELİM."
(M. C. Anday)
Hüseyin Üzmez, tüm çabalara rağmen adaletin pençesinden kurtulamadı. Adli tıpta yapılanları biliyorsunuz. Dinci basının aklama çabalarına tanık oldunuz. Olmadı, yapamadılar, kaçamadılar... Neden?
Neden, evet neden?
Nedeni susmadık, özellikle kadınlar tepkilerini haykırdılar.Yazarak haykırdılar, konuşarak haykırdılar, Adli Tıp Kurumundan yanlışlıkları anlatarak istifa ettiler ve başardılar.
Daha önce kadınlarla yaptıklarını utanmazca anlatan bu kişiye , taciz sonrasında bile hala güvenen kendisinden elli yaş küçük karısını -kaçıncı karısı bilmiyorum- düşünüyorum ben şimdi. Acaba ne hissediyordur? Üzmez'in ona aldığı evde; parmağında yüzükler, kolunda bilezikler, altında arabasıyla mutlu mesut yaşamaya devam mı diyordur? Nedir bu kadının psikolojisi ? Yazık değil mi ona? Elli yaş farkla insanlar neden evlenir ki? Babasıyla, belki dedesiyle o kadar yaş farkı olmaz insanın! Bunu anlayan var mı? Ben anlayamıyorum, anlayanın olup olmadığını da hiç bilmiyorum.
Ancak belli ki bu birliktelik evlilik değil, başka türlü bir şey. Yoksa o yaşta adam küçücük çocuğa bunu yapar mı?
Neyse sonuçta tutuklandı. Otuz iki doktordan yirmi dördü çocuğun ruh sağlığının bozulduğunu söyledi. Ya o sekiz kişi ? Kendi çocukları var mı acaba? Ve daha öncekiler? Koskaca kurumu eleştirilerin ortasına atanlar, kuruma güvensizlik damgası vurduranlar?! Onlar için bir yaptırım olmayacak mı? Herkesin yaptığı yanına mı kalacak?
Suçlularla suçsuzlar, dürüstlerle sahtekarlar hak ettiklerini almadıkça bize rahat yok.
Adaleti kendi haline bıraksalar, geç de olsa doğruya ulaşılacak; ama bırakmıyorlar, bırakamıyorlar. Çünkü suç dosyaları çok kabarık. Suç batağında debelenip duruyorlar. Boşuna çabalıyorlar, er geç doğrular ortaya çıkacak. Yeter ki susmayalım.
Her şey bize bağlı, Melih Cevdet Anday'ın da dediği gibi...
"Bunca olduğumuz gayri yetmiyor
Yarın daha iyi adam olalım..."
Neden, evet neden?
Nedeni susmadık, özellikle kadınlar tepkilerini haykırdılar.Yazarak haykırdılar, konuşarak haykırdılar, Adli Tıp Kurumundan yanlışlıkları anlatarak istifa ettiler ve başardılar.
Daha önce kadınlarla yaptıklarını utanmazca anlatan bu kişiye , taciz sonrasında bile hala güvenen kendisinden elli yaş küçük karısını -kaçıncı karısı bilmiyorum- düşünüyorum ben şimdi. Acaba ne hissediyordur? Üzmez'in ona aldığı evde; parmağında yüzükler, kolunda bilezikler, altında arabasıyla mutlu mesut yaşamaya devam mı diyordur? Nedir bu kadının psikolojisi ? Yazık değil mi ona? Elli yaş farkla insanlar neden evlenir ki? Babasıyla, belki dedesiyle o kadar yaş farkı olmaz insanın! Bunu anlayan var mı? Ben anlayamıyorum, anlayanın olup olmadığını da hiç bilmiyorum.
Ancak belli ki bu birliktelik evlilik değil, başka türlü bir şey. Yoksa o yaşta adam küçücük çocuğa bunu yapar mı?
Neyse sonuçta tutuklandı. Otuz iki doktordan yirmi dördü çocuğun ruh sağlığının bozulduğunu söyledi. Ya o sekiz kişi ? Kendi çocukları var mı acaba? Ve daha öncekiler? Koskaca kurumu eleştirilerin ortasına atanlar, kuruma güvensizlik damgası vurduranlar?! Onlar için bir yaptırım olmayacak mı? Herkesin yaptığı yanına mı kalacak?
Suçlularla suçsuzlar, dürüstlerle sahtekarlar hak ettiklerini almadıkça bize rahat yok.
Adaleti kendi haline bıraksalar, geç de olsa doğruya ulaşılacak; ama bırakmıyorlar, bırakamıyorlar. Çünkü suç dosyaları çok kabarık. Suç batağında debelenip duruyorlar. Boşuna çabalıyorlar, er geç doğrular ortaya çıkacak. Yeter ki susmayalım.
Her şey bize bağlı, Melih Cevdet Anday'ın da dediği gibi...
"Bunca olduğumuz gayri yetmiyor
Yarın daha iyi adam olalım..."