Pireli Şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pireli Şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Nisan 2010 Cumartesi

MASAL MI YAŞIYORUZ BU ÇAĞDA


"Kim attı bu tuzu çocuğumuzun sütüne
Sularımızı bulandıran kim?
Hey kim var orda?

Masal mı yaşıyoruz bu kaçıncı çağda
Elmamıza tarağımıza zehir
Nerden girmiş olabilir?" (G.A.)


"Bağla atını
Kar yağıyor sapa yollara
Kar yağıyor ıssız parklara
Haydi bağla atını

O bağ bozumudur
Alkımdır Nisan göklerinde
Zulümcüye karşı isyandır" (Ö.İ)


"gülü çiğdemi filan bırak
sardunyayı karidesi filan bırak
oy pusulalarını ve seçimleri bırak
evet
seçimleri özellikle bırak
çünkü açlık çoğunluktadır" (T.U.)


"Geceler yıldız yıldız parlamakta
Uykusuz simsiyah dehşetten
Elimizde ne kaldı
Nefis denen devletten" (F.H.D.)



"Bütün renkler
aynı hızla
kirleniyordu.

Birinciliği
BEYAZA
verdiler." (Ö.A.)


Bu beyaz AK olmasın?



EK: Dilipak, gelecek günlerde neler olacağını Vakit'te açıklamış:

Bugün gelinen nokta Ergenekon davasında yeni bir başlangıç olacak. Eğer daha fazla direnecek olurlarsa daha trajik gerçeklerle karşı karşıya kalacaklar… Ne Baykal, ne Bahçeli, ne Kanadoğlu, ne Başbuğ, ne YARSAV, ne de HSYK bundan sonra bugüne kadarki tavrını sürdüremez. Denemek isterlerse, bu işin bedelini ödemek zorunda kalırlar. Erzincan paşasının da ayaklarının suya ermiş olması gerekir. Demirel ya da Cindoruk’un da adımlarını denk atması gerek. Ya da Ergenekon’un değirmenine su taşıyan media, mafia, sermaye, siyaset, STK, bürokrasi mensuplarının da… Bu arada Tekel işçilerinin de Ergenekon’un koruyucu kalkanı ve tramplen tahtası, Truva atı görünümünden çıkmaları gerek.


”“Daha tutuklanması için sırasını bekleyen yüzler değil, binlerce isim var. İnce ve uzun bir yoldayız. Sabır, kararlılık ve cesaret gerek. Gelinen noktaya bir gün mutlaka gelinecekti ve gelindi. Benden söylemesi. Bundan sonrası için herkesin daha dikkatli olması gerek.

Oda TV- A.Metin Akpınar'ın yazısı için:

LÜTFEN...

TIK TIK



21 Mart 2010 Pazar

BUGÜN DÜNYA ŞİİR GÜNÜ



21 Mart önemli bir tarih... Pek çok şey var kutlanan, kutlanırken de ödümüzü koparan... Aman! bir olay çıkmasın, canlar yanmasın dediğimiz...

Ben Şiir'den yanayım bugün.

Biraz önce Ruhat Mengi'nin Star TV'de sunduğu tartışma programını izledim. Şimdi de Genel Kurmay Başkanımızla yaptığı söyleşiyi izliyorum.

Bugün Dünya Şiir Günü... Ben de beğendiğim bir şiiri yazıp ütü eşliğinde Sayın Başbuğ'un söyleşisini izleyeceğim. Şiir, Behçet Necatigil'den:

SES

Kopan çığlar altında kalanlar olduğu
Oysa görülüyordu.

Bir kadının ilerde
Bir şeyler hıçkırdığı;
Bir erkeğin, birine,
Görünmeyen birine bir şeyler seslendiği
Oysa görülüyordu.

Ama duyulmuyordu, SES!
Sanki ses olmayınca hiçbiri olmuyordu.



Şiirsiz kalmayın. Ses olun,ışık olun...
Ses olmayınca, karanlıklar aydınlanmıyor ki...

Işıl ışıl pazarlar herkese...

20 Şubat 2008 Çarşamba

İŞSİZLİK KİMİN SORUNU

Hükümete oy verenlerin işsizlik gibi bir sorunları yok. Onun için de sesleri çıkmıyor. Sorun bizlerde...
Büyükleri, büyük büyük ihaleler alarak zenginliklerine zenginlik katıyorlar. Küçükleri de yan gelip yatarak keyiflerine bakıyorlar. Ekmek elden, su gölden. Yiyecekleri, içecekleri, yakacakları, kullanacakları kapılarına kadar getiriliyor. Büyük büyük ihalelerden trilyonlar götürenler, küçük küçük yardımları vakıflara veriyor. Orada damlaya damlaya göl oluyor. Gölün büyük büyük suları birilerine akıyor, kalan küçük bir bölümü de yandaş dar gelirlilere, hepsine değil, sadaka olarak iletiliyor. Herkes durumundan çok memnun.
Geriye kalan okumuş yazmış, yemeden içmeden çocuklarını da eğitmiş olanlar da bağırıp duruyor. Sayısal çoğunlukları ve alın teriyle, emekleriyle elde ettikleri gelirlerinden, daha doğrusu maaşlarından başka kazançları olmadığı için de seslerini duyuramıyor, etkili olamıyorlar.
Ülkemizin durumu bu...
Ayaklar baş, başlar ayak olunca da ülkede işler ters ters gidiyor. Çoğu kez bir deli bir kuyuya bir taş atıyor, kırk akıllı çıkaramıyor.
Aklıma Orhan Veli'nin Pireli Şiiri takılıyor.

Bozuk Düzen

Bu ne acayip bilmece !
Ne gündüz biter, ne gece.
Kime söyleriz derdimizi
Ne hekim anlar, ne hoca.

Kimi işinde gücünde,
Kiminin donu yok kıçında.
Ağız var, burun var, kulak var;
Ama hepsi başka biçimde.

Kimi peygambere inanır;
Kimi saat köstek donanır;
Kimi katip olur, yazı yazar;
Kimi sokaklarda dilenir.

Kimi kılıç takar böğrüne;
Kimi uyar dünya seyrine:
Karı hesabına geceleri,
Gündüzleri baba hayrına.

Bu düzen böyle mi gidecek ?
Pireler filleri yutacak:
Yedi nüfuslu haneye
Üç buçuk tayın yetecek ?

Karışık bir iş vesselam
Deli dolu yazar kalem
Yazdığı da ne ? Bir sürü
İpe sapa gelmez kelam.

KİMSE YOK MU

"bu geceyi bağırtan ben değilim bu geceyi bu bir yürek gibi buğulu bu uğultulu yangın gecesini rezil rezil bağırtan ben değilim gem...