irredandizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
irredandizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Haziran 2010 Çarşamba

DERS


Geçen harp sonrasının üç diktatörü Mussolini, Hitler ve Stalin'dir. Üçü de sivildir. İktidara geçince sivil esvaplarını çıkarıp üniforma giydiler ve ölünceye kadar da üniformalı kaldılar.

Atatürk ise askerdi: Generalliğini Anafartalar'da, mareşalliğini Dumlupınar'da kazanmıştı.

İktidara geçince üniformasını çıkardı. Sivil esvap giydi ve ölünceye kadar öyle kaldı.

Hatay, bir Misakı Milli meselesi olduğundan, bu sancağı vatan topraklarına katmaya çalıştı. Bunun dışında her türlü irredandizmi reddetti ve Türk milletinin gözlerini harp meydanlarından barış meydanlarına çevirdi. Ona, medeniyet zaferine doğru savaş yollarını açtı.

***

Buda ölürken:

-Üstad öldü diye ağlamayınız, üstad size öğrettiklerimdir, demişti.

ATATÜRK de bizlere öğretmiş olduklarıdır.


Falih Rıfkı Atay, işte böyle anlatmış.

Bir de bugünkülere bakalım mı?

"Yurtta Barış Dünyada Barış" ilkemizi nasıl da "Yurtta Savaş, Dünyada Savaş" a dönüştürdüler kısa sürede! Hem de "SIFIR SORUN" diye diye...


Not: İrredanizm, İtalyan kökenli bir sözcükmüş. Başka ülkelerde yaşayan ırktaş ya da dindaş insanlar bahane edilerek o ülkeye saldırı anlamına geliyor. Türk Dil Kurumu karşılık olarak "KURTARICILIK" sözcüğünü önermiş.

KİMSE YOK MU

"bu geceyi bağırtan ben değilim bu geceyi bu bir yürek gibi buğulu bu uğultulu yangın gecesini rezil rezil bağırtan ben değilim gem...