BÜTÜN-BEYİNLİ ÇOCUK
(The Whole-Brain Child)
Daniel J. Siegel - Tina Payne Bryson
2019
Çeviren: Handan Ünlü Haktanır
Diyojen Yayınları
251 sayfa
Beyin sol beyin-sağ beyin ve alt beyin-üst beyin diye bölümlere ayrılarak adlandırılmış.
Sol beyin: Mantıksal, gerçekçi, dilbilimsel.
Sağ beyin: Sezgisel, duygusal
Alt beyin: Nefes alma, göz kırpma, dövüşme, kaçma, öfke, korku. Daha primitif
Üst beyin: Düşünme, plan yapma gibi karmaşık zihinsel işlemler. Sofistike
İşte tüm bunlar arasında entegrasyon sağlarsak bütün beyinli oluyoruz. Kitapta da çocukların beyinlerinin bu farklı bölümlerini entegre edebilmenin yolları anlatılıyor. Ebeveynlere (ya da daha genel anlamıyla çocuk yetiştirenlere) çocukların söz ve davranışlarına karşı nasıl tavır almak gerektiğini resimlerle, örnek diyaloglarla anlatıyor.
Ancak bu diyaloglar bana biraz mekanik geldi. Kitabın Amerika menşeli olması da bunda etken olabilir. Yerli kitaplarda verilen örnekler daha yakın, ama yabancı kitaplardaki örnekler haliyle biraz uzak geliyor kulağa.
Örneğin yedi yaşında çocuk bir gece durduk yere “Benim için hiç güzel bir şey yapmıyorsunuz.” diye çıkışmış. Mantıklı bir yakarış olmadığı için bunun sağ beyinden gelen bir duygu dalgasına kapılarak söylendiğini belirtiyor yazar. Burada ebeveynin yapacağı şey onu terslemek ya da mantıklı cevap vermek değil. Bağ kurmak. Sırtını okşayıp “Bazen işler çok zorlaşıyor, değil mi?” diyip çocuğun açılmasını sağlamak. İşte bunun gibi konuşma cümleleri bana çok Amerikanvari geliyor. Ama buna takılmayıp genel mesaja bakarsak; burada çocuk, kendisine ilgi gösterildiği için gevşeyip anlatıyor gerçek derdini. Kardeşine daha fazla ilgi gösterildiğini düşünüyormuş meğer, ondanmış bu çıkışı. Çocuk yatıştıktan sonra sol beynine yani mantığına hitap edilebilir hale gelirmiş.
*
Küçük çocukların sağ beyinleri daha baskın. Duygularını ifade etmek için henüz sözcüklerden ve mantıktan faydalanamıyorlar. İlerleyen dönemde “Neden?” diye sormaya başladıklarında sol beyin devreye girmiş demektir.
Yine kitaptan örnek bir diyalog:
Çocuk: Düştüm, dizim acıdı.
Anne: Evet, canın yanıyor olmalı. Senin koştuğunu gördüm, ayağın takıldı, dizinin derisi sıyrıldı, sonra ne oldu?
Çocuk: Anne geldi.
Anne: Evet, tam da öyle oldu, ben sana yardım ettim ve kollarına aldım. Şimdi kendini daha iyi hissediyor musun?
Çocuk: Evet.
Anne: Sana neler olduğunu göstermemi ister misin?
Çocuk: Hı hı.
Birebir böyle konuşulmaz tabii. Ana mesajı alın yeter.
Kitapta ayrıca çocuğun kendi duygularını tanıması, duyguların gelip geçici olduğunu öğrenmesi, başkalarıyla empati kurabilmesi için önerilen egzersizler var.
*
Yalnız kitapta içime sinmeyen şeyler de var. Örneğin; AVM’de terlik isteyen bir çocuk varmış, avaz avaz bağırıyormuş o terlikleri istiyorum diye. Annesinin cevabı “Bu terliklerin seni heyecanlandırdığını anlayabiliyorum, ama böyle davranman hoşuma gitmiyor. Eğer şimdi buna bir son vermezsen, sana o terlikleri almayacağım ve bugünkü oyun iznini de iptal edeceğim, çünkü sen bana kendine hakim olamadığını göstermiş bulunuyorsun.” Sf.74 olmalıymış.
Tehdit değil mi bu ayol? Sıcak gelmedi bana.
Çocuk öfke nöbetine girerse ona bunu yaptıran alt beyindeki amigdala imiş. Böyle bir durumda çocukla yani onun amigdalası ile pazarlığa girişmeyin, teröristle pazarlık olmaz diyor kitap.
Bir başka örnekte çocuk trafik kazası geçirmiş. Annesi, çocuğun olayı anlatmasına izin vermiş. Bazı yönlendirmelerde bulunarak kazayı çocuğun anlam verebileceği şekilde ele alabilmesini sağlamış. Böylece çocuk arabayla yolculuk etmekte bir fobi geliştirmemiş ve yaşadığı deneyimin yarattığı korkuyu yenmiş.
Bunun gibi çocuğun acılı, korkulu deneyimlerinde konuyu başka yere çekmeyin, çocuğun anlatmasına izin verin diyor yazar. Anlattıkça konunun korkulacak ve öfkelenilecek bir şey olmadığını görürmüş. Onlar duygusal şekilde anlatacak, siz mantıksal sıraya dizeceksiniz, diyor. Böylece çocuğun acısı yatışacak.
Kitaptaki acı deneyimler düşmek, anne babadan ayrı kalma korkusu gibi şeyler. Benim aklıma istismara uğrayan çocuklar geliyor. Yargılamada suç mağduru çocuklara olayı bir kez anlattırmak daha faydalı diye bir uygulama var. Ama bu kitapta acı deneyimlerin defalarca anlattırılmasının iyi olacağı söyleniyor. Bu kısım çok aklıma yatmadı o yüzden. Bir yerde bir terslik hissediyorum.