KIRMIZI VE SİYAH
( Le rouge et le noir)
Yazarı: Stendhal
Çeviren: Şerif Hulusi
Yayınevi: İletişim Yayınları
Basım Yılı: 1. Baskı – 2010
(1830)
Julien Sorel fakir ama gururlu bir
genç.
Bir gün belediye başkanı, Julien’ı
babasından istiyor.
Allah’ın emri peygamberin kavliyle
değil, çocuklara öğretmenlik etsin diye.
Julien için şahane fırsat.
Ama beyimiz hemen yanaşmıyor.
“Ben oraya öğretmen olarak gelirim
ama yemekleri uşaklarla birlikte mi yiyeceğim? Olmaz öyle şey” diyor.
Bunun üzerine Julien, aslında evin
bir çalışanı olmasına rağmen, diğer çalışanlardan daha farklı bir konum elde
ediyor.
Hiç gelemiyor aşağılanmaya, küçük
görülmeye. Kendisine böyle davranıldığını hissettiği an o kişiye karşı dehşetli
bir nefret beslemeye başlıyor.
Gözü hep yükseklerde. Bir yandan
yükselme hayalleri kuruyor, bir yandan da yükselmiş o zengin insanları
küçümsüyor.
Nasıl zengin olabilirim’i
düşünürken iki yol geliyor aklına. Ya ordu, ya din.
Rahiplerin yediklerinin önünde,
yemediklerinin arkalarında olduğunu gözlemliyor. İnsanlar da rahiplere saygı
duyuyor. Ohh kebap iş diyor.
Ya da üst rütbeli bir asker olmak
lazım, diyor. Onlar da benzer şekilde saygı görüyor, müreffeh bir hayat yaşıyor
diye.
Kitabın adındakı kırmızı orduyu,
siyah da kiliseyi simgeliyormuş zaten.
Julien Sorel’in iç sesi askerlik
ile rahiplik arasında gidiyor geliyor.
Bir yandan bunları düşünürken bir
yandan da özel öğretmenliği devam ediyor.
Belediye başkanının çocukları Sorel’i
çok seviyor. Belediye başkanının hanımı da.
Burada bir yasak aşk başlıyor.
Belediye başkanının karısı Madam de
Renal, Sorel’e deli gibi aşık oluyor. Kadın iyi ve dindar bir kadın olduğu için
hem vicdanen hem de dinen bu aşkının sancılarını yaşıyor.
Sorel’in ise sevip sevmediğini
anlayamıyorum. Seviyor gibi ama daha gencecik bir delikanlı olarak geçici bir
heves gibi de gözüküyor onun hisleri.
Sorel bu evden ayrılıp bir din
okuluna başlıyor sonra.
Oradan da Mathilde ile tanışacağı
eve geçiyor.
Mathilde’in babasının işlerine
yardımcı oluyor Sorel.
Mathilde tam şımarık zengin kız.
Sorel’e bir yandan aşık, bir yandan da onun bir hizmetçi parçası olduğunu
düşünüyor. O öyle düşündüğünü belli edince Sorel tabi delleniyor. Malumunuz,
Sorel’in en gıcık olduğu şey böyle küçük görülmek. Fevkalade bir eziklik
kompleksi var.
Ama Mathilde ne olursa olsun Sorel’e
aşık. En sonunda çılgın kız olarak kibrini, egosunu, hatta babasının servetini
bile bir kenara koyarak Sorel’le evlenmeye karar veriyor.
Baba tabi yıkılıyor. Kızını ne
dükler, ne lordlar istemişti halbuki. Kızı için başka planları vardı. Onun bir
çulsuzla evlenmesi, adamın hayallerini yıktı.
Baba, Sorel’in kızıyla parası için
birlikte olduğunu düşünüyor. Kızına bunu kanıtlamak için Sorel’in daha önce
çalıştığı Madam de Renal’gillere mektup yazıyor. Bir çeşit referans istiyor,
nasıl bir insandır bu Sorel diye.
Madam de Renal, Sorel’in gidişi
üzerine kendisini dine, kiliseye vermiş. Günahından ötürü dev pişman. O sırada
gelen mektuba da zehir zemberek bir cevap veriyor. Bu Sorel paragözdür, sadece
yükselmek ister, hayatta başka amacı yoktur, aşk sevgi bilmez…. Saydırıyor.
Bu mektubu alan baba, Mathilde’e
gösteriyor hemen. Ama Mathilde’in aşkında hiçbir azalma olmuyor.
Sorel, böyle bir mektup yazıp
kendini kötülediği için Madam de Renal’e ateş püskürüyor. Hatta gidip vuruyor. Kadın
kilisede iken gidiyor vuruyor kadını.
Hapse atılıyor tabi.
Madam de Renal ölmüyor. Kurtuluyor.
Sorel’i hapishanede ziyaret ediyor. Mektubu rahibin yazdırdığını, aslında hala
kendisini sevdiğini ve unutamadığını söylüyor.
Sorel de unuttuğunu sandığı Madam de
Renal’i hala sevdiğini anlıyor. Mathilde’i gözü görmüyor artık. Varsa yoksa
Madam de Renal.
Ama Mathilde de hala, her şeye
rağmen Sorel’i seviyor.
Sorel idamlık artık. İdamdan
kurtulsun diye Mathilde araya adamlar koyuyor, rüşvetler veriyor. Tam oldu
zannediyor, rüşvetçi memurlar "Tamam, idamını engelleyeceğiz" diyor, ama sonra Mathilde ile dalga geçercesine idam
kararı veriyorlar.
Aslında Sorel’in idamdan kurtulmak
gibi bir arzusu yok. Hayatı boka sarmış olsa da halinden memnun gözüküyor.
Ki bu kısmı anlamakta zorlandım.
Gerçi ben komple Sorel’i anlamakta zorlandım. Ne sevgisinden emin, ne ne
istediğinden emin.
Hayali yükselmek olan biri, hayatını
bitirecek bir kararı olgunlukla nasıl karşılayabiliyor? Stendhal bunu
açıklasın.
Gerçi belki de kitabın orijinal dilinde
Sorel’in iç dünyası daha iyi anlatılıyor olabilir. Çevirinin biraz ruhu
eksikti.
Sorel, idam ediliyor. Bu kısım ve
sonrasını hızlıca geçiyor yazar.
Mathilde, Sorel’in çocuğunu
doğuruyor.
Sorel’in ölmeden önceki arzusu ile
çocuğa Madam de Renal bakıyor.
Mathilde de daha önce bir kitap
mıydı, gazete miydi bir yerde okuduğu gibi, sevdiği adamın giyotinle kesilmiş
kafasını alıyor yanına.
Bu olay örgüsünün arka planında burjuvalara, aristokratlara sövgüler, Napolyon'a övgüler, kiliseye eleştiriler, Fransa'nın o dönemki genel hali de var.
Yine bir kütüphane materyali |
Kitabın dizi editörü Orhan Pamuk'muş. Bildğimiz Orhan Pamuk mu acaba? |