ADEM’İN LANETİ
Erkeklerin Olmadığı Bir Gelecek
(Adam’s Cure: A Future Without Men)
Bryan Sykes
İngilizceden çeviren: Aylin Onacak
Koç Üniversitesi Yayınları
3.Baskı – 2023
272 sayfa
Kitabın alt başlığı olan “Erkeklerin Olmadığı Bir Gelecek” kulağa çok da korkunç gelmiyor.
Şaka şaka.
*
Yazar kendi soyadından yola çıkarak aynı soyada sahip
insanların aynı atadan dünyaya gelmiş olabileceklerini düşünüyor. Bu yönde
çalışmalar yapıyor. Bu kanısını yüzde yüz doğrulayamıyor. Çünkü soyadı
gerçekten de o babanın soyundan bir çocuk olduğu anlamına gelmeyebilir. Buna “babalık
dışlanması” deniyormuş. “Çocuğun doğum belgesinde adı yazan baba, çocuğun biyolojik
babası olmadığında kullanılan bir terimdir.” Sf.21 Bir de “eş dışı çiftleşme”
terimi kullanılıyormuş. Tahmin edebilirsiniz, yani bir kadının kocasından başka birinden çocuk yapıp
bu çocuğun kocanın soyadını alması. Bu durumlar soyadı takibinde genetiği zora sokuyor. Ama şunu anlatmaya çalışıyor yazar, aynı atadan gelinmiş olması
mümkün.
*
Kitapta kromozomlar ve genlerle ilgili bilgiler var.
Kimisini anladım kimisini anlamadım.
Y kromozomu babadan oğula geçiyor. Eğer bir Y kromozomun
varsa erkek olursun.
Kitapta şöyle bir soru var, ilginç: Erkekler
Y-kromozomu nedeniyle mi erkek yoksa tek X-kromozomu nedeniyle mi? Henüz cevabı
bilinmeyen bir soru.
Peki annemizden ne alıyoruz? Mitokondri.“Herkes
mitokondrisini annesinden alır ama sonraki nesillere sadece kızlar aktarır.”
Sf.233
*
Cinsellik sürecinden de bahsediyor yazar.
Hayvanlardaki örneklerle kıyaslıyor. Erkek tavus kuşlarının göz alıcı
kuyruklarıyla dişileri etkilediğini biliyoruz. Erkek tavus kuşlarının bu göz
alıcı kanatları onların uçmalarını ve avcı hayvanlardan kaçmalarını zorlaştırıyor.
Buna rağmen evrimsel olarak bu özellikten vazgeçmiyorlar, aksine daha da şaşalı
olmasını istiyorlar. Sebebi dişileri çekip üreyebilmek.
Deniz aslanları da heybetleri ile dişileri
etkiliyorlar.
İnsan erkekleri günümüzde para yani maddi güçle
etkiliyor.
Hayvanların dişileri etkilemek için kullandıkları
özelliklerin bir sınırı var. Örneğin erkek tavus kuşu kuyruğunu uçmasını ve
kaçmasını imkansız kılacak noktaya kadar uzatabilir. Daha fazlası ölümü demek
olacağı için orada duracaktır. Deniz aslanı da kilosu karaya çıkmasını
engelleyecek noktaya kadar ilerleyecek ancak o noktada duracaktır. Ancak erkek
insanlarda böyle bir durma noktası yok. Maddiyatla dişileri etkilediğini gören erkek
insan için bu maddiyatın bir sınırı, sonu yok. Kitaptaki bu tespiti de ilginç
buldum.
“Eğer gözlerin kahverengi olması çocuk sahibi olamamak
anlamına geliyor olsaydı, kahverengi gözlü kimse kalmazdı.” Sf.224
Soruları anladım ama cevapları anlamadım. Merak eden
alıp okusun.
*