Özgün Kızıldağ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Özgün Kızıldağ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Ekim 2021 Salı

ÇOCUKLARI ANLAMA KILAVUZU

 



 

ÇOCUKLARI ANLAMA KILAVUZU

 Yaşanmış Örnekler

Etkili Yaklaşımlar

Uzm. Psk. Özgün Kızıldağ

2012

Elma Yayınevi

1. Baskı - Mart 2012

248 sayfa


Çocuğunuzla yaşayabileceğiniz çeşitli olayları örnek alıp o olaylarda nasıl davranmak gerektiğini anlatıyor kitap.

Ben sıkıldım, yarısında bıraktım okumayı. Teyze olarak anne yarısı olduğum için yarısına kadar okumam yeterli bence. Tamamını annesi okusun.

 *

Kitaptaki vakalardan örnek vereyim;

 Örneğin;

Süpermarkette alışveriş arabasında bir buçuk yaşındaki çocuğunuz, çikolata, oyuncak vb almak istiyor. Annesi hayır derse ağlıyor, bağırıyor. Annesi de sussun diye alıyor.

Kitap da yapıştırıyor “hata” diye.

“Kaç yaşında olursa olsun, bir çocuğa önce hayır denip sonrasında vazgeçilerek yapılan her şey çocuğa ve aileye olumsuz bir sonuç olarak geri döner.”

Yani hayırın anlamı hayır olmalı. Çocuk annesinin “hayır”ının, kendisinin ağlama ve üzülme tehditleri ile “evet”e döndürülebilir olduğunu” düşünmemeli.


Bu konuya “Doğumdanİtibaren Montessori” kitabında da değiniliyor. Çocuklara yerli yersiz hayır dememeyi, hayırın gerçekten hayır anlamına gelmesini öğütlüyordü o kitap da:


“Hayır her zaman hayır anlamına gelmelidir. Hayırın anlamı, ‘Bir kere daha sorarsan belki yumuşarım,’ olmamalıdır. Ya da “Yeterince çığlık atar, bana vurur, bir şeyleri kırar ve bana herkesin ya da yakınlarımın yanında, ‘Senden nefret ediyorum, sen kötüsün,’ diyerek beni utandırırsan, ben de sana istediğini veririm,’ olmamalıdır.” 

 Bu kitap da hayırın ne anlama geldiğini sıfırdan anlatıyor:

“Çocuklarımıza öğretmemiz gereken en temel noktalardan biri “hayır” dediğimiz zaman, bunun değiştirilebilir bir şey olmadığıdır. Bunun için yapılması gereken, sonrasında izin verecek kadar önemsiz bulduğumuz isteklere daha baştan “hayır” dememek olacaktır. Öncelikli olarak, “hayır” dediğimiz şeylerin sayısını azaltmalı, “hayır” dediklerimizin ise arkasında durmalıyız.”

 

Yani ota bota hayır demeyin işte. Hayırı bir refleks haline getirmeyin. Ufak tefek şeyler için hayır diyip sonra karar değiştirirseniz çocuğunuz bu defektinizi anlar.

Bu bilgilerin ardından çocuğa hayırın anlamını öğretmeye karar verdiniz diyelim. Bunu öğretme yeri market değil tabii.

Market, toplu ulaşım araçları, misafirlik gibi yerler özellikle “hayır”ları öğrenmemiş çocukların aileleri için daha zor yerlerdir. “Hayır”ı öğretmeye başlamanın yeri asla bu tür mekânlar değildir. Çünkü çocuk, arkasına seyircilerin desteğini de alacaktır.”

Sakin bir ortamda, zamanla, kararlı duruşunuzla olacak.

*

Bir başka örnek; bizim annelerimizin sıklıkla sorun haline getirdiği yemek savaşı.

Çocuk, yemek saatinde sevdiği yemek yok diye yemek yemek istemiyor. Annesi de yesin diye patates kızartması yapıyor.

Yanlış, diyor kitap:

İdeal tutum, öğün saatlerinin önceden belirlenmesi, öğün saatinde çocuk o yemeği yemeyi reddediyorsa buna hiç itiraz edilmemesi, sadece bir sonraki öğüne kadar bir şey yiyemeyeceğinin kendisine tatlılıkla hatırlatılması olacaktır.”

Çocuğun ağzına zorla yemek sokuşturmanın yanlışlığını ise anlatmaya gerek yok herhalde değil mi? Ya da çocuğun peşinde elinde kaşıkla koşmanın?..

*

Bir başka vaka olarak anne babasıyla beraber yatan çocuk gösteriliyor. Artık kendi başına yatması gerektiği söylenen çocuğun ağlama krizleri, ailenin vicdanının sızlaması… vb

Kitabın bu konuda tavsiyesi şu:

Çocuğun yaşı itibarıyla da ideal olabilecek uygulama, öncelikli olarak takvim çalışması şeklinde haftanın belirli günlerinin yalnız uyuma, belirli günlerinin ise birlikte uyuma günleri olarak belirlenmesi, bunun takibinin birlikte yapılması ve hatta bu uygulamaya da hep beraber karar verilecek, aile için özelliği olan bir günde başlanması olabilir. Bu şekilde hem anne-babanın kuralları uygulayabilecek tutarlılık için güç kazanması hem de Eda’nın değişiklik ile ilgili zihninde bir şema oturtması ve geçişin güvenli olması sağlanabilecekti.”

*

Bunun gibi onlarca vaka üzerinden ebeveynlerin çocuklarına yaklaşım tarzlarının nasıl olması gerektiğini anlatıyor kitap. Ben teyze olarak üç vaka okudum, yetti. Devamını anne babalar okusun. Faydalı olacaktır.