Gary Chapman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gary Chapman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Mart 2019 Pazartesi

BEŞ SEVGİ DİLİ




BEŞ SEVGİ DİLİ

(THE FIVE LOVE LANGUAGES)

Gary Chapman

1995

Koridor Yayıncılık

148 sayfa


İnsanların sevgilerini gösterme ve sevildiğini anlama şekilleri farklı farklı. İşte bu farklılıkları sınıflandırmış aynı zamanda evlilik terapisti olan yazar. “Sevgi dili” adını verdiği sevgi gösterme ve kabul etme şekillerini şöyle kategorize etmiş:

1- Onay sözleri

2- Nitelikli beraberlik

3- Armağan alma

4- Hizmet davranışları

5- Fiziksel temas

*

Örneğin Ayşe iltifatlardan, güzel sözcüklerden hoşlanıyor. Ama eşi Ali bu sözcükleri umursamıyor.

Ali, Ayşe’ye olan sevgisini bol bol hediye alarak gösteriyor.

Ama Ayşe yine de sevildiğini anlayamıyor.

Ali de  Ayşe’nin neden mutlu olmadığını.

Çünkü aynı sevgi dilini konuşmuyorlar.

İşte kitabın özü bu.

*

Onay sözleri: İltifat, tebrik, takdir, sevgi içeren sözler. Kimisi bunları duyduğunda sevildiğini anlıyor. Bu tür sözcükler duymadığında sevildiğinden emin olamıyor.

Bu bana çok yakın. Bana da hep aşkım, sevgilim, bitanem, güzelim, ne kadar haklısın, çok doğru söylüyorsun, hayatımda daha mantıklı bir şey duymadım, bravo harikasın… bu tip şeyler söylensin isterim.

Nitelikli beraberlik: Birlikte kaliteli vakit geçirmek anlamında. Birlikte tv karşısında oturmak değil de birbiriyle sohbet etmek, derdini tasasını dinlemek gibi.

Kitapta daha çok kadınların buna ihtiyaç duyduğu örnekler verilmiş. Kocam beni dinlemiyor, beni umursamıyor diye yakınan kadınların aslında arzusu kocalarının kendilerini aktif dinlemesi, hak vermesi.

Benimse çok tilt olduğum bir şey. Bu noktada kitaptaki örneklerde erkeklerin yaptığı gibi davranıyorum ben de.

Kitaptaki örneklerde kadın derdini anlatıyor, erkek ya dinliyormuş gibi yapıyor ya da çözüm üretiyor. Ama anlaşılıyor ki kadının çözüm istediği yok, sadece derdini anlatmak ve eşinin de bu dertle empati yapmasını istiyor.

Ben bana dert anlatan arkadaşlarıma çözüm üretip söylüyorum. Bu çözüm önerimi uygulamayıp tekrar aynı dertle bana geldiklerinde ise tersliyorum.

Bu sevgi dilinden konuşanlarla anlaşamıyorum demek ki.

Armağan Alma: Sevdiklerin için armağanlar alırsın. Kimisi buna gerek görmez. Kimisi de kendisine armağan alınmıyorsa sevildiğini hissetmez. Bu armağanların pahalı olması gerekmiyor tabii, incelikli küçük hediyeler de iş görür.

Hizmet Davranışları: Sevdiğiniz insan için bir şey yapmak kastediliyor burada. Temizlik yapmak, yemek yapmak, faturaları yatırmak, tatil programı organize etmek… gibi.

Burada başkası için bir şey yapma hali, kimisi için rahatsız edici gibi gözükebilir. Kölelik, hizmetçilik… gibi değerlendirilebilir. Eğer bunu öyle değerlendiriyorsanız sizin sevgi diliniz hizmet davranışları değil belli ki. Anlatılmaya çalışılan onu sevdiğiniz için ve içinizden geldiği için yapma hali.

Fiziksel Temas: Sarılmaç, öpüşmeç…vb.

Yazara terapiye gelen çiftlerden erkek olanlar sevgi dillerini genelde fiziksel temas diye tanımlıyorlarmış. Sevişmeyi önemsediklerinden sevgi dillerinin de fiziksel temas olduğunu sanıyorlarmış. Ama meselenin bu olmadığını anlatıyor yazar. Çeşitli fiziksel uyaranlarla zaten sevişmek isteyebilirsin. Burada anlatılmaya çalışın duygusal uyaranlar.

*

Sadece eşler/partnerler için değil ebeveyn ve çocuk arasındaki sevgi dilinin de önemine değiniyor kitap.

Çocuğunuza sevildiğini hissettirmek önemli. Siz anne baba olarak çocuğunuzu seviyorsunuzdur ama çocuğunuz bunu anlayabiliyor mu? Onun anlayacağı dilde sevmeniz önemli. Bunun için çocuğunuzu gözlemeniz gerektiğini anlatıyor yazar. Çocuğunuz yukarıda anlatılan davranışlardan hangisini veya hangilerini yaptığınızda daha çok mutlu oluyorsa muhtemelen sevgi dili odur.

Ya da çocuğunuz size en çok hangi davranışı yaparken mutlu oluyor? Ona hediye aldığınızda pek aldırış etmiyor ama birlikte oyun oynadığınızda çok mutlu oluyorsa demek ki nitelikli beraberlik istiyor. Onunla bu şekilde vakit geçirirseniz çocuğunuz sevildiğini anlayacak.

*

İyi hoş kitap.

Yalnız beni bir miktar rahatsız eden kısmı şu oldu.

Kitapta evlilikleri kurtarmak özelinde ele alınmış konular.

Kocasının kendisini sevmediğini, kocasının kendisine kötü davrandığını söyleyen bir kadına da sevgi dili muhabbeti yapılıp kocasının sevgi dilini öğrenip ona göre davranması öğütlenmiş.

Ya da kocasını hiç sevmediğini hatta nefret ettiğini söyleyen kadına da sevgi dili muhabbeti yapılmış.

Ya bırak boşansınlar. 

İsa, İncil, Hristiyanlık vurgusu çok var kitapta. Ve “Sizler iyi Hristiyanlar olarak boşanmamalısınız.” mesajı var satır aralarında.

Yazar, bu bir tercih diyor. Çaba göstermeyi seçmek ya da bırakmak bir tercihtir.

Doğru.

Buradan bakınca bana bırakmak daha iyi bir tercih gibi gözüküyor. Bu kadar uğraşmaya değer mi, bilemiyorum.