BENİM OLAĞANÜSTÜ AKILLI ARKADAŞIM
(L'amica Geniale)
Elena Ferrante
2011
Türkçesi: Eren Yücesan Cendey
Everest Yayınları
12. Basım - Ağustos 2019
360 sayfa
Kitabın adı tam arkadaşa hediye etmelik değil mi?
Tamamen bu sığ yaklaşımla kitabı alıp arkadaşıma hediye etmeyi planladım.
Ancak ben bir kitabı hediye etmeden önce muhakkak kendim okurum. Bu kitabı da
kitapçıdan alıp hediye paketine sardırıp evde usulca paketi açıp okumaya
başladım. Bitirince tekrar paketledim, hiç anlaşılmıyor.
Ya da öncesinde benim okuyacak vaktim yoksa tüm yüzsüzlüğümle arkadaşıma "Bir ara
bana versene, ben de okuyayım." derim.
Bu kitabı yılbaşı hediyesi olarak aldım arkadaşıma. Kitabın arasına da
kırmızı külot koydum, yılbaşı ruhunu yansıtan sürprizli bir armağan.
:)
Kitaba geleyim,
Ay çok sevdim.
İyi ki okumuşum. Çok keyif aldım.
Aslında bu dört kitaplık bir seri. Serinin diğer kitapları:
- Yeni Soyadının Hikayesi
-Terk Edenler ve Kalanlar
- Kayıp Kızın Hikayesi
Belki devamını da okurum.
*
Hikaye Napoli'nin bir kenar mahallesinde geçiyor.
Mahallenin fakir ailelerinin çocukları Greco ve Lila'nın hikayesi.
Yetişkin Greco, çocukluğunu anlatıyor bize. Lila'yı nasıl hem çok sevdiğini
hem de nasıl onu kıskandığını, nasıl ona gıcık olduğunu, nasıl onun için iyi
şeyler dilediğini, nasıl onun önüne geçmek istediğini...
*
İlkokulda Lila kıvrak zekası ve kimseye eyvallah etmeyen tutumu ile öne
çıkıyor. Ama ailesi daha sonra okumasına izin vermiyor.
Greco'nun da ailesi okumasına izin vermiyor. Ama öğretmeninin ısrarına
dayanamayarak kabul ediyorlar.
Orada da aynı kafadan var yani, kız okuyup ne yapacak? İlkokulu okudu ya, daha
ne?
Greco okuyor, eğitimli bir kız oluyor, Lila evleniyor.
Hangisi daha iyi yaptı söylemek zor.
Greco da anlayamıyor.
Eğitim almak iyi ama şimdi ne olacak bilemiyor.
Lila zengin bir koca ile evlendi. Rahat bir yaşam sürecek.
Greco okuyor, artık gözlük takıyor, kendisini güzel bulmuyor. Bir yandan
mahallesini seviyor ama öbür yandan artık mahallesinde kendi dengi kimseyi
göremiyor.
*
Greco okula devam etse de Lila kendi kendini eğiterek bile Greco'dan daha
iyi seviyede olabiliyor.
Latince, Yunanca, İngilizceyi Greco okulda öğrenyor,
Lila kendi kendisine. Ve Lila daha iyi seviyede.
Ama Lila bir noktada vazgeçiyor. Kitap okumayı, dil öğrenmeyi bırakıyor.
Greco'nun okulla ilgili anlattıklarıyla da ilgilenmiyor.
Lila'nın babası kunduracı. Ayakkabı tamir ediyor. Lila ve ağabeyi Rino ise
ayakkabı üretmeyi tasarlıyorlar. Lila ayakkabı çizimleri bile yapıyor. Ama
babalarını ikna edemiyorlar.
Bu arada Lila çelimsiz bir kız çocuğu iken zamanla güzel bir genç kıza
dönüşüyor.
Bizde regl olmaya verilen saçma sapan isimlendirmelerden orada da varmış. Orada da "Marki'nin ziyarete gelmesi" diyorlarmış. Marki
ziyarete geldi, ona henüz Marki ziyarete gelmedi... gibi.
Bizdekiler için bkz: https://eksisozluk.com/regl-oldum-diyemeyenler-icin-alternatifler--748183
*
Bu arada aşklar da yaşıyorlar.
Greco, sınıf arkadaşı Nino'ya aşık ama Nino'nun babası Donato Sarrato
Greco'yu taciz ediyor. Şerefsiz pislik.
Donato görünüşte pek beyefendi bir adam. Demiryollarında çalışıyor, şiir
yazıyor, mahallede benzerine rastlanmayan şekilde karısına iyi davranıyor, ev
işlerine yardım ediyor, çocuklarıyla ilgileniyor, şiir yazıyor.
Fakat aslında pislik.
Bunu Donato'nun oğlu Nino fark ediyor ve babasından nefret ediyor.
Donato'nun bir pisliği şu;
Mahallede kocası ölmüş Melina'ya kur yapıyor Donato. Aslında belki de kur
yapmıyor, adam kadına nazik davranıyor. Ama Melina aklı biraz zayıf, epey de
hassas bir kadın. Onun yanlış anlaması da çok muhtemel. O zaman aklı başında
olan Donato'nun daha dikkatli davranması gerekirdi. Ama bunu yapmıyor ve
Melina, Donato'ya aşık oluyor ve Donato'nun da kendisine aşık olduğunu
düşünüyor. Mahallede kavgalar, rezillikler çıkıyor ve Donato ile ailesi
mahalleden taşınıyor.
Donato yıllar sonra bir şiir kitabı yazıp kitabı Melina'ya ithaf ediyor. Bu kitabı gören Melina, deli gibi bir şey oluyor.
*
Kitap yazmak Greco ve Lila'nın da hayaliydi. İkisi de çok kitap okuyorlar
çocukken. Lila daha da fazla. Hatta Lila, kendisinin yanı sıra annesi, babası
ve ağabeyi için de kütüphane kartı çıkarıyor ve kütüphaneden onlar adına da
kitap alıp okuyor. Hatta sonra kütüphaneden onlara ödül veriyorlar en çok kitap okuyan aile
diye ama herkes biliyor tabi esas okuyanın Lila olduğunu.
"Küçük Kadınlar"dan çok etkileniyorlar. Ondan sonra bir kitap
yazıp zengin olma hayali kuruyorlar.
Lila bu hayalinden vazgeçiyor. O artık sadece çizdiği ayakkabıları gerçeğe
dönüştürmek istiyor. Ağabeyi Rino ile babalarından gizli saklı bu ayakkabıyı
yapmaya başlıyorlar.
*
Mahallenin zengin ve kötü çocuklarından Marcello, Lila'ya aşık. Onu
etkilemek için Lila'nın ailesine televizyon getiriyor. O yıllarda mahallede
henüz neredeyse kimsede yok. Ve daha bir sürü hediye ile Lila'nın ailesini
etkilemeye çalışıyor.
Ama Lila Marcello'dan hiç hoşlanmıyor. Onun tehlikeli biri olduğunu
anlıyor.
*
Mahallenin diğer zenginlerinden biri olan Stefano da Lila'ya aşık. Stefano
daha efendi bir oğlan. O da Lila ile ağabeyinin yaptığı ayakkabıyı satın
alarak, Lila'nın babasına dükkanı genişletmeyi teklif ederek Lila'yı
etkilemeye çalışıyor. Ve başarılı da oluyor. Lila'nın çizimlerini çerçeveletip
dükkana asıyor.
*
Greco bu arada Antonio ile çıkıyor. Aslında Antonio'yu sevmiyor, aklı
Nino'da. Fakat Nino çekingen, düşünceli, soğuk bir çocuk.
Greco bir yaz bir otelde çalışıyor. Otele Nino'nun ailesi de geliyor.
Nino'un babası Donato bir gece Greco'yu kıstırıp onu dudağından öpüyor,
sarılıyor, onu sevdiğini söyleyip gidiyor.
Greco şok. Ertesi gün zaten oteli terk ediyor.
İşte Greco, Donato'nun yaptığı bu iğrençliği oğluna mal ediyor bazen. Sanki
Nino'da Nino'nun babası Donato'yu görüyor gibi oluyor.
*
Greco Antonio ile epey yakınlaşıyor. Bunu yaparken Lila'yı düşünüyor. Acaba Lila da Stefano ile bunları yapıyor mudur, diye.
*
Tuhaf bir ilişkisi var Lila ile Greco'nun.
Lila'nın evlilik hazırlığı sürecinde yardımcı oluyor Greco. Hatta Lila
kayınvalidesi ve görümcesi ile sorun yaşarken Greco tarafların arasını ustalıklı konuşmasıyla buluyor.
Greco bir yandan okuyarak onu geçtiğini düşünüyor, bir yandan Lila'nın
zengin bir hayata kavuşması nedeniyle geride kaldığını düşünüyor.
Lila ne düşünüyor acaba?
Bu dönemi bir de Lila'nın gözünden okumak muhteşem olurdu.
Lila, kendisinin okumak isteyip istemediği ile ilgili bir şey söylemiyor ama
Greco'nun okumasını istiyor. "Sen benim olağanüstü akıllı
arkadaşımsın" diyor Greco'ya.
*
Kitap Lila ve Stefano'nun düğünü ile bitiyor.
Bu düğün için Stefano hiçbir masraftan kaçınmadı. Fakir mahalleli de. Borca
girmeyi göze alarak en güzel kıyafetleri aldılar kendilerine.
Lila'nın düğün için tek talebi düğüne Marcello'nun gelmemesi idi.
Halbuki Stefano Marcello'nun babasını nikah şahidi yapmak istiyor. Bu
gerginlik, Greco'nun Lila'ya Marcello'nun babasının Marcello'dan farklı
olduğunu anlatmasıyla geçiyor. Ama sadece Marcello'nun babası gelebilir,
Marcello asla.
*
Fakat Marcello düğüne geliyor.
Lila bunu görünce donakalıyor. Sadece Greco'nun anladığı bir sinirlilik
haline bürünüyor.
Marcello'nun ayağında bir de Lila'nın tasarımını yaptığı ve ağabeyiyle
birlikte ürettikleri ilk ayakkabı var. Lila bunu "hayallerinin ayaklar
altına alınması" olarak görüyor.
Hikaye burada bitiyor.
*
Güzel hikaye.
Serinin devamını merak ettim açıkçası.
*
Bir de ne kadar çok şey aynı. bu hikaye 1950'ler Napoli'sinde geçiyor.
Zenginlik, fakirlik, kız çocuklarının okutulmaması... aynı hikayeler.
Mesela oradaki mahallede yaşayanlar da içinde yaşadıkları şehri bilmiyorlar.
Yıllardır İstanbul'da yaşayıp belli başlı yerleri görmemiş, hatta deniz bile görmemiş insanlar gibi.
Bizden Orhan Kemal'in romanlarındaki İstanbul'un tadını aldım bu kitaptaki Napoli'nin kenar mahallesinden.
Aslında mahalle hikayesi sevmem. Mahalle kültürü denilen şeyi de sevmem. Bu bana her şeye burnunu sokan komşular ve dedikodu kültürü demekmiş gibi geliyor. Ama bu kitaptan rahatsız olmadım.
*
Test edip onayladım, adına layık, arkadaşa hediye etmelik güzel bir kitap.
*
Serinin devamını da okudum, geldim.
Bkz:
Napoli Romanları: