sende doğur sende siminya koy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sende doğur sende siminya koy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Salı, Aralık 16, 2008

Benim adım neydi ?


Birisi ismimi sordu bir an adımı unuttum ve "siminya" dedim. Sonra asıl adımı hatırlar gibi olunca düzeltmeye yeltenmiştim ki muhatabımın;
- Harika bir isim harika, hiç duymadım bu güne kadar. Ne kadar yumuşak, ne kadar fantastik nece bu, nedir yani ne ? tezahuratıyla karşılaştım.
Tabii birden gurk tavuk "kubarık kubarık kel fatma" oldum.
Saçımı omuzumun öte yanına savurup, ağzımı şapırdattım o an uydurabileceğim en sıkı yalanı attım.
-ee ehe şeyy adımı nenem koymuş, onunda dedesinin nenesinin göbek adıymış, eskiden Özbekmişiz; kanımızın teee Timur'a kadar yolu var, zaten Hint kızlarına da benzetiyorlar bak "avarahum" hareketi yapınca hakkaten andırıyorum, kısacası işte böyle aile yadigarı, paşadede, kral hüseyin falan fıstık.

Bu ismi "simin" den ben türettim, bizzat ellerimle türettim yaa diye kırışıyordum ama artık emin değilim. Bilmediğim girmediğim sitelerde "siminya" adını gördüm hatta "siminya otobüs tur" bile. Yoksa onlarda mı benim ? o otobüs bile mi ? hasstir. Bari hemen patent alayımda ilerde zengin ve yaşlı bir kadın olduğumda kendimi bol bol gerdirebileyim.
Lafı buraya getirmeyecektim ama aaa bak kendi geldi, demem oki bugünlerde hamile kalıp kız çocuğu doğuracak olursan adını siminya koyabilirsin (otobüsü unut) Küçücük yavrucuğa artifical, godysndrome, osuruktan teyyare, iltihaplanmış mesane adını koyacak değilsin ya ?! Zaten büyüyünce internette bu adları kullanacak, şimdiden bahtını karartma çocuğun, siminya iyidir iyi.

Bloğumun temasını değiştirdim malum, Blograzzi'den duyduğuma göre beyaz tema fazla elektirik harcıyormuş siyah daha ekonomikmiş (alttan ver mesajı: beyaz temalı sitelere sakın girme bak şarjın biter imza: dönek simin) Sanki böyle daha gotik, daha fantastik, daha mistik (bütün bu zımbırtıların sonu neden hep "tik" le bitiyor ?)

Bana "bloğuna kendi resmini koysan ne olur" dedi bir iki arkadaşım ! öhö öhö aynı gün bavuldaki ceset olurum sivri zeka! Zaten bloğuma Arizona'daki kaktüslerin üstünden sesleniyorum.Gatil bakışlı kardeşim 2 aydır selam vermez oldu bir şeylerden şüphelendiğini biliyorum, önceki bloğumu da onun gıcırdayan dişlerinin hatırına silmiştim.
Gelen maillere şüpheyle yaklaşıyorum "aha bu sefer kesin bizimkilerden biri" diye açıyorum. Herkese "hemen söyle sen abim misin, babam mı, öteki mi, beriki mi ? sorusunu soruyorum sonra o kişi tırsıp bana bir daha mail atmıyor "bela mıdır nedir gerizakalı" diyordur. Eğer Ankara'lı biriyse "kesinlikle beni kekliyor bu emmimin oğlu Niyazi bak işte adresinde Niyazi'nin İ'si var" diyecek kadar küçülüyor, küçülüyor paranoyanın ağzından içeri hop düşüyorum.
Ne var sanki ? Asıl adımızla yazsak, pijamalarımızla resim çekinip koysak şuraya (şu an kendi yazdığıma kendim inanmıyorum) sonra ayağımızın resmi, dişimizdeki maydanoz, tırnağımızı kemirirken, horlarken..bunda ne var ha ne var !? Niye bana hüsran bana niye güldünya.

Tabi kendi adınla, sanınla yazmak cesaret ister. Bir arkadaşım bu yüzden geçen hafta bloğunu kapattı. Herkesin tanıdığı adıyla siyasi fikirlerini açık edince yüzüne gülenler birbir kaçıştı, ilk okul öğretmeni bile... Ben siyasi yazmıyorum ama akrabalarımın tuvaletteki popo silme paçavrasını yazıyorum, bununda sonuçları kötü olabilir. Riskli işler bunlar, bugün erkek blogcular bile kendini sırım sırım saklıyor biz niye açık edelim, git git git başka işin mi yok ?

Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum

     Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...