Bizim birinci katta oturan karadenizli end karabenizli bir hikmet abi var, birde yarısı yerin altında giden, boğazındaki morlukları öteki kadınlara gösterip "bakın kocam beni emiyor, sizinkiler sizi böyle emiyor mu?" diyen bir karısı.
Aslında, gösterirken kurduğu cümle "ayol bu hayvan adam beni öldürecek, şuna bak şuramı ne hale getirdi" dee altyazıda ne yazdığını saniyesi saniyesine görüyoruz.
Bu ikisi internete girince bütün binanın sistem çöküyor, şarteller atıyor, elektirikli aletler yanıyor, baykuşlar ötüyor, birisi havaya iki el ateş ediyor. İnternetle ne yapıyorlarsa artık karı koca, gıdı gıdııı???
Modem bizim evde. Hikmet abi ve karısı sanal ekşına başladıklarında hızlı hızlı yanıp sönen göstergeden vaziyet anlaşılıyor ve yukarda anlattığım alacasanallık kuşağına giriyoruz. Bir daha töbe billah kimse nete adımını bile atamıyor. Nasıl hayvan gibi bir bilgisayarı varsa artık, hattı cork cork emip götürüyor. Millet acil durum masası olarak beni arayıp durumu çözmemi istiyor, ne yapayım gidip suç üstü mü yapayım? ben geldim, napıyorsunuz diye bakayım dediydim mi deyim?? Onlarda "hee sende gel" derlermiş.
Bazen sinirlenip şüpheli çiftin bağlantıyı kesiyorum, o dakka hikmet abiden telefon geliyor
-eee benim biraz işim var şeyle, şeyde, bilgisayarda, banka işlemlerime bakmam lazım ekistire naaptı?? ne oldu? niye kesik alet, bi bakıverin bekliyoz, bekliyom. Ulan insan 5 saat ekstreye bakmaz ki? Ekstre dediğin ortalama 45 dakikada yapılıp bitmeli, helede sizin gibi ekstresi 5 dakikada bitiyormuş gibi görünen insanlar için normali budur, değil midir? Hee kimsenin ekstre miktarı dışardan göründüğü gibi değil demekki. Bankalar ne ekstreler doğuruyor.
Bizim bu fantastik çiftin, çılgın banka işlemleri bitene kadar internetsiz kaldım, kaldık. Sadece telefonumdan biraz dolaşıyorum ama o zamanda gprs ücreti faturada gereğinden fazla göze batıyor.
Halbuki diyordumki, kankam hazır gözden kaybolmuşken, bloğun tozunu attırayım, hergün bir kirli çamaşırımı göstereyim, ne kadar muzur mesele varsa yalayım yutayım allahhh bloğumu kendi kendimin başına yıkayım diyordum. Çünkü o buralardayken tepeme vura vura hesaba çekiyor. "orda niye öyle dedin?? orda niye öyle demedin?? çok kıl bir durum hiç sevmedim! deli gönül diyor ki şu adsızları topla..."
Çocuk işten atıldı ve sırra kadem bastı. Anarşist değil mi işte, patronuna dünyayı dar etti "işçiyiz haklıyız kazanacağız" diye diye kendini işten attırdı. Şimdide sanırım tazminat peşinde olmalı en son gördüğümde yüzünde kocaman bir sırıtma "yaşasın özgürüm" diye bağırıyordu. Görürsem o özgürlük parasız oluyor mu sormak istiyorum.
Napiim bende bu internetsiz zamanlarımı bisiklete binerek, köpekler tarafından kovalanarak, fotoşopta anneme bıyık, babama dudak, kendime boynuz takarak ve tabak tabak çağla yiyerek geçiriyorum. Bisiklete, küçüklüğümde "ama içerde bir yerim yırtılırmış" diye binememiştim, artık öyle bir derdim olmadığı için rahatça biniyorum. Bisikletimde yok ama sitedeki merdiven altlarından çalıyo.. ııııı ödünç alıyorum. Genelde şu yukardaki seksapel ailesinin bisikletini alıp, yeni düşürdüğüm arkadaşımla mahalle içi tura çıkıyoruz.
Arkadaş İstanbul'da ki bir sarayın arşivinde çalışıyor (bence oda işsiz kalmışta yediremiyor) ve sanki öyle bir şart varmış gibi sürekli osmanlıca kelimeler kullanıyor.
-siminya anasır-ı muhtelif teyakkuzların hassasiyetine binaen bisiklet-ül tekeriyemizi şu tepeciğe doğru arzı endam eyletelim, diye konuşan biriyle kim bisiklet turuna çıkar lan??? Bazen dönüp dönüp bakıyorum yanımdaki profösör Hatemi'mi diye.
Genelde belli yerlerde tur atıyoruz, mahallede bir tane siyah köpek peydah oldu , millet"maallemizin köpeğe" diye fikrini bile sormadan onu sahiplenmişler, sonra önüne gelen bir isim koymuş "lassi, karagöz, godoş, kirli, maykıl ceksın" hayvanda bu duruma içten içe pek öfkelenmiş. Yetmedi bende aaa bunun adı "james blunt" olsun dedim, vayy onu diyen sen misin? Artık en nefret ettiği kişi benim. Gözüne kestirdiği her yerde pusu kurup gelmemi bekliyor, onun o duvarın arkasında olduğunu iliklerimde hissediyorum, geri geri topuklayım diye düşünürken herifcioğlu benim geri geri topuklayım diye düşündüğümü hissediyor ve başlıyor kovalama. Buradan o james blunt adlı köpeğe sesleniyorum;
-Allahın belası şerefsiz hayvan ne yaptım ben sana? en sevdiğim şarkıcının adını verdim it oğlu it! sana fazla isim verilmesinin faturasını neden bana kesiyorsun? bırak peşimi bak ısırıp kuduz ederim seni, bloğumun en tepesinde ne yazıyor, gördün mü?? seni lassikaragözkirlimaykılceksıngodoşu seni! hah
curk curk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
curk curk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pazartesi, Nisan 27, 2009
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum
Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...
-
Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...
-
Kız ergenliğinin en mutsuz edici evresi sanıldığı gibi sivilceler değil erkek ergenlerin bacaksız birer sabiyken atlattığı " amcaya...