GTA seni andırsın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
GTA seni andırsın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pazartesi, Şubat 08, 2010

Gece gece nereye böyle?

MERAKTAN ÖLDÜK BÖLÜMÜ: Dilim varıyor ama acaba orada yani monitörün benim tarafıma düşen tarafı değilde senin tarafına düşen tarafında mapushaneye düştüğümü, kara topraklara yar olduğumu, akli şeylerimi yitirdiğimi ve bu şıklara benzer ne kadar kötürüm fikir varsa hepsinin veya bi kısmının başıma geldiğini düşünen oldu mu?
Hani ufacık minicikde olsa geldi mi öyle bi fikirler, bi temayüller, bi taammüden adam öldürmeler? İki hafta oldu gacı yok piyasada nerede bu kenar maalle piçi diyen bir insan evladı olmadı mı ya?!! Olmuştur olmuştur olacağı varsa olur o olacaklar. Öperim.
Mektubuma ilerde hadise tarafından söylenip sansasyon yaratacak olan "aha benimki hani seninki" adlı şu an olmayan bir pop şarkısıyla devam ediyorum. Müthiş şarkı, yerimde duramıyorum nalet olsun.


ERKEK ÇOCUĞU BÖLÜMÜ: 15 günlük tatile girer girmez odamı atlar bastı. 5 adet has hoşt moğol atı ki bunlar sayıları bi düzineye yaklaşan teyzelerimin (üvey olanları, ölenleri ve cinsiyet değiştirenleri çıkarınca kalan teyze sayısı) çocukları. Yaşları 10 ile 13 yaş arasında değişen veletler bilgisayarın devrelerinden gelen tılsımsı kokuyu alır almaz odama hara (bakiniz hara: at çitliği, ganyancı tapınağı) kurdular. Birisi bilgisayarıma direksiyon, tüfek, kılıç, kalkan monte ederken, öteki rolır kostır, ralli taykın, gta şoting, reveleyşın bindireyşın, saldıreyşın indireyşın, dıkşın dıkşın adında bir dünya öldürmeceli oyun kurdu. Erkek çocuklarının dünyası mide bulandırıcı gece geç saatlerde start aldıkları en kokulu kim osuracak müsabakasından tut, bir çorabı çıkarmadan 15 gün kim giyebilecek iddiasına kadar dolu adetleri var.. hele o burunlarından toplayıp yuvarladıkları sümüklerden yaptıkları oyuncak silah mermileri...off.
Bir gün içinde beni odamdan püskürttüler aslında onları bi güzel depelerdim ama iç çamaşırı çekmeceme gece, uyur gezer olduğu ihbar edilen biri sidikleyince bu ırkla savaşamayacağımı anladım, mecburen topraklarımı terkettim.


ERKEK KARDEŞ BÖLÜMÜ: Salonda babama (özellikle babama) abime, teyzelerime ve bir yıldır küs olduğum erkek kardeşime görünmeden takılabileceğim kuytu bir koltuk üssü kurdum. Koltuk beni bünyesine almakda zorlandı; bacaklarım koltuğun öte tarafından aşağıya taşıyor, kafam bu taraftan asma kabağı gibi sallanıyor, kollarımın biri fazla geliyor, burnuma raptiye, kıçıma püskül batıyor derken ağız tadıyla bi uyku uyuyamadım.
Bir gece yine böyle koltukla güreşde yol katediyorken bir yıldır bana yüz vermeyen ama engizisyonda sözü geçen erkek kardeşimle salonda karşılaştık. İlk defa birbirimizi görüyorduk bi tanıyamadık bi tanıyamadık sorma. Kim bu salonun ortasındaki lan! hırlı mı hırsız mı? diye düşünür gibi olduk. Çünkü neden? Çünkü kendisi gece eve gelmiyor, gündüz uyuyor uyanır uyanmazda evden kaçıyor, gizemden ölecek.
Ben onun mafyayla bağlantısı olduğuna iman ettim. Kesin geceleri birilerini kesip, biçip, gömüyor. Aklıma daha aklıma yatkın bir fikir gelmiyor. Zebellah gibi dikildi baktıııı baktıııı
-Benimle gel, dedi.
Nereye geleyim? diye sordum cevap vermedi. Gitti ayakkabısını giydi hadi gel bekliyorum diye seslendi. Ensemden aşağıya bir ürperti indi, bacaklarım titredi, ödüm bokuma karıştı gibi korku efektleri ile buraları süslemek isterdim ama hiç bi tane bile korku hissetmedim. Bir yıldır selam vermemiş kardeş beni nereye götürse gidecek kadar dünden hazırım, öleceksek ölelim. Belki götürüp üstüme diri diri harç dökecek, belki borçları karşılığında beni tefecilere devretti hatta belki sadece salep ısmarlayacak. Bakalım görelim, bakmadan göremeyiz, görmeden bilemeyiz, gitmezsek gelemeyiz.
Üstümü giyip koştum peşimden, ne meraklıymışım. Benimle asla yan yana yürümedi belliki hala kin duyuyor, ay duyarsan duy bende sana duyuyorum, sen benim duyduğumu duyuyor musun ondan haber ver!
Saat gecenin birbuçuğu eşşek sıpası kardeşim karanlık, buzlu, kuytu sokakları mistır hayt paltosu ile hızlı hızlı yürüdü arada arkasına dönüp gelip gelmediğime bakdı, aynı babamla annemin komşulara giderken arka arkaya yürümeleri gibi yürüdük. Bense hem giderim hem söverim abla, o baksın bakmasın arkasından allah ne verdiyse yağdırdım. Hiç bilmediğim küfürler biliyormuşum. Merdiven altında bir yere indi! "lan ben güle oynaya şıkıdım zekiye gibi gidiyorum ama ya hakkaten amacı kötüyse? kardeş kardeşi hırtlaklamaz tamam bizimkiler yapar ama şimdi değil çok sonra bilahere yapacaklarını hesapladım, ki kardeş kardeşi hırtlaklar neden hırtlaklamasın? gastelerde okuyoz dede torunundan torun yapıyor yok canım o kadarda değil amma abarttın haha haha ilahi" diye kendime telkinler verdim ama çocuk cidden beni yeraltı dünyasına doğru sürüklüyor. Acaba korksamıydım? acaba bacaklarım titresemiydi? acaba şu meşur öd bende neden patlamadı? acaba öd kanserimiyim ondan mı patlayamadı hayvan? acaba kaçsam mı? noluyo laaan!

arkası arkadan gelecek....

Tamam lan tamam yazayımda bitsin bu zulum. Hiçde heyecanlı, aksiyonlu, ganlı, bıçaklı, çılgaaan bir yere gitmedik malesef. Kurtlar vadisi adamlarından sanıp kendisiyle karanlık bi gurur duyduğum kardeşim aslında yerel bir gazetede gazete katlamacısıymış?! Ha belkide paravan meslekdir o kadarını bilemem. Mesleğe bakele hele "GAZETE KATLAMACISI" breh breh.Söyleseler böyle bir meslek var diye asla inanmazdım. Gazeteleri makinalar katlıyor diye biliyordum. Ama eğer küçük bir gazeteysen ve paranda yoksa eş, dost, ahbab geceleri bir yerde toplaşıp muhabbet ede ede gazete katlamayı kabul ediyormuş, edebiliyormuş.

Tıkdı beni oraya sabaha kadar ayaklarıma prangalar vurup çalıştırdı...Tanımadığım insanlarla, bilmediğim konularda konuşup, anlamadığım espirilere zoraki gülerek gazete katladım. Kölelik hala var! Beyaz kızkardeş ticaretine hayır! Gazete katlayıcılarının hakları ne olcak soruyorum sana tayyip erdoğan!!!

Gündüzleride aynı gazete için seri ilan sayfası hazırladık. Benim alanım "SERİ İLAN TOPLAYICILIĞI" idi. Bunuda yeni öğrendim. Gazeteciliğin kamera arkası hakkında hiç birşey bilmiyormuşum. Günde en az kırk şirket, esnaf, insan, bağ, bostan gezip ilan bulmaya çalıştık. Katlayıcılık daha güzeldi en azından götünün üstünde oturuyon, ortam sıcak, çay var, çubuk kraker var. Sen gazeteci olcam, gazeteci olcam diye istiharelere yat, hayaller kur, ağla zırla olduğun gazeteciliğe bak. Neyse buda bir başlangıç.

Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum

     Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...