6ay önce kendimi yaprak dökümü ailesinin sevilmeyen ezik veledi leyla gibi hissediyordum. Bu günlerde ise eniştesine kaçan sonra da sokaklara düşen kızı necla kıvamına geldim. Sırada 3 çocuklu dul herife varan çok bilmiş fikret olmak var, şeytan kulağına kızgın demir, kaynar yağ, asit ve türevleri.
Enişteye kaçmak kısmını açıklamam lazım. Beni gördüğü her yerde "gene mi geldi bu karabatak" diye atağa geçen kendine komunist enişteye kaçmak için beyin gerdirme ameliyatı yaptırmış olmalıyım. Yada harbi harbi bir kuş türü olan karabatak olmalıyım ki onun o dazlak kafasına yuva yapayım (karabatak kuş muydu kablumbağa mı??) Kaçılacak bir enişte olsa mesela behlül benzeri bir enişte, tamam yaparız belki öyle bir terbiyesizlik ama değil işte adamla aynı havayı tenefüs bile edemiyoruz birbirimize iyi, kötü, çirkin bakışı atmaktan ortamdaki negatif elektronlar gözle görülür hale geliyor.
Ablamda ayrı bir reşat nuri güntekin romanı. Ne misafirliğim kaldı, ne bacılığım, ne sırdaşlığım, gözünü açtıktan zıbarıncaya kadar dırdır dırdır ( Enişteme olumlu bir dua etmem sözlükte " imkansız"la aynı anlama gelse de ablamın çenesine karşı sen bu adama sabır ver allahım (ama başka bir şey verme mümkünse verdiklerini de al)
abla hatun:
-Bir aydır ben özgürüm ayağına ne pisliklere battın kimbilir? kırk kere yıkanmadan benim güzel taç nevresimlerime değeyim deme, annemlere karşı seni savunmaktan öyle kıdem atladım ki savunma bakanlığından iş teklifi aldım gerizekalı siminya!!! gibi sap sup laflar etti.
Lan bu kız gazi üniversitesinin kampüsünde ertuğrul'la söz kesip, otlarda yuvarlanırken ben evdekilere onu öyle bir farklı yere gitmiş gibi anlatıyordum ki dinleyen günü birlik umreye gittiğini sanıyordu, böyle mi olacaktık abula haa böyle mi???
Dedim kendi kendime kendimden daha kendimlere; bu iki imitasyon karı kocaya günlerini göstereyim bir işe girip para kazanayım ondan sonra filmlerdeki gibi ilk maaşımı getirip tam suratlarının onikisine çarpayım şırank patank tapank diye.
Buraların meşhur bir iç çamaşırı mağazası varmış. Ankara'da hiç görmedim ama meşhurmuş, demekki ben çamaşır cahiliyim. ( sonra bi düşündüm iç çamaşırı cahili olmadığımı göstermek için gocunurk gocunurk gocundum zaten her konuda ezik, beceriksiz, zevksiz damgası yemişim şu sanal alemde, bari buradan bir takdir ve tebrik alayım "cahil değilmiş lan yazık kıyamam" desinler bana dedim; ne güzeldir missclaire giyerim giydiririm, ciddiyim)
Bir tezgahtar arıyorlarmış bu mağazaya. Müdür deneyim lazım dedi ben yetiştiriyorum onlar soluğu akmerkez'de alıyor, artık bu düzene hayır hayır hayır diye çığlık attı (atmadı ama ben olsam atardım, nankör tezgahtarlara ölüm diye pankart bile açardım) Israr, kıyamet, rica, minnet işe aldırdım kendimi. Patronun deneyimden kastı şuydu:
-dükkana bir kadın girdiya sen çat diye meme numarasını bilecek ve sütyenleri önüne yığacaksın.
-huhaha bu mu deneyim :) ne var ben bilirim kadınlar birbirini memesinden tanır, bana memeni söyle sana adını söyleyeyim.
Başladım işe ama bir halt anladığım yok. Heryer alabildiğine çamaşır, çamaşır, çamaşır, çamaşır. Bu mağaza bir tören alanı, bir panayır yeri, bir rus sirki. Donlar birbiri ardına kortej yürüyüşündeler, dantel çoraplar seyirci kontenjanında, sütyenler askeri, sivil erkan. Ünlülerin "hergün makyaj ve kuaförden bıkıyoruz, bu nedenle günlük hayatımızda bunları kullanmıyoruz" demesini hatırladım. Burada yıllarca çalışan bir insan bir daha iç çamaşırı giymez, giyemez, doyar böyle hırtlağına kadar. Çamaşırcı bir yakının varsa bir ara eteğinin ucunu kapı koluna tak ve dene bakiim altında bişey var mı yok mu.
İşe başladım direktif gereği içeri giren herkesin direk memelerine ve aşağı bölgelerine odaklanıyorum
-aaa karton piyer gibi kız bu, olmayan memesine benden bi 65.. bi dakka 65 numara sütyen var mı ki? ben direk 85 den girdim piyasaya.-one beee annem benim, sütaş'a ham madde sevkiyatı yapacak gibisin, bu eder 150 nümero.
-şu adam slip isteyecek gibi yürüyor, ama acaba erkeklerin slipleri neye göre, nerelerine göre ölçülüyor? şak diye bilsem ayıp olur mu??? sonra demesin kıza bak slip numarasında nasıl uzmanlaşmış, vay kaltak!
İç çamaşırı satmak demek bütün gün gelenin geçenin cinsel bölgelerine bakmak demek, bunu bildim bunu yazdım aha.
Tamam öteki tezgahtar kız içeri girenin kulağından fanila numarasını, ense traşından don lastiğini bile şakkadanak biliyor ama o 10 yıldır bu alemin insanı, bense çömez doncuyum olacak o kadar göz tacizi, el yordamı.
Fakat lakin, patron; çamaşır kuytularından, çorap yamaçlarından beni dikizledi ve gitmeyişatımı hiç beğenmedi. Sadece 3 gün sonra, iç çamaşırı dünyasından akmerkez'e terfi etme hayali bile kuramadan dehlendim. İyi oldu ama, üzülmedim, çünkü burada çok değil 3 ay çalışsaydım ne kadar direnirsem direneyim hemcinsi sapık olmam içten bile değildi.
mestan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mestan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cuma, Eylül 25, 2009
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum
Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...
-
Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...
-
Kız ergenliğinin en mutsuz edici evresi sanıldığı gibi sivilceler değil erkek ergenlerin bacaksız birer sabiyken atlattığı " amcaya...