nzo tecavüzcü nuri alço etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nzo tecavüzcü nuri alço etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pazartesi, Eylül 01, 2008

Beni yüzmeye götürecektin !



Çanakkale'nin zengin ailelerinden birinin kızıyla onun uçkuru hesabına kanki olduk.Adını rumuzlayım ki sonra başım derde girmesin şey deyim ona hımm Filiz olsun(işe bak sen herşeyi yaz ama ismi sakla ne akıllıyım maşallah) Zenginliklerinin ölçüsünü anlatmak için çırpınmayacağım, sadece Filiz'in üstü açık siyah bir arabası ve kendine ait triplex bir yazlığı olduğunu bilmeniz, bu anı için kafi.

Binamızdaki üniversite öğrencileriyle oynaşmak için benimle samimi olduğunu adım gibi biliyorum.Binanın merdivenlerinde, asansöründe fink atması ve tesadüfende onlardan biriyle çarpışması "ay ihi çok pardon" demesi gerekiyordu.Bunun için taşındığımız gün "kendi mikserimle yaptım" dediği bir tepsi dolusu tuzlu, şekerli, acılı, ekşili tadı olan berbat bir poğaçayla geldi, yemedik yandaki yurt inşaatında tuğla olarak kullanıldı. Sabah erkenden zile hızlı hızlı basar elinde sigara, gözlerinde çapak içeri dalardı.Görünümü; zayıf, yoluk kafalı, ilkokul talebesi gibiydi ama akşam bara gideceği zaman öyle bir giyinirdi ki "kızın iki hali arasındaki 750 farkı bulun" deseler bulunurdu.Gerçekten çok güzel olurdu.Bütün yaz sadece straplez bluz giyerdi tüm ahali o şeyin üstünden düşmesini iple çekerdik, görülecek çok birşeyi yoktu belliydi ama biz seyrimize ne düşerse razıydık. Bir sürü telefon hattı vardı kimisi bende dururdu birini çıkarıp ötekini takar saatlerce birileriyle cilveleşirdi "bende seni, neremii, seni çapkınn, unuturmuyum" Canı aniden İstanbul'a gitmek istediğinde basıp giderdi bir kaç tane ünlü tanıdığı vardı, onlarla takılır gelirdi.Anlayacağınız o güne kadar tanıdığım en özgür ve şıllık yaratık oydu (kıskandığına kulp takar)

Birgün herşeyin en minik boyu kıyafetleriyle işyerime geldi;
-yetti kızım bu sıcakta ne böyle iş iş, piş piş seni yarın benim yazlığa götüreceğim,yüz güneşlen.
-olmaz gelemem yarın bir gemi dolusu turist gelecek bir haftadır onları bekliyoruz, baron elinde copla dolaşıyor nefes alanı copluyor.Hem bende heyecanlıyım ilk defa Yeni Zellanda'lı göreceğim onlarla haka dansı yapacağız, yaşasın (sırıtır, el çırpar)
-Yav bırak! ben söyleyim onların dansını, iç kus işe, iç kus işe bak göreceksin onlar gelince sokakları sidik götürecek, bunu herkes bilir.
-yoo Avusturalya'lılarda onların mıntıkadan, gördüm çok temizler birisi bana "hey girl " dedi dönüp bakınca resmimi çekti ayy çok şek..
-kes kes anladık, patronun şu an nerede göbeğini kaşıyor ?... az sonra iznimi aldı.

Ertesi gün üstü açık arabada saçlarımızı rüzgara vermiş Dardanos yolundaydık.Onu sevmeye başlamıştım keşke beni evlatlık alsaydı.Yanımızda gencecik dünya güzeli ablasıda vardı evliydi birde bebeği varmış.Yazlıkta biz gelmeden temizlik yapılmış yemekler hazırlanmıştı. Filiz buraya az gelirdi günibirlik deniz ihtiyacı için almış.Hemen soyunup, döküldük, Dardanos'un o eşsiz kumsalına uzanmayı iple çekiyordum ama ikisinin hiç acelesi yoktu. Habire verandaya bakıyor gelmek üzereler, ha gelirler, ha gelecekler diyorlardı.Sonra bahcede mayolu bir genç göründü ablası koşup kucağına atladı öpüşmeye başladılar
-ablanın kocası bu mu ?
-yoo sevgilisi
Sustum; tasvip etmiyorum dediğim şeyleri birgün gelmiş onaylamışımdır, kınamak ve ayıplamak söz vermek demektir "asla ben yapmam" sözü. Kimse yarın başına ne geleceğini bilemez, işleyeceği günahıda (araya hayat dersi sıkıştırır)

Filiz'in ablası sevgilisiyle merdivenlerde, mutfak zemininde birbirlerine su atarak, kuruyemişi ağızla yakalama oyunu oynayarak, fingirdeşiyorken dakka başı eve bir kıllı bacak giriyordu.Her giren "o yee beybi yee yee seksi" diyordu.Bunlar bir haftadır beklediğimiz anzaklar olabilir miydi ? Yoksa Filiz patronumdan turistlere evde parti verme karşılığında mı izin koparmıştı ? Sonra içlerinden birisi "keğap var mı keğap" diyince Yeni Zellanda'da Türke rastlamış gibi oldum bi sevindim bi sevindim, niyeyse. Sonra öteki " biralar nerde yavruş" dedi, beriki " gece suya dalalım" dedi. Anlaşıldı bunların hepsi bizdendi sadece techno şarkıların nakaratlarını fiyakalı görünmek için tekrarlıyorlardı "ar yu redi pilis, kımon görll" Filiz partiyi önceden ayarlamıştı ve beni buraya habersiz getirmişti belki aklı sıra beni sosyeteye kazandıracaktı ( ali şan, demet akalın polemiğini düşünür)
Filiz'in ben hariç hiç kız yada erkek arkadaşı yoktu, sadece sevgilileri vardı platonik, ironik, poligamik.Onu az çok tanıyordum hovardaydı, kuralsızdı, erkekleri etrafına toplamayı severdi bunun için para saçardı, böyle yaşardı, böyle mutluydu bana laf düşmezdi ki. İçine tükürdüğüm ablasının yaptıklarıda beni ilgilendirmez ya neyse...Ben yüzmeye şartlandırmıştım kendimi partiye değil, heleki bu kadar yabancı ve sarhoş erkekle ! işte o an nuri alço sendromuna yakalandım. Gençlerden biri yaklaşmaya yeltense hırlıyordum.Kemal Sunal'ın bir filmi vardıya adı neydi hah "Hanzo" öyleydim "Bak bu abi "a" de bakim, korkma o dost, biz dostuz, armut verelim ona belki sakinleşir"diyorlardı zaten şizoda bana hanzo der demekki ciğerimi okuyor çocuk.Uyumsuzdum, agresiftim, şüpheciydim, güvensizdim.Bana tanımadığın insanları elleme, ellettirme tehlike anında deli numarası yap dediler, yaptım.

O gece Dardanosta bir yazlıkta; yeterli sayıda ve uyumda dişi bulamadığı için homurdanan 6 erkek, kocasını kuruyemiş sever maymunuyla aldatan abla, anzakların beğenmediği "iç kus işe" dansını gayet iyi yapan Filiz ve erkek sayısının fazlalığından korkup merdivene tüneyen korkak bir kızdan müteşekkil, tuhaf bir ekibin partisi vardı...sabaha kadar süremedi
( kendine demli bir çay alır filizi aramayı düşünür)

@çocukmusun kendin gitseydinya derseniz evet bir ara onlardan kaçıp denize gittim canım.Sonra zilli filiz gelip beni buldu, geri götürdü

Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum

     Uzun zaman ara verince nasıl başlanır bilirsin "bloguma uzun zamandır yazmıyordum bir uğrayayım dedim, özlemişim..." f...