Bizim evde yeni yılın ilk günlerinde de yeni yıl coşkusu devam etti...
Dünün ilk güzelliği Macera Kitabım(Özlem) den geldi... Bu şirin fincanlarla, Viyana seyehatinden payıma düşen çikolatalarla günün güzel olacağının müjdecisi gibiydi...
Günün programı ,günler öncesinden programlanmış,ajandaya notu düşülmüştü... İsviçre'den yeni yıl tatiline gelen Asis(Butterfly)ile Kız Kuleli bir gün yaptık. Evren de bizden yanaydı,tüm güzelliğini sundu bize... ''Filizler Köfte''de yemeğimizi yedik...Kahvemizi terasında içtik. Çayımızı Salacak Güzelleştirme Derneğinin bahçesinde içtik,sahilde yürüyüş yaptık resimler çektik... Gülnuş Sultan Camiini gezdik, avlusunda dolaştık ki bu avludan size sık sık resim göstermiştim Akşam olunca, hava serinleyince de hadi günü tatlı noktalayalım dedik, Mado'ya gittik. O sıra da Gamse aradı ve benim pastama yetişti, üstündeki kestane de dahil olmak üzere yarısını götürdü... Asis ile kaynaştı hem de öyle bir kaynaştı ki, özel portakallı çikolata siparişi bile verdi hey Allamm ya....Çaylarımızı içtik, tatlılarımı yedik , sohbetimizi ettik derken veda vakti geldi... Asis'i uğurladık eve döndük, evin köşesinde ki Çingene çiçekçimizden fulyalar aldık... Kucağımızda İsviçre'den bize özel gelen tatlar, ayrı ayrı güzellikler ve miss gibi kokularla girdik.
Akşam dizimiz Hürrem'di:) Bence o dizinin adı Hürrem... Diziydi çaydı, kitap okumaydı derken hoop sızmışım... Kitabım '' Tavan Arasıındaki Buda''...78 .sayfadayım ve çok beğenerek okuyorum...
Kitabın elmas hali."
Guardian
"Kocalarımızı ilk
gördüğümüzde onları kesinlikle tanıyamayacağımızı bilmiyorduk. Bize
gönderilen fotoğrafların yirmi yıl önce çekildiğini bilmiyorduk. Bize
yazılan mektupların kocalarımız değil, mesleği yalan söyleyip gönülleri
fethetmek olan, güzel el yazılı kişiler tarafından yazıldığını
bilmiyorduk. Suyun ötesinden isimlerimizle bize seslenildiğini ilk
duyduğumuzda birimizin eliyle gözlerini kapatıp arkasını döneceğini ama
diğerlerimizin başlarımızı öne eğip kimonolarımızın eteğini düzelterek
sakin ve ılık güne adım atacağını bilmiyorduk. Burası Amerika,
diyecektik kendimize, endişelenmeye gerek yok. Ve yanılmış olacaktık."
Natıonal Book Award 2011 Finalisti
Pen / Faulkner 2012 En İyi Roman Ödülü
"Yılın En İyi Kitabı" Vogue, Boston Globe
Gelelim bugüne... Bugünün aksiyonu temizlikti, ama ne temizlik... Yer yerinden oynadı, çamaşırlar yıkandı, asıldı, kurutuldu, kaldırıldı, nohutlu bulgur pilavı ve taze fasulye pişti...Çay ,kahve molaları atlanmadı:)) ve akşam oldu çok şükür. Şimdi günün en rahat saatleri, herkes gelmiş, karnı doymuş ve kendi uğraşına çekilmiş ama bana bir çay verseler iyi olacak.
Ha bugünün güzelliklerini söylemedik... İlk güzellikler Nazpek ve Sittirella'dan gelen yeni yıl kartlarıydı... Kızlar çok teşekkür ederim. Pek keyiflendim, kartları görünce, okuyunca... Yeni yıl hepimizin tam da istediği gibi bir yıl olsun...
İkinci güzellikle Naziş ve Gamsegamse'nin Annelerine yeni yıl hediyeleri arasına kitap sokulmazssa bir eksiklik olacağını düşünmüşler ama D&R ve Yurtiçi Kargonun yılbaşı yoğunluğuna takılınca geç kaldı ama iyi oldu... Her güne bir hediye daha güzel oldu:)...
Bir güzellikte şu kitapçıda dolaşırken, kitaplara bakarken içinde benim de yazım var diye keyiflendiğin ''İmza: Kızın''a rastlamak...
Bunlar da bizim mahallenin kedileri... Pek mesuttur bizim kediler, asla aç ya da susuz kalmazlar... Bu kediler, burada bekliyorlar,birazdan pencre açılacak ve mamaları verilecek...
Haydi yeter bu kadar yav, giidp bir çay alayım,kimseden fayda yok...
Lalenin Bahçesi
Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...
Kız Kulesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kız Kulesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
3 Ocak 2013 Perşembe
14 Mart 2012 Çarşamba
Manzarada bu gün
Bu gün Üsküdar'dan karşı kıyılara bakarken manzarada Kız Kulesi'ni göremedim, çünkü; içindeydim:))
Ne zaman program yapmaya başlasak yağan kar yüzünden sürekli ertelediğimiz Kız Kuleli kahvaltımızı bu gün nihayet gerçekleştirdik. Zero, Özlem(Macera Kitabım) ve ben.
Sabah , rüzgarlı havayı arkama aldım ve yürüyerek buluşma mekanımıza gittim. İlk önce Kız Kulesinin karşısındaki Filizler Köftecisinde süper bir kahvaltı yaptık. Kahvaltı resimleri Zero'da ...gönderince hemen ekleyeceğim buraya.Kahvaltı mekanı olarak da, manzara olarak da önerebileceğim bir yer. Kahvaltısı dışında köfteleri de çok çeşitli ve lezzetlidir. Aklınızın bir köşesine yazın.Biz sohbet muhabbet gülüş, saatler süren bir kahvaltı yaptık. Yani saat 1o'dan saat 13.00 kadar diyeyim de anlayın gari.İçtiğimiz çayları biz saymadık ama garson saydıysa baya bi yüksek rakam çıkmıştır:)
Kahvaltımız bitince kahvelerimizi içmek için hemen yolun karşısına geçip tekneye bindik ve İstanbul'un bence güzel süsü olan Kız Kulesine geçtik.
Kız Kulesi restorasyona açılınca çok karşı çıkmış, çok üzülmüştüm. Büyüsü bozuldu gibi gelmişti bana. Hala da aynı fikirdeyim. Padişahın kızını , denizin ortasında bir kulede bile bulan kaderini anlatan , efsanelerde ki gibi kalsaydı. Bir yandan da o kadar sevdiğin, hakkında efsaneler duyduğun bir yerde olabilmek de çok garip bir duygu.Kahvelerimizi içtik, teraslardan İstanbul'u izledik. Ve tekrar tekneye binip sahile çıktık. Sonra evlerimize işlerimize dağıldık.
Ben bu gün İstanbul'a Kız Kulesinden baktım.
Peki siz bulunduğunuz yerden nereye baktınız bu gün, sizin manzaranızda neler, kimler vardı...
not... Kitap okuyan Kıza uğramayı unutmayın... Loksandra var.
Ve Yetmişli yıllara ait anıları hem okuyabileceğiniz hem de kendi yazılarınızı, anılarınızı, resimlerinizi gönderebileceğiniz bir yer var artık. Blogcu olsun olmasın herkese açık burası yani yetmiş zaman olur ki...
Ne zaman program yapmaya başlasak yağan kar yüzünden sürekli ertelediğimiz Kız Kuleli kahvaltımızı bu gün nihayet gerçekleştirdik. Zero, Özlem(Macera Kitabım) ve ben.
Sabah , rüzgarlı havayı arkama aldım ve yürüyerek buluşma mekanımıza gittim. İlk önce Kız Kulesinin karşısındaki Filizler Köftecisinde süper bir kahvaltı yaptık. Kahvaltı resimleri Zero'da ...gönderince hemen ekleyeceğim buraya.Kahvaltı mekanı olarak da, manzara olarak da önerebileceğim bir yer. Kahvaltısı dışında köfteleri de çok çeşitli ve lezzetlidir. Aklınızın bir köşesine yazın.Biz sohbet muhabbet gülüş, saatler süren bir kahvaltı yaptık. Yani saat 1o'dan saat 13.00 kadar diyeyim de anlayın gari.İçtiğimiz çayları biz saymadık ama garson saydıysa baya bi yüksek rakam çıkmıştır:)
Kahvaltımız bitince kahvelerimizi içmek için hemen yolun karşısına geçip tekneye bindik ve İstanbul'un bence güzel süsü olan Kız Kulesine geçtik.
Kız Kulesi restorasyona açılınca çok karşı çıkmış, çok üzülmüştüm. Büyüsü bozuldu gibi gelmişti bana. Hala da aynı fikirdeyim. Padişahın kızını , denizin ortasında bir kulede bile bulan kaderini anlatan , efsanelerde ki gibi kalsaydı. Bir yandan da o kadar sevdiğin, hakkında efsaneler duyduğun bir yerde olabilmek de çok garip bir duygu.Kahvelerimizi içtik, teraslardan İstanbul'u izledik. Ve tekrar tekneye binip sahile çıktık. Sonra evlerimize işlerimize dağıldık.
Ben bu gün İstanbul'a Kız Kulesinden baktım.
Peki siz bulunduğunuz yerden nereye baktınız bu gün, sizin manzaranızda neler, kimler vardı...
not... Kitap okuyan Kıza uğramayı unutmayın... Loksandra var.
Ve Yetmişli yıllara ait anıları hem okuyabileceğiniz hem de kendi yazılarınızı, anılarınızı, resimlerinizi gönderebileceğiniz bir yer var artık. Blogcu olsun olmasın herkese açık burası yani yetmiş zaman olur ki...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)