Bu günü Görümcelerimle geçirdim... Yollarda biraz koşturduk ama olsun:))) güzeldi. Hele Hande Bebek... daha üç buçuk aylık haspam, yerinden doğrulup bize bakmaya çalışıyor... elli kez uyutuldu yerine bırakır bırakmaz, doğrulmaya çalıştı... Bu arada Cancan'a gelen kardeş de erkekmiş... az biraz hüzünlendik, keşke kız olsaydı dedik... Ama sağlıklı olsunda...
Akşam Deli Saraylıyı izledik... Leylak Dalıcım hoşlanmadım yazmış... biz şimdilik hoşlandık... ama şu an favori dizim'' Öyle Bir Geçer ki Zaman''.
Bua kşam başlayacağım kitap Zeya'nın armağanı olan; ''Bakırköy Akıl Hastanesinin Gizli Tarihi'', aklın sınırlarında gezeceğiz biraz sanırsam... Yaşamdan Dakilarda sözü edilmişti, ben de haliyle merak etmiştim. O hafta Zeya hediye etti... Oldukça ebatlı bir kitap... hem boy hem en hem kilo olarak:))) Yani hocalarım , böyle kitap tarif ettiğimi görselerdi ne düşünürlerdi acaba:)
yazarları...
'Bakırköy Akıl Hastanesi'nin Gizli Tarihi', yazarları ve anlattıklarıyla başka hiçbir kitaba benzemiyor! Kimilerimizin önünden geçtiği, kimilerimizin şakalarına konu yaptığı, ama pek azımızın 'içerde' neler olup bittiğinden haberdar olduğu 'Bakırköy' hakkında birinci elden bilgiler, anılar, anekdotlar bu kitapta toplanıyor! Kimler yok ki bu çılgın projede… Doktorlar, hemşireler, avukatlar, bir bahçıvan ve bir de fotoğrafçı. Her biri, Bakırköy imgesinin kendi dünyasındaki yansımasını anlatıyor. Yazıların kimi ciddi, kimi eğlenceli, kimi ise hiçbir tarife sığmıyor.
Hadi şimdi kitap başı...