Beni eskiden tanıyanlar bilir, bazı bazı yani genelde diyelim şuna :)) , hocanın karısı durumlarım vardır. Yüz kere yazdım ya , herkes de zaten bilir ya. Hocaya demişler , karın çok geziyor, sanmam demiş, o kadar gezse bizim eve de uğrardı. Aynen o moda girdim yine. E programımım da vermiştim biliyorsunuz .
Salı günü has görümcem , yani favori görümcem ve grubuyla okey oynadım. Ben bu oyunu öğrendiğimde sanırım süt dişlerim falan çıkıyordur. Kahve kültürüm iyidir yani , aznifiydi, beziğiydi, hoşginiydi,tavlasıydı , konken sivrinek gibi gelir. Yani taşlı taşsız tüm oyunlar, İskambilde oynan tüm oyunlar. Hepsini bilirim. Bu kadınlar beni mat etti. Kaput gittim anlayacağınız. İlaç olsun bi kez açmadım. helal olsun onlarrraaa.
Dün Zuz la alış- veriş yapmak için Kadıköyde buluştuk. Gamze kaçırır mı?, bizim alış-veriş manzaralarımızı O da geldi, okulu kırdı. Hava da güzeldi. Yani kış havasına göre. Alış-veriş de aramızda geçen konuşmaları aktarıyorum size. Benim için girdiğimiz mağazadayız. Ben koltukta oturuyorum. İşaret ediyorum ikisine
-şunları şunları getirin, bakayım.
Onlar, ellerinde başka şeyler,
-bunlar nasıl
aslında güzeller ama bana olur mu?
Zaten kendimiz için sorduk.
işte buna benzer konuşmalarla benimle ilgili kısım biiti. Sonra bir şeyler yiyelim dedik. Şuralar da her zaman gittiğimiz gözlemeci vardı dedim ben. Zuz da ayyy canım gözleme çekti hadi gidelim dedi. Gittik ki , Orası yerle yeksan olmuş. Gamze- bizim gittiğimiz yer var dedi. Otantik diye bir yer. İçeri girdik. Gayet şık. Kadınlar yukarı bir yerde hazırlıyorlar gözlemeleri . Türkü çalıyor fonda. Ayrıca yöresel yemekler de var. Siparişi verdik. Duvarlarda gazete yazıları var. Çerçeveye konmuş. En iyi 10 gözlemeciden biriymiş. , Başka bir gazete de türkü eşliğinde gözleme diyor. Ama bizim Zuz koltukların döşemelerini beğenmiyor, benim gözüm gözleme açan kadınlardan birinin boynuna takılıyor. Hani şu isim yazan kolyeler var ya. Kadının boynundaki iki sıra. Mektup yazacakmış falan diyorum ben. Fikir yürütüyoruz, acaba alttaki soyadı mı?, iki çocuğu var da ikisinin adı mı?. Sonra gözlemeler geliyor.Masa cam, gözlemeyi kesmeye çalışırken, tabak masada dingil dingil dönüyor. Onu eleştiriyoruz. Tabağın altına peçete koyun, dönmüyor diyorum. Peçetelikteki tüm peçeteleri kullanıyoruz. Gözlemeler güzel, ama sanırım karabiberin kapağı açıldı iç malzemeye dökerken. Yoğun bir karabiber tadı var. Zuz, başka bir tadı örtmek için mi yaptılar acaba diye fikir yürütüyor. Ayy sonun da oradanda çıktık. Hadi babama eşofman alalım, kacamın hem doğum günü, hem evlilik yıldönümüz , hediye bakalım , çiçekçilerle pazarlık yapalım derken eve bayağı bir geç döndük. Sonra yemek , tv, çay ,kitap , gazete faslı.
pekiiii, bu günlerde bizim ev de ne pişti. Bilindik yemekler pişti. Ama geçen gece ben yine bir şey uydurdum onu yazayım. Tam yatıyoruz, mutfakta dolaba konacak yemekleri kaldırıken. Açık yarım kiloluk süt gözüme ilişti. Ertesi güne beklerse ben bundan huylanırım dedim. Hemen onu küçük bir tencereye döktüm. İki kaşık nişasta , iki üç kaşık şeker koydum. Bir elma rendeledim içine, bir de havuç. Pişirdim aynı muhallebi gibi. Tarçın ve vanilya da koydum.Bol dövülmüş ceviz ilave ettim. O sıra mutfağa su içmeye bilican Gamze geldi. Ne yapıyosun dedi. İçine koyduklarımı saydım. Biküide koysana dedi. Valla iyi fikir dedim. Yarım pakette bisküiyi içine kırarak koydum. Küçük bir borcamı önceden ıslattım tabii, bu karışımı içine döktüm. Ertesi akşam çayın yanında sundum. Herkes bayıldı. Sıra ismini bulmaya geldi. Bence çok sağlıklı bi pasta. Sütlü ,cevizli, meyvalı ooo bunun adı. Yanaktan kan damlatan pasta olsun:))
Hani şık restoran mönülerinde var ya. Neredeyse yemek isminde , tarifini de verecekler. Mersela şöle bi yemek vardı. Taze fasulye yatağında, buharda pişmiş levrek yanında, haşlanmış brokoli ve havuç. Vallahi atmıyorum Aynen vakidir. Tanığımdır. Hadi giitim yine ben.