Lalenin Bahçesi
Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...
9 Temmuz 2011 Cumartesi
Ve tilki inine döner
(Gamse'nin yakaladığı bir resim...aynada ben...ama en önemli özelliği sağ üsttte gördüğünüz resimdeki kişi; Anneennemin Sarıkamış harbinde kaybolan babası...)
.( canım arkadaşlarım çok ama çok güzel bir gündü...İstanbul'luların Moda Teras'ı varsa bizim de İkizevler Terasımız var.:))
Bu sabah itibariyle İstanbul'dayız... Gideceğiz diye herkes eve geldi...telefonlar zır zır çaldı...Arkamızdan sular döküldü...Son resimler çekildi.
Ordu'da ki son espri kuzen Yüksel'den geldi. Biz tam garaja giderken ki bu garaja niye gittik neden evin önünden binmedik onun da ayrı hikayesi var. Graj yolunda telefonum çaldı; arayan Yüksel.- kız, senin otobüs kaçda kalkıyodu
Ben- altı buçuk daa
Yüksel- İyi o zaman , o otobüs , geldi , çoktan kalktı , siz gelmeyince ben bindim gidiyorum.
Bir saniyesi bile boş geçmedi ama yapamadığım bir sürü şey kaldı.... Arkadaşlarla sözleştik, Nurgül ve Birgül; temmuz ayında Antalya'dan Ordu'ya geçiyorlar,seneye bizimkilere görünmeden bir hafta onlarla geçiricem hehehe bu Birgül ve Ayşegül'ün planı...Ayşegül dört gündür senin peşinde gezmekten helak oldum dedi ama onu ağlamamak için söyledim dedi sonra ...bilmezmiyim , biz Ordu'dan İstanbul'a taşındığımızda , ikimizde neredeyse çocuktuk. Bizi yolcu ettikten sonra eve gelmiş, bahçeye saklanmış ağlamış. Behice Teyze O'nu zor bılmuş.Sabaha kadar resmen uludum demişti...
Teleferiğe binemedim, geldiğimiz gün hizmete girdi. Tam da bizim evin önünden biniliyor. Günlerce gidiş gelişini izledim ama ben geldiğim gün insan taşımaya başladı. Dayım gel bin, gitmeden dedi ama, sonra Boztepe'de kalırı, otobüse yetişemem diye korktum...
Gece köyde kalamadım. Gamsegamse ve onu yaşıtı benim kuzenler geceleri dışarda oldukları için , merakta kalırız diye kalmadık. Gerçi gamse gelirken gece arabayla geldikleri yerleri gösterdi de az kala İstanbul' da ki klüplere geliyorlarmış laf aramızda:)Sığamamışlar kaplarına...
Gelmeden bir gün önce,Ankara'da oturan kuzen Hakan aradı ve yarın sabah yola çıkıyorum beni mutlaka bekle dedi. O yüzden biletimizi iptal ettik ve sonra ancak Trabzon'dan gelen Ulusoy'a binebildik. O yüzden de evin önünden değil, garajdan bindik. Yoksa torpilliyiz, evin önünden bineriz her zaman.... Hakan'la bir akşam beraber olabildik ama o arada helva geleneğimizi sürdürdük...Bizim Hakan'la buluştuğumuzu güya gizledik ama beş dakika sonra duyuldu, helva işi tahmin edildi...telefonlar durmak bilmedi hatta İstanbul'dan bile:))
ÇOK AMA ÇOK GÜZELDİ AMA BİTTİ ...darısı seneye
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)