''Maya'nın Günlüğü''nü okuyorum demişim ama kitaptan söz etmemişim. Maya, California'da yaşayan Şilili bir kız...Annesi doğurmuş unutmuş, babası başka alemlere dalmış unutmuş. Birbirine delice aşık Astronom ,kendi kayıp gezegenini arayan Büyükbaba ve astrolojiye meraklı bir büyükanne yanında büyümüş..Kocaman ,çok renki bir evde çok mutlu bir yaşam süren Maya'yı çok sevdiği kocasını kaybeden büyükanne de kendi yoğun acısını yaşarken ona delice bağlı olan,büyükbabasız bir hayat düşleyemeyen Maya'yı unutmuş. Hatırladığında ise artık çok geçtir ve asıl hikaye burada başlar... İsabel Allende bizi yine Şili'nin karışık,çalkantılı siyasi yaşamına daldıra batıra içinde yerel halkın,oradaki pagan adetlerinin, yeme içme kültürünün de bulunduğu bambaşka bir hikaye anlatıyor.
Yeni kitabım ise; Tanrı'nın Unutulan Çocukları/Craig Silvey...Hayat bir piyangodur.Şanslı olan kazanır,şanssızlar ise, Tanrı'nın Unutulan Çocukları'dır...Avustralya'da bir sürü edebiyat ödülü almış bir kitap. Biraz daha ilerleyeyim konuşuruz hakkında...
Bugünlerde eskisi gibi sık yazamıyorum ya, gariptir izleyici sayım her gün artıyor:)) Yazma mı demek isteniyor acep diye düşünüyorum:)
Bugün Çiğdem ve kızı Elif ile buluştuk Üsküdar'da... İlk kez yüzyüze görüştük ama sanırsız kırk yıllık dostmuşuz,anlatacak ne çok şey varmış...
Gamsegamse ile benim havuz-deniz maceramız devam ediyor...Havuzda biraz yüzüyorum ama o ne ya git gel Konya altı saat deyip,deniz kenarına iniyorum. Dün uzaktan yunuslar geçti yine...Güneşlenmek gibi bir derdim olmadığı için şezlongum hep ağaçların altına çekip,kitabımı okuyorum . Tek şikayetim selfservis olması...
Hadi giitim ben