Hızlı ve çok yoğun geçen bir hafta oldu. Ayvalık'tan Zuz geldi bizim evde bir bayram havası :) Yemekler,pideler pişti, filmler izlendi, gülündü, kavga edildi.Gece yarılarına kadar oturuldu, anlı şanlı kahvaltılar hazırlandı, kahvaltılar öğlene kadar sürdü.
Bugün O'nu yolcu ettik ve ben kendi rutin hayatıma döndüm inşallah maşallah.
Zuz gelince havanın güzel olduğu nadir günlerden birinde Kuzen Oya ile sabah kahvaltısında buluştuk, Beşiktaş kahvaltıcılar sokağında bir yere gittik.Adını veremiyorum çünkü bu ad altında iki kahvaltıcı var. Tek hoşumuza giden şey üçümüzün birlikte olmasıydı. Zuhal'in önüne kırık servis tabağı koymuşlardı.Zuhal bu tabağı atın dedi :) Gelen her şey birimiz yesek diğeri aç kalacak şekildeydi. Bu fiyasko kahvaltıdan sonra oturup kahvelerimizi de orada içsek kafamıza kuş konadı sanırım.
Hadi Ihlamur Kasrına gidelim dedim ben, her zaman en iyi programı yapan olaraktan. Oya'nın programı foslamıştı çünkü:)
Şimdi alttaki fotoğrafa bakın ve en iyi ben program yaparım dememe hak verin :)
Daha Ihlamur Kasrı'ndan içeri girer girmez bizi şu güzellik karşıladı. Erkeğim demedi salına salınaa gezdi.
Sonra Kasrın içini gezdik. Ihlamur Kasrı, Nigoğos Balyan'a Abdül Mecit taradından yaptırılmış.Merasim Köşkü ve Maiyet Köşkü olarak yapılmış. Merasim Köşkü müze olarak Maiyet Köşkü kafe olarak hizmet veriyor.
İki yeni dizim var , bu kış ...
Once Upon Time / Evvel Zaman İçinde
Nazlı'nın dizisiydi aslında bana da tavsiye etti ve birlikte izlemeye başladık.
Once Upon A Time" Hele de çocuğunuzla ortak masallarınız varsa acaip keyifli oluyor izlemesi.
Merak edenler ya da diziyi bilmeyenler için söylüyorum "Grimm Kardeşler"masalllarını bilmiyorsanız ki bilmeyen yoktur zaten izlemek çok keyifsiz olur, yani izlemek anlaşılmaz olur. Benim bilmediğim bir masal vardı, Nazlı anlattı onu da... Hani masal dedim ama bir yetişkin dizisi...
Pamuk Prenses'in cadı annesinin lanetiyle tüm masal kahramanları gerçek bir insana dönüşerek bir kasabada yaşamaya başlarlar. Kendileri bu durumu bilmemektedir. Durumu bilen Cadı Üvey Anne kasabanın belediye başkanı , Kırmızı Başlıklı Kız, kendini gerçek insan sanan diğer masal kahramanlarla birlikte yaşadığı kasabanın otelini büyükannesi ile birlikte işletmektedir.Pamuk Prenses ise kasabanın okulunda öğretmen😍
Haydi şimdi kitaplara gelelim.
Vejeteryan oldukça ilginç ama biraz sert bir kitap. 2016 Uluslararası Man Booker Ödülünü almış. Ödülü veren jüride Elif Şafak da varmış.Ve dee Orhan Pamuk da adaymış.Elif Şafak'ın oyunu kime kullanıldığı merak edilmiş :)
Sıradan bir evkadını olan Yonğhe gördüğü bir rüyalar yüzünden bir sabah kalktığında vejeteryan olduğunu söyler ve buzdolabında ne kadar et ve et ürünü varsa çöpe atar. Ve hikaye bundan sonra başlar. İlişkilerde şiddet ve cinselliğin ve saplantıların geldiği son noktayı üç ayrı kişinin ağzından üç ayrı hikaye gibi yazıp ama tek bir hikaye anlatmış Han Kang.
Bozkırda Altmışaltı tam da Vejeteryan'ın sertliğini alıp insanı böyle yumşak yumşak eden bir kitap.
Aşık olduğu kadının göz rengimin yeşiline uygun bir yeşil bulamayıp, aslında yosun yeşili diyecekti ama hayatında yosun görmemişti.O yüzden Handan yeşili dedi. Saçlarının düzlüğünü anlatmak için; Sanki kafasından zeytinyağ dökmüşsünde saçları arkadan gelmiş gibi dedi. Kitabın kapağına baksanız anlaşılır zaten o sıcaklık,o keyif.
Bu da bir öneri size,benim gibi bu telefondur, tablettir gibi zımbırtıları başucunda bulundurmak istemeyenler için. Hemen elimin altında, yatağın bazasına takılıyor, İkea'dan almıştım.
Bu da son foto, koroya gidip şarkı söylüyorum dışarı çıktığımda gördüğüm bu ışıltıdan mest oluyorum. Gece güzeli İstanbul.
Tamaam bitti... Yazmadım yazmadım ama buraları da döşedim öyle gidiyorum.