Takip ettiğim bir çevirmenler forumu var..
Tercümesi zor sözcük oyunlari.. meslek jargonları gibi konularda fikir alıp veriyorlar..
Dil düskünü.. sözcük düskünü ben de aralarına karıstım..
Bazan fikir verme hadsizliğinde bile bulunuyorum..
Bu sabah açtığımda birisi..
Sandık lekesini nasıl çeviririm chest stain deniyormuş ama pek olmadı sanki diyordu..
Bir çok güzel öneri gelmişti gerçi..
Hatta lekenin nasıl oluştugu bile yazışılmıştı..
Ama en dikkat çekici yorum..
Kıskandım.. sema kaygusuz çeviriyorsun..
Yorumuydu..
Çevirmen hem erkek hem de yabancı.. anglosakson bir adı var..
Nasıl anlasın sandık lekesini..
Ben de girdim benim gugl'animın arama motoruna dedim yaz..
Chest stain... neler çıktı dersiniz..
Yüzde ve göğüste ve ellerin sırtında oluşan lekelerin hangi yontemle çıkarıldığı..
Hani yaşlılık lekesidir de onlar..
Güneş lekesi denir lekeliyi incitmesin diye..
Şimdilerde önemi olan .. yaşlanmamak.. emek değil..
Bu arama sonucu buna işaret eder..
Yani chest stain derse.. içi boş kalacak bugünün önem sırasına göre..
Girdim gugl'anımın arama motoruna bi daha..
Antika mefruşattan nasıl çıkarılır zor lekeler.. dedim..
ingilizce dedim..
Hemen işbilir blog adresleri verdi..
yellow stain..
Sari leke..
O sandığı emeğiyle doldurmayana kolay öyle isimlendirivermek lekenin rengiyle..
Birinde şunu buldum..
Safe stain..
İşte bu..
İçinde güvende tutmaya çalışırken de lekelenebileceği anlamını barındırıyor..
Ama ben bunları ararken birisi çok daha üstününü bulmuş..
Broken dreams.. olsun demiş.. kırık hayaller..
Ya da lamented dowry.. yakınan çeyiz..
Bilmem artik çevirmen neyi seçer..
Ama bu önerilerde bulunan kızkardeş ile..
Aynı bağlamda düşünmüşüz..
Sonra yoruma yazmaya başlamışım ben..
Anglosakson erkeğe çeyiz anlatmaya..
Kaptırmış gidiyordum öyle..
Bir yerde kesip.. geldim buraya..
Yorumumu alıntılıyorum buraya..
"toplumsal yaşamın dramatik bir kısmıdır sandık lekesi..
kız beşiğe çeyiz sandığa derler..
kızın tek hedefi evlenmektir.. kız gidicidir..
giderken aile büyüklerinin şanını yürütmelidir..
ince el işleri ve pahalı malzemeden yapılan çeyiz üç günde hazırlanamaz..
o yüzden anneler anneannelerle başlar ilk çeyiz üretimleri..
sonra kız da öğrenir aynı beceriyi..
o da yapmaya başlar..
yıllar içinde modalar değişir.. yapılanlara daha yeni modeller eklenir..
sedir ağacı sandıklarda saklanır ki böcek güve gelmesin..
her yıl çıkarılıp.. beyaz sabunla yıkanıp.. gün ışığına asılır kisandık lekesi olmasın..
o çeyiz o sandıkta durdukca sararır..
evlenmesi geciktikçe kızın yüzüne leke olur.. ayıp olur..
evleneceğinde yine yıkanır odalara serilir..
çeyiz serilir ki kız ailesi icin ne kadar kıymetli anlaşılsın da gittiği yerde de değer görsün..
velev evlendi o kadar ince dantel.. ütüsü zor ham ketenler.. ipekler bürümcükler.. iğne oyaları..
kullanılmaz bile.. sandıkta durur.. yine yılda bir havalanır..
her havalanmada ana evinde onlar yapılırkenki günler anılır..
evlilik mutsuzsa.. ana baba kaybedildiyse.. kız gurbetteyse..
daha farklı anlam kazanir.. o sandık o lekeleri..
üstelik inatçidir çıkmaz o lekeler ..
insanin gönül kırıklığı gibidir..
o yüzden olmasın diye uğrasılır..
çıkarması zor diye.. bugünün kimyasalları bile çıkarmaz..
tedavisi gün ışığıdır beyaz sabundur.. yine emektir...
o kullanılmayanlar bazen ceyiz sahibinin kızının sandığına aktarılır..
aslında sandık lekesi altı çok dolu bir kavramdır..
bu toplumdaki anlamı tam olarak hiç bir dilde tam karsılık bulamayabilir..
ben gidip bloguma yazayım bunları..niye başınızı şişirdiysem ..
sevgi saygi ve barisla kaliniz.. "
Yok onlara dedim vedayı.. size degil..
devam edesim vardi ondan buraya geldim..
Annen ölür bir gün..
Onun evini boşaltırsın..
Onun çeyizinde kendisi için hazırladiğı her parçanın öyküsünü bildiğini farkedersin..
Senin kızın biliyor mudur..
Yok senin kızın aslında chest stain kızı devrini yaşamaktadır..
Aah kimselerin vakti yok..
Durup ince şeyleri anlamaya..
Boşuna dememiş şair..
Böyle deyip çekirdeğimi ezdiğim düşünülmesin..
Annesindeki karaduygun* onda olmasın zaten..
Daha çok taze ayol..
Ben şimdi yanıyorum elden çıkardığım onca şeye..
Bunları kullanacak sevecek biri değil önyargısıyla..
Her gün yeni bir inceliğiyle beni şaşırtarak büyümekte..
Keşke öyle fütursuz kalabilseydi dedirtmekte..
Sandığa gelince..
Bu kadar yetsin..
O sandığın içinde kalmasın kadınların yaşam ümidi..
Evlilik de içinde olduğum ama hala varlığını desteklemediğim bir kurum..
Hayat devletlerce bodrumlara denizlere trenlere mezarlara gömülmediği takdirde..
Sokaklarda burda ne işi var ki denilip fırsatçılarca sokak aralarında ırzına geçilmediğinde güzel..
Hayatı daha güzel yapan emek..
Misal fotoğraftaki sema kaygusuz kitabının yanında duran kutu..
Tereyağlı bisküviler içeriyor..
Fabrikasyon değildir elde yapılmıstır ibaresi var .. kutunun üzerinde.. emek emek yanında..
Uu gittim ordan amelinin o en güzel sahnesine..
Hayat güzel.. 4D kalp yapacaklar .. sıfırdan kırılmamış kalplerle devam edeceğiz yola..
Sandıklarda lekelenmemiş..
Haberlerde berelenmemiş olsun pazarınız..
#####
Ps1.. simone hakliymış.. bir yazma düzenin olursa yazabiliyormuşsun..
Peseiki.. anıları kadinlara emanet edin bence..
Psüç.. bu sefer fotolar benden.. biri sema'mın kitabı.. diğeri geçen yıl gittiğim sergide..
Bir aile arşivinin parçalanması sergisinde..
Osmanli beyzadenin kızı için yaptıği.. çeyiz alışverişi listesi ve tutarları..
Pese 4.. o sergiyi anlattığım yazı için..
http://atalet.blogspot.com.tr/2014/03/bir-arsivi-olusturmak-parcalamak-ulusa.html?m=1
Ordan sergi fotoğraflarina da bakabilirsiniz..
Pese sondan bir önceki..
Yazidaki şiir alıntısı bir başka kızkardeş.. gülten akın'dan..
Pese son ve 6.. yazıda kullanıp yıldızladığım sözcük karaduygun.. melankoli anlamında ve yine bir sema kaygusuz kitabının adıdır..
Pese bu sefer son..
Cizre'de ölen sultan'ın bir çeyiz sandığı var mıydı acaba.. hayalleri.. sevdiceği.. ailesi........