melisa kesmez etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
melisa kesmez etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Şubat 2014 Salı

ne bileyim bazen sadece kendimden bahsetmek istiyorum.. canıtından da tabii.. ama kitapsız ve müziksiz olmuyor işte atalet..



nil karaibrahimgil..
severim doğrusu.. güzel bir ağız yapısı güzel bir gırtlağı..
o nedenle dilediği gibi kullanabildiği iç sakinleştiren bir sesi var..
güzel şiirimsi.. 
şarkı sözleri var..

bir küçük eylül meselesi isimli  film için..

Beni kendi yoluna çağırma
Benim yolum başka
Gittiğim yer başka
Yokuşlarım başka

Karanlıkta yanabilirim
Boşlukta durabilirim
Düşmem ben!



Kanatlarım var ruhumda
Geldiğim gibi gidebilirim
Aşktan vazgeçebilirim
Zincir yok ki benim boynumda


bazı insan böyle oluyor dedim..
şarkıyı birlikte dinlediğimiz genç kadın..
"çok canım acıdı" dedi birden..
"ben de böyleydim" dedi..
konuştuk sonra.. 
dedikoducu değilim.. onu değil kendimi yazacağım..

 ben de öyleyim..
öyle doğdum ..
kanatlı..
izleyen.. okuyan yazan..
ortama karışmayan..
sessiz izsiz..
öyle doğdum..
çok mutlu edemedim başlangıçta saime hanımı cemal beyi..
benden .. "sanki bir yabancı" diye bahsettiklerini duymuşluğum var..
"mutlu muydun mutsuz muydun istediğin bir şey var mıydı herşeyin tamam mıydı hiç bilemezdim"
 dedi..
saime hanım sonraları..

sonra baktım bu pek tedirgin edici onlar için ve endişeli ebeveyn pek kurcalar insanı..
.. dönüştüm..
kocaman oldu herşeyim..
kahkaham..
sesim konuşma balonlarım..
fikirlerim kocaman..
 sevdiklerim sevmediklerim bağır bağır oldu..
mimiklerim..
elim kolum kocaman yerler uzanır..
havada kocaman hareketler yapar oldu..
sırf gözden kaybolmayacağımın güvencesi olsun diye..
boşlukta kocaman  yer doldurur oldum..
budur tarzım..

senem dere'nin kitabını okuyorum bir yandan..
orda bir meşe ağacı var..
geceleri ormana benziyoruz.. diyor.. 
karanlık ve rüzgar bizi birbirimize benzetiyor.. diyor..
 çam ormanındaki bu tek meşe..
gündüzleri ben gene tek meşesiyim ormanın..

işte benim gecem de.. bu hallerim..
görünen duyulan hallerim..
 böyle olunca..
fazla deşilmeden sürdürüyorum yaşamı..
yoksa sorsa biri..
iyi misin.. dese az derin baksa gözlerime..
maskem düşer..
gürültücü olmanın iyi tarafı bu..
kurcalamaya fırsat vermiyorsun..
hep konuşup.. hiç  bir şey anlatmıyorsun..

bazı insanlar böyle işte..
elbet onlar da dost edinir..
 ilişkiler kurar ama onların kanatları vardır..
bunu hep hissederler..

oradan oraya gitmeye kolay karar verirler..
fark yoktur çünkü..
iki nokta arasında..
yeniden başlangıç filan değildir.. sürer gider farklı yerlerde yaşam.. 
gittiği yerde de durmayacağını bildiğinden midir..
kalabilir de hiç gitmeden..

ben de öyleydim..
her an hazır bir bavulum vardı kapının arkasında..
yalnız yolculukları çok severim severdim..

öğretileni iyi satın almışım ama ..
ince eleye.. sık dokuya.. farkındalık geliştire..
çok iyi kamufle etmişim kanatlarımı..
yalnız insan olma halimi..

kanatlı halim sadece dilimde kalmış..
hatta gitme saplantısı olan aciz kadın kişi moduna dönmüş..

o değerler ve bazı sevgili insanları kendime bağlamışlığım olmasa..
bir anda yeni zelandaya yerleşir.. 
en fazla üç ay sonra burdaki gibi yaşamaya başlarım..

biliyorum yani daha önce oldu..
finlandiya hikayesini anlatmıştım..
hani..
tek başıma gidip de kırk gün evi aramadığımı..
doğma büyüme kuopiolu gibi yaşadığımı..
saime hanımın ölmelere yattığını..
sonunca abimin bana ulaştığını..
ancak o zaman ne kadar zaman geçtiğini farkettiğimi..

sevmedim ama zorunlu hizmette de yaşam biçimi kurmuştum..
adı zorunlu olmasa çok daha iyi uyum gösterirdim kesin..

bazı insanlar böyledir..
sevgileri farklıdır..
duyguları farklı..
ne zaman bir tüy düşse bir kanattan ..
içleri sızlar..
içgüdülerine karşın..
göçememiş kuşlar gibi..
bakar kalırlar olasılıkların arkasından..
özgürlük sevdiklerinden özgür alanlar bırakırlar sevdiklerine de..
seninle kalmayı seçtim bile demezler..
başkasının özgürlüğüne zincir vurmamak için.. kalsalar da..sitemkar olmazlar o nedenle..
anca blog okurlarının kafasının etini yerler..
ama mesela çocuklarına hiç söylemezler..

ben uçmak..
hafif olmak..
kısa sürelerin..
insanı olmak için doğmuşum.. 
biteceğini bildiğim süreçleri hevesle yaşarım da..
bir şekilde uzarsa .. o zaman seyreyle iç sıkıntısını..
kısa sürelerde bitmeli yaşanmalı herşey..
sonra hemen bir yalnızlık süresi.. 
sindirilmeli yaşanan..

ve fakat..
sen git hem anne ol hem hekim ol..
hem de üstelik rehabilitasyoncu ol..
deli gibi..
herşey uzun etaplı olsun yaşamında..
kanatların içinde sımsıkı..
sonra biri gelsin bir şarkı sözü yazsın.. 
kanatlarım var benim ruhumda desin.. 

melisa kesmez'i okudum bu arada...
atları bağlayın geceyi burda geçiriyoruz'u yekta kopan twitterda önermişti..
yekta kopanın ince ince yazmalarını sevdiğimden onun sevdiği bu öykü yazarını da seveceğimi düşündüm..
doğru düşünmüşüm..
çok beğenerek okudum..

ince ince yazılmış..sevdim..
dönüp bir daha baktığım öyküler oldu..

hele de.. "kıpırtısız".. 
onu aslan'la ve noktacık ile anton'la aynı yazıda toplamak istiyorum..

o yüzden bu yazıya daha çok uyacak olan..
"iyiyiz" ve  " sirk" ten söz etmek istiyorum bir de.. 
sirk sevmeyen çocuk o benim işte..
o pırıltı alkış müzik gösterişin ortasında..
hüznü hissedip hiç gülmeyen çocuk da benim..
iyiyiz'de susan ve saklanan da..

 tüm o aykırı kadınlar gençler ve çocuklar..
benim sürüm onlar..
iyiyizde arabayı kullanan ve yanındaki koltıkta oturan insanlar..
onlar bana çok uzak çok yabancılar..
ama hissetmezler..
çünkü benim kocaman mimiklerim kahkahalarım el kol hareketlerim var..

bir merak ediyorum ki..
bu genç ışıltılı kadınlar..
nasıl bu yaşamın bu boğucu hallerini.. 
ezici gerçeklerini ..
bitirilememişlikleri..
aykırı ruhları..
huya suya uymayan yaşam biçimlerini ..
kabullenemeyişleri..
 bu kadar gerçekçi yazıyorlar söylüyorlar güfteleyip besteliyorlar  diye.
nasıl...
kanatlarını nerde dinlendiriyorlar.. peki..



Image Hosted by ImageShack.us

7 Şubat 2014 Cuma

cuma günleri iğneler gugl'anım kibele.. ayşe kız.. melisa ve canıtın israrla lale ve selgin de var..



uu ne çok sey sığdı bir haftaya...
anlatsam çok uzar..
kodlayayım..

mayıs sonu haziran başı hayatımıza bir sürü genç insan .girdi.
.
isim soyadı anne adı öğrendik onları..
tanır gibiyiz diz dize oturmuş dertleşmiş gibiyiz..

bu hafta onların haftasıydı peşpeşe...
hele bir eskişehir'li oğlumuz var ki... kayseri'ye kitledi bizi..
 hele bir annesiyle el ele bizi yukarılardan izleyen çocuğumuz var ki..
içimiz şişiyor..
ama neyse ki antalya'lı çocuklarımız hele de güzel gülüşlü .. onurlu duruşlu kızımız var ki..
bari onlar yüzümüzü güldürdü.. dedik..
hepsini kibele'ye emanet ettik..

bu arada dünya ağrısını yüreğimizin üzerinde hissettiğimize göre..
ayfer tunç'un dünya ağrısı ile yazdıklarımızı takip ediyor musunuz diye sormanın tam zamanı..
haftaya laleninbahçesi..
hem bibliyomanyakların bir de sürprizi var hatta iki..
birincisi.. artık her hafta bir kitap veriyorlar..
nasıl alırım ben de isterim dersen..
bibliymanyakları takibe al ve her haftanın ilk günü yayınlanan yazıya bir sonraki pazartesiye kadar..
yorum bırak..

yorumcular arasından pazar günü kura çekilecek..
haftaya lalemin duble kaymaklı etkinliği..
hem dünya ağrısı yazısı hem de canan tan'dan sizler için imzalattığı kitabı hediye edecek..

ikinci sürpriz..
artık kabul eden yazarlar ile.. dört yazarın yazısı da yayınlandıktan sonra röportaj yapıyoruz..
geçen ay esra türkekul ile yaptık..
bakalım ayfer tunç bizi röportaj için kabul edecek mi..
etse de başımızın tacıdır.. etmese de.. başımızın tacıdır..

he bir de..bibliyomanyakların en sevdiği yazar.. içlerinden biri selgin gb'nin kitabı da raflarda yerini aldı..
boş durur muyuz..
onu da okuduk..
biz üçümüz..
aramızda bir de selginin kitabını "iğneler" i değerlendirelim dedik..
leyla hanım da kabul etti..

o da olacak..
anlayacağınız bibliyomanyaklar atakta..

peki biz napıyoruz canıtınla..
ben atalet olarak..
imaj değiştirdim açıkçası..
buralardan paylaşmam ama.. ben de kadın olarak elbet saçımla başımla uğraşır..
uğraşmadan gezermişim ben hep böyleymişim gibi yaparım..

neyse..
ben ani bir kararla..
bundan dört ya da beş sene önce..
kara kaşlı kara gözlü bir kadınken aniden sarışın bombaya dönmüştüm..
her türk kadını bir gün sarışın olabilir..
bunu unutmayın bakın..
ve ayrıca da kendimi sarışın olarak çok sevdim..
ki çok şaşırtıcı idi..
zira yola çıkarken müsaitseniz bir boyaya geliyorum dediğim kuaföre doğru ilerlerken..
neden ben de sarışın olmayayım diye kendimi sorgulayıp..
kuaförü de şoka sormuştum..
net on dakikada verdiğim bu karar yüzünden..
aman ne olacak ki..
olmazsa gene boyarım demiştim teselli olarak..
ben bunu deyip evlenmiştim biliyor musun blog..
evliliğe karşı biri olarak..
baş ve işaret parmaklarım arasında sıkmadan tutup..
bakıp.. 
evlenme fikrine..
aman nolcak ki.. olmazsa boşanırım demiştim kendime..
kabul edebilme cesaretini bulmadan önce..
heyhey.. yüz yıllar geçti..

neyse sarışınlık da uzun ömürlü oldu..
ama bu yaz başı herşeyden ve dünyadan ve gündemden pek sıkılmışken hafifleyesim geldi..
gene kuaförü şoka sokarak hafiflemeye karar verdim..
kes dedim .. sırtıma inen saçlarımı..
zaten hep topluyorum..
kısacık kes..
ve beni kızıl yap..

kesme konusunda pek mutluyum..
ama kızıl olamadım..
benim içimde bir irlandalı bir cincır bir hürrem yokmuş..
olamadık bir arada...
çukulata dedim evet çukulata..
ama olmadı..
bozuk çukulata matlığı ve dönük renginden kurtulamadık ve her yıkamada alttan sırıtan hürrem..
neyse sonunda ..
kazı dedim kuaföre..
peruk alıcam..
uzayınca boyasız gezicem..
aman etme dediler son bi şans ver ..
ve kuaförden çıktığımda kolumda takılı çanta ile aynı renkte idi saçım..
koyu yeşil ..
haki..
ceviz yeşili..

akşam .. elimde tabancasız geldim ama dükkanı bastım resmen..
kazı dedim..
yapacaktım..

bu kadar görüntüsüyle uğraşmayan ben..
gerçek söylüyorum..
gardropta.. beyazlar siyahlar morlar ve bir miktar kum rengi..
ayakkabılar nerdeyse hep ayni..
dekolte aynı..
makyaj malzemem bile bin yıldır ton sur ton aynı..
uğraşmam yani..
ama bu saçla ..
deliricem..

ve sonuç.. sarışın oldum..
kısa saçlı sarışın kadın..

bugün hastaneye gittiğimde..
kendimi marilin gelmiş gibi hissettiren tüm hasta.. hasta yakını ve personele ve dahi patronuma.. 
şaka değil akşam işin var mı diyen bile oldu ayol..
teşekkür ediyorum..

kuaförde.. geç saate kadar oyalanınca..
tvittırdan antalya gelişmelerini izlememe olanak sağlayan vayrles desteği için..
ordan yayın yapan tüm dostlara emekleri için..candan teşekkür ediyorum..
bir yıkamaya gittim..
baktım faltaylının videosu yayınlanmış..
vayrles sen olmasan netciğim sen olmasan ben eksiğim annem..

guglanıma da  teşekkür ediyorum..
bana en inanılmaz yerlerden bilgi sağladığı için..
yaradanım kibelem bizi ayırmasın..
bilgiye birbirimize ulaşalım diliyorum hem de her zaman..

aslında melisa kesmez'in atları bağlayın geceyi burda geçireceğiz kitabındaki..
öykülerden birindeki..anne kız öyküsünde yola çıkıp çocukluğumda yataktan çıkmayan anneleri olan noktacık ve aslan kitabındaki kız çocuğuna ve kendime uzayan bir yazı yazacaktım..

ama ben sarışınım ya..
bu da böyle olsun biloggg....

en önemli haberi verecektim unuttum..
selgin gb'nin iğnelerin tanıtımı.. yazarla tanışma partisi imza şeysi var yarın ..
saat 14.30 sonrasında..
kadiköyde kafka kafede..
gidin bence..
belki üstünüzden bir kuş geçer..
kaçırmayın bence bu fırsatı der..
 giderim ben.. 
ne olsa..
bugün cuma..
cuma günleri.. bavul hazırlamak gibi..
ne olsa.. =)





Image Hosted by ImageShack.us
Follow my blog with Bloglovin