parlak beyaz mermeri altın rengine boyayan günbatımı saatlerinide ..
zümrüt rengi bir elbisesi.. uzun siyah saçlarının parıltısı elinden tuttuğu üç..
bilemedin dört yaşında kız çocuğu ile ..
oturuyordu masada..
çocuğun önünde dondurma..
kadının önünde beyaz şarap..
yalnızdılar..
sakindiler..
akşam otelin terasında görmüştüm..
tepedeydi otel boşluğun üzerindeydi teras..
sadece sıcak yaz aylarındaki derin mavi sarmıştı göğü ve denizi..
denizin üzerinden esen rüzgara karşı gözlerimizi kısarak bakıyorduk..
suyun üzerindeki altın pırıltılara..
ürperiyordu su..
incecik dalgalanıyordu..
herşey daşgalanıyordu..
kadının saçları..
zümrüt rengi elbisenin bağrı..
çocuğun etekleri..
dalgalara bu sefer suyun öte yanından bakmaktaydım..
bu sefer ufuktaki gölge yunan değil vatandı..
rodostaydım..
ne sesini duydum.. ne gözgöze geldik..
bir kaç kez daha rastlaştık..
kızı ve kendisi hep yalnızdılar..
zoru tanımamış insanların hayvansı yavaşlığı vardı hareketlerinde..
ne zaman çok daralsam..
bugünlerdeki gibi..
o otelin tepesinde o terasta o kadına bakarken..
bugünlerdeki gibi..
o otelin tepesinde o terasta o kadına bakarken..
yanımda oturana .. söylemem gerekeni söylemiş..
sözcükleri o rüzgara kaptırıvermiş olsaydım diye düşünürüm..
çok daraldığımda hep..
tepelerde bir yerde.. sırtımda zeytin ağaçları fıstık çamları..
önümde boşluk..
gözümde denizin uzaklardaki mavisi..
oturduğumu hayallerim..
akîl anlayışlı bir en fazla 2 kişi olsa yakın çevrede..
hatta daha iyisi..
o yeşil elbiseli kadın ve kızı olsalar..
esintiyle dalgalansalar..
konuşmasak..
çünkü çok daraldığımda ben hep kendim konuşmak isterim..
anlatacaklarımı önemsediğimden değil..
dinlemek duymak istemediklerimden saklanmak için...
sözcükleri o rüzgara kaptırıvermiş olsaydım diye düşünürüm..
çok daraldığımda hep..
tepelerde bir yerde.. sırtımda zeytin ağaçları fıstık çamları..
önümde boşluk..
gözümde denizin uzaklardaki mavisi..
oturduğumu hayallerim..
akîl anlayışlı bir en fazla 2 kişi olsa yakın çevrede..
hatta daha iyisi..
o yeşil elbiseli kadın ve kızı olsalar..
esintiyle dalgalansalar..
konuşmasak..
çünkü çok daraldığımda ben hep kendim konuşmak isterim..
anlatacaklarımı önemsediğimden değil..
dinlemek duymak istemediklerimden saklanmak için...