Şafakk'ı ben çok severim..
sanırım o beni iyi tanıyor..
içinde bulunduğum ruh durumundan nasıl çıktığımı çikabildiğimi iyi biliyor..
ironiyi güzel sergiliyor..
bak ne demiş..
"aman neyse ne, bence çıldırmaya az kaldı seviyesini geçip bi kere
şöyle çıldırsan missler gibi : )
herşey çok daha güzel ve ferah olacak sonrasinda ama yapmiyosun işte : )"
hehe evet.. kolay değil tabii.. çıldıramadım daha..
ama en azından gülebilir hale geldim yazdıklarımdaki gibi değilim şu anda..
mark crick..
güzel olmuş..
isabel allende kıvamında bir bambu köklemesi yazmış..
ve evet bu adam bu işi güzel yapıyor..
okumadıysanız okuyun..
kafkanın çorbası..
sartre'ın lavabosu ve
son olarak da.. machiavellinin bahçesi..
"pek çok bahçıvan.. papatya ve mercanköşk gibi görünürde dostça tehditlerin belirmesi karşısında tepki vermekte yavaş kalır.. bunların her ikisi de hızla yayılıp.. nispeten kısa sürelerde büyük çimenlik alanları mahvedebilmektedir.."
"papatyaların ve karayosunların tanınması zor değildir.. ancak bir bahçıvanın farkında olması gerek daha az görünür tehditler de vardır... bazı yerli ve doğal ot türleri.. eğer toprak ilk ellerinden alındığında yeterince bastırılmazlarsa hiç arzu edilmezler.. kısa biçilmiş bir çimenlikte çirkin kümeler oluştururlar.. ve vatandaşlaı arasında bunları da sayan bahçıvan çimenliğin tümüyle kontrolü altında olduğundan hiç bir zaman emin olamaz.. çok uzun süre başına buyruk bırakılan çimenlik çimenlik olmaktan çıkar.. bunun yerine rakip hiziplerin toprak için mücadele ettikleri sonunda güçlünün zayıfı ezeceği bir vahşet beldesi olur..."
son zamanlardaki genel duygum.. " seninle ben uzaylı gibiyiz.. oksijen fazlalığından yemyeşil olmuş halimizde bile bizden.. bir de gülümseyip.. merhaba dünyalı biz dostuz dememiz bekleniyor".. duygusu..
barış demiş bıçakçı olan sürmeli olan değil..
bütün bu sessiz sedasız gerilemeler..
insanların mistisizme kayışı..
toplumların mistisizme kayışı..
ancak uzaylı gibi hissettiriyor..
farkım şu ki..
uzayım yok... gemim yok..
yıllar önce..
italyanca öğrenme sevdasına düşmüştüm..
italyan kültür merkezine gidiyordum..
neden nerden gerekti bilmem..
aklıma tarih dönemleri düştü..
ilk çay orta çağ.. yeni çağ.. yakın çağ..
ilk iki çağı ayıran şey..
bizi bir araya getiren şey..
yazının bulunması..
yazacak şeyleri olan insan biçiminin ortaya çıkması..
evrensel ortaklık..
orta çağa son veren çağ..
istanbulun fethi..
pardon..
şimdi insanlığın ana birleştiricilerinden biri..
empatiden .. sempatiden.. devletlerden önce geleni..
din..
bu durumda..
hristiyan aleminin.. yenilgisi.. dinden doğan devlet.. doğu roma imparatorluğunun sonu..
nasıl evrensel bir çağ geçişi olabilir ki..
diye bi soru düşmüştü aklıma..
şık bi soru değildi..
yav bu yabancılar bizi bu kadar yadırgar ve sevmezken evet evet sevmezken..
nasıl olur da bizim başarımızla çağ değiştirirler.. var bu işte bi numara demiştim..
ve bir italyana saf saf sormuştum..
napiim ayol.. gugl vardı da ben mi sormadım..
elimin altındaki ilk lise mezunu batı ülkelerinde okumuş insana sordum işte..
ortaçağın sonu yeni çağın başını belirleyen olay nedir dedim..
amerikanın keşfi.. dedi..
budur işte..
aramızdaki fark..
ben de amerikanın keşfinin bir fetihden daha önemli olduğuna inanıyorum üstelik..
gerçi her ikisi de kanlı olaylar..
ama zaten tarihi erkekler yazıyor..
erkeklerinse..
at avrat silah ve para.. dört sivri şey.. dört övünç kaynağı..
savaşların fetihlerin.. ve ölümlerin.. ve ..
ay ben ne yorucam kendimi.. bakınız jane austen ne demiş..
"fazla ciddidir tarih.. ilgilenmiyorum.. papaların krallarınkavgaları her sayfasında savaşlar.. kıranlar.. sözü edilen erkeklerin çoğu söze değmez.. kadınlardansa hiç söz edilmemiş"....
zamanı kadınlar bulmuş.. adetlerine bakmışlar.. aya bakmışlar.. sopaya çentikler atmışlar..
koşup erkeklere göstermişler..
bak zamanı buldum.. 28 günlük bir devrimi var demişler..
erkekler de almış zamanı..
tarihi yazmış..
tarih kadınların üzerinden yazılır..
yine yazasıları geldi..
zamanı geriye çeviresileri geldi..
eğitimde sınır yok.. yeter ki evde olsun..
yasası..
tarihi geri çevirme yasası..
ben yemyeşilim ve ama ağzımı sıkı sıkı yumdum..
dost filan olasım da yok bu dünyalı ile..
ne derler..
bana dostunu söyle ..
sana kim olduğunu söyleyeyim..
kaçıl silvia kenara.. fanusunda bana da yer aç....