28 Ağustos 2014 Perşembe

mutluluk mutfak eklektik Ve bilimsel ve blogsal bir yazı..

bir yabanci blog yazari.. dekorasyon blogu yazari.. bilmiyorum yaslandigim icin mi..
'artik herseyin sifirdan yenilendigi evleri sevmiyorum.. eklektik.. pahali ve ucuz.. secilmis.. bulunmus ve miras edinilmis.. sevilen.. yasanmisliklari yansitan korunmus eski guzelliklerle dolu ..mekanlari guzel buluyorum.. bayağı ve gosterisci olanlari degil..' demis..

yeni lüks sana ihtiyacinmis gibi dayatilanlari satın almak değil.. sevdiğin seylerle çevrelenmiş olarak yaşamak... demiş..

fikirde özel bir parlaklık yok .. ama epeydir aradığım
sözcük bu işte.. bayağı...

bu sabah da dünkü radyo programına denk geldim.. beğenmiyorum ama değistirmekle de uğrasmiyorum.. sakız adasından söz etti kadın ve.. herşeyin eski ve bakımlı oldugu bir yerde yaşıyor olmanın yarattığı farkındalıkla donanmış olarak..
2 yılda bir mutfak değiştirenler var dedi..

bir çalışma yapılmış abede'de para mutluluk çalışması..
75.000 dolar /yıl mutluluğun ederi buymuş..
75000/yıl 'ın üzerinde fark yaratmıyor ekstra haz vermiyormuş..
bu rakam barınma doyma Su elektrik iletişim gibi temel ihtiyaçlarını karşılamanı sağlamana yetiyormuş..

gün ve gelecek açısından güvendesin.. mutlusun ..

sonra mutluluk alışkanlık olunca o hazzı neyle arttıracaksın..
akomodasyon (uyum) var çünkü..
boşuna 'gördüğünden ayrılmayasın' demiyorlar..

o zaman gelsin mutfak..
gitsin seyahat.. midir..
yoksa sahip olduklarının tadını çıkarmayı bilir mi insan ?

ya da borçla krediyle zorlana zorlana mı yapılıyor o yeni eşya yeni mutfak..
'mutfağının yılı kadar konuş'..
mudur yoksa 'ben de yeni mutfak yaptırabildim o zaman xx şahıs ile aynıyım'.. tam idrar yarışı mıdır..?

içimize baksak..
orada bir çocuk bulup sevmek..
orada kendini bulmak..
ya da bulduğun seni parlatıp..
özgüvenini arttırmak için değil..
içimizdeki boşluğu görmek ve doldurmak için..
posted from Bloggeroid

27 Ağustos 2014 Çarşamba

kadınlar erkekler işler güçler özgüven köprü ve dayı hakkında

hp bir iş ilanı dolayısıyla..
bir açıklama yapmış..
demiş ki .. erkekler ilanda belirtilen özelliklerin % 60'ına bile sahip olsalar başvuruyor..
kadınlar yüzde yüzüne sahip değil ise başvurmuyor..
bi de yorum etmiş.. nasihat çekmiş ..
'kadınlar kendisine daha çok güvensin..'

bir kadın da bakmış ..
ya kadınım..
başvurmadığım işler de oldu ..
ama nedeni özgüven eksikliği değildi ki demiş..

bir işe istenen niteliklerin bir kısmı sizde olmadığı için başvurmadığınız oldu mu?
cevap evet ise neden demiş kadın ve erkeklere..
çalışma yapmış bildiğin..

sonuç ilginç.. başvurmama nedeni güven eksikliği değil..

kadınların% 10'u erkeklerin % 12'si 'çünkü iş için yeterli olacağımı düşünmedim demiş..
en az reytingi bu cevap almış..

en çok işaretlenen neden
kadınlarda % 41 erkeklerde % 46 'beni işe alacaklarını düşünmediğim için başvuruda vakit kaybetmek istemedim' diye belirtmişler..

bu durumda bu kişiler istenen özelliklerin 'olmazsa olmaz' olduğuna inanmışlar ..
yani kendilerine güvensizlik değil..
ilanın gerçekliğine güven duydukları için..
sosyalliğin..
ilişki ve bağlantıların gibi konuların..
işi yapmak için gerek duyulan vasiflardan öne geçemeyeceğini düşünmüşler..

bu da bu nedenle başvurmayaların 'işe alma sistemi' hakkında iyi bilgilenmediklerini gösterir..
olsa olsa..

bir de türkiye'de yaşamadıklarını..

belki bir de türkiyede yaşayan Azınlık Medeni Insan (AMI) iyicil uzaylı (IU) kadrosunda olmadıklarını..

'bu çalışmanın yararı herkesin kitaba uygun davranmadığını öğretmesi oldu 'demiş çalışmayı yapan..
artık onlar da başvurur..

hahahaheeee..
ay çok güldüm..

kadınların % 22'si 'istenen vasıfları bile bile başvurup başarısız sayılmak istemedim' Şıkkını işaretlemiş..
erkeklerin %13'ü..
kadınlar için 'başarsızlık' tanım neden ve süreci farklı imiş..
1-kadınların başarısızlıkları daha Uzun süre hatırlanırmış..
bu nedenle aşırı dikkatli oluyorlarmış
Risk almıyorlarmış..
2-kadınlar'lisedeki o parlak Kızın.. kadın yönetici.. politikacı.. girişimcinin.. hazin Sonunu ' ..
darbımeselleştiriyor ve iletişerek mem havuzunu dolduruyorlar..

birbirimizi korkutuyoruz kadınlar..
kesin şunu..
fatma teyzenin torununun başına gelenle..
gazete haberiyle korkutmayın kızınızı..
kadının başarısızlığını efsaneleştirmeyi bırakın..
başarı öykülerini anlatın..

başvurmama nedenlerinin biri de 'başvurunun kurallarına uydum' diyenler..
bunların % 15'i kadın %8'i erkek ..

bir misli..
kadınlar kurallara erkeklerden daha çok uyuyor ..
neden?

çünkü kızlar kurallara uyma kılavuzu ile büyütülüyor..
okulda kurallara uymak akademik başarı getirdiği için..
kabul edelim kadınlar daha iyi öğrencidir..
mem havuzuna at..
'kurallara uy'
İŞ için istenen ÖZELLİKLERİN gerçekten iş için gerekli olduğuna inanıldığını gösteren cevaplar kadınların
başvurmama nedenlerinin
% 78 'ini oluşturuyor..

istenmişse gereklidir.. düşüncesi hakim..
bu düşünce kadınlarda daha baskın..
neden?
çünkü..
McKinsey raporunun dediğine göre..
erkekler potansiyelleri..
kadınlar 'sahip' oldukları için işe alınıyor..

pisleşmeyelim eğitim donanım tecrübe demek istiyor..
iri memeler uzun bacaklar artı değer olsa da dün bugün yarın..
o başka çalışma konusu..

20.yüzyılda kadın profesyonel yaşama kabul edilmek ve yükselmek için eğitim ve deneyimini kanıtlamak zorunda imiş ..
mem havuzuna at..
'eğitimine vasıflarına göre yükselirsin'

hahaho..

ama gerçek iş yaşamı öyle değil kızlar..
kral çıplak..
hak edişle yükseliş arasında paralellik.. uyum yok..

burdan akıllı kadına çıkacak ders..
eğitimini.. düzenli çalışıyor olmanı..
yeterli kriter olarak görme..

çünkü görünür olman..
.belki de super bişey saklıyorsun kolunun yeninde ' şuphesinin hasadını toplaman..
ve 'büyük' insanlardan bir portfolio hazırlaman da önemli..
diyor..

işte bu noktada durdum..
ay bu acaba bizim memlekette biraz zaman mı geçirdi dedim..

tarihi bilgiler iyiydi ama..
bizim cangıl toplum zaten böyle..
yüksek özgüven..
her işiyapan..
bilgisiz fikirbazlar..
Ve ilişkileri aile bağı .. doğum yeri kardeşliği.. muhtelif inanç biçimi sayesinde ehliyetsizliklerini öteleyip başa gecenlerin güzelliği ile dolu..

canıtın ..
albeni götür bu çalışmanın yapıldığı yerlere..
biz de kadını eziyoruz..
ama taşın altından kurtulduğu saniye..
bir başkasının kafasına basmakta beis görmüyor yine de..
o bile pir ü pak değil..

pese:
konu hakkında yazıma temel olan yazılar..
http://blogs.hbr.org/2014/08/why-women-dont-apply-for-jobs-unless-theyre-100-qualified/
 
http://www.forbes.com/sites/womensmedia/2014/04/28/act-now-to-shrink-the-confidence-gap/

posted from Bloggeroid

domuzlar..

arabada radyo.. ki ben ayarlamadim..
bir kadin bir erkek konusuyor..
ay yoksunlugu donemindeyiz iletisime dikkat dedi..
bir cocuk filmi anlatti sonra..
nefsi terbiye ile ilgili bir film.. domuza donusen ebeveynini kurtarmaya calisan cocuk..
ve ordan baska domuzlara gectiler..yoksa gine pigler miydi..
adam dedi ki bana dokunan .. hep o kafeslerde yasiycak olmalari....
uzuldum.. kendi halime uzulecegime..

posted from Bloggeroid

26 Ağustos 2014 Salı

oluyor bazen duraklama veya çöküş dönemleri..

1-sabaha kadar telaş duygusu ve çeşitli silme temizleme işlemleri içeren rüyalar gördüm..
2- akşam nerdeyse bütün evi silince öyle oluyor..
3- reflekslerimi her konuda durdurmam gerek.. özellikle konuşma ve bir Kraft projesine başlama konusunda..
4- başarılamamış kraft projeleri isimli bir dizi başlatmak lazım sanki..
5-keşke sonbahar gelse..
6-keşke dün o spreyi hiç ellemeseydim..
7- iki kere ölç bir kere kes derler.. haklılar..
8- bir seferde bir yeri bitirip de dedem etsek iyi olur.. Şu anda bekleyen giyinme odası bitmemiş salon'a bir de mutfak eklendi.. hayır huyum fena tek köşe ile yetinemem .. şimdi bütün mutfağı kurcalamaya başlamaktan korkuyorum..
sahi Facebook'ta takip ediyor musunuz beni? köşede biyerde bağlantı adresi olacak .. arda yazdım başıma geleni..
9- yıllardır öykü yazıcam derim.. sonunda bari çeviri işine gireyim dedim.. şansıma deneme sayfalarında türkçesini bile bilmediğim oto tamirhanesi sözlükolojisi geldi karşıma.. hayır porte basculante deyince hangi kapıyı kastettiğini anladım ama bunun konuşma türkçesi yok.. mimar arkadaşıma fotoğraf gönderdim buna ne denir diye.. seksiyonel kapı dedi .. Kibele aşkına siz biliyor musunuz .. yani okusanız anlar mısınız.. garaj kapısı dedim geçtim.. hidrolik çukuru dedim bi de.. ondan da emin değilim..
bence olmaz bu iş.. blog yazmaya devam..
10- sonunda bir dekor kitabı çıkaracağım.. o olacak
11- bugün için küçük ama etkili bir program yaptım kalan projeleri bitirmeye yönelik..
12- umarım trafik olmaz da eve erken dönebilirim..
13- bir zaman 3o günde herşeyi bitirmek serisi yapmıştım..
acaba her hafta 1 günü buna mı ayırsam..
14- hafta sonu İstanbul dışındayız.. canıtın da gelecek..
15- çekirdek bi site için şifremi canıtın yapmış..
16-haftada bir de numerolojik yazı eklerim misss..
17- çekirdek not defterine tatil için gittiği cennet koyunun kuru boya resmini çizip yanına anılarını yazmış.. arkadaşının yapraktan kestiği dalga şeklini de dekupajlamış..
armut dibine düşer .. =)
18- okumada doyuma ulaşmak diye bişey var sanırım.. hayır erotik bişey değil.. kimyada solüsyonlardaki gibi.. hani artık bişey katınca erimez ya .. bazen sözelden uzaklaşıyorum.. görsel şeyler daha çok hoşuma gider oluyor.. öyle bir dönemdeyim..
19- kır düğününe gidiyorum ne giyeceğim hiç bilmiyorum
2o- bu aralar altın rengine taktım .. tuttuğunu altına boya .. duygusundayım..
21- ama dünkü dekor faciası gümüş rengi ile oldu..
22- karar verdim .. salılar nümeroloji günü olsun..
23- mikrodalga kekin tarifini bir ara vermeli..
24- altın demişken altın rengi kahve fincanlarım daha kullanılmadı..
25- aslında bu konularda fotolar var ama bu nümeroloji o yüzden eklemedim..

posted from Bloggeroid

14 Ağustos 2014 Perşembe

bazen de yazdırmıyor kendini kadınlar..

efendim ben sanatçı olduğum için güzelliğime düşkündüm tabii.. yüksek topuklu ayakkabılar giyiyordum her zaman .. dediler ki bir doktor Var .. bu ayaklardaki baş parmakları düzeltiyor .. hemen koştum gittim .. dedi ki dümdüz yaparız .. meğerse efendim benim bir parmağımı kesmiş ameliyat esnasında.. tabii ben çok üzüldüm.. uyuyamıyorum.. ağlıyorum.. ölmek istiyorum diyorum .. yıldırım efendim .. ahpabımdır dedi ki böyle olmaz.. bana L. verdi sabah akşam .. ben düzeldim efendim.. diye söze başladı renk renk çula çaputa sarılı.. şişman.. had safhada beyaz tenli.. dudaklar taşırılarak sürülmüş kırmızı rujlu ve takma kirpikleri ileri değil de yukarı doğru takılmış kadın..

dur aslında canıtın şöyle yazayım..
'öykü hastanın Kendisinden alındı, zaman Ve mekanla ilgili orientasyon bozuklukları nedeniyle güvenilir bulunmadı. yanında akrabası olduğunu söyleyen Kadın öyküye katkıda bulunmadı..
hasta öyküsüne belirsiz bir zaman aralığından başladı .. anlaşılabildiği kadar hasta hallux valgus ameliyatı sonrasında depresyona girmiş sonrasında yine zamanı belirsiz .. bir kalça ameliyatı geçirmiş bacağı kısa kalmış .. verilen egzersizleri yapmamış.. tabii düşünün 6saat piyanonun başında oturuyorum .. sonra bir düşme nedeniyle Omuzunda çıkık olmuş A. demiş ki hemen ameliyat.. ama sonra 11 doktor gelmiş baş ucuna Ve egzersizle geçerek demişler ve şimdi yürüyemiyor.. ne zamandır yürümediğini bilmiyor ..
TANI:Tetkik

bazen bir MRI ne yazılar öyküler yazdırıyor da.. bazen de ses getirmiyor..
Kendisi başlı başına öykü olduğundan mı bilemedim..

fizyolarım dosya ilginçmiş!! dediler..
bence de dedim..

posted from Bloggeroid

9 Ağustos 2014 Cumartesi

belki üstümüzden canıtın geçer..

önümde giden aracı farkedince birkaç adım geri kaçtı..
zaten o hızlı hareket çekti dikkatimi..
yoksa farkedilmeyecek kadar ufaktı..

bir gidiş bir geliş yolda karşı yönden gelen şeritteydi..
şeridi bitirmiş bizimkine geçmek üzere idi..

biraz sarsak biraz ürkek..
ama azimli..
nereye gidiyor ki bu..
yürüyüşünü görünce öyle düşündüm..
izlemeye devam ettim..
yavaş gidiyordum zaten..

geri kaçtığı birkaç adımı hemen yeniden attı..
giderek yaklaşıyordum..
aman ezmeyeyim de diye..
biraz daha yavaşladım..

o anda farkettim hedefini..
küçük yuvarlak bir şey duruyordu asfaltın üzerinde..

eğilip almaya çalıştı..
düşürdü ..
karşı yönden bir araç geldi..
farketmedi bile..
hızla geçti..
rüzgarıyla bir sarstı..

ben gülümseyerek geçerken yanından..
o emanetini kapmış..
güvenli havalara yükseliyordu..

annem..
cevizini düşürmüş ya bu..
😊..

ya da kırmak için atmış ..
kimbilir..

posted from Bloggeroid

4 Ağustos 2014 Pazartesi

aurora borealis ve diğerleri canıtın.. bize uzak olmasın..

sözcükler benden önce uyandı bugün..
tepemde uçuşmaya başladılar..
boz renkli kelebekler gibi..

arıtıyorum günlerdir..

bir kadının gerçekle yüzleşmesidir arıtma..
asla yapamayacaklarını..
zaman.. ortam.. gereklilik yaratamayacaklarını ayırdetmektir..
gerçekleri kabullenmektir..

azın çok olduğunu..
zamanin uçuculuğunu..
anın önemini..
'sonra'ların garantisizliğini..

nasıl da güveniyoruz kendimize..
yapabilirliğimize..
vakit bulabilirliğimize..

oysa bendim şifoniyeri boşaltan..
başka bir kadının yapabilirliklerini devralan..
devralmanın zorluğunu yaşayan..
bayrağı devralan..
'onun yapamadıklarını
tamamlayınca.. hem senin hem onun içi rahat edecek' kaygısının ağırlığını taşıyan..

yazılıp da gönderilmeyen mektuplar gibi yapılabilirliklere işaret eden şeyler..
bulanın duygusal yükü oluyor..

bir çekmecenin dibinden çıkıveren..
birbirine toplu iğnelenmiş..
bir döşemelik kumaş ile bir nakışlı kumaşın rehberliğinde..
ikisini birleştirip bir yastık kılıfı oluşturmak isteyen kadının yaşamına geçivermek..
tek bir parçayı bile ziyan etmeyenlerin..
bayat ekmeği yumurtalı ekmeğe..
kimseye yetmeyecek pilavı yayla çorbasına ..
babasının pantolonunu oğluna..
çeviriverenlerin..
yokluktan olmasa da emeğe değer verdiklerinden..
nebzenin onuruna saygı duyanların dünyasına ortak olmaktır..

aydınlık bir odada o iki parçayı iğneleyen kadın..
ne olmuştur da makinesinin başına otur amamıştır..
beklenmedik bir konuk..
aniden gelen bir davet..
ve birkaç gün sonra..
bir koltuğun üzerinde kurumlanacağına..
asla yapılamayacaklardan olmak üzere ..
derin çekmecenin dibine ..
üzerine patronu iğnelenmiş kumaşın..
kenarına dikilecek danteli arasına konulmuş şasenin..
ve diğer ümitlerin arasında yerini alır..

ben biliyorum mesela..
su çekmecedekiler..
çekirdeğin sınav için çalışmasına yardım etmeye çağrıldığımda..
giderken koyduğum gibi duruyor..
şunların hatırlattığı tatsız bir olay..
şu koca grup..
'salak mıyım artık yapmıyorum..
ben bunlarla uğraşırken elalem...'
duygusuyla tıkıverdiğim günden beri..
duruyorlar..

annenizin düğme kutusu var mıydı..
parça bohçası..
her parçayı bilir miydi?
ben çok severim sevdiklerimin kutularını.. bohçalarını karıştırmayı ..
fotoğraflardan daha canlıdır.. yaşanmışlıkları daha belirgin..
fotoğraf düğünden bir anı dondurur..
düğmeler ve kumaşlar..
onlar o düğüne hazırlanma heyecanını..
modeli seçen ..
kendini o giysi içinde hayal eden kadını anlatır..
giyilmiştir yaşamıştır ve sonunda eskiyip atılmıştır..
bir süreçtir..

ve güzeldir damakta bıraktıkları tad..
ama bitirilememişler..
onlar acıdır.. acı verir..

işte yükü taşırken ahdettim ya..
yük bırakmamaya..
peki ne oldu da bu kadar biriktiler..
nasıl da ağırlık verdiler..
bunca zaman..

ayırdım arıttım..
modası bile geçmiş ..
zamanı bile geçmiş tasarıları..
çizimler kumaşlar kurdeleler boyalar tuvaller onu ona ekle olasılıkları ..
hepsi gitti..
şimdi yeni hayaller kurabilirim..
yeni planlar yapabilirim..
ne çok güzellik var önümde..

aurora borealislere gidelim canıtın..

al beni de..
hayretle karışık hayranlıklar duyasım var..
hayretle karışık öfke acı ve hüznü arkamda bırakıp..

posted from Bloggeroid

Follow my blog with Bloglovin