uçmak (I) -ğı
isim, eskimiş, din b. (***) Soğdca uştma¬
Cennet. |
uçmak (II) -ar
(nsz)
1 . Kuş, kanatlı böcek vb. hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak: "Biraz havalanıp bir başka kayaya kadar uçtu."- S. F. Abasıyanık. |
2 . Uçak vb. araçlar özel mekanizma ile yerden yükselmek, havada yol almak. |
3 . Sıvı, gaz veya buhar durumuna geçmek. |
4 . Rengi solmak: "Rengi birdenbire uçtu."- P. Safa. |
5 . Rüzgâr veya başka bir itici güçle yerinden ayrılıp uzağa gitmek: "Bu gece tahta perde uçmuş."- . |
6 . Yüksek yerden düşmek veya yuvarlanmak. |
7 . Belirmek: "Sakalı yeni çıkmış, yüzünde çocukça ifadeler uçuyordu."- S. F. Abasıyanık. |
8 . Patlayıcı madde ile parçalanmak. |
9 . Uçar gibi dalgalanmak: "Elleri trençkotunun cebinde, gözlerini karşı kıyıya dikmiş, saçları savrulurcasına geriye uçuyor."- A. İlhan. |
10 . Çok hızlı gitmek: "Hele bir asfalta çıkalım görürsünüz bey, derdi. Uçar bu bizim külüstür."- R. N. Güntekin. |
11 . Hava yolu ile gitmek: "Yarın İstanbul'a uçuyorum."- . |
12 . mecaz Yok olmak, ortadan kaybolmak: "Bütün kararları uçmuştu. Yüzünde iradesiz hatlar belirdi."- S. F. Abasıyanık. |
13 . mecaz Çok sevinmek. |
14 . argo Keyif verici veya uyuşturucu madde aldıktan sonra hayal âlemine dalıp gitmek. |
15 . şaka yollu Aşırılmak: "Bizim kitaplar uçmuş."- . |
16 . din b. (***) Dinî inanışa göre ruh ölümden sonra göğe yükselmek. |
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
uçan kuşa borcu olmak | uçan kuştan medet ummak | uçup gitmek |
Birleşik Sözler
uçan daire | uçan kale | uçan kefal | uçan top |
uçuç böceği | uçtuuçtu |
26 Eylül 2008'den bu yana 20341220 kez söz araması yapıldı.
*****************************************
martıların çoğu uçma eyleminin en basit hali dışında birşeyle ilgilenmekle uğraşmaz.. kıyıdan yemeğe ve sona tekrar kıyıya nasıl uçulur.. onlar için uçmanın değil yemeğin önemi vardır…
****************
-neden con neden der anne.. neden sürünün kalanı gibi davranmakta bu kadar zorlanıyorsun.. neden alçaktan uçmayı albatroslara bırakmıyorsun.. neden hiç bir şey yemiyorsun.. bir kemik bir tüy kaldın..
-tüyler ve kemiklerle ilgilenmiyorum.. tek istediğim havada neleri yapıp neleri yapamadığımı öğrenmek.... sadece bilmek istiyorum..
-bak conıtın dedi babası.. yakında kış gelecek ve tekneler azalacak.. balıklar daha derinden yüzmeye başlayacak.. bir uçuşla karın doyuramazsın biliyorsun.. ille bir şey öğrenmek istiyorsan nasıl balık avlanacağını öğren.. uçmanın nedeninin yemek bulmak olduğunu unutma…..
****************
başarısızlıklarından cesareti kırılınca..
“ben bir martıyım.. buna göre sınırlanmışım.. eğer bir şahin gibi uçmam gerekseydi..onun gibi kısa ve güçlü kanatlarım olurdu ve balık yerine fare yerdim..babam haklıymış bu saçmalığı unutup.. sürüye dönmem gerek.. ve olduğumla.. zavallı kısıtlı bir martı olmakla yetinmem gerek…”
*****************
uçmanın tekniklerini öğrendiğinde
“şimdi uğrunda yaşanacak ne çok şey var .. meğer kendimizi bilgisizliğimizin sınırlarından kurtarabilirmişiz.. meğer mükemmel ve zeki ve yetenekli bir varlık olmanın tadını çıkarabilirmişiz.. özgür olabiliriz.. uçmayı öğrenebiliriz..”
*****************
yaşlı sürübaşı öğüt verir..
“bir gün sorumsuzluğun yararlı birşey olmadığını göreceksin canıtın.. hayat bilinmez ve bilinmeyecek olandır.. bilmen gereken tek şey.. bu dünyaya yemek ve hayatta kalmak için geldiğimizdir..
*******************
canıtın iç çeker..”
“anlaşılmamanın bedeli bu.. sana ya kötü derler.. ya da tanrı sanırlar…
canıtın livingston martı...*******************
aerodinamik olarak yaban arısının uçamaması gerekir ama yabanarısı bunu bilmediğinden uçar../Mary Kay Ash/ abedeli iş kadını/
*****************
uçmuş bunlar ..
****************
mırıl mırıl..
Gül renginde gün doğarken
Boğazdan gemiler usulca geçerken
Gel çıkalım bu şehirden
Ağaçlar, gökyüzü ve toprak uyurken
Dolaşalım kumsallarda
Çılgın kalabalık artık uzaklarda
Yorulursan yaslan bana
Sarılıp uyuyalım gün batımında
Belki üstümüzden bir kuş geçer
Kanadından bir tüy düşer
İner döne döne gökyüzünden
Hiçbir yüz güzel değil senin yüzünden
Haydi kalk gidelim bu şehirden
Gün doğarken ya da güneş batarken
Belki kuşlar geçer üstümüzden
Kanatları senin ellerinden
Ellerinden