Ana Yemek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ana Yemek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

06 Haziran, 2014

KADAYIF MANTISI VE REFİKA BİRGÜL İLE MUCİZE LEZZETLER


Nisan ayında Doors Akademi'de Arçelik'in davetlisi olarak "Refika Birgül ile Mucize Lezzetler" etkinliğine katıldım. Keyifle geçen öğleden sonrada, mutfağımda da uygulanacak güzel tarifleri uygulayıp, tatmış oldum. Refika Birgül ekranda göründüğü kadar sıcak ve samimi, kalabalık blogger grubu ile tek tek ilgilenip, hepimizin sorularını cevaplamak için koşturdu mutfakta.

Etkinlik için 4 tarif seçilmişti. Yazımın son fotoğrafı olan kolajda göreceğiniz, Türk işi suşi, kadayıf mantısı, turşulu ayran ve çikolatalı güllaç. Hepsi lezzetli idi, ancak benim favorilerim, türk işi suşi (yakın zamanda paylaşmayı düşündüğüm, pratik bir lezzet) ve kadayıf mantısı oldu.

Kadayıf mantısı, çok eski Sofra dergilerinden birinde rastladığım bir tarifti, daha sonra Refika'nın kitabında görmüştüm. Refika tarifi, eski bir tanıdığının mutlaka yapmalısın tavsiyesi ile denediğini ve uzun zamandır da çok beğenilen bir tarif olarak yaptığını söyledi etkinlik sırasında. Ben de Sofra dergisi ve Refika'da görmüş denenecekler arasında beklettiğim tarifi uygulayıp, tatma fırsatı bulmuş oldum. Sonuç olarak herkese tavsiye edebileceğim, mantıya farklı bir yaklaşım olan bu tarif, ana yemek, çay saati, lezzeti, aperatif olarak da hazırlanabilir. Hatta kadayıfla hazırlanan börekleri bu şekilde servis etmek de düşünülebilir, peynirli, patatesli, ıspanaklı mantılar da bu şekilde hazırlanabilir. ayrıca bu şekilde patlıcanlı börek de yapılabilir ne dersiniz?


Malzemeler :

Mantı için;

-100 gr. kıyma
-250 gr kadayıf
-1 çay kaşığı köfte baharı
-1/2 çay kaşığı karabiber
-1/2 çay kaşığı kimyon
-1/2 çay kaşığı pul biber
-1 avuç ekmek içi (veya 1 tatlı kaşığı galeta unu)
-5-6 dal ince kıyılmış maydanoz
- 2 çorba kaşığı zeytinyağı
- 1 çorba kaşığı tereyağı

Yoğurt sosu için;

-3 su bardağı yoğurt
-4 diş sarımsak
- Tuz

Sos için;

- 1 tatlı kaşığı domates salçası
- 1 tatlı kaşığı biber salçası
- 2 adet domatesin püresi
- 1 tatlı kaşığı karabiber
- 2 dal taze kekik
- 1 dal taze nane
- 4 çorba kaşığı zeytinyağı
- 1 çorba kaşığı tereyağ

Servis için;

-Sumak, nane, pulbiber

Yapılışı:

Mantı için hazırladığımız malzemelerden tereyağ ve kadayıfı ayırarak, mantının iç harcını oluşturacak köfte karışımını hazırlıyoruz. Köfte harcından ufak parçalar alarak fındık büyüklüğünde yuvarlaklar hazırlıyoruz. Daha sonra elimizi ayırdığımız tereyağı ile yağlayıp, kadayıftan uzun bir tutam alarak avucumuza yerleştirip, köfteyi kadayıfın üzerine yerleştiriyoruz ve köftenin etrafını kadayıfla kaplayarak sarıyoruz. (Mantıların büyüklüğü 2-3 cm çapında olmalı ve üzerindeki kadayıf kalın olmamalı.) Bu süreçte tereyağ hem kadayıfın kolay sarılmasını sağlıyor, hemde mantımızı daha lezzetli hale getiriyor. Kadayıfların tamamını bu şekilde hazırlıyoruz, tabi bu süreçte bekleyen kadayıfın kurumaması için üzerini nemli bir bezle örtebiliriz. Mantılarımız hazır olunca önceden ısıtılmış 200 derece fırında 10 dakika kadar pişiriyoruz. Çok hızlı piştiği için yanmasını önlemek için çevirmek gerekiyor.

Mantı pişerken yoğurt sosunu ve domates sosunu hazırlıyoruz. Yoğurt ve dövülmüş sarmısağı krema kıvamına gelene kadar çırpıp, damak tadımıza göre tuz ekliyoruz. Domates sos için, tereyağ ve zeytinyağını tavaya alıp, yağ ısınınca, salçaları ve domates püresini ekliyoruz. Sosumuz biraz pişince baharatlarımızı ekleyip, ocaktan alıyoruz. Taze baharat bulunmuyorsa, kurutulmuş da kullanabiliriz.

Fırından çıkan kadayıflarımızı servis tabağına alıyoruz, biraz ılınınca, yoğurt ve domates sosumuzu ilave edip, baharatlarla birlikte servis ediyoruz. Tabi mantıların çıtırlığını kaybetmemeleri için sosların hemen servis öncesi eklenmesini tavsiye ederim, yoksa mantılar yumuşayacaktır. Afiyet olsun....

Devamını Oku...

02 Haziran, 2011

ETLİ BEZELYE YEMEĞİ

Etli Bezelye

Yaz gelemese de bu yıl, yazlık sebzeler ve meyveler, manav ve pazar tezgahlarındaki yerlerini aldılar. Bunlardan biri de bezelye. Baklagil ailesinin bu lezzetli üyesini kışın konserve ve dondurulmuş olarak tüketiyoruz. Yazın ise taze taze zeytinyağlı ve etli yemeğini salatasını yapabiliriz. Gerçi geçen yaz buzluğa koyup dondurmuş ve kışın tüketmiştik ama bu yıl henüz fırsatım olmadı, belki bitmeden yakalarım. Eğer imkanınız varsa size de tavsiye ederim konservesi yerine dondurulmuşunu, bir de kendiniz hazırlasız harika olur.

Bezelye protein, lif, A, B, ve C vitaminleri, folik asit, kalsiyum ve demir içeren bir sebze. Pek çok yemek ve salatanın içinde yerini alan, garnitür olarak tükettiğimiz, püresini, salatasını yaptığımız lezzetli bir seçenek. Ben de mutfağımda bu tarifle yemeğini yapıyorum. Bazen tamamen zeytinyağlı (et olmaksızın), bazen böyle etli, bazen et yerine tavukla. Yanına benim tercihim bulgur pilavı olsa da bazen eşimin isteği ile pirinç pilavı ve ayran ile harika bir öğün oluyor. Bezelyeyi garnitür olmaktan çıkarıp, hakkını veren kolay tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

- 250 gr kuşbaşı et
- 500gr bezelye
- 1 adet kuru soğan
- 3 diş sarımsak
- 2 adet havuç
- 1 orta boy patates
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1 yemek kaşığı salça
- 2 adet domates
- Tuz, karabiber ve pulbiber
- 5-6 dal dereotu

Yapılışı:

Derin bir tencereye zeytinyağımızı ekleyerek etimizi suyunu önce salıp, sonra çekinceye kadar pişiriyoruz. Daha sonra doğranmış soğan ve sarmısaklarımızı ekleyip, biraz daha kavuruyoruz ve kabuklarını soyup, küp küp doğradığımız domatesleri ve salçamızı ilave ediyoruz. 2-3 dakika da bu şekilde pişirdikten sonra yine küp şeklinde doğradığımız patates ve havuçlarımızı ekliyoruz. Son olarak bezelyelerimizi (dondurulmuş veya taze) ilave edip, 3 bardak kaynamış su ile birlikte tuz, karabiber, kırmızıbiber ilavemizi yapıyoruz ve 30 dakika kadar kısık ateşte pişiriyoruz. Servis sırasında üzerine ince kıyılmış dereotumuzu serpiştiriyoruz. Afiyet olsun...

Etli Bezelye
Devamını Oku...

03 Mayıs, 2011

KEKİKLİ VE NOHUTLU ŞEHRİYE PİLAVI

Kekikli şehriye pilavı



Zamanın akışına kapılmış bir durumdayım. İyi şeyler, tatsız şeyler, heyecanlar derken yine yazı arası açılmış, sanmayın ki tarifsizlik nedeniyle yazmıyorum, beni daha suçlu yapacak ama tarif çok ama yazan yok oluyor genelde, ama yazma isteği çok...


Bahanelerimi boşverip yeni tarifimden bahsedeyim. Arpa şehriyeyi ağırlıklı olarak pirinç pilavı yaparken kullanırız. Sadece şehriye ile yapılan pilav çok yaygın değildir mutfaklarımızda, oysa ki şehriye pilavı da pek çok farklı ilave ile değişik hazırlanabilecek bir yemek. Daha çok da tavuk ile hazırlanır bilenlerin mutfağında. Ben bugün biraz daha farklı bir tarifi paylaşacağım ama sotelenmiş tavuk göğsününde bu tarife eklenebileceğini ve çok da lezzetli olacağını belirtmeliyim. Pilavı bu şekilde hazırlayıp, tavuk veya etle hazırlanmış ızgara, kavurma, sote gibi eklemelerle lezzetli bir öğün oluşacağı da kesin. Pratik ve lezzetli tarifimiz de şöyle;

Malzemeler:

- 1,5 su bardağı arpa şehriye
- 2 adet orta boy domates
-1 çay bardağı haşlanmış nohut
-2 yemek kaşığı zeytinyağı
-1 tatlı kaşığı kekik
-1 adet yeşil biber
- 1 adet kırmızı biber
-Tuz ve pulbiber


Yapılışı:

Domatesimizin kabuklarını soyup, ufak küpler halinde doğruyoruz. Zeytinyağını pilav tencerimize alıp, yine küp küp doğradığımız kırmızı ve yeşil biberimizi hafifçe pişirdikten sonra domateslerimizi ve kekiği ekliyoruz. Birlikte 1-2 dakika kavrulduktan sonra arpa şehriyemizi ilave edip 4-5 dakika kavuruyoruz. 2,5 su bardağı kaynamış suyu, tuzunu ve acı isteğimize göre pulbiberini ve son olarak da haşlanmış nohutunu da ekleyip, tencerimizin ağzını kapatarak şehriyeler suyu çekene kadar pişiriyoruz. Sıcak olarak servis yapıyoruz. Afiyet olsun...


Kekikli şehriye pilavı
Devamını Oku...

21 Ocak, 2011

KIYMALI RULO TAKO (ROLL TACO)

Rulo Taco


Tako (taco) meksika mutfağına ait bir lezzet. Tortilla ekmeğinin içine çok çeşitli içlerin konulup, yarım kapatılarak hazırlanan bir tarif. Meksika mutfağını çok seven bir olarak blogda daha önce de 1-2 tarife yer vermiştim. Meksika mutfağına ait bir klasik olan fajita ve nachos tariflerimi linkte bulabilirsiniz. Sayfamda fajita tarifi tavuk olarak bulunuyor, aynı tarifi kırmızı et ile de yapabilirsiniz. Ben de İtalyanca grubum için hazırladığım takoları kıymalı olarak yaptım. Yalnız yenmesi daha kolay olsun diye rulo olarak hazırladım. Siz tarifi uygularken klasik sunumuyla yani yuvarlak tortillanın yarısına iç malzemesini koyup, diğer yarısını üzerine kapatarak hazırlayabilirsiniz. Gerçi iç malzemesi o kadar lezzetli ki her şekilde tüketilir. Takonun iç malzemesini önceden hazırlamakta mümkün. Ben de bu davet için öyle yaptım, içi 1 gün önceden pişirip buzdolabına kaldırdım ve buluşma saatine yakın ısıtıp, ruloları hazırladım. Tabi sıcak kalmasını sağlamak için ısıtmalı bir servis tabağı veya nihale kullanmak daha iyi olur. Bir de maalesef benim tortillalarım çok taze çıkmadı, zaman sıkıntısı nedeniyle de yeniden alamadım, rulo yaparken biraz yırtılmalar oldu, ama lezzetini etkilemedi.
Takoyu benim yaptığım gibi, kıymalı yapabileceğiniz gibi, tavuklu, ıspanaklı, karışık sebzeli ve peynirli olarak ve hatta deniz mahsülleri ile de yapabilirsiniz. Davet masalarında doyurucu, şık ve lezzetli bir seçenek olacağı gibi, başlı başına da bir menü olabileceğini belirtmeliyim. Pratik ve lezzetli tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

- 3 adet tortilla ekmeği
- 300 gr kıyma
- 1 adet kuru soğan
- 3-4 diş sarmısak
- 1 adet yeşil biber
- 3 adet domates
- 1 çay bardağı meksika fasülyesi (konserve olarak bulabilirsiniz)
- 2 yemek kaşığı jalapeno turşusu(büyük marketlerde bulabilirsiniz)
- Tuz, karabiber, kırmızı biber
- 1 çay bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
- 1 yemek kaşığı zeytinyağı
- Servis için kornişon turşu ve mısır taneleri

Yapılışı:

Tokomuzu hazırlamaya iç malzemelerimizi pişirerek başlıyoruz. Derince bir tavada zeytinyağı ile birlikte önce kıymamızı pişiriyoruz, sonra doğranmış kuru soğanımızı, daha sonra ezilmiş veya ufak doğranmış sarmısaklarımızı ekliyoruz. Daha sonra ise, yine ince kıydığımız yeşil biberimizi ekliyoruz. Malzemeler pişerken, kabuklarını soyarak ufak küpler şeklinde doğradığımız domatesleri ilave ediyoruz. (Ben yazdan buzluğa koymuş olduğum Çanakkale domateslerimi kullandım, kış domatesi kullanırsanız biraz salça da ekleyebilirsiniz.) Domateslerimiz de pişince baharatlarımızı ve tuzumuzu ayarlayıp, meksika fasülyesini ve en son jalapeno turşumuzu ekliyoruz. (Baharatları eklerken çok acı olmamasına dikkat edin jalapeno da acı bir biber türü olduğu için yenmeyecek hale gelmesin. Tabi acı yapmak istemezseniz, jalapeno kullanmayabilirsiniz.) 1-2 dakika sonra da içimizi ocaktan alıyoruz ve biraz ılımasını bekliyoruz. Her bir tortillla ekmeğimizi 6 eşit üçgen olacak şekilde kesiyoruz. Üçgenlerin geniş kısmına önce içimizden sonra ise kaşar peyniri rendesinden koyup rulo yaparak sarıyoruz. Toplam 18 rulo takoyu hazırlayıp, sıcak kalmasını sağlamak için ısıtmalı nihale üstüne veya ısıtmalı servis tabağına alıyoruz. Süslemek ve servis için kornişon turşu ve mısır taneleri kullanıyoruz. Afiyet olsun...

Not: Merak etmeyin bu davet sofrasının tarifleri bitiyor, sonra yepyeni tarifler ve sofralardan yazacağım.


taco
Devamını Oku...

09 Aralık, 2010

MANTAR SOSLU VE ROKFOR SOSLU BONFİLE ve ET NASIL PİŞİRİLİR?

biftek-2

Bu yazıya başlamadan önce, blogun alan adını(http://www.neslos.com/) hayata döndürdürmek için uğraştım, çok teknolojik bir insan olmayınca böyle şeyler sorun oluyor. 1 hafta önce yapılan bazı ayar değişiklikleri nedeniyle alan adım çalışmadı, ben de bekleme süresinde (kendilerinin çözeceğini düşünmüştüm) http://www.alacarte-neslos.blogspot.com/ adresine aktardım sayfamı ama düzelme olmadığı gibi, bir bilgilendirme de olmadı, ben dünden beri nette yaptığım araştırmalarla çözüm önerilerini deneye yanıla tekrar sayfayı aktif hale getirdim. Bu süreçte de blogumu çok sahiplendiğimi, böyle sorunlarında beni çok sıktığını bir kere daha anladım.

Bir önceki yazımda bahsettiğim ev partisi tariflerine geçmeden önce eskiden kalma bir tarifi yazıyorum yine. Ama yeni yıl gelmeden eskileri bitirip parti davetini paylaşmayı istiyorum 2011 kutlamalarını evde yapacaklara güzel ve pratik önerilerim var çünkü. Kendi kendime de "ha gayret Neslihan az kaldı yeni yıla, geçen yılbaşı tariflerini yazmaya devam et dedim" yani sizler de kurabilirsiniz aynı cümleyi:)

Olaya iyi tarafından bakarsak et pişirmek üzerine bilgiler aktaracağım ve kendi sevdiğim 2 bonfile sosunun tarifini aktaracağım.

Konumuz bonfile, et pişirmek de incelikli işlerden bence, dinlendirilmesi, marine edilmesi, hangi bölgesinden olduğu, etin sıcaklığı, tavanın sıcaklığı, tavanın cinsi gibi konular önemli. Çekirdek ailemiz çok etcil olmadığı için et yemekleri genelde davet akşamlarında pişiriliyor, bu nedenle de çok fazla iddiam yoktur ama lezzetli bir eti anlarım. Tabi yanlış anlaşılmayayım, kendimiz için de küçük mutfağımda fajita (linkdeki tarif tavukla ama genelde etle yapıyorum evde) pratik tavuğumun etli hali ve beef strogonof (yakında siteye eklemek istiyorum) yapıyorum. Buraya yazacaklarım kendi sınırlı tecrübelerim ve işin ustalarının yorumlarının karışımı olacak.

Et hayvanın sırt bölgesinden ise yüksek ısıda kısa süreli pişirme (döküm tava kulanılarak), diğer hareketli bölgelerinden ise düşük ısıda uzun süreli pişirme (fırında ) öneriliyor. Ben de bonfileyi (sırt bölgesi olduğu için) pişirmek için döküm tava kullandım, kasabımıza kişi başı 200 gr olacak şekilde dilimletip, hafifçe dövdürdüm (çok ince olmamasına dikkat ettim, etin sert ve kuru olmaması için) eti pişirmeden 1 saat önce oda sıcaklığına çıkardım. Ailecek pişkin et sevdiğimiz için çok kalın kesilmemiş (kalın kesilmiş bonfilelerin üzerine çizikler atmanız pişmesini kolaylaştıracaktır) bonfileleri her iki taraflarına tuz ve karabiber serpiştirdikten sonra, ocakta iyice ısıttığım ve fırça yardımı ile çok az zeytinyağı sürdüğüm tavaya attım. Etin dış yüzeyi tavanın sıcaklığı ile hemen kavruldu (buna mühürleme deniyor) ama pişmenin tamamlanması için etin her iki tarafını 6'şar dakika pişirdim. Hazırladığım soslarla servis yaptım.

İsterseniz eti önceden marine de edebilirsiniz. Zeytinyağı, biberiye, tuz ve karabiber karışımında 1 gece bekletebilirsiniz. Biberiye aromasının zeytinyağı ile iyice yoğunlaştığını geçen yaz öğrendim. Marine işlemini damak tadınıza göre çeşitlendirebilirsiniz.
Soslarımızın tarfi ise şöyle;

MANTAR SOS

mantar. sos

Malzemeler:

- 200 gr mantar
- 1 tatlı kaşığı tereyağ
- 1 büyük boy kuru soğan
- 1 yemek kaşığı soya sosu
- 100 ml krema

Yapılışı:

Bir sos tavasında tereyağımızı eritip ufak doğradığımız soğanları soteliyoruz ve doğradığımız mantarlarımızı (fazla ufaltmadan) ekliyoruz. Mantarlar pişince soya sosunu ekleyip, hafif çektiriyoruz ve kremamızı ekleyip, 1-2 dakika kaynatıp, ocaktan alıyoruz. (Krema miktarını damak tadınıza göre artırabilirsiniz.)


ROKFOR SOS

rokfor sos

Malzemeler:

- 100 gr rokfor peyniri
- 1 tatlı kaşığı tereyağ
- 1/4 çay kaşığı karabiber
- 2-3 dal frenk soğanı (yoksa sade de yapabilirsiniz)
- 50 ml krema
- İnce kıyılmış maydanoz yaprakları (9-10 adet)

Yapılışı:

Tereyağımızı sos tavamıza alıyoruz ve erirken 7-8 parçaya böldüğümüz rokfor peynirini ekliyoruz ve kaşık yardımıyla ezerek erimesini sağlıyoruz. Kremamızı da ekleyerek, iyice karışmalarını sağlıyoruz. Sos kıvamı alana kadar kaynattıktan sonra karabiberimizi de ekleyip, ocaktan alıyoruz. Doğranmış frenk soğanımızı ve maydanozumuzu ekliyoruz.

Hem mantar sosu, hem de rokfor sosu kırmızı etin yanı sıra, tavuk için de hazırlayabilirsiniz. Ayrıca her iki sos da makarnanın güzel eşlikçisi olurlar, ayrıca rokfor sosa ceviz ilavesi çok yakışacaktır. Aşağıda benim tabağımı görüyorsunuz. Etime her iki sosdan da koymuştum, yalnız rokfor sosum çok sıcaktı sanırım, kıvamını kaybetmiş. Yemeğimiz de bonfilenin yanına basmati pirincinden safranlı pilav yapmıştım. Afiyet olsun...

biftek-11
Devamını Oku...

26 Mart, 2009

FARKLI BİR BULGUR PİLAVI

Bulgur pilavını çok severim. Hatta bulgurdan yapılan yiyeceklerin hepsini severim desem yeridir. Pirinç pilavından daha çok tercih ederim ancak her iki pilavda eşit miktarda pişer evimizde.

Bulgur pilavını genelde, yaz domatesi, yeşil biber, patates veya mercimek ile pişiririm. Daha çok da patates ile, yanında mis gibi bir ayranla çok güzel bir ikili oluştururlar. Ancak yakın zamanda denediğim bu pilavı çok sevdim. Yanına pişirdiğim, Hatsum'un gönderdiği nefis mantarla yaptığım sote ile son derece lezzetli bir öğün oldu bize. Biz pilavı mantar ile yediğimiz için sucuk veya et pişirmedim, açıkcası pilavın çok da ihtiyacı olduğunu düşünmedim, ancak tadına zenginlik katmak isterseniz, et ve sucukla da harika olacağından eminim. Ayrıca benim yaptığım gibi, pilavın yanında, karamel kıvamında pişirilmiş kuru soğana "çıntar mantarı" ekleyerek soteleyebilir ve bu şekilde servis yapabilirsiniz. Gelelim tarifimize;


Malzemeler: (4 kişilik)

- 1 su bardağı bulgur
- 1 adet soğan
- 1 adet yeşil biber
- 1 adet kırmızı biber
- 2-3 diş sarmısak
- 1 tatlı kaşığı biber salçası
- 6-7 dal dereotu
- 1,5 çay kaşığı tuz
- 1/2 çay kaşığı karabiber
- Kekik, nane, kimyon ve zerdeçal (istediğiniz miktarlarda)
- 1 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1/2 halka sucuk veya 20 gr küçük doğranmış et (isteğe bağlı)
- 1 tatlı kaşığı tereyağ
- 1 çay bardağı bezelye

Yapılışı:

Pilavımızı pişireceğimiz tencerede öncelikle 1 yemek kaşığı zeytinyağımız ile irice doğranmış soğanımızı kavuruyoruz. Kırmızı ve yeşil biberlerimizi de doğrayıp, onları da hafifçe kavuruyoruz. Sonra biber salçamızı ve doğranmış sarmısakları ekleyip, hemen arkasından bulgurumuzu koyuyoruz. Hepsi biraz kavrulduktan sonra 2 su bardağı kaynamış suyu ilave edip, pişmeye bırakıyoruz. İstersek, et veya sebze suyu da kullanabiliriz. Ocaktan almamıza yakın tuz ve baharatlarımız ile doğranmış dereotumuzu ekliyoruz son olarak tereyağını da ilave edip, ocaktan alıyoruz. Ayrı bir tavada pişirdiğimiz et veya sucuğu da servis öncesi pilav tenceremize ekliyoruz. Servis sırasında ise pilavın üstüne, hafifçe sotelediğimiz haşlanmış bezelyeleri döküyoruz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

20 Şubat, 2009

SOYA SOSLU KREMALI TAVUK (EN PRATİK YEMEĞİM)


En pratik yemeğimdir benim "soya soslu kremalı tavuk" aslında. Düşününce de şaşırdım bugüne kadar yazmamış olmama, ablamla konuşurken "senin tavuktan yaptım akşam" dediğinde farkettim ve ilk fırsatta bloga eklemeliyim bu hayat kurtaran pratik yemeği dedim. İşte o gün nihayet geldi:) Eminim bazılarınız benzer tarifler yapıyorsunuzdur ama bilmeyenler için çok faydalı olacağını düşünüyorum. Ben 10 yıldır yaparım bu tarifi, vaktim olduğunda sebzelerle (daha çok mantar, havuç, patates) zenginleştiririm, olmadığında ise aşağıda yeralan tarifle yapıp yanına pilav veya erişte ekleyerek bir öğünü hazırlamış olurum. Ben en pratik hali ile yazdım aynı çerçevede eti baharatlarla zenginleştip pişirerek soya sosu ve krema karışımını eklemek mümkün. Genellikle tavukla hazırladığım tarifi kırmızı etle uygulayabiliriz. Pratik tarifimiz şöyle;

Malzemeler: (2 kişilik)

- 2 parça tavuk gögüs (kuşbaşı doğranmış)
- 2 yemek kaşığı soya sosu
- 100 ml krema
- 1 yemek kaşığı sıvıyağ

Yapılışı:

Derin bir tavada eğer varsa wok tavada, kuşbaşı doğranmış tavuk göğsünü sıvıyağda suyunu bırakıp tekrar çekene kadar pişiriyoruz. Sonra soya sosumuzu ekleyip, tavuklarımız sosu çekmeye başlayınca, kremamızı ilave ediyoruz. Kremamız tamamen eriyip, kaynamaya başlar başlamaz tavamızı ocaktan alıyoruz. Yanında benim en çok yakıştırdığım safranlı pilav (yakında tarifini paylaşacağım) veya başka bir pilav veya erişte ile servis yapabiliriz . Afiyet olsun...
Devamını Oku...

11 Ocak, 2009

KISA BİR AÇIKLAMA VE BESMEÇ (BULGURLU KÖFTE)


2008 maalesef kötü bitti, bir süredir hastayım şu günlerde de iyileşme sürecim devam ediyor. Tüm geçmiş olsun dileği iletenlere teşekkür ederim, umuyorum önümüzdeki günlerde daha yi olacağım. Blogla fazla ilgilenemememin sebebi genel olarak rahatsızlığım, bir çoğunuzun sayfayı açıp aynı şeyleri görmekten sıkıldığınızı, yenilikler beklediğinizi biliyorum. En kısa zamanda bende tam olarak sayfama dönmeyi istiyorum. Aşağıdaki yazıyı daha önce hazırlamıştım ama yayınlama fırsatım olmadı, yazıda kasdedilen açıklama aslında bu satırlar değildi ama geçen zaman içinde durum örtüşünce yazıyı çok değiştirmeden, açıklamayı farklılaştırarak tarifimi yayınlamaya karar verdim. Benim de 2009'dan en büyük beklentim, sağlık ve hobilerim için enerji ve zaman...

Bu açıklamalardan sonra aslında bayramlık bir tarif olarak yazmayı planladığım besmeçten bahsetmek istiyorum. İç Anadolu'da kurban bayramlarında çok sık yapılan bir köfte çeşididir. İlk yediğim yer, annemin anneannesinin evi (yanlış yazmadım, rahmetli büyük anneannemiz 1-2 yıl daha yaşayabilseydi torununun torununu görecekti), bayram tatili nedeniyle memelekete gelmişiz ve bizim gibi şehir dışından gelmiş kuzenler, amca ve teyzelerle ev oldukça kalabalık ve eti eski usül tahtada satırla kıyma haline getirip öyle hazırlıyorlar besmeci, ben çocukken et yemeyi reddetmeme rağmen içindeki bulgur nedeniyle sevdiğimi hatırlıyorum. Sonraki yıllarda da aynı şekilde kurban bayramı sofralarımızda yerini aldı "besmeç". Ben İstanbul'a taşınınca ve özellikle evlendikten sonra anne ve babaya sıkça sipariş edilen ve fazlası buzluğa stoklanan bir lezzet oldu. Eşimin doğumgününde de annem yapıp göndermişti. Kurban bayramına yetişmese de, sonrasında yapabileceğiniz, tadını severseniz bayramlarla sınırlamayacağınız bu besleyici köfte çeşidinin tarifi şöyle;

Malzemeler:

- 1 kilo yağsız veya çok az yağlı kıyma

- 2 su bardağı ince bulgur(köftelik)
- 3-4 adet soğan
- 1 domates ve 1 tatlı kaşığı salça
- 4-5 diş sarmısak
- 3-4 adet yeşil biber
- Yarım demet maydanoz
- 1 tatlı kaşığı pul biber
- 60 gr tereyağ
- Kimyon, karabiber ve tuz

Sosu İçin:

-3-4 adet domates
-2 diş sarmısak
-1 tatlı kaşığı sirke
-Tuz, karabiber
-1 yemek kaşığı zeytinyağı

Yapılışı:

Büyükçe bir tepsi (yoğurmak için kullanacağız) içine kıymamızı ve ince rendelenmiş veya çekilmiş soğanlarımızı koyup karıştırdıktan sonra bulgurumuzu ekliyoruz ve yoğurmaya başlıyoruz. Yoğruma sırasında bir kase içinde bulunan su ile elimizi sık sık ıslatarak bulgurumuzun yumuşamasını sağlıyoruz. 10-15 dakika kadar yoğurduktan sonra, karışımımız macun kıvamı almaya başlayacaktır. Bu aşamadan sonra rendelenmiş domates, salça, ince çekilmiş veya doğranmış yeşil biber, dövülmüş sarmısak, tereyağ ve baharatlarımızı ekliyoruz. Son olarak ince kıyılmış maydanozumuzu da ekledikten sonra iyice karışana kadar yoğurmaya devam ediyoruz. Tüm malzemelerimiz bir bütün olunca köftemiz hazır olacak. Köftelerimizi hamburger köftesi büyüklüğünde hazırlayarak istersek teflon tava ile ocakta, istersek tepsiye dizerek fırında pişiriyoruz. İsterseniz çok miktarda hazırlayıp, pişirmeden buzluğunuzda saklayabilirsiniz. Servis önerisi olarak yukarıda malzemeleri yeralan sosu hazırlayarak (tüm malzemeleri sos tavasında kıvam alıncaya kadar pişirirerek) birlikte yiyebilirsiniz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

12 Eylül, 2008

TAVUKLU, ISPANAKLI VE MANTARLI KREP

"Çok çalışmam lazım çok" sloganıyla yaşıyorum tatilden döndüğümden beri. Döneli neredeyse 2 hafta olacak ama içine girdiğim tempoda bir türlü istediklerimi tam olarak yapma fırsatı bulamıyorum. Sanırım tüm istediklerimi yapmak için doğa üstü güçlere ihtiyacım var. Aslında Tatlı Cadı gibi burnumu oynatarak istediklerimi yapmak veya Sabrina gibi iki parmağımı bir araya getirerek zamanı durdurabilmek isterdim, böylece kafamdakileri gerçekleştirmek daha kolay olurdu:) Şu aralar durumum gerçekten böyle, zaman yetmiyor, işteki yoğunluk, üstüne ramazan ve okul trafiğinde eve dönmek, evde bekleyen sorumluluklar... Tatilden döndüm ama anlıyorum ki şu sıralar tatil öncesinden daha yorgunum. Tabi bu durum ister istemez bloga da yansıyor. Bekleyen onlarca tarif, paylaşılacak tatil izlenimleri birikti, blogumu hayatıma paralel bir güncelliğe taşımam biraz zaman alacak ama kararlıyım yazacağım...
Gecikmiş yaz daveti soframızdan kalan krep tarifi ile durumu açıklamak istedim. Asıl niyetim tatil ve sonrasını anlatmaktı ama onlar bir dahaki yazıya kaldı.
Yaz soframızda hafif ve lezzetli şeylerle menü oluşturmayı amaçlamıştım, iftar sofraları için de aynı şey geçerli aslında, bütün gün aç kalan bedenimizi çok yormadan hafif, lezzetli şeylerle beslenmeliyiz. Bu krep de bence böyle bir yemek, yanına pilav, makarna istemeden tek başına ana yemek oluyor. Tarifimiz için buradaki krep hamuru tarifini ve beşamel sos tarifini kullanabilirsiniz. Krepin içini ise aşağıdaki şekilde hazırlayabilirsiniz.


Malzemeler:

-300 gr kuşbaşı doğranmış tavuk göğsü
-200 gr ıspanak yaprağı
-200 gr mantar-1 adet soğan
-1 adet kırmızı biber
-1 yemek kaşığı sıvıyağ
-Karabiber, kırmızı biber
-1 yemek kaşığı soya sosu
-100 gr kaşar peyniri rendesi (üzeri için)

Yapılışı:

Krep içimiz için derin bir tavada sıvıyağımızda tavuklarımızı pişiriyoruz. Ayrı bir tavada çok az yağ ilave ederek soğanımızı kavuruyoruz ve irice doğranmış ıspanak yapraklarımızı ilave edip, biraz kavrulunca karabiber ve kırmızıbiberimizi ekleyip ocaktan alıyoruz. Ispanaklarımızı tavamızdan bir tabağa alıp, aynı tavada dilimlediğimiz mantarlarımızı suyunu çekip yumuşayana kadar pişiriyoruz. Bu arada pişen tavuğumuza soyasosumuzu ekliyoruz ve ayrı ayrı pişirmiş olduğumuz ıspanak karışımını ve mantarları ilave edip, karıştırıp ocaktan alıyoruz. İçimiz soğuyunca kreplerimizin içlerine koyup, sarıyoruz ve fırın kabımıza alıyoruz. Üzerine beşamel sosumuzu döküp, 10-15 dakika fırınladıktan sonra, kaşar rendemizi ilave edip 5 dakika daha fırınlıyoruz. Afiyet olsun...

Devamını Oku...

07 Mayıs, 2008

FALAFEL - (NOHUT KÖFTESİ) ve HUMUS

Lübnan Mutfağı'na ait bu iki lezzeti yapmamın temel sebebi, Aşçı Yamağı'nın okuduğu bir dergide falafel, tabbule ve humusun fast food kültürünün içine sağlıklı alternatif olarak girdiğinden bahseden yazı oldu. Humusu ikimizde çok seviyoruz, falafeli de evde hiç yapmamıştık, hadi deneyelim dedik. Bunun için hemen interneti karıştırdım ve elimdeki ve kitapevlerindeki kitapları inceledim ve 4-5 farklı tarifin aynı malzemelerinin yanına, kendimce daha uygun gördüğüm malzemeleri seçerek nohut köftemizi hazırladım. Nohut köftesi için pişirme alternatifi olarak fırını kullandım ama tariflerin tamamında yağda kızartılarak pişiriliyordu, sebzeli bir köfte olduğu için çok yağ çekmediği ve hafif olduğu yazılmıştı, siz isterseniz bu şekilde de pişirebilirsiniz. Falafel için farklı tarifleri harmanladım, humusu ise her zaman ki tarifimle yaptım. Bu lezzetli yiyecekleri yapmanın tek zorluğu haşlanan nohutların kabuklarını soymak, bana eziyetli gelen bu işlem için pratik bir çözümünüz varsa bekliyorum:)
Humus ve falafelin yanısıra Lübnan mutfağından bir de tabbule denemesi yaptım, onun tarifi de yakında...
Falafel ve humus tariflerimiz ise şöyle;

FALAFEL
Malzemeler:
-1,5 su bardağı nohut
-1 adet soğan
-2 diş sarmısak
-1/4 demet maydanoz
-3-4 dal taze kişniş (Bulamazsanız olmadan da yapabilirsiniz)
-1 adet yumurta
-1 çay kaşığı kabartma tozu
-2 yemek kaşığı un veya galeta unu
-1 tatlı kaşığı kimyon
-1 tatlı kaşığı tuz
-1 çay kaşığı toz kişniş
-1 çay kaşığı pul biber
-1 yemek kaşığı tahin
Yapılışı:
Nohutlarımızı 1 gece ıslattıktan sonra, haşlıyoruz ve soğuduktan sonra kabuklarını soyuyoruz. Nohutlarımızı ve sarmısağımızı mutfak robotundan geçirip, un haline getiriyoruz. Diğer malzemelerimizi unumuzu ve kabartma tozunu sona bırakarak, karıştırma kabımıza ekleyip, hepsi iyice birbirine karışana kadar yoğuruyoruz. Son olarak un ve kabartma tozunu ekleyip, cevizden küçük parçaları yuvarlayarak köftelerimizi hazırlıyoruz. Fırın tepsimize dizerek, üzerlerine fırça ile çok az zeytinyağı sürüyoruz ve önceden ısıtılmış 200 derece fırında 20 dakika kadar pişiriyoruz. Pişirme yöntemi olarak kızartmayı tercih ederseniz, öyle de çok lezzetli olacaktır. Falafelimizi salatalık, domates, yeşillik ve humus eşliğinde servis yapabiliriz...

HUMUS
Malzemeler:

-1,5 su bardağı nohut
-1 su bardağı tahin
-4 diş sarmısak
-3 limonun suyu
-1 tatlı kaşığı kimyon
-Tuz, kırmızı biber
-1/2 çay bardağı zeytinyağı
-1/2 çay bardağı su

Yapılışı:

Nohutlarımızı falafelde yaptığımız gibi, 1 gece ıslattıktan sonra, haşlıyoruz ve soğuduktan sonra kabuklarını soyuyoruz. Nohutlarımızı ve sarmısağımızı mutfak robotundan geçirip, un haline getiriyoruz. Daha sonra nohutların üzerine tahini ekliyoruz ve zeytinyağı ile limonunu yavaş yavaş, karıştırarak ekliyoruz . Sonra kimyon ve tuzunu ekleyip, kıvamı çok katı olmuşsa çok az su ekleyerek açıyoruz. Servis yaparken üzerine 1 yemek kaşığı zeytinyağında kızdırdığımız kırmızı biberimizi ekliyoruz. Afiyet olsun...


Devamını Oku...

25 Nisan, 2008

ÖRGÜ BÖREK VE PATATESLİ, KIYMALI GÜL BÖREĞİ NAM-I DİĞER SOSYETE MANTISI

Leziz'in ev sahipliği yaptığı 33. Yemek Etkinliğimizin konusu börekler. Ben de etkinliğe iki tarifle katılmak istedim. Biri arşivden benim favorilerim arasında yeralan Örgü Börek, diğeri ise sosyete mantısı olarak da bilinen patatesli kıymali gül böreği. Bu böreğin isminin nereden geldiğini bilemiyorum ama mantı denmesinin nedeni sarmısaklı yoğurt ve sosla yenmesinden kaynaklanıyor diye tahmin ediyorum.


Etkinlik için ilk tarifim arşivden ıspanaklı örgü börek, tarife aşağıdaki adrese tıklayarak ulaşabilirsiniz.


İkinci tarifim ise;
PATATESLİ KIYMALI GÜL BÖREĞİ - SOSYETE MANTISI
Bu tarif normal mantıya alternatif olabilecek, pratik bir tarif. Mantı hamuru açıp, küçük küçük mantı doldurmak yerine bu tarifi uygulayarak biraz da olsa mantı lezzetini yakalayabiliriz.

Malzemeler: (8 adet börek için)

-2 adet yufka
-250 gr kıyma
-2 adet büyük veya 3 orta boy patates
-1 orta boy soğan
-2 yemek kaşığı zeytinyağı
-1 tatlı kaşığı nane
-Tuz ve pul biber

Üzerine:
-2 diş sarmısak
-1,5 su bardağı yoğurt
-1 yemek kaşığı zeytinyağı
-1 çay kaşığı pul biber

Yapılışı:

Öncelikle patateslerimizi haşlıyoruz. Bu sırada ince doğradığımız soğanımızı 1 yemek kaşığı zeytinyağında hafifçe kavurup, nanemizi ekliyoruz. Sonra kıymamızı da koyup, iyice pişene kadar kavuruyoruz. Bu arada haşlanmış olan patateslerimizi soyup, çatalla eziyoruz ve pişen kıymalı karışımımızın üzerine ilave ediyoruz. Tuz ve pul biber de ekleyip, hepsini karıştırarak 2-3 dakika daha ocakta tuttuktan sonra altını kapatıyoruz. İç harcımız soğurken yufkalarımızı ve yoğurdumuzu hazırlayabiliriz. Bunun için her yufkayı 4 eşit parçaya bölüyoruz, 2 yufkada toplam 8 adet üçgen parçamız oluyor. Her parçanın geniş tarafına soğuyan içimizden koyup, rulo şeklinde sarıyoruz ve rulomuzu bir ucundan tutup, devamını etrafına sararak gül şekli veriyoruz. Tüm yufkamız bitince böreklerimizin üzerine 1 yemek kaşığı zeytinyağını fırça yardımıyla sürüp, 220 derece fırında üzeri pembeleşene kadar -20-25 dakika- pişiriyoruz. Fırından aldığımız böreklerimiz hafif ılınınca hazırladığımız sarmısaklı veya sade yoğurt ve kızdırılmış zeytinyağına eklediğimiz pul biber eşliğinde servis ediyoruz. İstersek üzerine ekstra nane ve pul biber serpiştirebiliriz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

21 Nisan, 2008

MANTI


Mantı, yine Annemin tariflerinden. Çocukluğumda babamın işi nedeniyle Kayseri'de yaşamıştık. Bu şehrin bize bıraktığı tatlardan biridir mantı. Yazacağım tarif klasik Kayseri Mantısı, ama patatesli, peynirli, sebzeli çeşitleri yapılırdı, yani aslında ravyoli bizim mutfağımızda da mevcut, sadece şekilleri farklı. Mesela patatesli mantı, üçgen ve biraz daha büyük olurdu. Oturduğumuz apartmanda komşuluk ilişkileri çok iyiydi, sık sık görüşülür, özel yiyecekler yapıldığında dağıtılırdı. Yaşıtım olan pek çok arkadaşım yani oyun oynayacak bolca çocuk ve o zamanlar kocaman sandığımız, şimdilerde küçük gelen bir bahçemiz vardı. Geçmişe döndüğümde hep güzel canlanır bu günler. En çok da şimdilerde bulamadığımız komşuluğu özlerim, bir de komşumuzun getirdiği patatesli mantıyı. Ama bugün klasik etli mantı tarifi yazıyorum, belki yakında patatesli bir deneme de yaparım.
İtiraf etmeliyim ki mantıyı ben yapmadım, anneciğim yaptı. Zahmetli sayılabilecek şeyleri yaparak, bize yardımcı oluyor. Bu mantıları da yaptıktan sonra fırınlayarak bana getirdi, ben de bir kısmını buzdolabının normal kısmında, bir kısmını ise buzluğa yerleştirerek, yemek sıkıntısı çektiğimiz veya canımızın istediği zamanlarda pişirerek pratik bir yemek sahibi oldum. Sizlere de tavsiye ederim, vaktiniz veya sizin için yapacak yakınınız varsa, normal tüketiminizden fazla yapıp, bir kısmını fırınlayarak muhafaza edebilirsiniz. Buzlukta 2-3 kadar saklanabilir. Tarifimiz şöyle;
Malzemeler: (6 kişilik)
Hamuru için:
-2 yumurta
-2 bardak su
-1 çay kaşığı tuz
-Aldığı kadar un (yaklaşık olarak 650 gr)
İç Harcı için:
-300 gr kıyma
-2 ortaboy soğan
-1/2 demet maydanoz
-1 çay kaşığı kırmızı biber ve tuz
Sosu için:
-2 yemek kaşığı zeytinyağı
-1 yemek kaşığı salça
-İsteğe bağlı pul biber
Üzerine:
-Sarmısaklı yoğurt
-Sumak, nane, pul biber
Yapılışı:
Öncelikle hamurumuzu hazırlıyoruz. Bunun için unumuzun yarısını yoğurma kabımıza alıp, ortasına yumurtalarımızı kırıyoruz. Sonra tuzunu ve azar azar suyumuzu ilave ediyoruz. Hamur tüm suyu alıp, cıvık kıvamda olunca, kalan unumuzdan eklemeye devam ediyoruz. Hamurumuz diğer hamurlara göre biraz daha sertçe olacak, ama gereğinden fazla un eklemek de hamurumuzun açılırken zorlanmamıza ve mantıları doldururken de kırılmalara neden olabilir. Hamurumuzu hazırlayınca yarım saat kadar üzerini örterek dinlendiriyoruz. Sonra hamurumuzu 2'ye bölüp, un serpiştirerek oklava ile açıyoruz. Çok ince olmasına gerek yok, 0,5 cm civarında olabilir. Sonra açtığımız hamurumuzu bıçak yardımıyla, önce boyuna, sonra enine 2'şer cm'lik aralıklarla keserek 2*2 kareler elde ediyoruz. (Açılan hamurun yuvarlak olması nedeniyle, kenarlarda kalan üçgenleri, birleştirerek değerlendirebilirsiniz. ) Her karenin içine kıymamız, ince doğranmış soğan ve maydanozumuz, kırmızı biber ve tuzumuzu karıştırarak elde ettiğimiz iç harcından fındık kadar parçalar koyarak, 4 köşesinden bir araya getiriyoruz ve parmağımızla uçlarını bastırarak kapatıyoruz. (Bu ölçüyle yaptığımız mantılardan bir kaşığa 40 tane sığmasa da 10 tane civarı sığıyor, yani küçük sayılabilecek mantılarımız oluyor:) Tüm hamurumuzu bu şekilde içle doldurarak kapatıyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken bir nokta da hamurun nemli olması nedeniyle yapılan mantıların üst üste gelmesi durumunda yapışma tehlikesi, bunun için geniş bir tepsiye tek sıra olacak şekilde yerleştirebiliriz. 2. bezemizi de aynı şekilde hazırlıyoruz ve tepsiye diziyoruz. Bu sürede beklerken mantılar hafifçe kuruyarak, sertleşecekler. Eğer bu ölçü size fazla gelirse bir kısmını önerdiğim gibi, fırınlayarak buzluğa kaldırabilirsiniz.
Mantımızı tamamlayınca pişirmek için derin bir tencerede bol su kaynatıyoruz ve çok az tuz eklediğimiz kaynamış suda mantılarımızı haşlıyoruz. Bu aşamadan sonra mantıyı iki farklı şekilde tüketebilirsiniz,
1. si mantı haşlanınca suyunu tamamen süzüp, sarmısak yoğurdu üstüne, zeytinyağı, salça, pul biberden oluşan sos döküp, baharatlarla yemek (biz böyle yaptık)
2. si mantı haşlanınca suyunu biraz azaltmak ama çoğunu içinde bırakarak hazırlanan salçalı sosu sulu mantıya ilave ederek, çorba gibi tüketmek, burada da istenirse üzerine sarmısaklı yoğurt dökülebilir. (Annem genelde böyle yapar ve Kayseri'de de bu şekilde pişirilir ve önden çorba gibi servis edilir.) Afiyet olsun...
Devamını Oku...

08 Nisan, 2008

ISPANAKLI BONFİLE

Davet akşamımızdan son tarif ıspanaklı bonfile. Bu tarif de benim favorilerimdendir, akşam yemeği için bonfile iyi bir tercih olur, çünkü üzerine ekleyeceğimiz yakışabilecek sebze ve krema-sos ikilileri ile lezzetli bir ana yemek hazırlanmış olur. Geçen cuma aynen böyle yaptım evimizin yakınındaki harika kasabımızdan (Ertan Kasap) etimizi alıp, yemek için diğer eklemelerimi düşündüm. Bonfileyi aynı şekilde ıspanak yerine, mantarla da yapabiliriz. Pratik tarifimiz şöyle;
Malzemeler:
-7 dilim bonfile (kaç kişi için hazırlanacaksa o adette)
-300 gr ayıklanmış ıspanak yaprağı
-1 orta boy soğan
-150 gr rendelenmiş kaşar peyniri
-200 ml krema
-2 yemek kaşığı soya sosu
-1 çay kaşığı pul biber
-1 tatlı kaşığı kekik
-2 yemek kaşığı zeytinyağı
-Tuz ve karabiber
Yapılışı:
Zeytinyağımızı fırça ile sürdüğümüz tavamıza, her iki yüzüne kekik ve pul biber serpiştirdiğimiz etlerimizi diziyoruz ve her iki tarafı kızarana kadar veya tercih ettiğimiz derecede pişene kadar ocakta tutuyoruz. Sonra soya sosumuzu ekleyip, etlerin hafifçe çekmesini sağlıyoruz, son olarak kremamızı ekleyip, eriyince tavamızı ocaktan alıyoruz. Ayrı bir tavada iri doğranmış soğanımızı 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile kavurup, yine irice doğradığımız ıspanak yapraklarını ekliyoruz. Ispanakların rengi değişinceye kadar pişirip, çok az tuz ve istersek karabiber ekleyerek ocaktan alıyoruz. Fırın kabımıza önce etlerimizi diziyoruz ve herbirinin ortasına gelecek şekilde ıspanaklı harcımızı koyuyoruz, etimizin sosunu da üzerlerine döktükten sonra rendelenmiş kaşar peynirimizi serpiştirip, önceden ısıtılmış 160 derece fırında kaşarlarımız eriyip, hafif kızarıncaya kadar-yaklaşık 15 dakika- fırınlıyoruz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

06 Nisan, 2008

KESTANELİ PORTAKALLI PİLAV

Davet akşamının ikinci tarifi kestaneli, portakallı pilav. Bu pilavı eskiden yılbaşı akşamlarında havuç ile yapardık. Pilav pişince tavuk göğsü, domates ve biberle süslediğimiz kalıba koyup, ters çevirince bunların üstüne gelmesiyle, çok şık bir sunum olurdu. Tabi haşlanmış tavuk sevmeyen ben üzerini temizleyip yerdim. Kendim yapmaya başlayınca da tarifi tavuksuz uygulamaya başladım. Cuma akşamı vakit yetmediği için pilavımı süsleyemedim, bir dahakine sizlerle paylaşmak için süsleyeceğim. Pilavı portakalla yapma fikri de değişiklik ararken geldi aklıma ama siz isterseniz aynı şekilde portakal kabuğu rendesi yerine, havuç rendesi kullanabilirsiniz. Gelelim tarifmize;



Malzemeler:

-1,5 su bardağı pilavlık pirinç
-3 yemek kaşığı zeytinyağı
-300 gr haşlanmış kestane
-1 portakalın kabuğunun rendesi ve suyu
-1 çay kaşığı safran
-2,5 bardağı kaynamış su
-Tuz

Yapılışı:

Pirincimizi ayıklayıp, ılık suda 30 kadar bekletiyoruz ve nişastasını azaltmak için yıkıyoruz. Pilav tavamızda zeytinyağımızı ısıtıp, suyunu süzdüğümüz pirincimizi kavuruyoruz. Sonra portakal kabuğu rendemizi ilave ediyoruz. Pirincimiz yeterince kavrulunca kaynamış suyumuzu ilave edip, safran ve tuzunu ekliyoruz. Son olarak kabuklarını soyduğumuz kestaneleri de ekleyip, kısık ateşte pişmeye bırakıyoruz. Pişmeye yakın portakal suyumuzu da ilave ediyoruz ve 2-3 dakika sonra ocaktan alıyoruz. Pilavımız demlendikten sonra servis yapabiliriz. Afiyet olsun...

Not: Davet soframızdan peçete halkası fotoğrafı yine Edi'nin objektifinden çok beğendiğim için sizlerle paylaşmak istedim.
Devamını Oku...

17 Mart, 2008

PAZI SARMASI

Uzun bir ara oldu, hem hiç istemeden, işyerindeki yoğunluk, son günlerde üst üste ters giden işler birleşince mutfaktan ve blogdan uzak kaldım. Bazı tatsızlıklar devam etsede, isteksizliğimi üzerimden atarak, 2 haftadır kenarda bekleyen pazı sarması tarifini yazayım dedim.
Tarife geçmeden önce Blogumun yeni yaşını kutlayan, sayfama ziyaret ve yorumlarla bana destek ve cesaret veren herkese teşekkür ederim.
Pazı sarması annemin bize yaptığı yemeklerden biri, sırada yine annemden bir tarif var, arayı bu kadar uzatmadan onu da sizlerle paylaşmayı umuyorum. Tarife geçmeden önce pazı hakkında bazı bilgiler vermek istiyorum.
Kış ya da yaz mevsimlerinde yaprakları sebze olarak yenilen Pazı bitkisi, ıspanakgillerdendir. Anayurdu Akdeniz havzası, Anadolu, Kafkasya ve Ortadoğu olan bitkinin yabani örneklerine ülkemizdeki kırlarda rastlanmaktadır. Pazı çeşitlerine göre koyu veya açık yeşil renklidir. Yaprak sapları da çeşitlere göre yeşil ya da bazen kırmızı renkli olur. Yaprak kenarları düz ya da dalgalı, yaprak ayaları kıvırcık veya düz yapılıdır. Pazı, A vitamini kaynağı betakaroten, C vitamini ve folik asit yönünden zengin bir bitkidir. Özellikle yaprak sapları kırmızı renkli olan pazılarda A vitamini oranı yüksek olur. Pazının diğer besin değerleri ıspanağınkine çok yakındır. Pazı yaprakları, içerdiği demir ve folik asitle kansızlığı önler.
Faydalı bilgilerden sonra gelelim tarifimize;
Malzemeler:(4 kişilik)

-2 demet pazı
-1 su bardağı pirinç
-250 gr kıyma
-1 yemek kaşığı salça
-1/2 çay bardağı sıvıyağ
-1 orta boy soğan
-7-8 dal maydanoz
-Tuz, karabiber, kırmızıbiber

Yapılışı:

Pazı yapraklarını yıkayıp, büyükçe bir tencerede kaynayan suda haşlıyoruz (bu işlem kısa olmalı yaprakların dağılmaması için), 1-2 dakika kaynayan suda beklettiğimiz pazıları tencereden alıp, soğuk sudan geçiriyoruz. Pazı yapraklarını hazırlayınca içimizi hazırlamaya geçiyoruz. Yıkayıp, süzdüğümüz pirince, kıymamızı, salçamızı, ince kıyılmış soğan ve maydanozumuzu, sıvıyağımızı, tuz ve baharatlarımızı ekleyip iyice karıştırıyoruz. Pazı yapraklarını sarılacak büyüklükte parçalara kesiyoruz ve her parçaya içten koyup, parmak şeklinde sarıyoruz. Sardığımız lpazıları, pişireceğimiz tencereye sıkı sıkı dizerek yerleştiriyoruz ve 1,5 su bardağı suya 1 tatlı kaşığı salça ekleyip, üzerine dökerek orta ateşte 30 dakika kadar pişiriyoruz. Yanında yoğurtla servis yapıyoruz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

19 Aralık, 2007

KURBAN BAYRAMINA MİSKET KÖFTE

Zaman uçtu geçti ve ramazan derken kurban bayramına geliverdik. Öncelikle tanıdığım tanımadığım tüm okuyucuların ve blog arkadaşlarımın bayramını kutluyor ve iyi bayramlar diliyorum. Yan tarafta vitrinden bakan havuçlu kek biraz daha sabredecek ikram edilmek için, çünkü bayramlık bir tarif sırasını aldı.
Geçen haftasonu arkadaşlarım Hande ve Tolga'nın tatlı oğulları Ali'nin doğum günü partisine gittim. Giderken tatlı bir şeyler hazırlayacağımı söyledim ve lavantalı kurabiyeler ile havuçlu keki hazırladım. Tabi parti olunca yeni bir sofranın fotoğraflarını da çekmek şarttı. Ben de Hande'nin özenle hazırladığı, tüm detayları düşündüğü balon konulu partiden görüntüler eşliğinde 2 yeni tarifle döndüm. Hande misafirleri için aşağıdaki menüyü hazırlamıştı ve gelenlere günün anısı olarak minik hediyeler hazırlamıştı. Balon şeklindeki doğum günü pastasını tatmasam da görüntüsünün çok güzel olduğunu söyleyebilirim. Alicik nice yıllara...

-Domates ve mısır soslu misket köfte
-Zeytinyağlı yaprak sarma
-Mercimek köftesi
-Kuskus salatası
-Kanepeler (zeytin ezmeli, muhammaralı)
-Ekmek dolması
-Çikolata soslu havuçlu cevizli toplar
-Lavantalı kurabiye
-Peynir kremalı havuçlu kek
-1 yaş kurabiyeleri
-Doğum günü pastası

Partiden paylaşacağım ilk tarif misket köfte, diğeri ise benim isim uydurduğum ekmek dolması. Her iki tarif de kurban bayramında uygulayabileceğiniz tarifler. Bugün misket köftenin tarifini yazıyorum, en kısa zamanda ekmek dolmasının da tarifini yazacağım. Tarif şöyle;


Malzemeler:

-1 kilo köftelik kıyma
-1 bayat ekmek içi (ufalanacak)
-2 orta boy soğan
-2 diş sarmısak (istenirse)
-1 tatlı kaşığı kimyon
-1 tatlı kaşığı karabiber
-1 tatlı kaşığı tuz
-2 yemek kaşığı zeytinyağı
-2 su bardağı sıvıyağ

Sosu İçin;

-2 adet domates
-1 yemek kaşığı salça
-1 yemek kaşığı haşlanmış mısır
-1 yemek kaşığı zeytinyağı

Yapılışı:

Sıvıyağ hariç olmak üzere tüm malzemelerimizi karıştırıp, iyice yoğuruyoruz. Sonra köftemizden minik parçalar alıp, yuvarlıyoruz, yani misket şekli veriyoruz. Köftelerimiz hazır olunca, kızartma tavamızda iyice ısıttığımız (kızgın) sıvıyağda köftelerimizi kızartıyoruz. Sosu için kabuklarını soyup, küçük küpler halinde doğradığımız domatesleri zeytinyağında pişiriyoruz, sonra salçamızı, tuzunu ekliyoruz, sosumuzun kıvamını ayarlamak için yarım çaybardağı kadar su ileve ediyoruz ve ocaktan almadan hemn önce mısırlarımızı sosa ilave ediyoruz. Kızarmış misket köftelerimizin yanında servis yapıyoruz. Afiyet olsun....
Devamını Oku...

30 Ekim, 2007

ETLİ LAHANA SARMASI

Cumhuriyetimiz 84. yıldönümü hepinizle beraber kutluyorum....
Bu tarifte bayramdan kalma ve yine anneme ait. Aşçı yamağı ile birlikte çok beğenerek yedik, çünkü annem hazılayıp, yanımıza koydu, ben de eve gelince pişirdim ve tadı damağımızda kaldı. Sanırım zevkle isteyerek yapılan yemekler çok daha lezzetli oluyor, hani bazı insanların elleri lezzetli bulunur, bence o kişiler severek yemek yapıyorlar ve yemekleri seviliyor... Gelelim tarifimize;

Malzemeler:(4 kişilik)

-9-10 yaprak lahana
-1 su bardağı pirinç
-250 gr kıyma
-1 yemek kaşığı salça
-1/2 çay bardağı sıvıyağ
-1 orta boy soğan
-7-8 dal maydanoz
-Tuz, karabiber, kırmızıbiber

Yapılışı:

Lahana yapraklarımızı yıkayıp, büyükçe bir tencerede kaynayan suda haşlıyoruz(tenceremizin aldığı adette) , sarabileceğimiz kadar yumuşayınca tencereden alıp soğumaya bırakıyoruz. Lahanalar soğurken içimizi hazırlıyoruz. Yıkayıp, süzdüğümüz pirince, kıymamızı, salçamızı, ince kıyılmış soğan ve maydanozumuzu, sıvıyağımızı, tuz ve baharatlarımızı ekleyip iyice karıştırıyoruz. Soğuyan lahana yapraklarını şekillerinin elverdiğince, sarılacak büyüklükte parçalara kesiyoruz ve her parçaya içten koyup, annemin yaptığı gibi uzun veya muska şeklinde sarıyoruz. Sardığımız lahanaları, pişireceğimiz tencereye sıkı sıkı dizerek yerleştiriyoruz ve 1,5 su bardağı suya 1 tatlı kaşığı salça ekleyip, üzerine dökerek orta ateşte 30 dakika kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...

Devamını Oku...

25 Ekim, 2007

KARNIYARIK

Siteyi güncellemem biraz uzun sürdü, sebebi malum, ülkemizin geçirdiği kötü günler...

Bu satırları okurken birçoğunuza yemek tarifi yazmak veya okumak anlamsız gelebilir, inanın ben de böyle düşündüm ama hayat devam ediyor, bütün üzüntülere rağmen...
Bu tarif anneciğim elinden. bayramda gittiğimizde bizler için yapmıştı, daha önceki yazılarımda bahsettiğim gibi ben patlıcanı çok seviyorum, eskiden yemememe rağmen karnıyarık da favori yemeklerimden biri. Bu nedenle, pek çoğunuz için yenilik olmayacak ama ben sitemde yeralmasını istedim. Tarif şöyle;

Malzemeler:

-1 kilo patlıcan
-1/2 litre sıvıyağ
-250 gr kıyma
-2 orta boy soğan
-2 adet domates
-3-4 diş sarmısak
-2 adet yeşil biber
-Yarım demet maydanoz
-1+1 tatlı kaşığı salça (eğer domates yetersizse)
-Tuz, karabiber, kırmızıbiber

Yapılışı:

Öncelikle patlıcanlarımızı alacalı soyup, yıkayıp, iyice kuruladıktan sonra,patlıcanların ortalarıncan ince bir çizgi şeklinde kesiyoruz ve ısınmış sıvıyağda hafifçe kızartıyoruz, sonra fazla yağının emilmesi için kağıt mutfak havlusunun üzerinde bekletiyoruz.
İçini hazırlamak için, önce kıymayı derince bir tavada kavuruyoruz, sonra ince kıyılmış soğanını, sarmısağı ekliyoruz. Sırasıyla ufak doğradığımız biberi ve kabuklarını soyup doğradığımız domateslerimizi ilave edip pişiriyoruz. İçimizin rengi açık olursaki kış domatesleri çin sözkonusu olabilir, çok az salça ekliyoruz. Son olarak baharat ve tuz ayarını yapıp, ince kıyılmış maydanozumuzu ilave edip ocaktan alıyoruz. Burada farkedeceğiniz gibi içi pişirirken yağ kullanmadık, çünkü patlıcanlar kızardığı için yemeğimizde yeterince yağ var ve kıymanın, soğanın, domatesin suyu yeterli geliyor iç harcın pişmesi için.
Patlıcanlar ve içimiz ılınınca patlıcanları kestiğimiz yerlerden hafifçe açıp, içlerine harcımızı koyuyoruz, istersek her bir patlıcanın üzerine kızartılmış yeşilbiber de koyabiliriz annemin yaptığı gibi. En son karnıyarıklarımızı fırında veya ocakta pişirebiliriz, annem fırında üzerlerine hazırladığı 1 tatlı kaşığı salçalı suyu gezdirip, yarım saat kadar pişirdi. Ocakta da aynı şekilde suyunu ilave edip, patlıcanlar yumuşayana kadar pişirebiliriz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

04 Ekim, 2007

HÜNKAR BEĞENDİ


İftar soframızın ikinci tarifi geleneksel bir yemek olan hünkar beğendi. Eskiden ismini duyduğumda çok zor yapılacağını düşündüğüm bu yemeği pratik bulduğumu söylemeliyim. Bir yemeğin iyi olması için malzemelerin iyi olması ve püf noktalara dikkat etmek gerektiği biliyorum. Bu kural bu yemek için vazgeçilmez. Bu nedenle yazılanlara tam olarak uymanızı tavsiye edeceğim. Ben tam olarak böyle yaptım ve sonuç çok beğenildi. Bu güzel servis tabağını ise çok sevdiğim arkadaşım Gaziantep'den hediye getirmişti. İlk defa kullanmış oldum. Geleneksel yemeğe, geleneksel tabak. Tarifimiz ise şöyle;

Malzemeler:

-1 kg dana kuşbaşı
-1 büyük soğan
-2 çorba kaşığı salça
-2 yemek kaşığı sıvıyağ
-6 adet patlıcan
-3 çorba kaşığı un
-2 çorba kaşığı tereyağı
-2 su bardağı süt
-1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
-2 tatlı kaşığı tuz
-1 tatlı kaşığı karabiber

Yapılışı:

Öncelikle beğendiyi hazırlamak için patlıcanları fırında közlüyoruz ve kabuklarını soyup, kuşbaşı doğruyoruz. 2 çorba kaşığı tereyağı eritip, unu ekleyip, unun kokusu gidene kadar kavuruyoruz. Sonra patlıcanlarımızı ekliyoruz ve karıştırıyoruz. 2 su bardağı soğuk sütümüze ekliyoruz ve karıştırmaya devam ediyoruz. Karışım kıvam alınca 1 tatlı kaşığı tuz ve karabiber ekliyoruz, son olarak da kaşar peynirini ilave edip, eriyince ocaktan alıyoruz, beğendimiz hazır.
Etimizi öncelikle üzerini kapatacaka kadar sıcak su ile 1-2 dakika kaynatıyoruz, sonra süzgeçten geçirip, soğuk suda yıkıyoruz. Bu işlem etlerimizin daha yumuşak olmasını sağlayacak. Tabi etin iyi olması da çok önemli. Büyük bir tencerede doğradığımız soğanları 2 yemek kaşığı sıvıyağla kavuruyoruz ve salçamızı ekliyoruz, en son etlerimizi ilave ediyoruz ve karıştırarak 1-2 dakika pişiriyoruz ve yine etlerin üzerini kapatacak kadar sıcak su ilave edip, tuzunu ekleyip, etler iyice pişene kadar (30 dakika kadar) pişiriyoruz. Servis tabağına önce beğendiyi sonra etlerimizi koyup, üzerine etin sosundan döküyoruz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

28 Ağustos, 2007

TÜRK GECESİ-FİNCAN BÖREĞİ

Fış fış kayıkçı
Kayıkcının küreği
Hop hop eder yüreği
Akşama "fincan böreği"
Olsa da yesek olmaz mı?
Karnımız da doymaz mı?

Eskilerde kalmış bu tekerlemeyi hatırlar mısınız bilmem ama, ablamla yaptığımız fincan böreği bende bu tekerlemeyi çağrıştırdı. Gerçi tamamını kendim hatırlayamadım ve arkadaş desteği alarak tamamladım.
Türk Gecesi için ne hazırlamalıyım diye düşünürken, Muğla'dayken ablamla yaptığımız bu lezzetli böreğin bu tanıma çok uyduğuna karar verdim. Tabi böreği yaparken ve resimlerken aklımda bu düşünce olmadığından Türk Gecesi'ne uygun fotoğraf çekemedim, sonradan aklıma gelen bize özgü tabaklarla görüntülemek imkanım ise börekleri çoktan bitirdiğimiz için mümkün olmadı. Hazırlanması birazcık zahmetli, ama elimiz alışınca kolayca yapabileceğimiz, lezzetli ve şık bir börek. Tarife geçmeden önce Yaman Ayşe'ye , güzel etkinlik fikri için teşekkür ediyorum.
Fincan böreği ismi böreğin fincan içinde yapılarak, tepsiye ters çevrilmesinden geliyor. Biz ablamın tarifi aldığı dergidekine uygun olarak kuşbaşı etle hazırladık, aynı tarif, tavuklu, kıymalı, sebzeli, peynirli, patatesli içlerle de hazırlanabilir.

Tarif şöyle;

Malzemeler:

-5 adet yufka
-350 gr kuşbaşı doğranmış et
-3 adet kuru soğan
-Yarım demet maydanoz
-3 yemek kaşığı tereyağ
-2 adet yumurta + 1 yumurta sarısı
-Çörekotu ve susam
-Tuz ve karabiber

Yapılışı :

Öncelikle böreğin içini hazırlıyoruz, bunun için etimizi büyükçe bir tavada pişmeye bırakıyoruz, etler suyunu bırakacak ama tamamen çektirmeyeceğiz, yani etleri iyice kavurmuyoruz, çünkü pişme fırında da devam edeceği için, etler fazla sert olmamalı. İnce ince doğradığımız soğanları etin üzerine ekliyoruz ve birlikte pişmeye bırakıyoruz. Et hafif sulu haldeyken ocaktan alıp, ince doğranmış maydnozları, karabiber ve tuzunu ilave edip, karıştırıyoruz ve soğumaya bırakıyoruz. Tereyağını eritiyoruz ılınınca 2 yumurta ile karıştırıyoruz. Ön hazırlıklarımızı tamamlayınca, börekleri yapmaya başlayabiliriz. Yufkaları üst üste yayıp, 4 eşit parçaya kesiyoruz ve toplam 20 adet üçgen elde ediyoruz. Elde ettiğiniz üçgenleri mendil gibi ortalarından tutup, kahve fincanının içine yerleştiriyoruz ve hazırladığımız tereyağlı harçtan 1 kaşık kadar koyuyoruz ve yufkanın sarkan parçalarından birini üzerine kapatarak, fincanın içine yerleştiriyoruz. Fincanın içine, iç malzememizden 1 yemek kaşığı koyuyoruz, sonra yufkanın diğer sarkan parçalarına tereyağlı karışımdan fırça yardımıyla sürerek, üst üste kapatıyoruz ve fincanın üstüne hafifçe bastırıyoruz. Hazırladığımız böreği dikkatlice tepsimize ters çeviriyoruz, yufkamız bitene kadar, börekleri aynı şekilde hazırlıyoruz. Zor görünüyor ama, fotoğraflarda elimden geldiğince tüm aşamalarını çektim, yardımcı olacağını düşünüyorum. Böreklerimiz tamamlanınca üzerine çırpılmış yumurta sarısı sürüp, çörekotu ve susam serpiştiriyoruz ve önceden ısıtılmış 170 derece fırında üzeri kızarıncaya kadar 20-25 dakika pişiriyoruz. Sıcak olarak yemenizi tavsiye ederim, kalan olursa:) ısıtılınca yeni yapılmış gibi olduğunu da söyleyebilirim. Afiyet olsun...

Devamını Oku...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...