Kurtulacak mı? Hiç sormayın.
Taşır canını avucunda,
o korkunç saati bekleye bekleye,
döndü sıkıntıdan yastık yüzü kefene.
İnsana nasıl acı vermez
onu böyle boynu bükük görmek.
Bir çarpıntı dolanırr durur
göğsünde ve karnında,
hep amaç uğruna.
Kim görebilir
kendi aleviyle yanan
gecenin kömürünü?
Cehennem geceye göçermiş
En büyüğünü ödevin.
Bekler bir kapı ardında
keserek soluğunu.
Ölüm bile korkar ondan.
Susun fırtınalar!
Utanın cesaretinden!
Gerillacı susar.
Bir konuşsa
fışkıracak boğazından
ateş ve kan.
Sövmeyin sessizliğini yüzüne vuranlara:
Cesaret dilsiz doğdu.
Dilinden tez davranır
zulüm görenin eli.
Kınamayın gerillacıyı.
Adaletin yolunu gördü o
kapkaranlık.
Gördü yıkıldığını
sevgili yurdunun.
Gökyüzünü gördü ve kara toprağı.
Düşmanlarını gördü
alkış tutarlarken acısına.
Uzun anlar geçti,
sonsuzluk kadar uzun.
Öldürdü öldürecek
umutsuzluk onu.
Ama bekledi sabırla kapının ardında,
ölümü bile korkuttu.
Susun fırtınalar!
Utanın cesaretinden!
(Çev. A. Kadir - Süleyman Salom)
28 Mart 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder