Yahuda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yahuda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Erguvan Ağacı


28. Gün ( Erguvan Ağacı)

Dün Japonya’daki Sakuralardan bahsettim. Sonra düşündüm aslında düşünmekten daha çok içim burkuldu. Yaşadığı coğrafya itibariyle benim güzel ve yalnız ülkemde anlatılacak nice ağaçlar var. (Altı çizili tanımlamayı ilk Nuri Bilge Ceylan’dan ödül alırken duymuştum. O günden beri ülkeme böyle hitap ederim.)

Dedim vatanın bereketini anlatmak gerekir yoksa vicdan azabı çekerim. Bir yerlerden başlamak lazım… İlk olarak ERGUVAN AĞACINI anlatacağım. Bu ağacı da severim ama bir ağaç var ki beni benden alır. Şimdilik ismi saklı kalsın bende… Bir daha dünyaya gelsem kesinlikle o ağaç olarak gelmek isterim.

Ağaçlara merakım İstanbul’da yaşadığım yıllarda başladı. İşe gidip gelirken o gri binaların arasında soluk alamadığımı hissettim. Tam bu sırada bir kitap okudum ve diyordu ki kitapta: “Ey! şehirde yaşayan insanoğlu yollardaki ağaçları görmeye çalış.” Bu cümleden çok etkilendim ve işe gidip gelirken cidden yollardaki ağaçlara bakmaya başladım. Ağaçlara cidden sadece ağaçlara baktım… Suratı asık insanları görmez oldum. Sonra baktıklarımı araştırdım. Ne göreyim kör cahilmişim bu konuda… İşte o bakışmalar sırasında tanıştım benim ağacımla… Israr etmeyin adını söylemeyeceğim. Ona bambaşka bir gün ayıracağım… O sadece benim ağacımın günü olacak.

Neyse biz güzel ve yalnız ülkemin ağacına dönelim. Erguvan. Çiçeklenme dönemi bir ay kadar sürer ve dökülmeye başladığında yapraklar oluşur. Boyu 3- 5 metre arasındadır. Yuvarlak biçimlidir. Gençken ince ve kırmızımsı-kahverengi olan gövdesi yaşlandıkça kalınlaşıp koyulaşır. Yaprakları kışın dökülür. Anayurdu Akdeniz Bölgesi’dir.

Şimdi gelelim bu ağacın öyküsüne; İsa’nın 12 havarisinden biri olan ve onu ele veren Yahuda’nın pişmanlık ve utançla kendini astığı ağaç olduğu söylenir. Fransızlar ona “Arbre de Judee, yani “Yahuda’ nın Ağacı” derlermiş. (Gülnar Önay'ın kitabından alıntıdır.)

Erguvanın çiçekleri Yahuda kendini asmadan önce beyazmış, fakat Yahuda’ nın ihaneti karşısında utancından kızarmış. Efsane doğru mudur bilmem ama Erguvanın bu öyküsü beni etkilemiştir. İnsanın doğaya kendince anlamlar yükleyip hikâyeleştirilmesi beni hep etkilemiştir doğrusu…

Ve bir ek bilgi bunu da bir öğrencimden öğrenmiştim. Ağaçların canı yanar mı? diye bir deney izlemiş. Ağaçlara insanların kalp ritmini ölçen elektrokardiyograf (EKG) aleti yerleştirmişler. Sonra da ağaca ateş püskürtmüşler. Ne mi olmuş? Ateş altında kalan ağacın verdiği tepkilerle EKG verileri yükselmiş. İçim burkularak dinlemiştim bu deneyi… Demek ki neymiş? Ağaçlarda acı çekiyormuş.

Hiç bir ağaca sarıldınız mı? Ben bu olaydan sonra sarılmıştım. Beni hissettiğine eminim… Bence siz de sarılın. Sizi de hissedeceğinden eminim J

Hadi uzun uzun Erguvanlara bakalım şimdi… Ruhumuzda, gönlümüzde bayram etsin…

RENK KODU: C: 48 M: 0 Y:100 K: 13