Japonya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Japonya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Mart 2014 Cumartesi

Japon Kılıç Kullanma Sanatı Kendo

337. Gün (Japon Kılıç Kullanma Sanatı Kendo)
Japon kültürüne olan merakım çevremdeki herkes tarafından bilinmektedir. Ölmeden önce görmeyi düşlediğim tek ülke Japonya’dır. Uzun uçak yolculukları yapmaktan korkan benim için galiba bu isteğim hayalden öteye gidemeyecek. Bu yüzden de bu kültüre ait ne varsa okuyup araştırıyorum. Kendo da bunun başında gelmektedir.

Kendo, kökeni Japonya olan bir Uzak Doğu kılıç kullanma sanatıdır. Kılıç anlamına gelen ken ile yol anlamına gelen do kelimelerinin birleşimden oluşmuştur. Kendo zaman içinde kenjutsu olarak bilinen kılıç teknikleri öğretisinden geliştirilmiştir.
Japonya Kendo Federasyonu'nun (AJKF) 1975 yılında yayınladığı bildiride belirttiği gibi, Kendo kavramı “geleneksel Japon kılıcı katanayı kullanma prensipleri doğrultusunda insan karakterini (tabiatını) kontrol altına alma“ prensibine dayanır.
Bunun doğrultusunda yine AJKF'nin belirttiği gibi Kendo çalışmanın amacı;
·         Zihni ve vücudu bir bütün haline getirmek
·         Güçlü/dinç bir ruh yetiştirmek ve doğru, sürekli çalışma ile Kendo sanatında gelişim için çabalamak   
·         İnsan nezaketi ve onurunu saygın tutmak.
·         Diğerleriyle samimiyet içinde bir araya gelmek.
·         Bireysel gelişim için sürekli çalışmaktır.
Bu sayede kişi, ülkesini ve toplumunu sever, kültür gelişimine katkıda bulunur ve insanlar arasında barış ve refahın hüküm sürmesi sağlamak için çalışır.
Kendo çalışmaları [keiko-gi] ve [hakama] adı verilen geleneksel Japon kıyafetleriyle koruyucu zırh seti giyilerek yapılır. Katanayı temsilen shinai adı verilen ve bambu kamışından imal edilen eğitim kılıcı kullanılır. Kata çalışmaları ise bokken denilen ağaçtan imal edilen kılıçla yapılır.
Koruyucu zırh seti bōgu başı, kolları ve vücudu korumak için kullanılır. Başı korumak için giyilen parçaya men, bilekleri ve elleri koruyan parçaya kote, göğsü koruyan parçaya dö, kasık ve bacağın üst kısmını koruyan parçaya ise tare adı verilir.
Kendo yapan kişilere kendōka veya kenshi ("kılıç kullanan kişi") adı verilir.
Dört milyonu Japonya'da ve bir milyonu Kore'de olmak üzere tüm dünyada 6 milyon kişi kendo yapmaktadır.
Bu parçayı mutlaka dinlemelisiniz. Görüntüleri beğeneceğinize eminim.

http://www.youtube.com/watch?v=3hCAZrV33NY

Renk Kodu: C: 38 M: 77 Y: 66 K: 25







6 Aralık 2013 Cuma

Sol Kol

226. Gün (Sol Kol)

Japon çocuğun tek hayali çok ünlü bir karateci olmaktı fakat ailesi buna izin vermezdi. Bir gün talihsiz bir kaza sonucu çocuk sol kolunu kaybetti. 
Ailesi çocuğun moralinin çok kötü olduğunu görünce ona bir karate hocası tuttu. 
Hoca ilk dersinde çocuğa karşısındakini sağ koluyla tutup üstünden savurmayı gösterdi. Hatta ikinci, üçüncü ve sonraki bütün derslerde hep aynı hareketi yapıyorlardı. 
Çocuk bir gün hocasına "Hocam ben çok sıkıldım, artık başka hareketlere geçsek" dedi. Hoca ise bunu kabul etmeyerek dünyada bu işi en hızlı yapan kişi olmadıkça bitirmeyeceğini söyledi. Çocuk o kadar hızlanmıştı ki, hocasını bile göz açıp kapayıncaya kadar yerden yere vuruyordu. Bir gün hoca elinde bir kağıtla geldi kağıtta çocuğun gençler karate şampiyonasına katılabileceği yazıyordu. 
Çocuk çok şaşırdı. Ertesi gün salonda ilk rakibinin karşısına çıkacakken heyecanla hocasına sordu, "Hocam bu iş nasıl olur? Ben sadece tek hareket biliyorum kesin kaybederim" Hocası ise "sen sadece hareketi yap" cevabını verdi. 

Çocuk ringe çıktı ve hareketiyle rakibini eledi. Hatta tek hareketle finale kadar çıktı. Finalde karşısında kendisinin iki katı birisi vardı. Önce çok korktu ama gene bildiği hareketi yaparak son rakibini de yendi ve şampiyon oldu. 
Sevinçle hocasının yanına koştu ve sordu.
"Hocam nasıl olur anlamıyorum, sadece bir hareket biliyorum, tek kolluyum ve şampiyon oldum" 
Hocası çocuğa baktı ve dedi ki, 
"Senin yaptığın hareket karatedeki en zor hareketlerden biridir. 
Ve bir tek savunması vardır o da rakibin sol kolunu tutmak".

Renk Kodu: C: 25  M:100  Y: 84  K: 0




31 Temmuz 2013 Çarşamba

Japonya’nın Dumanlı Şehri Beppu

98. Gün (Japonya’nın Dumanlı Şehri Beppu)

Adalarında bulunan 500’den fazla volkanı ile Japonya için, “ Yeryüzü Ananın Beşiği’ nde yatmaktadır.” denir. Birçok volkan sönmüştür fakat Fuji, Asama ve Aso gibi hala aktif olan volkanlarda bulunmaktadır. Elbette bu yüzden de volkanların bulunduğu yerlerde yüzlerce termal bölge bulunmaktadır. Bunların en önemlileri Noboribetsu, Beppu ve Kusatsu’dur.

Japonya’nın güneyinde yer alan Beppu’ nun keskin kış soğuğunda küçük maymunlar boyunlarına kadar sıcak suya girip ısınırlar. Hatta maymunlara yemek getirmek üzere bir nöbet sistemleri bile vardır. Beppu kenti, içlerinden bir tanesinin yakın zamanda püskürdüğü birçok volkanın eteğinde kurulmuştur. Sıcak su kaynakları ve gayzerler turistlerin oldukça ilgisini çekmektedir. Ziyaretçiler burada sıcak kumlara gömülüp şifalı sularda tedavi arar.

Burada suya girmek istemeyenler, “jigoku” denilen fantastik şekillerde ve büyüklükte kaynayan gölcükler gibi göze hitap eden farklı yerler de vardır.  Örneğin, Chinoike Jigoku, altındaki kayaların yapısından dolayı parlak kırmızı renktedir. Öte taraftan daha büyük bir gölcük olan Umi Jigoku ise göğün rengini yansıttığından koyu mavi renktedir.  Tatsu – Maki Jigoku’nun gayzeri ise her 20 dakikada bir kulak çınlatan bir sesle püskürmektedir.

Beppu ile ilgili bazı ek bilgiler vermek gerekirse:

·         Beppu’nun sıcak su kaynakları ve gayzerlerinden günde 56.600 metreküpten fazla su fışkırmaktadır.
·         Beppu dünyanın en büyük termal bölgelerinden biridir.
·         Beppu’da 3500’den fazla sıcak su kaynağı ve gayzer bulunmaktadır.

Not: Gayzer nedir?
Kaynaç (veya gayzer), düzenli veya düzensiz aralıklarla, suları yukarı doğru fışkırarak patlama yapan bir sıcak su kaynağıdır. Gayzer sözcüğü İzlanda'daki bir kaynaç olan Gjósa'nın adından türemiştir. Gjósa ayrıca 'patlak verme' anlamına gelir.


Renk Kodu: C: 73 M: 100 Y: 0 K: 64

Gayzer ( İzlanda, Japonya, Yeni Zelanda gibi ülkelerde görülür.)





Sıcak kum havuzları


29 Temmuz 2013 Pazartesi

İtsukuşima Tapınağı

96. Gün (İtsukuşima Tapınağı)

Japonya’nın en ünlü kapısı olan kırmızı ahşap “torii” Hiroşima’nın yakınında yer alan Miya Adası’ ndaki Itsukuşima Tapınağı’ndadır. 1875 yılında yapılan kapı, 16 m uzunluğundaki iki sütunun üzerinde yer alan 23m’lik ahşap kemerden oluşur. Gelgite bağlı olarak, suyun üstünde yüzüyormuş gibi görünür. Tapınağın kapısının Adadaki Misen Dağı'ndan görünümü Japonya'daki en güzel üç manzaradan birisi olarak kabul edilir. 1996'dan bu yana Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alır.

Kapının ardında yer alan ahşap tapınaklar yüksek direklerin üzerine yapıldığı için suyun üzerinde yürüyormuş gibi görünür. Ana tapınak, Japon yerel inanışının büyük tanrılarından Fırtına Tanrısı Susanovo’nun kızları, üç Şinto tanrıçalarına adanmıştır. Diğer binalarda ise dua, arınma ve sunuş salonları, geleneksel Şinto dansı için ayrılmış bir bölüm, Susanovo’nun oğlu Okinonushi için yapılmış bir tapınak ve bir başka tanrı olan Tenjin için bir tapınak bulunmaktadır.

Koydaki yollar birbirine kapalı yollarla bağlıdır, tüm binalar ise sahile kırmızı renkte bir köprü ile bağlıdır. Miya adası kutsal bir adadır. Bu yüzden yüz yıllardır bu adada kimse ölmemiş veya hiç kimse doğum yapmamıştır. Hamile kadınlar, hasta ve yaşlılar ana adaya geçmek zorundadırlar. Ölenlerin mezarları ise hala ana adadadır.

Tapınak ile ilgili bazı ek bilgiler vermek gerekirse;
·         Tapınağın üzerinde bulunduğu Miya adasına, adadaki geyikleri korkutmamak maksadıyla köpekler alınmamaktadır.
·         Sahilden uzak bir noktada yer alan platformdaki Noh Tiyatrosu, Japonya’nın en eski tiyatrosudur. 1568 yılında yapılmış ve daha sonra restore edilmiştir.

Renk Kodu: C: 0 M: 29 Y: 100 K: 50

Tapınağın bulunduğu koy



Suların yükseldiği zaman
Suların çekildiği zaman




22 Temmuz 2013 Pazartesi

Japon Anime Ustası: Hayao Miyazaki

89. Gün ( Japon Anime Ustası: Hayao Miyazaki)
Bir anime sever olarak Miyazaki’ nin filmlerinin çok etkileyici olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden de mutlaka izlemeniz gerektiğini düşünüyorum. Özellikle de ödüllü animelerini çok beğeneceğinizi umuyorum.
Hayao Miyazaki, 5 Ocak 1941 yılında Tokyo'da doğdu. Toyotama Lisesi 'ndeki üçüncü senesinde, dünyanın ilk renkli uzun metrajlı animasyon filmi olan Hakujaden 'i izlediğinde filmden çok etkilendi ve animasyona ilgi duymakla kalmayıp; o anda çizgi roman çizeri olmaya karar verdi. 1962 yılında gittiği Gakushuin Üniversitesi 'nde uluslararası ilişkiler ve ekonomi okumaya başladığında; üniversitenin Japon imparatorluk ailesiyle yakın olması sebebiyle Marksist düşünceden etkilendi. Mezun olduktan sonra Toei Animasyon Şirketi 'nde animatör olarak çalışmaya başlayan Hayao Miyazaki; bu yıllarda yönetmen olan Isao Takahata ile tanıştı ve beraber şirket sendikasında çalışmaya başladılar.
1965'te anime yönetmeni Otsuka Yasuo ve Isao Takahata'nın çalışmaya başladıkları Güneşin Prensi Horus (Taiyo no Oji Horus no Daiboken); Hayao Miyazaki'nin uzun metrajlı bir animasyon filminde çalışmak adına yakaladığı büyük bir fırsattı. Kariyeri boyunca hem pek çok uzun metrajlı animeye, hem de Japonya'da manga olarak adlandırılan çok sayıda çizgi romana imza attı. 
Eserleri Japonya'da olağanüstü ilgi ve saygı gören Miyazaki, Oscar Ödülü'nü kazandığı 2002 yılına kadar çizgi film çevreleri dışında batıda pek tanınmıyordu. Kendisine sadece bu ödülü getirmekle kalmayıp bir ilke de imza atmasını sağlayan Ruhların Kaçışı filmi Berlin Film Festivalinde ödül alan ilk animasyon filmidir. Ayrıca bu filmle Japonya'da gişe rekorları kırarak; 1997'de yönetmenliğini yaptığı Prenses Mononoke filmi ile kendisine ait olan gişe rekorunu yine kendisi kırmıştı. Miyazaki Isao Takahata ile beraber yaptığı Heidi dizisi Türkiye'de tanınır.
Miyazaki özellikle son zamanlardaki eserlerinin büyük bir kısmının yönetmenliğinin yanı sıra metin yazarlığını da yapmıştır. Bu türden ilk eserlerinden biri kendi yarattığı bir mangadan uyarlama olan Rüzgârlı Vadi 'dir. Bu eserinden sonra Stüdyo Ghibli'yi kuran Miyazaki eserlerini burada hazırlamaya başlamış ve bu stüdyo aracılığıyla hayranlarına ulaştırmıştır.

Miyazaki’nin  Önemli Filimleri
Kagliostro'nun Şatosu  
Rüzgarlı Vadi
Gökteki Kale
Komşum Totoro
Küçük Cadı Kiki
Kırmızı Kanatlar
Prenses Mononoke
Ruhların Kaçışı
Howl'un Yürüyen Şatosu
Küçük Deniz Kızı Ponyo
Rüzgar Yükseliyor

Renk Kodu: C: 0 M: 100 Y: 52 K: 0




Miyazaki'nin animelerinden bazıları.

10 Temmuz 2013 Çarşamba

Bayraklar ve Anlamları 2

77. Gün (Bayraklar ve Anlamları 2)

Bayrak sözcüğünün aslı, "batrak"tır. Batıraktan yani batırmaktan gelir. Eski Türklerde toprağa saplanan, batırılan mızrağın üzerine hanedanlığı temsil eden renklerde kumaşlar, ipler vb. asılırdı. Mızrağın ucuna da altın veya değerli madenlerden kurt başı gibi kağanlık alameti takılırdı. "Toprağa batırılan mızrak" anlamındaki bayrak sözcüğü, zamanla "dalgalanan milli simge" ye kaymıştır.







NEPAL: Zemindeki kırmızı, ulusal çiçekleri olan Rhododendron'in rengidir. Bayrağın sınırlarını çizen mavi ise barışı temsil ediyor. Üst üçgen içindeki yukarı bakan hilal; tek hükümdar ve sarayı temsil ederken, alt üçgen içindeki 12 köşeli Güneş ise Rana hanedanını temsil ediyor.









MISIR: 3 şeritten meydana gelir: Kırmızı, siyah ve beyaz. Bu üç renk Arap halkını simgeler. Ortadaki kartal ise ünlü hükümdar Selahattin’ in simgesidir. 












GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ:
Kırmızı: Kan 
Mavi: Gökyüzü 
Yeşil: Ülke toprakları 
Siyah: Afrikalı siyah nüfus 
Beyaz: Avrupalı beyaz nüfus 
Sarı: Altın ve diğer doğal kaynaklar 
Ayrıca bayraktaki "y" formatı 2 ırkın birleşmesini simgeler. En renkli bayraklardan biridir. 










JAPONYA: Ortadaki kırmızı daire güneşi temsil eder. Aynı zamanda Japonların güneşin doğduğu ülke temasını da simgeler.













KÜBA: Üç mavi çizgi, adanın üç bölgesini ifade ediyor: Batı, orta, doğu. Ayrıca bilim, erdem ve güzellik anlamına geldiği de söyleniyor. İki beyaz çizgi adaleti ve iyiliği temsil ediyor. 
Kırmızı eşkenar üçgen, insanın üç hakkını temsil ediyor: özgürlük, eşitlik ve kardeşlik. 
Üçgenin ortasındaki yıldız da özgürlüğü, egemenliği ve bağımsızlığı anlatıyor. 




Renk Kodu: C: 53 M: 100 Y: 0 K: 62 




7 Temmuz 2013 Pazar

Japonya’daki Pirinç Tarlaları

74. Gün (Japonya’daki Pirinç Tarlaları)

Sevgili dostlar, bugün çok fazla bilgi yazmaya gerek yok çünkü fotoğraflar size anlatılmak istenileni çok net bir şekilde gösterecektir. Sizin de tanık olacağınız gibi yine karşımıza muhteşem görseller çıkacaktır. Sadece kısaca şu bilgileri verebiliriz.

Japonya’nın nüfusun büyük kısmının şehirlerde oturmasına rağmen, tarım Japonya ekonomisinin önemli bir kısmıdır. Toplam arazinin ancak % 16’sı ekilebilir. Japonya’da tarım çok modern usullerle yapılmaktadır. Yetişen ürünlerin başında pirinç gelir. Pirinç üretimi yılda ortalama 15.000.000 tondur.


Renk Kodu: C: 25 M: 33 Y: 5 K: 0