38. Gün (Bodrum ve Begonvil)
Dostlarım bugün Bodrum’un pembe
çiçekleri olan Begonvillerden bahsedeceğim. Beyazın ve mavinin egemen olduğu
Bodrum’da Begonvillerin o güzelim pembe rengi ayrı bir güzellik katmaktadır.
Rodos’tan başlayarak Bodrum’ a uzanan bu pembelik
Bodrum’un simgesi olmuştur. Mor, beyaz, pembe ve kırmızı çiçekleri vardır. Gelin Duvağı, Rodos Sarmaşığı olarak da
bilinir. Ağaçsı
bir bitkidir ve sarmaşık gibi büyür. Begonvil’in
rengi aslında “bract” denilen rengini değiştirme kabiliyetine sahip bir grup
yaprak tarafından verilmektedir. Yani aslında renkli görünen parçalar çiçek
değil, kendi rengini değiştiren bir grup yapraktır. Braktelerin altında küçük
sarı renkte görülen asıl çiçekler kokusuzdur. Güneşi çok sever.
Mutlaka rüzgârdan korunması gereken bir bitkidir. Ilıman iklim bitkisi olduğu
için soğuk geçen kışların bulunduğu yerlerde zarar görür. İlk dikildiği
dönemlerde çok sulamalıdır ama daha sonraları çok sulanırsa mutlaka çiçeklerini
dökmektedir. Bu yüzden az sulanması önerilir.
Gelelim Begonvilin Bodrum’a geliş sürecine… Begonvillerin
anavatanı Brezilya’dır. 1700’lü yıllarda Güney Amerika’ ya giden Fransız
botanikçi Baron Louis de Bouginville tarafından Avrupa’ya getirilmiş ve onun
adını almıştır. Bodrum’da 11 ay çiçeği olarak tanınan Begonvil, Rodos’tan
aldığı birkaç dal Begonvili evine götürmek isterken, Bodrum’a uğrayan ve buraya
bu güzel çiçeği armağan eden meraklı bir adamın hediyesidir.
Begonvilsiz bir Bodrum düşünülemez…