296. Gün (Paris’te Aşk)
Sevgili
dostlar anlayamadığım bir duygusallık içindeyim. Duyguların o naiflik yaratan
huzuru beni mutlu ediyor. “Aşık mı oldun?” diyeceğinizi duyar gibiyim ama “HAYIR
aşık falan olmadım.” Galiba biraz fazla insanı mutlu eden romantik filmler
izledim. Bir de bugün kendime kitap almaya gittiğim de kitapçı da çalan müzikler
beni oldukça etkiledi. “Paris’te Aşk” adlı bir albümden
çalan Fransızca şarkılar tüm ruhumu ele geçirdi. Evime geldiğimden beri bu
şarkıları dinliyorum.
Bugün kitap
aldım. “Kamelyalı Kadın” inanın bana
okumak için sabırsızlanıyorum. Nedenini bilemediğim bir şekilde Paris’te olmak
istiyorum. Uçağa binmekten korktuğum halde gidebilirim gibi geldi bir anda bana…
Neyse bakarsınız bir gün atlar giderim korkumu yenip. (Uzun süre kapalı yerde
kalmaktan korkuyorum, inmek istediğiniz halde asla inemeyeceğimi bilmek
düşüncesi beni çok ürkütüyor, bir saatliğine dayanabiliyorum ama daha uzun
saatlerde ne yaparım bilmiyorum.) En büyük hayali Japonya’ya gitmek olan biri
için ne korkutucu bir korkuya sahibim.
Bunun
dışında bir yılı tamamlamama oldukça az bir zaman kaldı. Bu süre zarfında güzel
güzel paylaşımlarda bulunurum inşallah… 365 gün bittikten sonra “Acaba blogu kapatsam
mı?” diye düşünüyorum ya da “Haftada birkaç gün paylaşım da bulunsam mı?” diye
düşünüyorum. Bunun için galiba düşünmeye devam etmeliyim.
Geçenlerde sürekli
ertelediğim için kendime oldukça kızdığım bir kitabı bitirdim. “Kürk Mantolu Madonna”. Okumayanlar ve
erteleyenler için mutlaka okumalısınız diyorum. İçime nasıl işledi size
anlatamam. Aslında bir günde bitecek kitabı inanın bana erteledim. İstedim ki
gece ne olacak merakı ile uyuyayım istedim. Gerçekten de muhteşem bir dile
sahip olduğunu söylemeliyim.
Bu şekilde
ertelediğim ve yine kendime geç okuduğum için kızdığım ikinci kitap ise
“Bir Dinazorun Anıları”. Yıllarda
defalarca elime aldığım ama sonra yerine koyduğum bu kitabı okumadığım içinde
kızdım kendime… Ruhuma nasıl iyi geldiğini size anlatamam. İçim, beynim doya
doya okudum diyebilirim. Siz de ertelemeyin ve mutlaka gençlere okutun.
Buna ek
olarak İstanbul’da bulunduğum zamanlar içinde elbette kitapçı kitapçı gezdim.
Kitaplar arasında bol bol kahve içtim. Dostlarla sohbet ettim. Tabi ki durmadım
uzun zamandır almayı planladığım 3 kitabı da aldım.
- Bir Dinazorun Gezileri ( Mina Urgan )
- Alexis Ya Da Beyhude Mücadelenin
Kitabı (Marguerite Yourcena)
- Beyaz
Geceler (Fyodor Dostoyevski)
En kısa zamanda hepsini okumayı amaçlıyorum. Sizinle
bugün dinlediğim şarkıyı paylaşmanın yanı sıra biraz da Paris ve Aşk temalı
güzel fotolar paylaşayım. Müziği dinlerken bu güzel fotolara da bakarsınız.
Yves Montand ( A Paris):
http://www.youtube.com/watch?v=BZkVH-YcS-s
Renk Kodu: C: 11 M: 33 Y: 100 K: 0