13 Ağustos 2014 Çarşamba

Mim



Merhaba, sevgili Gevezekitapkurdu ve Saklamakabı blogları bizi mimlemişlerdi, çok teşekkür ederiz.

Şimdi mime geçelim, iki kişi olduğumuzdan röportaj gibi olacak eheh.


1. Ne sıklıkla kitap okuyorsunuz?

Sweet Leaf- Sürekli olarak okuduğum en az bir kitap oluyor, çoğu zaman da birkaç kitabı aynı anda okuyorum, değişik durumları saymazsak hemen hemen her gün kitap okuyorum denebilir.

Sycorox- Değişiyor. Genelde iki üç kitap birden okurum, bitince yeni kitaba geçerim. Lakin yılın bir dönemi hiç okuyasım gelmiyor o zaman öykü okumaya başladım. Böylelikle o türe acayip ısındım.

2.En sevdiğiniz yazarlar hangileri?

Sweet Leaf- Samuel Beckett, Albert Camus, Jean-Paul Sartre, Hermann Hesse, Ursula K. Le Guin, Edgar Allan Poe, H.P. Lovecraft, Hemingway, Gorki, Dostoyevski, Aldous Huxley, Samed Behrengi, Roald Dahl, Etgar Keret, Ferhan Şensoy ve Jane Austen diyerek kısa kessem iyi olacak yoksa akşama kadar isim sayacağım.

Sycorox- J.R.R Tolkien, Dostoyevski, Kafka, William Blake, Jane Austen, Stephen King, Yasmine Galenorn, Dan Brown, Nazım Hikmet, Barış Bıçakçı, İhsan Oktay Anar, Birhan Keskin -çok karışık oldu evet-


3. En beğendiğin kitaplar hangileri?

Sweet Leaf- Yine çok fazla cevap vereceğim bir soru daha. :)

Şöyle kısa kesmeye çalışarak birkaçını söyleyeyim: Arthur C. Clarke - Bir Uzay Efsanesi, Sartre - Bulantı ve Uyanış, Ferhan Şensoy - Karagöz ile Boşverin Beni, Tanpınar - Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Elias Canetti - Körleşme, Kazuo Ishiguro - Beni Asla Bırakma, Orhan Pamuk - Masumiyet Müzesi, Oğuz Atay - Tutunamayanlar, Ayn Rand - Hayatın Kaynağı, Betty Smith - Bir Genç Kız Yetişiyor, Salinger - Çavdar Tarlasında Çocuklar, Vasconcelos - Şeker Portakalı, Güneşi Uyandıralım ve Delifişek, Ursula K. Le Guin - Mülksüzler, Reşat Nuri Güntekin - Çalıkuşu, Nabokov - Lolita, Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna, Samed Behrengi - Küçük Kara Balık, Ulduz ve Kargalar, Ulduz ve Konuşan Bebek, Antoine de Saint-Exupery - Küçük Prens, Lewis Carroll - Alice Harikalar Diyarında, Carlo Collodi - Pinokyo, Louisa May Alcott - Küçük Kadınlar, Rıfat Ilgaz - Hababam Sınıfı (tüm oyunları ve romanıyla birlikte) ve Mary Shelley - Frankenstein ile Bram Stoker - Dracula'yı da sayarak bitirmezsem daha satırlarca kitap adı yazacağım.

Sycorox- Son zamanlarda okuduklarımın çoğunu çok beğendim. En sevdiğim kitaplar diye genelleyince aklıma gelmiyor tabii çok var.

Mesela William Blake'in Cennet ve Cehennem'in Evliliği dönüp dönüp okuyacağım kitaplardan, Barış Bıçakçı'nın Sinek Isırıkları Müellifi eskittiğim, defalarca okuduğum ve baş karakter Cemil ile bir gün Ankara'da karşılaşacağıma, bir çay içip kitaplardan konuşacağımıza (onun benim bazı okuduklarımı beğenmeyip muhtemelen tavsiye üstüne tavsiye vereceğine) inandığım bir kitap.

İhsan Oktay Anar ile mesela çok geç tanıştım Puslu Kıtalar Atlası o kadar benlik bir kitapmış ki, keşke daha erken okusaydım dedim.

Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sı çoğu kişiye ceza gibi gelirken benim bir dönem en sevdiğim dönüp dönüp okuduğum kitaptı. Beyaz Geceler'i de öyle.

Tabii doğal olarak Yüzüklerin Efendisi üçlemesi de öyle.

4. Yerli Yabancı hangi yazarları tercih edersin?

Sweet Leaf- Başka bir soruda en beğendiğimiz yazarları yazmışız zaten.

Sycorox- Bknz. 2. soru

5. Bu güne kadar en beğendiğin kitap serisi?

Sweet Leaf- Pıtırcık serisi, Şeker Portakalı ve devam kitapları, Açlık Oyunları serisi, Behrengi'nin Ulduz serisi, Dune serisi, Özgürlüğün Yolları serisi (Sartre'ın Uyanış, Bekleyiş ve Tükeniş olarak çevrilen üçlemesi kimi yayınevlerinde başka başka adlarla çevrilmiş, Hürriyetin Yolları serisi olarak da biliniyor.)

Sycorox- Yüzüklerin Efendisi, Robert Langdon serisi, Ayın Kızkardeşleri serisi, Mercy Thompson serisi, Gece Avcısı, Angelogy

6. Daha çok hangi tarz okumaktan hoşlanırsın?

Sweet Leaf- Kendimi cidden çok seçici bir okur olarak görmüyorum, çok değişik türlerde kitapları severek okuyorum ama sanırım en çok gerçekçi romanları okumaktan zevk alıyorum, özellikle varoluşçu yazarların romanlarını daha severek okuyorum gibi geliyor ama bilim kurgudan da, fantastik edebiyattan da, korku edebiyatından da, öykülerden de çok hoşlanıyorum.

Sycorox- Fantastik, Epik Fantastik, Urban Fantasy (bunun tam karşılığını bilmiyorum, yani kadın karakterin baskın olduğu tür) Tarihi, İçinde sanat tarihinin olduğu her şey

7. En son hangi kitabı okudun?

Sweet Leaf- En son Philip K. Dick romanı Androidler Elektrikli Koyun Düşler Mi?'yi bitirdim.

Sycorox- Schopenhauer / Hayatın Anlamı

8.Kitap blogları hakkında ne düşünüyorsun? Yeterli mi?

Sweet Leaf- Kitap bloglarını okumayı çok seviyorum ama Sycorox'un da söylediği gibi bana da çoğu kitap bloğu aynı geliyor. Ya kitap blogları arasında bir moda oluyor ve çoğu kitap bloğu yazarı aynı kitabı okuyor, ya da kitap bloğu olarak başlayan bloglar daha sonra kırtasiye bloğuna dönüşüyor, sanırım belki de ben çok fazla kitap bloğu bilmiyorum ama bildiklerimi de pek yeterli bulmuyorum.

Sycorox-
Yeterli değil. Bana son zamanlarda kitap blogları hep aynı gelmeye başladı. Yeni çıkan kitaplar bloglarda ama değişik bir keşif yapmayı istesek çok az blogda yorum görebiliyoruz. Eski kitapları okuyanlar zaten azınlıkta. Değişik türlerde görmek de zor. Onun için eşitlilik olmasını çok istiyorum.

9. Kitap okumak senin için ne ifade ediyor?

Sweet Leaf- Açıkçası hala bir akıllı telefon sahibi olmayan biri olarak benim için hala en etkili vakit geçirme yöntemlerinden biri. Çok küçük yaşlarda okumayı öğrendiğim ve kendimi bildim bileli kitap okuma alışkanlığım olduğu için o an okuduğum bir kitap bulunmuyorsa kendimi rahatsız hissediyorum, bir yere biriyle buluşmaya giderken karşımdaki kişi geç kalacak diye her ihtimale karşı yanımda bir kitap götürüyorum, bir yerde beklemem gerekiyorsa kitap okuyorum, okumak istediğim kitapları listeliyorum, elimdeki kitaplar bitince bir sonra başlayacağım kitapları planlıyorum, hangi kitaplar hakkında ne düşüneceğimi aşağı yukarı kestirebiliyorum... Fakat kitap okumak bana şunları da ifade etmiyor, kitap okuma alışkanlığı olmayan insanlara faşistçe davranmıyorum, arkadaşlarımı kitap okuma alışkanlıklarına göre seçmiyor, kitap okuma alışkanlığımı ve özellikle hangi kitapları okuduğumu sürekli başkalarının gözüne sokmuyor, göndermeli satırların fotoğraflarını çekmek için kitap okumuyor ya da kitapları ve yazarları metalaştırmıyorum, bunlar aksine edebiyat sevgisinin içini en azından kendi adıma boşaltmamak için kaçındığım davranışlar, hahah hatta Sycorox'un cevabını okumadan önce soruya ben de onun gibi bir de "benim için ne ifade etmiyor" açısından bakmışım ve hemen hemen aynı şeyleri söylemişiz, şu an ağzım kulaklarıma vardı. Uzun lafın kısası kitap okumak benim için bir ihtiyaç gibi ve kitap okuma alışkanlığım olmasaydı pek çok zaman, pek çok yerde sıkıntıdan patlardım.

Sycorox- Benim için normal bir şey. Yemek yemek, su içmek gibi. Lakin bunun üstüne anlamlar yüklemenin de gereksiz olduğunu düşünüyorum. Nasıl su içmenin üzerine su içenle evlenilir gibi bir anlam yüklemiyorsak, kitap okuyan insana da aynı gözle bakmak gerek -özellikle son zamanlarda kadının üstünde meta olarak kullanması sinirimi bozmaya başladı- Kitap okumak insanın kendine kattığıdır, kalkıp ben kitap okuyorum diye kibirlenmenin de bir anlamı yok.

Bizi mimlediğiniz için teşekkür eder ve bu mimi yapmak isteyen herkese yollarız


- Sweet Leaf, Sycorox -





8 Mayıs 2013 Çarşamba

Mim: Tardis Tag ve Görülesi Kitap Mekanları (Sweet Leaf)



Rafların Arasından'ı dört yazar birlikte idare ettiğimiz için mim geldiğinde de ayrı ayrı yapıyoruz, bu mim'de de ayrı ayrı cevaplamaya karar verdik, Sycorox, bir önceki post'ta kendi cevaplarını vermiş, ben de şimdi ondan kopya da çekerek kendi cevaplarımı yazayım:

1. Durak: Geçmişe yolculuk yapıyorsun. (Hangi tarihi/eski kitabın içine yolculuk yapacaksın ve neden?)

Galiba Jules Verne'in ya da Edgar Allan Poe'nun kitaplarından birinin içinde olmak isterdim, hatta illa bir kitap adı vermem gerekirse Denizler Altında Yirmi Bin Fersah'ın, Nautilus'un içinde olmak isterdim, deniz dibinin ürkütücülüğü ve keşfedilmemişliği resmen tüylerimi diken diken yapar, nasıl olsa kendi hayatımda görüp görebileceğim tüm derinlik bir denize girme anında boy vermem olacağından, bari Tardis tag sayesinde dipleri göreyim.

2. Durak: Orta Çağ’a yolculuk yapıyorsun. (Hangi fantastik kitabı ziyaret edeceksin?) 


Syco buna Yüzüklerin Efendisi serisinin kitapları ile cevap vermiş, düşündüm ben de acaba onları mı isterdim diye ama galiba ben daha da bir gerçek Orta Çağ'a gidip de Sir Gawain ve Yeşil Başlı Şövalye'yi ziyaret edip Kral Arthur'u, yuvarlak masa şövalyelerini falan görmek isterdim. Çocukken okuduğumda hayran kalmıştım, dönerken ben de Yüzüklerin Efendisi serisinin kitaplarına da uğrar, bizim kızlara yetişirdim ama.

3. Durak: TARDIS’i uzaya götürüyorsun. (Hangi bilim kurgu kitabını ziyaret edeceksin?) ,

Watchmen! Dr. Manhattan'ı ziyarete Mars'a çevirirdim rotayı. 

4. Durak: Eve dönme vakti geldi ama TARDIS kazara alternatif bir evrene geçiş yapıyor. (Hangi distopyaya iniş yaparsın ve düzene sokmaya çalışırsın?) 

Düzene sokmaya çalışmadan Mülksüzler'e, Anarres'e gidip Odoculara katılırdım herhalde. 

5. Durak: TARDIS çocuklarla dolu bir başka bir evrene geçiyor. (Hangi çocuk kitabına giderdin ve neden?) 

Ehehe bir tek bu soruda ne cevap vereceğimden çok emindim, Alice Harikalar Diyarında'ya giderdim, beyaz tavşanın ardından ben de Alice'le birlikte atlar ve geri kalan muhteşem fantastik sahneleri gözlerimi bir saniye bile ayırmadan izlerdim, en sevdiğim, büyüme- küçülme, ağlama ve ardından tüm hayvanlarla toplu olarak kadril dansı eşliğinde kuruma sahnelerinde de zevkten delirirdim herhalde, Dodo Kuşu'nu elimi uzatsam dokunacağımı düşündüm de, oy, ne güzel olurdu. 

Bu soruya yine de bir şık daha eklemek istiyorum, Pinokyo'ya da gidip Gepetto Usta'nın yalnızlığına hüzünlenip Mavi Peri'ye sinirlenirken Pinokyo'yla maceradan maceraya koşmayı da ikinci tercihim olarak ekleyelim, burada da balinanın bizi yuttuğu sahneleri de kaydedebilmek için ufacık bir fotoğraf makinem de olsun. 

 6. Durak: TARDIS sonunda bulunduğun evrene geri dönüyor ve günümüz dünyasına iniş yapıyorsun. (Hangi çağdaş/contemporary romana yolculuk yaparsın ve neden?) 

Burada da özel olarak en sevdiğim romanları teker teker ziyaret edip hepsinin kahramanıyla tanışırdım, hepsindeki mekanları gezerdim. Ama bir roman ismi vermem gerekirse, herhalde Bunny Munro'nun Ölümü'ne yolculuk yapardım, sırf okurken Bunny Munro'yu yazarıyla özdeşleştirdiğim için fangirl'lük yapıyorum şu an leş gibi. Şaka bir yana, herhalde ben de pek çok insan gibi Tutunamayanlar'a yolculuk yapıp Turgut Özben'le tanışıp uzun uzadıya Selim Işık hakkında konuşmak, Selim'in tuttuğu Tutunamayanlar Ansiklopedisi'ni ellerimle incelemek, hatta şansım yaver giderse, üzücü olaydan önce oraya yolculuk yapmışsam, bizzat Selim'le tanışmak isterdim.

Bunlar, Tardis tag'in soru ve cevaplarıydı, bir de görülesi kitap mekanlarımızı sıralayacakmışız, hemen onlar da geliyor:

Diskdünya ilki. Mekan olarak komple bir gezegenin ismini veriyorum ama gezegen şu olunca, bunu görmek istiyor insan, ne yapalım:


Evet, Diskdünya, bir kaplumbağanın sırtında birbirlerine sırtını dönmüş dört filin başı üstünde taşınan bir disk. Ve bu kaplumbağa, evrende ağır ağır süzülürken o diskte de yaşayan insanlar var.

İkincisi, Nautilus'un içi olsa gerek, yukarıda da söylediğim gibi. 



Üçüncüsü, Dracula'nın şatosu. Bram Stoker'ın Dracula romanında anlattığı şato, Bran Castle mıydı emin değilim ama Bran Castle, şimdiye dek yazdıklarımın içinde tek gerçekten görülebilecek olanı:


(Zaten Diskdünya'nın gidilip görülebileceği bir gün gelirse çok eğlenirdik.)

Elbette Hogwarts'ı unutmadım.


Heidi'nin tavan arasındaki saman yataklı küçük odasını ve dedesiyle yaşadığı o küçücük kulübeyi de...


Madem çocuk kitaplarındaki görülesi mekanlardan bahsediyoruz ve madem koskoca bir Diskdünya'yı da gezegenliğine bakmadan mekan olarak aldık, neden B-612 asteroidini de almayalım ki? 




Sana Gül Bahçesi Vadetmedim'deki Yr Krallığı'nı da görmek isterdim ve eğer ben mim'i yanlış anlayıp, kitaplardan öğrendiğimiz ve gerçekten var olan yerler yerine böyle abuk subuk gerçekte olmayan yerleri görülesi mekanlar olarak sizlere anlattıysam da affola :)

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Blogger N'lerini seçiyor !

Merhabalar!

Sevgili Tuşların Tıkırtısı ve Blog Mania bizi en bilgilendirici bloggerlar arasinda gostermis! Kendilerine sonsuz tesekkurlerimizi sunuyoruz.

Raflarin Arasindan'da birden fazla yazar bulundugundan ortak bir liste hazirladik! Mevcut listede Aslisin'in, Sweet Leaf'in, Sycorox'un ve bendeniz Amaltheian'in tercihleri bulunmaktadir. Her kategori icin uc kisi yazabildigimizden ne kadar zorlandigimizi tahmin edersiniz! Yazarlarimizin hazirlayip bana verdigi listelerdeki ortak isimleri secip yazmaya calistim.

Sevgiler!

**

Yazının başlığı "Blogger N'lerini seçiyor !" şeklinde olmalı.. Bir bütün halinde ilerlemeliyiz. Her kategori için en fazla 3 kişi yazabilirsiniz.. (Sadece bir kategori için 5 tane yazma hakkınız var. Çoğumuzun blog açmasına sebep olan şey, kendimizi anlatmak.) Ekstradan 1 kategori daha ekleyip, seçiminizi yapabilirsiniz. Kategori açarken tercihinizi mümkünse en zeki, en güzel, en akıllı gibi şeylerden yana kullanmayın. Tamam birbirinizi tanıyor olabilirsiniz. Ama burda genel bi seçimden bahsediyoruz ve birbirimizi sadece yazılarımızdan tanıyoruz. Yazılardan yola çıkarak sonuca varabileceğimiz kategoriler olmalı. (Kişileri rencide edecek, küçümseyecek türden kategorilere kesinlikle yer vermeyin.) Aynı kişiyi birden fazla kategoriye yazabilirsiniz. Mim yazılarınız kesinlikle okunacaktır. Yazılarınız okunduğuna dair yorum bırakılacaktır. Bir gün içerisinde yazılarınıza yorum gelmezse mail atarak haber verirseniz en doğru sonucu elde etmiş oluruz.(birinceses@gmail.com)

En İyi Tasarıma Sahip Blogger : Şu Bu O, Hayat Erkeği, Hesionka

En Güncel Blogger: Muhtesip, Sweet Sunshine, CineShoot

En Meraklı Blogger: Pek Güzel Şeyler, Okuyan Kedi

En Yetenekli Blogger: Özlem Akın

En Çok Bilgilendiren Blogger: Sigara Yanıkları, Pasif Agresif, Salıncakta İki Kişi

En Çok Kendini Anlatan Blogger: Cips Yiyemeyen Kız, Sarhoş Kedi, Amsterdam'dan Kartpostallar

En Çok Eğlendiren Blogger: Sel, Öküzün Önde Gideni, Atgötten

En Akıcı Yazan Blogger: Finduilas, Glamdring

Yukarıda adı geçen herkes mimlenmiş sayılıyor :)

5 Aralık 2010 Pazar

Kitap Mim'i (Sycorox)

Okumana gerek olmayan kitaplar: Ders kitapları dermişim eheh onlar öncelikli okumam gerekenler diye kulaklarımı çektikten sonra, muhtemelen teknoloji tarzı kitaplar sıkıyor beni çok da gerek yok heralde okumama.

Daha önce okuman gereken kitaplar olmasaydı okumak isteyeceğin kitaplar: Şibumi'ye başlamak istiyorum ama önceliğinde elimde olanları bitirmem lazım.

Uzun zamandan beri okumayı düşündüğün kitaplar: Şibumi, Paul Auster'ın New York Üçlemesi

Uzun zamandan beri arayıp bulamadığın kitaplar: Leonardo Da Vinci Gibi Çalışma ve düşünme kitabı. Eskiden vardı bende o kitap, bir yakınıma verince öyle gitti. Her kütüphane'de olması gerekli bir kitap bence. İçinde her şey var (yemek tarifleri de dahil olmak üzere). Şu an fellik fellik arıyorum, umarım bulacağım. Bir de müzik tarihimizle ilgili İş bankası yayınlarının bir kitabı var cd hediyeli. Bunları arıyorum.

Şu anda üzerinde çalıştığın konu ile ilgili kitaplar: NLP ile ilgileniyorum bu aralar fena halde. Harry Adler'ın çalışma kitabını aldım ama çok sıkıcı olduğunu itiraf etmeliyim. Hayatımda hiç bir kitabı bu kadar zorlanarak okumamıştım.

Her olasılığa karşı elinin altında bulunmasını arzuladığın kitaplar: Birhan Keskin'in şiirleri. Moralimi düzeltsin diye Eileen Caddy'nin "İçimizdeki Kapıları Açmak" kitabı.

Belki bu yaz okumak için bir kenara kaldırabileceğin kitaplar : Meave Binchy olabilir. Yazlıkta okunur. Bir de, kaç zamandır Selindrella'nın methini duyuyorum, muhtemelen tatile saklıyorum. Ya da bir korku romanıda olabilir.

Kitaplığında öteki kitaplara eşlik etmesi için gerek duyduğun kitaplar: Aynen Sweet Leaf gibi bende Nick Cave kitapları diyorum. Aynı zamanda çok istediğim tasarım kitapları da eklenince pek mutlu olacağım. Sanırım ben artık otobiyografik kitaplar da istiyorum, sevdiğim tasarımcıların, şarkıcıların kitapları. Ve fotoğraf bölümü de hiç fena olmaz hani. Neyse bu çok uzar gider.

Sende beklenmedik ve çılgınca bir ilgi uyandıran, üstelik buna haklı bir gerekçe bulamadığın kitaplar: Burada da kritiğini yazdığım Cadı isimli roman'nın devamını edinmeyi istiyorum. İkinci kitap kızkardeşi kedi kızın ağzından geçiyormuş, üçüncüsü ise vampir olanın. Bu tip fantastik abuk şeyler pek okumazdım ama bunu saçma olduğunu bile bile çılgınca merak ediyorum.

Çok uzun zaman önce okunmuş olsa da şimdi yeniden okumak isteyeceğin kitaplar: Yüzüklerin Efendisi serisi. Defalarca her yıl, belirli aralıklarda filmini izlesem de, artık kitapları tekrar okumanın zamanı geldi de geçiyor.

Hep okumuş numarası yaptığın ama artık gerçekten oturup okumanın zamanı geldiği kitaplar: Eheh ben bir çok beğenilen ve kitap sohbetlerinin başını çeken kitapları ve yazarları okumadım. Mesela bunlardan biri Paul Auster. Görünmeyen'i okumaya çalıştım, pek sarmadı beni. Ama devam edeceğim kitaplarını okumaya.

4 Aralık 2010 Cumartesi

Kitap Mimi - Aslısın

Okumana gerek olmayan kitaplar:  Gerek olduğu için kitap okumadığımdan, bu soruyu pas geçiyorum. Bugün okumak istemeyebilirim ama yarın çok ilgimi çekebilir bir kitap.

Daha önce okuman gereken kitaplar olmasaydı okumak isteyeceğin kitaplar:  Ders kitapları yerine daha çok roman okusaydım keşke.

Uzun zamandan beri okumayı düşündüğün kitaplar: Atilla Birkiye'nin İstanbul'da Aşıkların Buluşma Yerleri kitabını edindim ve okuyacağım.

Uzun zamandan beri arayıp bulamadığın kitaplar: Uzun zaman değil ama geçen hafta kitapçılarda arayıp arayıp bulamadığım Evrim Alataş'ın, Biz bu Dağın Çiçeğiydik kitabında aklım kaldı. İnternetten alacağım.

Şu anda üzerinde çalıştığın konu ile ilgili kitaplar: Foundations of Coaching. Sırf zorunluluk olduğu için durmadan erteliyorum.

Her olasılığa karşı elinin altında bulunmasını arzuladığın kitaplar:  Tomris Uyar, Borges, Paul Auster, Ayfer Tunç, Sabahattin Ali, Italo Calvino kitapları.

Belki bu yaz okumak için bir kenara kaldırabileceğin kitaplar : Öyle bir ayrım yapmıyorum, elime ne gelirse, içimden ne gelirse o kitap giriyor çantaya.

Kitaplığında öteki kitaplara eşlik etmesi için gerek duyduğun kitaplar:  Tomris Uyar'ın eksik kalan kitapları, bilmem ki böyle ayrım yapmak gerçekten zor.

Sende beklenmedik ve çılgınca bir ilgi uyandıran, üstelik buna haklı bir gerekçe bulamadığın kitaplar: Genelde böyle okudğum kitaplar için bir anlam bulurum, anlam bulamadığım olmadı hiç.
 
Çok uzun zaman önce okunmuş olsa da şimdi yeniden okumak isteyeceğin kitaplar: Paul Auster'ın ilk okuduğum kitapları.

Hep okumuş numarası yaptığın ama artık gerçekten oturup okumanın zamanı geldiği kitaplar:  Bir ara bilim kurguyu seveceğim diye kendimi zorlamıştım. Okumuş gibi yapmadım ama bir iki kitap sonra pes ettim. Bazı şeyleri çok da zorlamamak gerek. Hem belki doya doya okumak isteyeceğim zamanlar gelir. Ben her konuda sık sık zevk değiştiririm. Kendime güvenim sonsuz, bu açıdan:)

Kitap Mim'i (Sweet Leaf)

Okumana gerek olmayan kitaplar:  İlgi alanlarım dahilinde olmayan kitaplar. Bir de okumama gerek olmaması değil de önceden filmini izlediğim romanları genelde bitiremem, okurken filmdeki aktörleri, aktrisleri hayal ederim, hayal gücüm kısıtlanır, onların mimiklerini, ses tonunu kondururum kitaptaki karaktere, sıkılırım bir süre sonra.

Daha önce okuman gereken kitaplar olmasaydı okumak isteyeceğin kitaplar:  Şu sıralar ders kitaplarımı okumam gerekiyor ya, deliler gibi roman okumak istiyorum.

Uzun zamandan beri okumayı düşündüğün kitaplar: Bir süredir Ulysses'i okumak istiyorum, tesadüfen aldığım pek çok kitabın önsözünde bu romana atıfta bulunuluyor, pek çok yazıda James Joyce ve Ulysses'le karşılaşıyorum. Bir de "Ulysses'i bitirebilen okur çok azdır." diye bir şehir efsanesi var hani. Meydan okumak istiyorum şu şehir efsanesine. 

Uzun zamandan beri arayıp bulamadığın kitaplar: En son Uçan Spagetti Canavarı'nı arayıp bulamamıştım, sonra buldum ama. Ha bir de okul kütüphanesinde Tom Robbins - Ağaçkakan yok, burdan Dokuz Eylül Üniversitesi Merkez Kütüphane'yi kınıyorum. Bir ara Alsancak'a indiğimde ona da bakacağım.

Şu anda üzerinde çalıştığın konu ile ilgili kitaplar: Cumhuriyet Savcısı Barış Duman'ın "2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununa Göre Açıklamalı - İçtihatlı Toplu İş Sözleşmesi Yapma Yetkisi" kitabını aldım bugün fakülte kütüphanesinden. İşin en sevimli yanı, bu haftasonu bitirmem de lazım heheh.

Her olasılığa karşı elinin altında bulunmasını arzuladığın kitaplar:  Edgar Allan Poe'nun hikayelerinin toplandığı kalın bir kitap vardır hani bilirsiniz. Okuyanın da okumayanın da kitaplığında bulunur. O kitabın neredeyse yarısını okuyup öyle kaldırmıştım kitaplığa, ne olur ne olmaz o orda dursun da hep, bir gün belki bitiririm.

Belki bu yaz okumak için bir kenara kaldırabileceğin kitaplar : Daha yaza çooooook var ama? Yaz kitabı - kış kitabı diye ayırmam ki hem, yazın sahilde hafif kitaplar okuyup kışın entelektüel gösterecek şeyler okumam.

Kitaplığında öteki kitaplara eşlik etmesi için gerek duyduğun kitaplar:  Ahh bu şık canevimden yaraladı beni, pek çok yarım serim var, o serileri tamamlamak lazım. Bir de Nick Cave'in "And The Ass Saw The Angel" adlı kitabı "Ve Eşek Meleği Gördü" diye Türkçe'ye çevrilmiş ya, o kitap yok bende, benim gibi bir Nick Cave müridinin kitaplığında çok büyük bir eksik, Bunny Munro'nun Ölümü'nün yanına konulması gerekli!

Sende beklenmedik ve çılgınca bir ilgi uyandıran, üstelik buna haklı bir gerekçe bulamadığın kitaplar: Bir süre arka arkaya üç tane Elif Şafak romanı okumuştum, haklı bir gerekçem yoktu.

Çok uzun zaman önce okunmuş olsa da şimdi yeniden okumak isteyeceğin kitaplar: Bu sorunun cevabı biraz komik olacak ama, Pıtırcık serisi vardır, Pıtırcık diye bir çocuğun başından geçen olayları eğlenceli bir dille anlatan, çocuk dünyasını neşeli ve çok doğru bir şekilde yansıtan çocuk kitapları. Ben onları sekiz - dokuz yaşlarımdayken okumuştum. Hala arada bir o kitaplardan birini kitaplıktan alıp okuyorum.

Hep okumuş numarası yaptığın ama artık gerçekten oturup okumanın zamanı geldiği kitaplar:  Okumuş numarası yapmıyorum da, Dune serisini gerçekten oturup okumamın ve bitirmemin zamanı geldiğine inanıyorum. Ha, bazen bilim kurgu edebiyatıyla ilgilenen arkadaşlar bu seri hakkında konuşurlarken yarım bıraktığım yere kadar olan kısmına katılıyorum, masumca, kesinlikle numara yaptığım söylenemez hahah. :)
Related Posts with Thumbnails