
Tanıtacağım kitap, Philippa Gregory'nin serinin ilk çıkan ve büyük yankılar uyandıran kitabı Boleyn Kızı.
Daha önce Mahkum Prenses'i tanıtmıştım hatırlayacaksınız. Ve bu kitapları arka arkaya okumayı tercih ediyorsanız önce ondan başlayın derim ben. Ve sonra Boleyn Kızı'na geçiverin.
Bende ilk Boleyn Kızı'nı okuyanlardanım. Okurken bir solukta yatağıma kıvrılmış ve bir akşam boyu deli gibi okuyup, bitirmiştim. Gregory'nin kitaplarında bu var sanırım, heyecanla bir solukta okuyup bitiriyorsunuz. Hani kafa dağıtmak için birebir.
Boleyn kızı'nın hikayesi, aslında Anne Boleyn'in değil, Mary Boleyn'in hikayesi.
Hiç istemediği halde Henry'nin gözdesi olan, ona çocuk veren Mary Boleyn.
Anne Boleyn ise; entrikalarla Henry'i baştan çıkaran ve sonunda o entrikaları ölümü olan diğer genç kız.
Bu kitapta insan o kızların, bir obje bir mal gibi oradan oraya sürüklenmesine üzülüyor. Başka şanslarının olmadığını görüyorsunuz. Ve Henry'e kızıyorsunuz sürekli. İnsanın feministlik damarlarını güçlendiriyor nedense.
Kitap beyaz perde'ye aktarıldı tabi, lakin sinema ve kitapseverlerden geçer not alamadı, oyunculara rağmen.
Eğer sıcak yatağımda, elimde kahvemle kıvrılıp sürükleyici bir kitap okuyayım da, kafam dağılsın diyorsanız hiç düşünmez öneririm.