
Bir kitap bloguna katkım olabilirse ne mutlu bana, o kadar okuduk bari işe yarasın diyorum ve konuk yazar olarak ilk yazıma başlıyorum:)
“Ben zalimler çağında yaşayan bir alçaktım… Tanrıların korkak haline getirdiği bir alçak. Alçakların en acınacak halde olanı, en tiksinti vereni. Yüreğini dalkavukluk, aklını düşmanlıkla besleyen sinsi bir saray yazmanı…” Belki de kitabın en merak uyandırıcı cümleleri bunlar… Yüzlerce yıl önce, Patasana’ nın kaleminden çıkmış. Önce bi kısaca konuya değinelim.
Kitap, birbirine bağlı 2 bölüme ayrılmış, bir bölümü günümüzde, Gaziantep’te geçiyor. Karakterlerimiz arkeolog ve kazı yapmak için Gaziantep’e gidiyorlar, kazı başlar başlamaz türlü olaylar, cinayetler peşlerini bırakmıyor, tabi bu arada kazı devam ediyor, çıkanlar ise Patasana’nın tabletleri oluyor. Diğer bölümde ise, 2700 yıl önce yaşayan Patasana adlı Hititli bir saray yazmanının gizlice, resmi olmayarak yazdığı tabletleri okuyoruz. Tabletler çok heyecan verici, Patasana çocukluktan itibaren yaşadıklarını, büyük aşkını, yaşadıkları tarihe olan kinini, öfkesini anlatan olayları yazıyor ve Patasana’nın yaşadıklarıyla Gaziantep’te olan arkeologların yaşadıkları garip bir şekilde kesişiyor.Böyle bir roman yazmak kolay olmasa gerek, çok sıkı bir araştırma yapılmış tarih konusunda, ayrıca gündelik yaşama dair gerekli gereksiz ayrıntılar da var kaldı ki çoğu okuyucuyu daraltmamak için. Eski uygarlıklar bu kitabı okuduktan sonra çok daha fazla ilgi çekici. İçeriği zengin.
Yalnız şöyle de bir durum söz konusu, polisiye sevenler bilir, eğer ki, bir yerde “katil kim” oyunu oynanacaksa, okuyucunun ya da izleyicinin aklında muhakkak bir fikri olmalıdır. Okuduğu roman daha da ilginçleşir, okuyucu kitaba daha da sadık kalır. Kitabın bu konuda sıkça duyduğum ya da okuduğum bir eleştirisi var, katilin kim olduğu, ya da neden olduğu çok fazla heyecan vermiyor, biraz yavan kalıyor. Ama sonunu bi kenara bırakırsak, hikaye her şekilde iyi bağlanıyor. Zevkle ve heyecanla okunacak güzel bir kitap. Hatta Gaziantep kısmı biraz klişe bile gelse, sırf Patasana’ nın tabletleri için bile okunabilir.
Sayfa Sayısı: 402