Geçmişi düşünmek, kendi kendine analizler yapıp sonuca varmak filan zevkli de; sonuçta bu analizlerden yola çıkıp daha iyiye doğru bir değişiklik yapamıyorsak, hepsi yine çöp olarak kalıyor omuzumuzdaki torbada. Yani benim kalıyor, sizi bilmem.
Gerçekten değieceksek; bu analiz kısmında sonsuza kadar vakit geçirmemek gerekiyor. Çok çabuk sinirleniyorum çünkü küçükken çok baskı altında kaldım, şimdi tahammülsüzüm. Oldu canım, n'apıcaz? Bu açıklamayı geçiş kartı gibi kullanıp önümüze gelenin canına mı okuyacağız? Tabii bu da bir seçim ama gerçekten değişmekten bahsediyorsak; bir kere öfkelendiğimizde gösterdiğimiz davranışları tekrarlamayarak, başlayacağız işe. Kendini durdurmak mı dersiniz, kontrol etmek mi, ben bilmem.
Tek bildiğim, kasırganın gelişini hissettiğim anda durmak ve otomatik pilottan çıkıp başka türlü davranmak. Bu nefes almak olabilir, delirticinin yanından o an için uzaklaşmak olabilir. Delirtici çünkü ben deliriyorum. Yani ben delirdiysem; buna sebep olana da rahatça delirtici diyebilirim, değil mi?
Konu derin ama uzatacak gücüm yok. Zaten kendime yazdım bunu. Bir kaç vakada denedim ve oldu.
Size söyleyebileceğim; fazla derinlerde boğulmayın ve bir şey değiştirmek istiyorsanız; adım atın. Her zamankinden farklı bir adım.
Sağlıcakla kalın.
17 yorum:
Birkaç zamandır ben de bu söylediklerin hakkında düşünüyorum. Seninle aynı fikirdeyim. Yine birilerinin hayatına dokunup ortadan kaybolacak gibisin...
En büyük ayrıntıyı kaçırma "KENDİNE İYİ DAVRAN" :)
Kubra:) ben de artik kaybolmayayim diyorum, dur bakalim:) dokunabiliyorsam ne mutlu bana, sagol. Dusunduklerin konusunda adimlar atman dilegiyle. Ha bir de kendimize iyi davranmak:)
Bir şeyleri değiştirmek isterken her zamankinden farklı adım atmak hımm hımm o adımında doğru olması gerekiyor , yoksa ele yüze bulaşma ihtimali yüksek .. ehe tecrübeyle sabit :S
Farkli adim, buldugumuz be kendimizce dogru olan cozumse tamam. Degilse de yenisini atariz butterfly'imiz:)
değiş dur tonton yanii :)) doğruyu bulana kadar çöp torbasını doldur :))
On calisma sart:)
hani eskiyince öbür yüzü çevirirler, sonra da döşemeciye gönderirler ya koltuk takımlarını. başka renk seçerler; daha açık, evin havasını değiştirecek bir ton olsun, ruhum daraldı bu kumaşlardan diye diye her seferinde. hah, işte ben o takımın berjeriyim ve daha kimse hiçbir kumaşımdan memnun kalmadı. özüme dönsem diyorum. ahşabımla ben.
Memnun etmek zorunda oldugumuz aslinda kendimiziz, oz de orada. Bence ne varsa ozde var.
evet, ben aynen öyle yaptım ve çok iyi geldi bana. gerçi senin bu yazını sonradan okudum ama. artık çöp torbası değilim :)
o kasırganın gelişini hissedip, başka şeyleri yönelme varya. işte o benim.
anlayamadığım şu, insanlar patlamanı istemiyor patlamadığın zaman da kapalı kutu oluyorsun.
bu ne bu :)
analizimi yaparım, tanıyı koyarım kalanına karışmam...
zahmetli işler bunlar, göbeeni kaşıyıp dizi izlemek varken kim uğraşır allasen?
Harika bir blog, ne kadar başarılı! Belki bu site sizin için faydalı olacak: http://kutucugum.com/
Bu ücretsiz ve limitsiz depolama alanı ve siz burada bir albüm oluşturabilirsiniz ve ona tüm şarkılar, filmler ve saire koyabilirsiniz. Aslında her şey. Bunu sayesinde takipçilerinizle daha çok şeyi paylaşabilirsiniz – onlar siteye kayıt olmak zorunda değiller. Unutmayın ki siteden her şeyi de indirebilirsiniz. Buna bir bakın lütfen, belki beğeneceksiniz.
Selam, Can
Beni etkiledi, ilk delirtici de deneyeceğim :)
Şu sıra kendime hatırlattıgım seyler :)
"Tek bildiğim, kasırganın gelişini hissettiğim anda durmak ve otomatik pilottan çıkıp başka türlü davranmak."
Seni mim'ledim :)
Adım atmak ve ıstemek en guzel degısım...sevgıler
www.kuzununannesi.com
Bugün terk edilmiş bloglara yorum bırakma günü :)
Yorum Gönder