31.01.2010

7 henuz bilinmeyen ozelligim!



Bahar karlari ve kucuk prens ve annesi once kendini sonra beni "mim"lemis diyemeyecegim yoksa Acalya beni paralar, ebelemis:) Bazi bloglarda hakkinizdaki 7 ilginc ozellik diye geciyor. Insanin kendini ovmesinden hoslanmadigim gibi ilginc olmak goreceli bir kavram ve kimi zaman negatif anlamda kullanilir. Catlak kari yerine ilginc bir kadin diye ehlilestirilir cumle. En iyisi baskalarina sormak lazim size gore Beste'nin ilginc ozellikleri nedir diye? Bana gore bazilari olumsuz bazilari hosuma giden 7 ozelligim;

1-Herkesi ne yaparsa yapsin affetmek ve kin tutamamak ki olumsuz oldugunu dusunuyorum, kardesim insan hic mi ders almaz bozuk plak gibi hep ayni sey tekrar tekrar. Neden yapmis olabilir diye dusunmeye baslayinca hak bile veririm nerdeyse, degistirilmesi gereken bir ozellik! Zannetmeyin ki melek gibiyim,  canimi yakan olursa agresif olabilirim ki yillarla torpuledim. (fiziksel guc yada kufur degil kelimelerin siddetinden bahsediyorum)

2-Aci dolu yerlere girince hastaneler, cenaze evleri yada televizyonda gordugum, radyoda duydugum felaketler vs hemen aglarim hatta en cok ben aglarim! Oradaki herkesin acisi icime coker dayanamam, sunger gibi cekerim, buda olumsuz bir ozellik tas gibi saglam olmak isterdim.

3-Hizli dusunur, hizli kavrar, hizli hareket ederim. Sinavlardan en once ben cikarim. Annem, esim, arkadaslarim cogu bana gore yavas hareket ederler. Zihnim hizlidir yavaslatmak icin bilimum reiki, yoga, meditasyon vs denemelerim olmustur. Zen felsefesine hayranlik duyarim bir turlu uygulayamam. Ikebana (japon cicek duzenleme sanati) kursuna gitmistim. 3 ana aksa yerlestiriliyor cicekler toprak, gokyuzu ve insani temlsil eden,  saatlerce dusunuyorlardi diger kursiyerler ki amac bu, benimki 2 dk bitiyordu sonra sikila sikila bekledigim icin vazgectim gitmekten, ilk sushisini ikram etmek icin 7 sene calisan japon ustaya hayranimdir . Tai chi kursu yavasliga dayanamadigim icin yarim kalan diger ornek, ne diyeyim daha yasim ve aklim gelmedi...Bunu da cok yorucu oldugu icin olumsuz ozellik kontenjanina koyuyorum.


4-Tutkuluyumdur, sanata ozellikle resim ve kitaplara, renklere duskunumdur. Annemin dedigine gore kucukken yerde gordugum gazete kupurlerini bile alir okurmusum. Yerde gordugum kirilmis bitki parcalarini da alir ekerim ve yetisir, anneanem elin yesil derdi. Tutkuda sakincali olabilir ama severim. Cocukken agaca cikar, tek patenle sokaklari dolasir digeri kardesimdeydi!, kavgalar eder sonra eve gider ansiklopedi yada elime gecen herseyi okurdum.

5-Dogayi, hayvanlari, yemegi (farkedildi herhalde), hayati  tutkuyla severim. Babam oyleydi, annemde oyleydir surekli sokaktan hayvan toplar iyilestiririz.  (sipa, karga, marti, kedi ve kopekler) Iste bu olumlu bir ozellik. Dalisi severim 63 metreye daldim, Babadag'dan uctum, bisiklet, trekking vs severim ama spor disiplinim yoktur, aklima esince...

6-Otorite, israr, baski sevmem. Her turlu muzigi sevsemde beni en iyi rock and roll ifade eder.

7-Cocukluk hayalim dunyayi gezmekti bir olcude gerceklestirebildim, ingilizce ve fransizca bilirim kolejli degilim, ogrenmek icin cok ugrastim. Yeni seylere acigimdir, kolay adapte olurum, kolay arkadas edinirim ( Cherbourg haric), enerjim yuksektir, insanlar genelde beni severler ve dertlerini paylasirlar ben baskalarina cozum bulanlardanim. Bu arada caliskanimdir, gorev insaniyimdir bana sorumluluk verin yerine getirene kadar calisir, sirf ona odaklanirim, asla gec kalamam hep erken giderim bu konularda robota donerim. Once is, calis, yap, gerceklessin. Boyle bir 10 sene gecirmisim sadece calisarak bulutlara bakmayi unutarak. Baskalari beni cok durust bulur, akabinde getirdigi patavatsizligi torpuledim yoksa kirici olmak disinda bir ise yaramiyor. Ortaokulda yazlari, lise 3'te ogleden sonralari olmak uzere hayatim boyunca calistim, ondan belki cok yorgunum. En ilginc isim tabiki avukatlik ve kurpiyelikti insanlarin gercek yuzlerinin goruldugu meslekler bunlar ki bundan sayfalarca yazi cikar...

Isteyen ustune alinsin ve 7 ozelligini yazsin derim, boylece yazmak isteyenlere firsat dogmus olur, hadi aktif olun, bekleme durumundan kurtulun...

EK-En onemli seyi unuttum ben bir savasciyim, sahip oldugum hersey icin buyuk ugraslar verdim.

29.01.2010

Ressam atolyeleri, bulutlar, tutunanlar, fransiz cikolatali pasta Gâteau au chocolat ve aile isleri,

Bulutlarimiz leylak rengi bu aralar...



Ressam atolyeleri kendimi en iyi hissettigim yerlerdendir. Babam ressamdi ve ben bir atolyede boya, tiner kokulari arasinda buyudum, oynadim. Babam akordeon caldi, sarkilar soyledim, prenses resimleri cizdim. Simdi icinde kursun var diye oglustan tirim tirim kaciriyoruz yagli boyalari, akrilik ayni sey diyorlar ben katilamiyorum yagli boyanin buyusu baska. Son zamanlarda beni cok heyecanlandiran bir ressam gormek isterseniz sevgili Nevin'e bir tiklayin derim.

Bu atolye Michel Lariviére'e ait Leonardo'nun favori mekani;


Guzelliklere bakin renkler...

Asagidaki atolye Michel Folliot'nun;


Bunlar hayata tutunanlar! Liman duvarlarina tutunmuslar, oyle guzel cicekler aciyorlar ki iki tugla arasi bir cay kasigi toprak ile! Soldaki yabani leylak desem olur sanirim adini bilmiyorum, minik leylak benzeri cicekleri var ve cok hafif kokusu...


Bu resimler gecen sonbahardan, bu bahar yine bakacagim orada lar mi diye...



Ailesel "fani sanat" faaliyetlerine kis dolayisiyla biraz ara verilse de son calismalarimiz!







Bu pasta hemen her fransiz evinde yapilan klasik bir kek/pastadir, yogun cikolata tadi ve yapilis kolyaligi ile lezzet garantilidir.

Fransiz usulu cikolatali pasta (Gâteau au chocolat)

150 gr seker
275 gr bitter cikolata (ne kadar iyi bir cikolata kullanirsaniz ona gore iyi sonuc alirsiniz, kahve dunyasinin yuzde 70 kakolu kuverturler iyi yada Lindt'in pisirmek icin satilan cikolatalari)
175 gr tereyagi (asla margarin degil zararlari ve tadi icin, fransiz kadinlari dunyanin en cok yasayan kadinlari)
5 yumurta oda isisinda
40 gr un
2 yemek kasigi vanilya esansi biliyorum Turkiye'de bulmasi zor, isteyene gonderirim yada aktarlarda satilan vanilya cubuklarindan alip koyun.

1-Firini 170° isitin. 24 cmlik bir kek kalibini once tereyaglayin, sonra 2 kasik seker koyup heryerine bulasacak sekilde kalibi cevirin.
2-3 yemek kasigi sekeri kenara ayirin. Kalan seker, cikolata kirabildiginiz kadar kucuk kirip, tereyagi kalin tabanli bir tencereye koyup dusuk isida eriyene kadar karistirin. Aman kaynamasin yoksa ziyan olur. Atesten alin, vanilyayi ekleyip kenarda sogumaya birakin. Soguyunca birer birer yumurta sarilarini ve akabinde unu karisima ekleyin.
3-Yumurta beyazlarini kopuk halini alana kadar mikserle karistirin, az tuz ekleyin biraz daha karistirin. Oldugunu anlamak icin kabi ters cevirin, kopuk icinde kaliyorsa tamamdir. Yada cam bir kasede cirpin. kaseyi kaldirip altina baktiginizda hic likit halince yumurta beyazi gormuyorsaniz olmus demektir. 3 kasik sekeri ekleyip iyice sertlestirin.
5-Yumurta beyazlarini yavasca ve fazla karistirmadan cikolatali karisima ekleyin. Spatul kullanin ve alltan uste dogru duzenli hareketlerle sanki yuvarlak cizermis gibi alt ust edin. Yumurta beyazlari beyaz beyaz durabilir onemli degil.
6-35-45 dk arasi pisirin. Ortasina dokundugunuzda hafifi islak gibi olsun fazla pisirmeyin kurur. Bu pasta bana gore bir gece buzdolabinda beklerse nemini tam buluyor ama daha once de yiyebilirsiniz. Ustunu pudra sekeriyle susleyip yaninda krema(istege bagli) ile  servis yapabilirsiniz. Yogun islak cikolata tadi ve kahve...


27.01.2010

Totoro


Bazen cok ama cok yorgun hissediyorum. Keske Totoro'nun kucaginda yatip deliksiz bir uyku uyuyabilsem tum enerjimi toplayacagima eminim...



Ek-Gelen yorumlara bakinca arkadaslarima da yer acmaya karar verdik Totoro ile buyrun gelin:)

"Komsum Totoro"  Japon usta Miyazaki'nin cizgi filmidir. Bu harika filmde gunluk hayat anlatilir, camasirlar yikanir, banyo yapilir, yagmurlar yagar, mevsimler degisir iki kucuk kiz dogayi, ormani ve  ormanin  ruhu Totoro'yu kesfeder. Her sey yalin ve siirsel, mutlu bir atmosferde anlatilmistir. Icinde siddet yada kabalik barindirmayan bu film cocuklara oldugu kadar buyuklere de cok sey anlatir. Cizgi filmlerin Haiku'sudur ki bilenler bilir Haiku'lara bayilirim.Bu yazimda bahsetmistim. Mutlaka seyredin...

25.01.2010

Dunyanin en buyuk cicegi, bremen mizikacilari ve Hint yemegi Keema

Dunyanin en buyuk cicegi, L’Amorphophallus Titanum'u dun aksam seyrettigim belgeselde, Sumatra adasinda gordum. Internete bakinca fotografini su sitede buldum. Bu kiz 2,5 metre boyunda, 80 kilo agirliginda ve 40 yilda bir 3 gunlugune aciyor. Gecen sene tum dunyada 5 tane actigi kayit altina alinmis. Dogada zor, botanikcilerin seferberligine ragmen esir edilmis haliyle daha da zor aciyor:) Fransa Brest'te 6 senelik bir calisma sonucu actirmayi basarmislar. Birde Almanya Bonn kentinde, eh bizde fotograflarina bakalim. Bu cicek bana cok yaramaz bir cocugun maceralarini hatirlatiyor. Once cizgi romandi sonra "Dennis the menace" adli filmi yaptilar. Yapmadigini birakmayan ve komsusunu canindan bezdiren Dennis, cok ender acan bir cicek, belki deA. titanum'du, acilis gununu ve cicegi mahvediyordu, filmde en uzuldugum sahne buydu:) Walter Matthau cok sevdigim bir aktordur, yasliliginda film cevirmesine de ayrica sevinmistim. Eski filmdir allah muhafaza boyle cocuk dusman basina demistim.


Dunyadan Cherbourg' umuza gelelim. Sisli bir pazar gunu, disarda sessizlik hakim, balikci tekneleri dinlenmekte, buyuteci daha da yaklastiralim karsidaki evde kiyamet kopmakta:) Asagida gordugunuz 3 arkadas kurduklari muzik grubuyla yeri gogu inletmekteler, yine de uslu cocuklar Dennis gibi degiller:)



Ben mi?  mutfaga kacip terapi niyetine hemen bir hint yemegi yapiverdim. "Keema" evde olan sebzeler ve ete gore  degisik versiyonlar halinde hazirlanabiliyor. Hint yemekleri alcakgonullu ve cok lezzetli ustelik yogurt sik kullaniliyor. Hele de zencefil, kisnis, kimyon ve diger baharat seviyorsaniz mutlaka deneyin. Ben herhalde baska bir hayatta Hintliydim bayiliyorum baharatlarina:)



Keema

4-6 kisilik

750 gr kiyma (koyun yada dana)
3 corba kasigi zeytinyagi
2 kirmizi sogan ince dilimlenmis
1 yemek kasigi rendelenmis yada kucuk dogranmis taze zencefil/ yoksa tozu
2-3 dis sarimsak ezilmis
1-2 yesil  aci biber
1 cubuk tarcin
1 tatli kasigi kimyon
2 tatli kasigi toz kisnis
3 tane karanfil
1 cay kasigi zerdecal (yararlari saymakla bitmez, kan sulandirici, kanser onleyici)
2 kup kup kesilmis patates
100 gr domates puresi yada 1 yemek kasigi salca
200 gr yogurt
150 gr kereviz sapi yada bezelye
100 gr balkabagi istege bagli kup kesilmis

1-Soganlari 15 dakika yakmadan ancak altin rengini alana kadar kavurun, zencefil, tarcin cubugu,  aci biber ve karanfilleri atip bir 3 dk daha kavurun. Baharatlarin kokusu cikmaya baslayacak.
2-Kiymayi ekleyip biraz kavurun. Kisnis, kimyon ve zerdecali ekleyip iyice kavurun.
3-Patatesi, kabagi, kereviz saplarini ve 250 ml suyu ekleyip 20 dk kaynatin.
4-Kereviz yaraklarini ve yogurdu ekleyin br 10 dk daha kaynatin suyunu iyice cekmeli, gerek gorurseniz kapagini acip kaynatin. Yanina mis gibi bir pilavla afiyet olsun.
Bir de yanda haziladigim ankete cevap verirseniz sahane olur!!!






22.01.2010

Mim ve dostluk cicegi odulu



Yeliz cantasinin icindekiler yazmis ve baskalarini mimlemisti oh yirttim dedim. Korkum gercek oldu, Acalya'dan kacamadim! Acalya onceki mimiyle beni Leonardo hakkinda yazmaya baslatan kadindir ayrica:) Tum gercekleri ogreneceksiniz simdi! evet ben 16 yasimdayken oldugu gibi hala cantama ivirzivir tikistiriyorum:) Avukat iken vallahi cantam daha duzenliydi nede olsa dosya cikarirken yaninda pis mendiller, bonbon, cikolata kagitlari ciksin istemezdim, ha birde haftada 2-3 kere canta degistirirdim o zaman temizleyip duzenleyebilmek daha kolaydi. Avukatim diye cantami aratmaz, giciklik iste, her yerde kavga ederdim, simdi gonullu herkese gosteriyorum hayat iste:) Simdi galiba mevsime gore canta degistiriyorum, iki elimin bosta kalmasi icin postacilar gibi asilacak cantalari tercih ediyorum nede olsa civa gibi bir oglanla gezerken eller bos olmali:)
Oglus buyudu artik manyaklar gibi ilkyardim cantasi (hicte kullanmadim vesveseymis), bez, islak mendil, su, acil durum yiyecegi yani kucuk bir bavulla gezmiyorum. Onun artik kendi sirt cantalari var, yanina alacagi oyuncaklari dolduruyor birde kulot, corap ve pantalon ekliyoruz, heyecandan cis kacirmalarina karsin yada plajda direk suya daldigi icin...
Cantamin icindekiler mi ? bir ayna umurumda mi dunya, 4 tane yanlis okumadiniz 4 ruj, her yere sacilmis bozuk paralar, kirli ve temiz mendil, Leonardo'dan kacirip cantama tiktigim kahve sekerleri, Moleskine defterim, telefon, cuzdan, Paris metro bileti, antibakteriyel kopuk, gene tikistirilmis alisveris fisleri ve ne olur ne olmaz oyuncagi motor:) Cok kotu degil en azindan cikolata ve bonbon ambalajlari yoktu:) Of atlattik.
Simdi cantasinin son derece derli doplu olduguna inandigim Selen, Zehra ve kekvekahve yi mimleyerek hainlik yapiyorum:)


Kendi sectiklerini giymistir katkim yoktur, lutfen cocugu maymuna cevirmis demeyin:)))





Tam mimi hazirlarken birde boyle guzel bir odul geldi, resmi bile ne guzel turuncu kadife cicegi:) Cok tesekkurler anneyazar. Ben de bu odulu oncelikle tum blog dostlarima, komsularima  ve  keyiflerinin bir an once yerine gelmesi umuduyla Red Riding Hood ile guzel ve hareketli kizi ashley'ye yolluyorum:)

21.01.2010

Baloncu François ve Pierre Hermé'den vanilyali karamelli ananas firinda



Bu balikci takasinin masmavi aglari beni Leonardo'nun dogdugu gunlere goturdu. Hastane de tum odayi mavi balonlarla kaplamistik, bilgisayardan hafif muzik sesi geliyordu, tum isiklar kisiliydi oglusun gozleri alissin diye hemsirelerin dedigine gore televizyon acik olmayan ve tiklim tiklim ziyaretci dolu olmayan tek oda bizimki imis:) Neyse cikis gunu geldi eve donduk ama balonlar kaldi, sonra telefon edip almamizi rica ettiler. O kadar balon nereye sigar? Fransua almis hepsini Nisantasi'ndan yuruye yuruye Gumussuyu'ndaki evimize geldi. Yolda arkasindan surekli "baloncu baloncu" diye bagirmislar, Nisantasi'nda balon satan bir Fransiz, cocuklar filan aglamis balon isteriz diye:) verseydin ya dedim cekinmis... Eve gelince tum mahalleye dagittik, koca koca adamlar bizim kapici, park gorevlileri sevine sevine aldilar, mahalleye renk geldi.













Oglusun gittigi dadinin evine bir de bebek geldi 8 aylik, Leonardo nasil kiskaniyor anlatamam. Bebek tabi tum gun pusette! Leo'da evde eski mavi banyo kuvetini aldi kendini bebek yapiyor. Yada kucagima gelip deve bebek olarak agubugu yapip kendisine bebek dedirtiyor! Kardesi olsa ne olacak bilmiyorum! Simdilik kuvet heryere tasiniyor yemek yerken masanin yanina getirip icine girmeye kalkti yok artik dedik:)








Rejim yapmaya calisip tatli acisi cekenler icin; en azindan yag yok meyveli tatli diye kendimizi kandiralim:)

Kendiside tombul olan Pierre Hermé'den ananas firinda
1,5 kiloluk ananas
5 vanilya cubugu
surubu icin
2 vanilya cubugu
125 gr seker
30 gr yaklasik 1/2 muz
6 adet seritler halince kesilmis zencefil
3 tane karabiber bulabilirseniz jamaika biberi (tkaranfil, muscat, karabiber ve tarcin aromali hafif aci bir cesit karabiber)
22 cl su
1 yemek kasigi rom

1-Firini 230 dereceye isitin.
2-Muzu pure haline getirin.
3-2 cubuk vanilyayi bicakla ikiye kesip icindeki minicik tohumlari bicagin tersiyle siyirin. Bir tencereye sekeri koyun,su eklemeden kisik ateste karemelize olsun yani rengi kahverengilessin, icine vanilya cucuk ve tohumlarini, zencefili, karabiberleri ekleyin karistirin ve suyu ekleyip karistirmaya devam edin. Muz puresi ve romu ekleyip karistirin kenara alin.
4-Ananasi butun olarak soyun, 5 cubuk vanilyayi ikiye ayirip her tarafina saplayin. Firinlayacaginiz tepsiye koyun, hazirladiginiz surubu suzup uzerine ki ben oldugu gibi dokuyorum vanilya tohumlarina kiyamadigimdan.
5-Firina koyun ve 1 saat pisirin siksik tepsideye akan suyu alip ananasi islatmayi unutmayin. Pisince sogutun, dilimleyip uzerine sosunu dokup servis yapin. Ben sofraya butun olarak getirip sofrada dilimliyorum cunku cok estetik gozukuyor o kadar vanilyayi bosuna mi koydum:)




18.01.2010

Bir avuç toprak ve kedilerim I





Ben Istanbul’da büyüdüm, toprakla meşgul olamadım ama hep kedilerim oldu. En güzel anılarım toprakla ve kedilerle ilgili olanlar, annneannemin bahçesine ektiğim domates (fide miydi tohumdan mı hatırlamıyorum, yeşerdi ve meyvesini verdi en mutlu anlarımdan. Tabiki kıyıp yiyemedim, günlerce durdu o domates dalında, sonra tatile gittik, teyzemin kızı çok sevdiğim Hülya ablam, Beste bana kızmaz deyip koparıp yemiş benim domatesimi. Hülya ablam tabi kızamadım ama içim kıyıldı, canım domatesim...


Bir ara ben 6 yaşlarındayken Çerkeş’te babamın babaannesinin köşkünde kaldık. Kış soğuğunu hala hatırlarım ama babamla dereden balık yakalardık, suya giren inekler görmüştüm (mandalar),  kaynak vardı kurbağalara rağmen suyunu içerdik, köylü kadınlarla madımak toplamaya gitmiştik, tren yoluna ki annemden izin yoktu kaçarak gidip trenlere taş atardık, çocukların yüzü gözü niyeyse yara bere içindeydi ve annem oynatmazdı onlarla, birde ilk defa altı açık tuvalet görmüştüm, bilmem bileniniz varmi ? İkinci kattasınız tuvaletin deliğinden herşey iki kat asağıda toprağın üstünde birikiyor, sonra ne oluyordu hiçbir fikrim yok! Pazar pazar aklima geldiler iste!




Büyüyüp kendi evim olunca, ordan oraya taşınırken, balkonlara sığdırdığım karabiber, zeytin, defne ağaçlarım, zakkumlar, kocaman ıtırım, sardunyalarım, çiçek soğanlarım, şifali bitkilerim hatta Antalya Palmiye Merkezi'den ısmarladığım 20 saplık lemongrass limonotum hep benimle beraberdi. Kedilerimin tırnaklarını biledigi bir çam ağacım bile vardı. Yıllar içinde toprak arzum daha da derinleşti, Fransa’ya taşınmaya karar verme nedenlerimden biri haline geldi. Toprakla oynamak hayat yeşertmek istiyordum. Şahane manzarasına rağmen Gümüşsuyu'nda kedim Aristo öldü, gömecek yer bulamadık. Bahçeler beton, en yakın park tinercilerin istilasında, bir şey gömecek olsan bir sürü adam birikir başında, adres yine Sappho’nunda gömüldüğü anneannemin minik bahçesi oldu.

Bu Aristom, Cihangir, Tophane arasinda bulunmus ve kabadayi kimligini hic kaybetmemistir ama yufka yurekliydi, birde gelip zorla sevdirirdi, kapilari hatta wasisdas'lari bile acardi nami diger cilingir kedi eski kulagi kesiklerden di!


Berlin’e gittiğimde şehirde apartman dairesinde yaşayan arkadasşımın nehir kenarında 10 metrekarelik bir bahçesi vardı içinde kulübesi de dahil, orada kafasına göre bir şeyler yetiştiriyordu, belediyeden kiralamış hatta kedisi ölünce oraya gömmüş. Toprak sadece hayat vermek icin değil, sonlanmış hayatların yeni enerjilere dönüşme mekanı. Fransa'da benzer bi uygulama var ancak bekleme listeleri var sabrı olana:)

Bu Sappho, Yesilkoy'de annesi tarafidan kardesleriyle beraber terk edilmisti; kardesleri baska evlere gittiler o benle kaldi, gozumun icine bakip beni sakinlestirirdi, hep bir hanimefendiydi ne de olsa Yesilkoy kedisi...


Şimdi toprak zamanı artık hazırım, ilk defa bana ait bir toprak parçasında sebzeler, çiçekler yetistirecegim. Öğrenecek çok şey var ama çok hevesliyim sonunda meyvelitepe’nin blogundan yararlanabilecegim. Mart başından itibaren yeni bir hayat başlıyor, şimdiden o ay ne ekilir onu araştırıyorum. İlk firsatta Istanbul’da kalan kedilerim Aristata ve Sütlaç'ı da  yanima aldıracağım, gurbetçiyiz ya:)  Dünyanın en özel kedisi Aristo ve Sappho bir ömür paylaştım onlarla kanserden öldüler. Bir dah onları sevdiğim kadar başka bir hayvanı seveceğimi sanmıyorum zaten istemiyorum da kaybetmenin acısı başka türlü hala çok özlüyorum onları.

Buda sutlac oda kardesleriyle beraber Avcilar'da cop konteynerina atilmisken bulundu, kardesleri baska sahipler buldular bu nazli bebek bizle kaldi. Evet Van kedisi, kuyrugunu s yaparak salliyor ve suyu cok seviyor.





 

Bu arkadas Fransa'ya tasinan sahipleri tarafindan istenmedi, hayata bak ki sonrasinda bizde Fransa'ya tasindik, simdi annemde ucaga binip kavusacagimiz gunu bekliyor. Annemin kedileri sayesinde kedi olmayi ogrendi artik kendini sevdiriyor:)

Buda ŞaŞa Fransa’da minicikken aldığımız dünyanın en uslu kedisi. Leonardo onu peluş oyuncak yerine koyup mıncık mıncık edince canına tak etti ve gözünün kenarını bir tırmıkladı ardından da bir ingiliz aileye iltica etti/ettirildi. Şimdi bahçeli bir evde kendi gibi bembeyaz iki kediyle beraber yaşıyor...



Oglusun uf olmus hali! Buyudu artik simdi aralari daha iyi olur diyorum zaten bahcede olacak olmadi oraya kacar zavalli kedicikler!






Kedilerime ve tüm kedicilere selam olsun.

Ha bu mu Selahattin! ucamayan yavru marti, sitenin havuzuna dusup bir daha ucamayinca tarafimdan kurtarildi, bir hafta ofisin banyosunda yasadi, en son tum ofis balik kokmaya baslayinca Uskudar balikci barinagina birakildi.



LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin