toprak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
toprak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18.01.2010

Bir avuç toprak ve kedilerim I





Ben Istanbul’da büyüdüm, toprakla meşgul olamadım ama hep kedilerim oldu. En güzel anılarım toprakla ve kedilerle ilgili olanlar, annneannemin bahçesine ektiğim domates (fide miydi tohumdan mı hatırlamıyorum, yeşerdi ve meyvesini verdi en mutlu anlarımdan. Tabiki kıyıp yiyemedim, günlerce durdu o domates dalında, sonra tatile gittik, teyzemin kızı çok sevdiğim Hülya ablam, Beste bana kızmaz deyip koparıp yemiş benim domatesimi. Hülya ablam tabi kızamadım ama içim kıyıldı, canım domatesim...


Bir ara ben 6 yaşlarındayken Çerkeş’te babamın babaannesinin köşkünde kaldık. Kış soğuğunu hala hatırlarım ama babamla dereden balık yakalardık, suya giren inekler görmüştüm (mandalar),  kaynak vardı kurbağalara rağmen suyunu içerdik, köylü kadınlarla madımak toplamaya gitmiştik, tren yoluna ki annemden izin yoktu kaçarak gidip trenlere taş atardık, çocukların yüzü gözü niyeyse yara bere içindeydi ve annem oynatmazdı onlarla, birde ilk defa altı açık tuvalet görmüştüm, bilmem bileniniz varmi ? İkinci kattasınız tuvaletin deliğinden herşey iki kat asağıda toprağın üstünde birikiyor, sonra ne oluyordu hiçbir fikrim yok! Pazar pazar aklima geldiler iste!




Büyüyüp kendi evim olunca, ordan oraya taşınırken, balkonlara sığdırdığım karabiber, zeytin, defne ağaçlarım, zakkumlar, kocaman ıtırım, sardunyalarım, çiçek soğanlarım, şifali bitkilerim hatta Antalya Palmiye Merkezi'den ısmarladığım 20 saplık lemongrass limonotum hep benimle beraberdi. Kedilerimin tırnaklarını biledigi bir çam ağacım bile vardı. Yıllar içinde toprak arzum daha da derinleşti, Fransa’ya taşınmaya karar verme nedenlerimden biri haline geldi. Toprakla oynamak hayat yeşertmek istiyordum. Şahane manzarasına rağmen Gümüşsuyu'nda kedim Aristo öldü, gömecek yer bulamadık. Bahçeler beton, en yakın park tinercilerin istilasında, bir şey gömecek olsan bir sürü adam birikir başında, adres yine Sappho’nunda gömüldüğü anneannemin minik bahçesi oldu.

Bu Aristom, Cihangir, Tophane arasinda bulunmus ve kabadayi kimligini hic kaybetmemistir ama yufka yurekliydi, birde gelip zorla sevdirirdi, kapilari hatta wasisdas'lari bile acardi nami diger cilingir kedi eski kulagi kesiklerden di!


Berlin’e gittiğimde şehirde apartman dairesinde yaşayan arkadasşımın nehir kenarında 10 metrekarelik bir bahçesi vardı içinde kulübesi de dahil, orada kafasına göre bir şeyler yetiştiriyordu, belediyeden kiralamış hatta kedisi ölünce oraya gömmüş. Toprak sadece hayat vermek icin değil, sonlanmış hayatların yeni enerjilere dönüşme mekanı. Fransa'da benzer bi uygulama var ancak bekleme listeleri var sabrı olana:)

Bu Sappho, Yesilkoy'de annesi tarafidan kardesleriyle beraber terk edilmisti; kardesleri baska evlere gittiler o benle kaldi, gozumun icine bakip beni sakinlestirirdi, hep bir hanimefendiydi ne de olsa Yesilkoy kedisi...


Şimdi toprak zamanı artık hazırım, ilk defa bana ait bir toprak parçasında sebzeler, çiçekler yetistirecegim. Öğrenecek çok şey var ama çok hevesliyim sonunda meyvelitepe’nin blogundan yararlanabilecegim. Mart başından itibaren yeni bir hayat başlıyor, şimdiden o ay ne ekilir onu araştırıyorum. İlk firsatta Istanbul’da kalan kedilerim Aristata ve Sütlaç'ı da  yanima aldıracağım, gurbetçiyiz ya:)  Dünyanın en özel kedisi Aristo ve Sappho bir ömür paylaştım onlarla kanserden öldüler. Bir dah onları sevdiğim kadar başka bir hayvanı seveceğimi sanmıyorum zaten istemiyorum da kaybetmenin acısı başka türlü hala çok özlüyorum onları.

Buda sutlac oda kardesleriyle beraber Avcilar'da cop konteynerina atilmisken bulundu, kardesleri baska sahipler buldular bu nazli bebek bizle kaldi. Evet Van kedisi, kuyrugunu s yaparak salliyor ve suyu cok seviyor.





 

Bu arkadas Fransa'ya tasinan sahipleri tarafindan istenmedi, hayata bak ki sonrasinda bizde Fransa'ya tasindik, simdi annemde ucaga binip kavusacagimiz gunu bekliyor. Annemin kedileri sayesinde kedi olmayi ogrendi artik kendini sevdiriyor:)

Buda ŞaŞa Fransa’da minicikken aldığımız dünyanın en uslu kedisi. Leonardo onu peluş oyuncak yerine koyup mıncık mıncık edince canına tak etti ve gözünün kenarını bir tırmıkladı ardından da bir ingiliz aileye iltica etti/ettirildi. Şimdi bahçeli bir evde kendi gibi bembeyaz iki kediyle beraber yaşıyor...



Oglusun uf olmus hali! Buyudu artik simdi aralari daha iyi olur diyorum zaten bahcede olacak olmadi oraya kacar zavalli kedicikler!






Kedilerime ve tüm kedicilere selam olsun.

Ha bu mu Selahattin! ucamayan yavru marti, sitenin havuzuna dusup bir daha ucamayinca tarafimdan kurtarildi, bir hafta ofisin banyosunda yasadi, en son tum ofis balik kokmaya baslayinca Uskudar balikci barinagina birakildi.



LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin