Uzun zamandır yokum buralarda..
Yokluğumda annemi kaybettik. 5 ay olmuş.
Bu ayın 27sinde yaşgünü. Yaşasaydı 73 yaşına girecekti.
Böyle yazınca çok gibi değil mi?.. ama değil. Dinçti, ruhu gençti, hayat doluydu.
Yaşın getirdiği bazı sıkıntılar vardı evet, hatta ameliyat olması da kesinleşmişti. Ama ameliyatın risklerinde bile bu olasılık yoktu.. öyle aniden gitti ki..
Şimdi kara kara 27sini nasıl atlatacağımı düşünüyorum. O gün işten izin alıp, belki bir deniz kenarında, kâh ağlayarak, kâh gülerek anarım belki.. bilmem ki daha kolay geçer mi?
Zaten bir süredir başlayan anlam arayışım, annemin ölümüyle daha da önem kazandı benim için. Çeşitli kişisel gelişim atölyeleri, spritüel eğitimler, öteki alemle nasıl bağ kuracağıma dair bir o eğitmen, bir bu söyleşi falan derken yolum JAAS ile kesişti. Hilal Uzun'un 9 haftalık "Yaratım Atölyesi"ne katılmıştım. O atölyenin bir gününde JAAS çalışması yaptı Hilal ve böylece ben de JAAS uygulayıcısı olmaya karar verdim.
Size JAAS nedir anlatmaya gelmedim :) ilgisini çeken için internet derya deniz zaten..
Eğitimden sonra doğal olarak pratikler yapmam gerekti ve doğal olarak çevremdekileri darladım bu sürede (hâlâ da öyle). Babamdan da destek istedim. Kabul edeceğini düşünmüyordum ne yalan söyleyeyim. "Hadi ordan, git daha düzgün şeylerle uğraş, yasımla mı uğraşayım, seninle mi?" demesini beklerken; "Senin daha iyi olman için elimden ne gelirse yaparım" dedi.
Çalışmaya başladık.
Arınmalara geldik.
Arınmalarda "Ruhani bir varlıktan gelen mesajı okuması" istendi.
"Ne yazıyor?" diye sordum, "istemiyorsan eğer, seslendirmek zorunda değilsin ama içinden de olsa oku mutlaka" dedim.
Söylemek istedi. Yazıyormuş ki; "Yeterince yaşadın. Yaşadığın tüm bu süre boyunca öğrendiklerinle artık geleceği inşaa edebilme gücüne eriştin. Şimdi bunu yapma zamanı, artık gücünü gösterme zamanı."
O an neler hissettiğimi, ne kadar yazarsam yazayım, dile getiremem. Tüylerim diken diken oldu, coşku dolu bir mutlulukla, büyük bir acı bir araya geldi sanki. Ağlamamak için çok çaba sarfettim. Çalışmanın kalanını nasıl bitirdim bilmiyorum..
Özellikle son 5-10 yıldır babamın aslında bir bilge olduğunu düşünüyordum. Kendini dünyaya kapatmış bir bilge. Bu yaşadığımızla birlikte emin oldum bundan.
Aman sende, kafayı bozmuşsun spiritüel bilmem nelerle diyeceksiniz bir kısmınız biliyorum :) ama benim babam dünyaya küsmüş bir bilge. Artık bunu biliyorum, artık bundan çok ama çok eminim. Neden dünyaya kapattığına dair de yazardım ama o başka bir yazının konusu olacak kadar uzun hikaye.
ve son söz..
Anne seni çok özlüyorum, sensiz hayat çok zormuş, çok...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder