14 Şubat 2015
Balık Sofrası
BALIKLA BALIK YENİR :)
Bu sözü çok seviyorum. Kim icat etmiş ise ağzına, fikrine sağlık. :)
Ve tam da bu söz nedeniyle balık sofrası kurmayı da çok seviyorum.
Bu sezon balığın hakkını veriyoruz çok şükür, neredeyse hafta da iki kez yiyoruz.
Arkadaşlarımızı da davet ediyoruz sık sık.
Çünkü balık sofrası kurmak çok zevkli benim için.
Ortaya bir salata, yanına söğüş soğan bitti gitti. :)
Bu sofrada o şekilde kurduğum sofralardan biri, hafta içi toplam bir saatte hazırlanan bir sofra oldu kendisi.
Salatanın yanına tost makinesinde ızgara yaptığım renkli biberler ve kabak vardı.
Birde maydanozlu peynir ile hazırladığım minik kanapeler.
Hepsi bu :)
Ama ne demiştik, yavaş yavaş bloga dönüyoruz, basitte olsa tarifsiz de olsa sofralara devam :)
Balık olarak genellikle levrek tercih ediyoruz ama ne balık yaparsak yapalım fırında yapıyoruz, kızartma neredeyse hiç olmuyor bizim evde.
Balıkları hafif yağlanmış tepsiye dizip, içine üzerine defne yaprakları serpiyorum.
Patates, havuç ve halka soğanları dizip, üzerlerine tuz ve zeytinyağ gezdiriyorum.
200 derecede 30-40 dk. kadar fırınlıyorum.
Balık bir yana balığın suyu lezzeti ile pişen patateslere inanamayacaksınız :)
Biz patates için kavga ediyoruz beyimle :)
Bu da soframızdan detaylar...
Kendi yaptığım patatesli ekmek hep baş köşede...
Birde kanapeler ile ilgili küçük bir not; ne kadar basit bir malzeme ile hazırlarsam hazırlayayım, ekmekleri önce iyice kızartıyorum sonra sıcakken üzerlerini sarımsak ile ovup öyle malzemeyi koyuyorum, yani bruschetta tarzı.
Bu küçük detayı sakın atlamayın :)
Şimdilik bu kadar, sırada (inanmayacaksınız ama) bir kahvaltı sofrası var :))
12 Ekim 2011
Ülkü ve Aytaç ile Hafta Sonu Keyfi
MUTLU ve ÇALIŞKAN ARILAR GRUBU :)
Blogumu takip edenler, hatta sıkı takip etmeyip arada bir göz atanlar bile Ülkü ve Aytaç’ı tanıyor eminim…
Biz bir araya geldik mi inanılmaz mutlu olan, birlikte yaptıkları her şeyden çok keyif alan, Aytaç’ın esprileri ile karnımıza ağrılar girinceye kadar gülen bir grubuz :)
Zaman zaman Ülkü’nün bizler için hazırladığı sofraları, bizim onlar için hazırladığımız sofraları paylaşıyorum sizlerle.
Hatta geçen yaz, bütün bir gün uğraşıp bloguma süper tarifler kazandırdığımız bir sofrada hazırlamıştık. Beyler gecenin on birine kadar bekleyip, risottolu, puteneska salatalı bir menü ile karşılaşınca isyan bayrağını çekip epey mızıldanmışlardı ama olsun, biz memnunuz bu durumdan ilk fırsatta tekrar yapacağız böyle bir etkinlik :)
Ülkücüğüm şimdiden aklında tarifler biriktirmeye başlamış benim için :)
Lakin bu hafta sonu beyler kazandı; “blogluk sofra istemiyoruz” diye kazan kaldırdılar.
Hep beraber girdik mutfağa, Cumartesi akşamı; etli, mantarlı dürüm ve salata, Pazar akşamı ise; balık yaptık.
Mutfakta en fazla yarım saat kaldığımız pratik şeyler hazırladık yani. Böylece sohbete, filme ve oyun oynamaya bolca zamanımız kaldı :)
Şimdi siz haklı olarak; “E sofra fotoğrafı yok, detaylı bir tarif yok, bu yazı da neyin nesi Müge” demezsiniz değil mi? Demeyin lütfen :)… Kendime verdiğim bir söz olarak düşünün.
Hatırlarsanız Erdek yazısının çok uzun süre blogda kalmasına sitem etmiş ve “yeni yazı isteriz” demiştiniz.
Bende; “söz bundan sonra, kurduğum sofralar beni çok tatmin etmese de, tariflerimi basitte bulsam sizinle paylaşacak, sohbet edecek yani ses vereceğim” demiştim. İşte bu yazıyı öyle bir ses kabul edin ve hafta sonu keyfimize dahil olun istedim :)
Lezzetlerinin karışmaması ve pişme süreleri farklı olduğu için eti ve mantar soteyi ayrı ayrı pişirdik. Sofraya da ayrı ayrı getirip, masada kendi dürümümüzü kendimiz hazırladık :)
Aslında tarif vermeyip, yine eşimin üzerine atacaktım suçu ama size de kıyamadım ona da :)
Tariflerimi her zaman milimetrik, gramı gramına vermeyi sevdiğimi biliyorsunuz bu seferlik bir değişiklik yapacağım, göz kararı vereceğim tarifi… -göz kararından kasıt, eşim yaparken çaktırmadan onu izlediğim kadarıyla demek- :)
Baştan sona rahat bir yazı bu anlayacağınız, kasmıyorum :)
Etli Mantarlı Dürüm
Etli harç için;
- 6 parça bonfile, parmak şeklinde (jülyen) doğranır, 1 yemek kaşığı elma sirkesi, 2 yemek kaşığı soya soyu, 2-3 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 diş sarımsak ve taze çekilmiş karabiber ile yarım saat marine edilir.
- 1 Yemek kaşığı tereyağ, 2-3 yemek zeytinyağ, 3-4 defne yaprağı, 1 diş sarımsak ve 2-3 tane arpacık soğan birlikte 1-2 dk. orta ateşte sotelenir.
- Marine edilmiş etler eklenir, ilk 3-4 dk. etin mühürlenmesi için yüksek ısıda daha sonra orta ateşte çok fazla karıştırmadan, pişirilir. Bonfile çok çabuk pişen bir et olduğu için ortalama 10-15 dk. içinde hazır olacaktır.
- 1 Yemek kaşığı tereyağ, 1-2 yemek zeytinyağ, 3-4 defne yaprağı, 1 diş sarımsak ve 2-3 tane arpacık soğan birlikte 1-2 dk. orta ateşte sotelenir.
- İnce ince doğranmış 1 paket (400 gr.) mantar ve ince ince doğranmış birer adet kırmızı ve yeşil biber eklenir. Sürekli karıştırarak tüm malzemeler pişene kadar sotelenir.
Arka fonda yemek sonrası film keyfi ile tüketeceğimiz sağlıklı atıştırmalıklar! :)
Bol yağlı kalorili dürümler, salatanın üzerinde bile fıstıklar, yemek sonrası abur cuburun gözünü çıkartma :)
Sonra “ay çok kilo aldım, bunalımdayım, kusura bakmayın yeni tarif deneyemiyorum” diye blogunu ihmal eden Müge :)
Ne ceza verseniz haklısınız bana :)
Cumartesi akşamı kalori bombardımanı yaşayıp, Pazar sabahı da kahvaltıda ipin ucunu kaçırınca akşama kendimize gelmeye karar verdik :)
Bunun en güzel yolu da balık elbette…
Yine hep birlikte beş dakikada hazırlayıverdik yemeğimizi ve salatayı. Hem midemizi şenlendirdik hem de vicdanımızı rahatlattık. :)
Balığın tarifi; fotoğrafta görülüyor zaten :)
- 2 iri palamudu kalın kalın dilimledik. Temizleyip yağlanmış tepsiye dizdik.
- 2-3 diş sarımsak, 7-8 tane arpacık soğan, limon dilimleri, defne yaprakları, kırmızı biber, tane kırmızı biber ve üzerine de biraz zeytinyağ gezdirdik. Sonra yarım saat kadar fırınladık, hepsi bu…
25 Mayıs 2011
Köfteli İslim Kebabı
YAZ GELDİ, PATLICAN BAŞKÖŞEYE YERLEŞTİ… :)
Gerçektende öyle, bendeki bu patlıcan sevdası; bitmez, tükenmez :)
Blogda şöyle bir istatistik yapmaya kalksam patlıcanlı tarifler açık ara öne çıkar sanırım.
Köfteli islim kebabını; Tavuklu Mantar Dolması tarifinde söz ettiğim üzere Selahattin Abi ile birlikte hazırladık.
Daha doğrusu ben malzemeleri hazırladım, tüm yoğurma, pişirme işlemlerini o yaptı.
Sadece malzemeleri verip, gerisini tarif etme konusu, Kurabiye eğitimleri nedeniyle fena alışkanlık yaptı bende :) yardımcısız çalışamaz oldum artık :)
İslim kebabının orijinali parça et ile yapılıyor. Ancak internette şöyle bir dolaşınca neredeyse et ile yapılan tarif yok gibi, herkes köfteli yapmış…
Ve bu şekilde bence de çok daha lezzetli ve hafif oluyor…
Tarifler hemen hemen aynı ancak ben hepsinin lezzetinin farklı olduğunu düşünüyorum çünkü bana göre her kadının köftesinin lezzeti başkadır.
“Aynı malzemeler bile olsa, elin hatta evin lezzeti geçer köfteye” der annem, haklıdır da…
Köfteye çok uzun zamandır yumurta koymuyorum, kendi köfte tarifinizde yumurta var ise ve memnunsanız ekleyebilirsiniz, damak zevkinize kalmış.
Karbonat ise mutlaka ekliyorum, karbonatlı köfteler çok daha pufidik ve yumuşak oluyor.
Ekmeği ıslatmak köftenin kıvamını epey yumuşatıyor, “yoğurmakta zorlanırım” derseniz ufalanmış, kuru, bayat ekmekte koyabilirsiniz ancak ıslanmış ekmek ile köfte daha yumuşak oluyor.
Yemeğin; köftelerini ve patlıcanlarını dört beş saat önceden kızartıp, hazırlayıp, servisten hemen önce sosunu dökerek fırınlayabilirsiniz. Bir gece önceden yapmanızı ise çok önermiyorum.
Şeklini neden klasik bir şekilde sarmak yerine, kuş yuvası gibi yaptığıma gelince :)
Bu şekilde pişerken, domatesin suyu ve domates sosu, köfte ile temas ediyor ve çok daha lezzetli oluyor…
Malzemeler (7-8 Adet için)
- 4-5 Adet (ince-uzun) Kemer Patlıcan
- 2 Adet (orta boy) Domates
- 2 Adet Çarliston Biber
- 300 Gr. (orta yağlı-köftelik) Kıyma
- 1 Adet (orta boy) Kuru Soğan
- 3-4 Dilim Bayat Ekmek İçi
- 2-3 Dal Maydanoz
- 1 Tatlı Kaşığı Biber Salçası
- 1 Tatlı Kaşığı (silme) Kimyon
- 1 Tatlı Kaşığı (silme) Köfte Baharatı
- 1 Çay Kaşığı (tepeleme) Karbonat
- Tuz-Karabiber
- 1 Adet (rendelenmiş) Domates
- 1 Tatlı Kaşığı Biber Salçası
- 1 Çay Bardağı Su
- 2-3 Yemek Kaşığı Sıvı Yağ
- 1 Diş Sarımsak
- 1 Çay Kaşığı Şeker
- Tuz
- Öncelikle köfte için; ekmekleri ıslatın ve suyunu iyice sıkın.
- Soğanı rendenin ince tarafı ile püre şeklinde rendeleyin.
- Maydanozları ince ince kıyın.
- Ekmek, soğan, kıyma, maydanoz, salça, kimyon, köfte baharatı, karbonat, damak zevkinize göre tuz, karabiberi karıştırın ve iyice özleşinceye kadar yoğurun.
- Köfte hamurundan, iri parçalar koparıp yuvarlayın ve üstüne hafifçe bastırın.
- Çok az yağlanmış teflon tavada (ya da fırının ızgarasında) önlü arkalı kızartın.
- Patlıcanları alacalı şekilde soyun ve uzunlamasına dilimleyin. Her bir dilimi de ikiye bölün.
- Tuzlu suda yarım saat kadar bekletin, suyunu sıkın.
- Patlıcanları kızgın yağda hafif turuncu olacak şekilde, önlü arkalı kızartın. Bir kağıt peçete üzerine alarak fazla yağını çekmesini sağlayın.
- Patlıcanlara, içine bir köfte koyarak (videoda gösterilen şekilde) kuş yuvası gibi şekil verin.
- Üzerine bir dilim domates ve biber koyun.
- Sos malzemelerini kısık ateşte 3-4 dk. pişirin.
- Sosu patlıcanların üzerine gezdirin ve önceden ısıtılmış 190 derece fırında 10-15 dk. (domatesler ve biberler pişinceye kadar) pişirin.
- Fırından çıkınca üzerlerine kekik serpin ve sıcak servis yapın.
Ne olur ne olmaz, belki yorumlarda sarım şekli ile ilgili sorular gelebilir diye önlemimizi baştan aldık. :)
Selahattin Abi bir tane örnek hazırladı, eşimde kayda aldı. Ben güya “Selahattin Abi sen süper yapıyorsun, videoda da sen olmalısın” desem de yine çenemi tutamamışım :)
Kenardan kayınvalide kıvamında burnumu sokmuşum :) Önce sesimin yerine bir müzik mi koysam o bölüme diye düşündüm ama sonra vazgeçtim, ne yapayım bende böyleyim işte :)
30 Aralık 2010
Limonlu Tavuk
ASLINDA LİMON AROMALI, KÖRİLİ, BİBERİYELİ TAVUK :)
Aynen öyle! :)
Lokantalardaki uzun isimli yemeklerden buda, hani şu tüm malzemeleri adında geçen…
Hatta; “limon, köri, biberiye, yoğurt marineli tavuk” demek daha doğru olur. Çünkü pişirme kısmı basit, asıl anlatılması gereken; marine malzemeleri.
Hafta sonu Ülkü ve Aytaç bizdeydi. Uzun, güzel bir kahvaltı yaptık, detaylarını paylaşacağım en kısa zamanda.
Beyler ambargo koydu bu kez, mutfağa girmek yasak diye :)
Oysa bütün günün, mutfakta yeni denemeler ile geçmesi gibi haince planlarım vardı. :)
Ülkü’ye dedim ki; “madem bugün mutfakta çok zaman geçiremiyoruz, o zaman sen söyle ben yazayım, yeni yemekler, tarifler ver bana”
Malum, Sebzeli Bonfile Kulesi medyada pek yer aldı. Onun ayarında yeni tarifler eklemek lazım :)
Ülkü tam bir fikir fabrikası. Hani “bir dokun bin ah işit” derler ya, Ülkü için; “bir dokun bin fikir işit” diyorum ben :)
Yazdıklarımın haricinde birde mutfağa girip, hızlıca akşam yemeği için hazırladıklarımız var.
Limon aromalı tavuk bunlardan biri.
Yoğurt ve salça ile tavuk marine etmeyi eşimden öğrenmiştim yıllar önce, zaman zamanda yaparım.
Ülkü’nün tarifi biraz daha zenginleştirilmiş hali. Limon kabuğu rendesini pek severim, hemen her şeye eklerim zaten, köri ve biberiyede gayet güzel yakıştı.
Biberiyeyi mümkün olduğunca az kullanmanızı öneririm, çünkü limon aromasını bastırıyor, hatta evde yoksa hiç kullanmayabilirsiniz.
Hafta içi işten gelince bile hazırlayabileceğiniz pratik bir tarif ama aynı zamanda misafir ağırlayabileceğiniz kadar havalı :)
Yılbaşı akşamı içinde çok güzel bir seçenek.
Naçizane fikrim; bir türlü pişmek bilmeyen, pişse de çok lezzetli olmayan, hele ertesi güne kalırsa deyim yerinde ise elinizde patlayan :) hindi yerine bu tarifi kullanmanız.
Malzemeler
- 8 Parça (kemiksiz-derisiz) Tavuk Pirzola
- 3 Yemek Kaşığı (tepeleme) Yoğurt
- 1 Yemek Kaşığı (tepeleme) Biber Salçası
- 1 Diş (ezilmiş) Sarımsak
- 1 Adet Limon Kabuğu Rendesi
- 1 Çay Kaşığı (tepeleme) Köri
- 1 Çay Kaşığı Kuru Biberiye
- ½ Çay Kaşığı Karabiber
- 2 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
- Tuz
Yapılışı
- Tavuk dışındaki tüm malzemeleri çırpma teli ile çırparak pürüzsüz hale getirin.
- Tavukları bu karışıma bulayın. Kapaklı bir kapta, buzdolabında 30 dk. kadar bekletin.
- Tavukları tepsiye dizin ve 200 derecede önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 45 dk. pişirin.
YILBAŞI AKŞAMI ÖNERİSİ;
- Büyükçe bir tavuğu haşlayın. (10-15 dk. yeterli, birazda fırında pişecek.)
- Süzgeçte biraz bekleterek suyunu süzün.
- Kestaneli iç pilav hazırlayıp, soğutun.
- Soğuyan tavuğun içine pilavı doldurun.
- Yoğurtlu marine harcını tavuğun her yerine sürün.
- 200 derecede önceden ısıtılmış fırında, nar gibi kızarıncaya kadar pişirin.
Bu yazı aracılığıyla; hepinizin yeni yılını en içten duygularım ile kutlarım.
2011; inşallah hepimiz için, tüm hayal ettiklerimizin gerçek olduğu, huzurlu, sağlıklı, bereketli, sevdiklerimiz ile birlikte geçireceğimiz bir yıl olur.
Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum…
Mutlu yıllar…
01 Kasım 2010
Etsiz Nohut Yemeği
KIŞ YEMEKLERİ SEZONU AÇILDI :)
Bezelye Yemeğini yayınladığımda uzun uzun anlatmışım aslında…
Evlenene kadar, annemin klasik, etli, kıymalı, soğanlı yemeklerine alışkın ve herkes gibi, tek yöntemin; “annemin yaptığı gibi” olduğunu sanan kişilerdendim :)
Eşimin annesini tanıyınca fikrim değişti, yemeklerin soğansız yapılabileceğini ve gayet de lezzetli olduğunu öğrendim kendisinden.
Eşimin damak tadı da soğansız yemeklere alışkın olduğu için, haliyle onun sevdiği gibi yapmaya başladım.
Önce bezelye, ardından yeşil mercimek, patates yemeği derken bir süredir nohut da soğansız pişmeye başladı bizde.
Önceleri benim için çok fark etmiyordu, soğanlı da, soğansız da yiyordum ama artık durum değişti, şimdi bende soğanlı yemeklerden hoşlanmıyorum :)
Aynı durum; “acı” içinde geçerli…
Evlenene kadar, ağzıma acı sürmez, annemin yemeklerinde azıcık acı olsa gayet şımarıkça; “yiyemiyorum, kusura bakma” derdim.
Acı olarak yiyebildiğim tek şey; çiğ köfte idi, o da “gülü seven dikenine katlanır” misali…
Eşimin ailesinin yemeklerini yiye yiye artık acıya da alıştım. Şimdi; “yemeğin hafif bir acısı olmalı zaten” diyorum :)
Annem bu duruma çok bozuk, “yumurta çıkmış, kabuğunu beğenmemiş” diyor.
Hele geçenler de aramızda geçen diyalog, gülmekten yerlere yatırdı beni :)
Yaptığım bir çorbayı içerken; “güzel olmuş ama çok acı” dedi annem, ben de; “sana acı geldi herhalde, bize göre çok normal” dedim.
Hay demez olaydım, gözünden ateş çıktı resmen ve dedi ki; “pardon, “siz” kim?” :))
Neyse yine konuyu başarılı bir şekilde dağıttım :)
Nohut yemeğini bir de bu şekilde deneyin derim, pişman olmazsınız.
“Mutlaka soğanda olmalı” diyenlerdeniz, biberleri kavurma aşamasında, minik minik doğranmış bir soğanda ekleyebilirsiniz.
Hatta yemeklerde sarımsak aroması seviyorsanız, biberleri kavururken, bir diş sarımsak da ekleyebilirsiniz, çok hoş oluyor.
Evde, domates ya da buzlukta rendelenmiş domates yoksa; domates salçasını çok az arttırabilirsiniz.
Şeker, bir anlamda soğanın görevini görüyor ve anneme göre yemeğin gazını alıyor. Soğanlı yapsanız bile bir adet kesme şeker ekleyin derim…
Malzemeler
- 2 Su Bardağı Nohut
- 1 Çay Bardağı Sıvı Yağ
- 1-2 Adet Sivri Biber ya da Köy Biberi
- 1 Adet Kırmızı Biber
- 1 Adet (orta boy) ya da 3 Yemek Kaşığı (rendelenmiş) Domates
- 1 Yemek Kaşığı (tepeleme) Biber Salçası
- 1 Tatlı Kaşığı (tepeleme) Domates Salçası
- 1 Tatlı Kaşığı (tepeleme) Tuz
- ½ (yarım) Çay Kaşığı Karabiber
- 2 Adet Kesme Şeker
- 2 Su Bardağı (400 ml.) (kaynar) Su
Yapılışı
- Nohudu yıkayın ve kapaklı bir kaba koyun, üzerini bir parmak geçecek kadar ılık su ekleyin. Kapağını kapatın ve en az bir gece bekletin.
- Ertesi gün; süzün ve yine üzerini bir parmak geçecek kadar ılık su ekleyin. Nohutlar yumuşayıncaya kadar haşlayın. (Ben Karaca düdüklü tencerede; 15 dk. haşladım) Pişen nohutları süzün ve süzgeçte bekletin.
- Düdüklü tencereye; sıvıyağı ve minik minik doğranmış biberleri koyun, orta ateşte sürekli karıştırarak, 4-5 dk. kadar kavurun.
- Domates rendesini ekleyin ve 1 dk. kadar daha kavurun.
- Salçaları ekleyin ve 1 dk. kadar daha kavurun.
- Nohut, tuz, karabiber ve şekeri ekleyin, çok az daha kavurun.
- Kaynar suyu ekleyin ve bir iki kez karıştırın. Bu aşamada tadına bakın, damak zevkinize göre, gerekirse tuz ekleyin.
- Buhar çıkıncaya kadar; orta ateşte, buhar çıkıp, ateşi kısınca 8-10 dk. pişirin.
(Ben, Karaca düdüklü tencerede, 2 no.lu seçenekte pişirdim, pişirme süresini, siz kendi düdüklü tencerenizin sistemine göre ayarlayabilirsiniz)
PÜF NOKTA !
- Yemeği; etli yapmak isterseniz, yemek piştikten sonra eti ayrı bir tavada kavurup, yemeğe ekleyin. Bu kısım çok önemli; nohut, kuru fasulye gibi yemekler de; et, kıyma, sucuk ya da pastırma kullanacaksınız, kesinlikle yemekle birlikte pişirmeyin.
Etin lezzeti yemeğin suyuna geçer belki ama kendisi çok tatsız olur.
Mutlaka ama mutlaka yemek piştikten sonra, kavurarak ekleyin.
13 Ekim 2010
Kremalı Mantarlı Bonfile
İKİNCİ BAŞ YAPIT :)
Sebzeli Bonfile Kulesi’ni yayınlarken; “baş yapıt” kelimesini kullanmıştım ve hala da arkasındayım.
O nedenle, bu yemeğe; ikinci baş yapıt diyorum :)
Bu yemek; son zamanlardaki en gözde yemeğim, ölçüleri göz kararı ve yaparken uydurma aşamasına bile geçtim o derece çok yaptım yani :)
Sebzeli Bonfile Kulesi’ne göre yapımı çok daha kolay, biraz da bu yüzden gözdem diyebilirim. Hafta içi işten gelince, eşim ve kendim için yapıveriyorum hemen, yanına birde yeşil salata, oldu bitti.
Çok özendiğim ağır misafirlerim içinde yapıyorum ve yapımı çok zor olmadığı halde; iş sunum aşamasına geldiğinde sofranın gözdesi oluyor bir anda :)
Kremalı mantarlı sos; dört kişi için bol bol yetiyor, fotoğrafta görüldüğü gibi bol soslu bir yemek oluyor.
Ama ben sosu aynı ölçüler ile pişirip, sekiz kişi de ağırladım. O zaman sosu; servis yaparken her bir parça etin üzerine, birer kaşık kadar koyup, paylaştırabilirsiniz.
Mantarı haşlayacak zamanınız yok ise; konserve mantarda kullanabilirsiniz ya da mantarı bir gün önceden haşlayıp, süzüp buzdolabında saklayabilirsiniz.
Sosu birkaç saat önce pişirip, servis edeceğiniz zaman ısıtabilirsiniz hatta daha bile güzel oluyor, defne yaprağının, fesleğenin, soğanın tadı iyice sosa geçiyor.
Soğan olarak kırmızı soğan kullanmanızı özellikle öneririm, karamelize olan tatlı kırmızı soğanın bu yemeğe kattığı lezzet çok başka.
“Soğanı yemek istemiyorum” derseniz; üç dört tane minik arpacık soğan kullanın ve servis sırasında soğanları sosun içinden alın.
Aynı şekilde sarımsakları da içinden alabilirsiniz, doğramadan sadece çıtlatarak koyuyoruz bu nedenle :)
İster geniş bir servis tabağında topluca, isterseniz tek tek üzerine sos gezdirerek ama mutlaka sıcak servis edin.
Malzemeler (4 Kişilik)
- 8 Parça Dana Bonfile
Eti marine etmek için;
- 1'er Tutam (taze çekilmiş) Karabiber, Beyazbiber
- 2 Yemek Kaşığı Soya Sosu ya da 1 Yemek Kaşığı Elma Sirkesi
- 2-3 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
- 1 Diş (dilimlenmiş) Sarımsak
Kremalı Mantarlı Sos için;
- 1 Paket (400 gr.) Mantar
- 1 Adet Limon
- 1 Adet (minik) Kırmızı Kuru Soğan
- 2 Diş Sarımsak
- 3-4 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
- 3-4 Adet Defne Yaprağı
- 2-3 Dal Taze Fesleğen ya da (yarım çay kaşığı) Kuru Fesleğen
- 1 Paket (200 ml.) Krema
- Tuz, Karabiber
Yapılışı
- Öncelikle etleri marine malzemeleri ile güzelce karıştırın. Üzerini örterek, buzdolabında kremalı sos hazır oluncaya ya da kızartacağınız zamana kadar (en az 30 dk. en fazla 2-3 saat) bekletin.
- Mantarları ince ince doğrayın. Limonu, 1 lt. kadar suya sıkın ve doğradığınız mantarları ekleyin. Kaynamaya başladıktan sonra, 10 dk. kadar haşlayıp, süzün.
- Bir teflon tavaya zeytinyağ, iri iri doğradığınız (önce dörde, sonra sekize bölünmüş) soğan ve (bütün olarak çıtlattığınız) sarımsağı koyun.
- Orta ateşte sürekli karıştırarak, soğanlar yumuşayıncaya kadar, 3-4 dk. kavurun.
- Mantarları ekleyin ve mantarlarda kızarıncaya kadar, 3-4 dk. daha kavurun.
- Fesleğeni, kremayı, defne yaprağını, tuz ve karabiberi ekleyin, kısık ateşte 4-5 dk. kadar kaynatın.
- Etleri iyice kızmış, hiç yağ eklemediğiniz teflon tavada önlü arkalı kızartın.
- Etlerin üzerine hiç bekletmeden, sıcak sosu gezdirin ve sıcak servis edin.
- Servis ederken, varsa kırmızı tane karabiber ile süsleyin.
YAZARIN ÖNERİSİ :)
- Kremalı mantarlı sosu; aynı zamanda makarna sosu olarak da kullanabilirsiniz. Sosu tarifteki gibi hazırlayın ve pişirip süzdüğünüz, yarım paket makarna ile karıştırın. Sıcak servis edin.
29 Haziran 2010
Sebzeli Bonfile Kulesi
ANA YEMEK OLARAK BİR BAŞ YAPIT!
Başlık çok iddialı değil mi?
Ama başlığımın yani tanımlamamın sonuna kadar arkasındayım :)
Bu yemek gerçekten olağanüstü bir şey, fevkaledenin fevkinde. Yerken gözlerinizi kapatıp, bambaşka dünyalara yolculuğa çıkıyorsunuz :)
Resmen mutlu oluyorsunuz, çikolata yerken olduğu gibi.
Hani kırk yılın başı çok lüks bir restorana gider ve menudeki en havalı yemeği seçersiniz, yemek önce görüntüsü ile büyüler sizi, kesmeye, yemeye kıyamazsınız, sonra ilk lokmayı aldığınız da, tadına bayılır ve diğer lokmaları çok ağır ağır yersiniz, bitmesin diye…
İşte bu yemeğin bende yarattığı hisler aynen bu, umarım bu tarz şeyleri yemek yerken sadece ben hissetmiyorumdur, kendimi çok yalnız hissederim sonra :)
Hatta biraz daha ileri götüreyim, ben bu tarz yemekleri dışarıda yediğimde bunlar asla evde yapılamaz, sadece profesyonel mutfaklarda, usta aşçılar tarafından yapılabilir sanırdım :)
Özellikle; ufak bir ayrıntı gibi görünen ama benim için çok önemli olan, üstündeki kremalı sos kısmını.
Bu yemeği bana öğretmiş olmasından daha çok, bu sosu yapmayı öğrettiği için Ülkü’ye çook teşekkür ediyorum.
Evinizde çok şık bir yemek daveti verdiğinizde, çok özel misafirler ağırlayacaksanız ve hatta yeni evli olup da ilk kez eşinizin ailesini ağırlayacaksanız, bu yemeği listenize alın derim.
Malzemeler (4 Kişilik)
- 8 Parça Dana Bonfile
Eti marine etmek için;
- 1'er Tutam (taze çekilmiş) Karabiber, Beyazbiber
- 1-2 Dal Taze Kekik
- 2 Diş (dilimlenmiş) Sarımsak
- 3-4 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
Sebzeli Harç için;
- 1 Adet (iri) Kırmızı Soğan
- 1 Adet (dolmalık) Sarı Biber
- 1 Adet (dolmalık) Kırmızı Biber
- 250 Gr. (yarım paket) Mantar
- 1/2 (yarım) Kg. Ispanak
- 3-4 Dal Taze Fesleğen
- 1 Diş Sarımsak
- 3-4 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
- Tuz, Karabiber
Kremalı Sos için;
- 2 Adet (Arpacık) Soğan
- 1 Diş Sarımsak
- 2-3 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
- 2-3 Adet Defne Yaprağı
- 2-3 Dal Taze Fesleğen
- 1 Çay Bardağı Krema
- Tuz, Karabiber
Yapılışı
- Öncelikle etleri marine malzemeleri ile güzelce karıştırın. Üzerini örterek, buzdolabında 2-3 saat kadar bekletin.
Sebzeli Harç için;
- Soğanı yarım ay şeklinde ince ince doğrayın, biberleri de ince uzun (jülyen) doğrayın.
- Derin bir teflon tavaya; zeytinyağını koyun ve ısıtın. Soğanları ve biberleri ekleyin, orta ateşte, karıştırarak 4-5 dk. kavurun.
- İnce ince dilimlediğiniz mantarları ekleyin, mantarlar suyunu salıp tekrar çekinceye kadar 3-4 dk. daha kavurun.
- Temizleyip, ince ince dilimlediğiniz ıspanakları ekleyin ve ıspanaklar yumuşayıncaya kadar 3-4 dk. daha kavurun.
- Minik minik doğradığınız fesleğen, dilimlenmiş sarımsak, tuz ve karabiber ekleyip, bir kez karıştırın ve ateşi kapatın.
Kremalı Sos için;
- Minik bir teflon tavaya, zeytinyağ, temizlediğiniz arpacık soğan (bütün halde) ve çıtlattığınız sarımsağı koyun, orta ateşte 1-2 dk. kavurun.
- Defne yaprağı ve fesleğeni ekleyin, bir kez karıştırın.
- Kremayı, tuz ve karabiberi ekleyin, 1-2 dk. pişirin.
Bonfile Kulesi için;
- Etleri; iyice kızmış teflon tavada önlü arkalı kızartın.
- Bir parça etin üzerine, sebzeli harç koyun ve diğer parça eti üzerine kapatın.
- Üzerine kremalı sosu gezdirin ve sıcak servis edin.
NOTLAR;
- Sebzeli harcı ve kremalı sosu; 1-2 saat önceden hazırlayabilir, servis etmeden önce ısıtabilirsiniz.
- Defne yaprağını kuru halde, aktarlar da kolaylıkla bulabilirsiniz.
- Kırmızı biberi dolmalık bulamaz iseniz önemli değil, tatlı kırmızı biber de olur.
- Arpacık soğan yerine minik bir kuru soğan da kullanabilirsiniz, o zaman çok minicik doğrayın ki soğanlar belli olmasın.
- Kırmızı soğan yerine, beyaz kuru soğan da kullanabilirsiniz ama kırmızı soğan daha tatlı olduğu için çok lezzetli oluyor.
KİLO ALMAYA GİDİYORUM, DÖNÜCEM :)
Bu yazı ile aynı zamanda, sizlere minik bir veda ediyorum, çünkü Temmuz ayı boyunca buralarda olamayacağım.
Önce Kilis, sonrasında da Erdek ve mümkün olursa Alaçatı planımız var.
Bu planların içinde kuşkusuz beni en çok heyecanlandıran; Kilis.
Özellikle de yemekleri :)
Evlendiğimden beri eşimin ailesinden sürekli duyduğum bir söz var; "burada Kilis'teki lezzet yok"
"Et başka, baharat başka, her şey farklı" derler sürekli.
En basit yemekler de bile; "bizim oranın kıyması ile olsa bu, sen o zaman gör" derler :)
Ben de iflah olmaz bir yemek düşkünü olarak, heyecanla yemek yemeye gidiyorum anlayacağınız :)
Çevremdeki herkes biliyor bunu, hatta dün akşam spor da hoca herkesten daha fazla yüklendi bana; "madem kilo almaya gidiyorsun, en çok sen yapacaksın hareketleri" diye :)
Sözün kısası; en az bir ay yokum, yorumlarınıza bulduğum her fırsatta bakıp, sorulan sorulara yanıt vereceğim tabi ki ama yanıtlar pek hızlı olmayabilir, şimdiden affınıza sığınıyorum.
Kendinize çok iyi bakın, dönüşte Ramazan hazırlıkları ve sofraları ile buluşmak dileğiyle, büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden, yaşıtlarımın yanaklarından öperim :)
16 Haziran 2010
Baklava Yufkasında Levrek
ÇOK PRATİK ve ÇOK ŞIK BİR DAVET YEMEĞİ...
Madem haftayı Risotto gibi sosyetik bir lezzet ile açtık, öyle devam edelim derim :)
Ülkü'nün Kahvaltı Sofrası'nı yayınlarken; şöyle bir cümle kurmuştum belki hatırlarsınız;
"Bana her buluşmamızda; kek, kurabiye yapma artık, farklı şeyler ekle bloga, safranlı, buğdaylı risotto, karamelize soğanlı baklava yufkasında biftek filan yap, ben vereyim sana farklı tarifler” diye fırça atıyor :) En kısa zamanda bizim evde bir atölye çalışması yapacağız, Ülkü ve ben pişireceğiz, eşim fotoğraflayacak, sonra güzel bir sofra kurup, hepsini yiyeceğiz"...
İşte o gün Şef Serkan Bozkurt nasıl olmuş ise bizi duymuş ve fikirlerimizi çalmış :)
Palm Yağı Etkinliği'nde; "bugün sizlerle baklava yufkasında karamelize soğanlı levrek ve mantarlı risotto pişireceğiz" demez mi? :)
Biz de ne yapalım, çaresiz hafta sonu yapacağımız atölye çalışmasında ufak değişiklikler yaptık, ana yemek olarak; "Bonfile Kulesi" yapacağız mesela...
Neyse şakayı çok uzatmayayım, Şef'in bizi duyması tabi ki mümkün değil :) olsa olsa biz ondan duymuş olabiliriz.
Çünkü Serkan Bozkurt; fikri kendisine ait olan bu yemek ile daha on altı yaşında iken katıldığı bir yarışmada birincilik ödülü almış, iki fakülte mezunu ve başarıları saymakla bitmeyecek kadar çok olan bir Şef... Esprilerime bir şey demez :)
Baklava yufkasında levrek; yapılışı itibariyle biraz el oyalayıcı olsa da, şık davet sofraları için muhteşem bir tarif bence.
Düşünsenize, yeni evlenmişsiniz, eşinizin ailesi ilk defa yemeğe gelecek, bol salatalı bir balık sofrası hazırlayıp, ana yemek olarak da bu levreği yapıyorsunuz, daha ötesi var mı? :)
Çok havalı bence :)
Malzemeler (2 kişilik)
- 1 Adet Levrek
- 1 Adet (iri) Kuru Soğan
- 3-4 Yemek Kaşığı Sıvı Yağ
- 6 Adet Baklava Yufkası
- 1 Diş Sarımsak
- Tuz
Yapılışı
- Levreği; yanlamasına ikiye ayırın, başını kesin ve kılçıklarını ayıklayın.
- Soğanı; çok ince yarım ay şeklinde (piyazlık) doğrayın.
- Bir tavaya 2-3 yemek kaşığı sıvıyağ koyun ve orta ateşte, soğanları sürekli karıştırarak, karamelize bir hal alıncaya kadar kavurun. Ilınmaya bırakın.
- Bir tavaya 1-2 yemek kaşığı sıvı yağ koyun, sarımsağı ortasından çıtlatın ve yağa ekleyin. Orta ateşte yağ kızarken, sarımsağı da pişirin (böylelikle sarımsağın aroması yağa geçecek).
- Balıkları sarımsak aromalı kızgın yağa koyun ve her iki yüzünü 15 sn. kadar pişirip, ocaktan alın.
- 3 Adet baklava yufkasını üst üste koyun ve ikiye bölün, tezgah da uzunlamasına olacak şekilde birleştirin.
- Balığı yufkanın ucuna, 2-3 parmak boşluk kalacak şekilde uzunlamasına koyun, üzerine soğanın yarısını yayın ve tuz serpin.
- Yufkayı baş tarafından kendinize doğru katlayın ve pile yapın.
- Yanlardan 2 cm. boşluk kalacak şekilde kesin ve içeri katlayın.
- Diğer balık için de aynı işlemi uygulayın.
- Hafifçe yağlanmış tepsiye koyun, üzerlerine bir şey sürmeyin.
- Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 15-20 dk. üzeri turuncu oluncaya kadar pişirin.
NOTLAR;
- Baklava yufkası olarak; inceliği ve lezzeti nedeniyle; Yu-ka kullanmanızı öneririm. Eğer Yu-ka kullanıyorsanız, şekli dikdörtgen olduğu için, uzunlamasına ikiye ayırın ve upuzun bir şerit olacak şekilde tezgaha yerleştirin. Diğer markaların şekilleri farklı olabiliyor çünkü.
- Levrek yerine başka bir balık da kullanabilirsiniz.
ÖNERİ;
- Bu tarifi; sadece balıkla değil, kırmızı et ile yapabilirsiniz. DÜRÜM ya da ETLİ KARNIYARIK tarifindeki iç harcı hazırlayın, ayrı bir tavada soğanları karamelize edin. Yufkaya önce etleri, üzerine soğanları koyun ve ister yukarıdaki gibi pileli şekilde, ister kare, ister dikdörtgen sararak şekil verin.
10 Haziran 2010
Kadınbudu Köfte
CANCAĞIZIM SANA BAŞKA İSİM BULAMADILAR MI? :)
Türk mutfağında komik yemek ismi pek çoktur, ilk aklıma gelenler; dilber dudağı, hanım göbeği, vezir parmağı ve hatta karnıyarık :)
Ama bu kadınbudu hakikaten çok komik yahu :)
Aslında, yeni nesil aşçılarımız bu konuda epey çaba sarf ediyor; sigara böreğine; rulo börek, kadınbudu köfteye; pirinçli köfte diyenler var ama sanırım bunun oturması uzun yıllar alacak.
Babam anlatmıştı; Erdek’te bir sokak varmış; oturanların neredeyse tamamı eşi vefat eden hanımlardan oluştuğu için adı; “Dullar Sokağı” :) sonradan belediye yakışmadığını düşünüp, adını bir çiçek ismi ile değiştirmiş ama nafile… Yeni isim, sadece bir tabeladan ibaret, oturanlar ve postacı dahil herkes için orası hala; Dullar Sokağı…
Sanırım mutfağımızın klasikleşmiş tarifleri için de bu geçerli, bu köfte çok uzun yıllar daha bizim için; kadınbudu köfte :)
Kadınbudu köfte; yine annemi mutfağa sokup, tepesine dikilerek :) birlikte hazırladığımız bir tarif.
Çünkü –her şeyi olduğu gibi- bu köfteyi de annem şahane yapar, ne zamandır canım da istiyordu ama biliyorum ki annemden tarifi alıp kendim yapsam, hepsini bitiremeyeceğim, anneme dedim; "gel yapalım afiyetle yiyelim" :)
Eşim ağzına bile sürmedi, hatta yaparken gelip gidip, “kıymaya yazık valla” bile dedi, o derece yani :)
Annemin tarifi; oldukça sade, içinde çok fazla baharat yok, yerken karabiber, kıyma ve pirincin tadını hissediyorsunuz yoğun olarak.
Kadınbudu köfte; haşlanmış pirinç ile de yapılabiliyormuş ama en güzel hali pilav ile yapılanı, pilavın yağı, tuzu, lezzeti, köfteyi çok etkiliyor.
Çoğu yerde soğuk meze olarak geçiyor ve şarküterilerde de soğuk olarak satılıyor yani misafirleriniz gelmeden saatler önce hazırlayabilirsiniz, şahsi fikrim ise pişer pişmez yenmeyecekse eğer ısıtılarak yenmesi yani ben sıcak daha çok seviyorum :)
Malzemeler (15 adet için)
- 500 Gr. Kıyma (kuzu ve dana eti karışık olursa daha iyi olur)
- 1 Su Bardağı (tepeleme) Sade Pirinç Pilavı
- 1 Adet (orta boy) Kuru Soğan
- 10-15 Dal Maydanoz
- 3 Adet Yumurta
- 2-3 Yemek Kaşığı Un
- Tuz-Karabiber
Yapılışı
- Bir tavaya 1 yemek kaşığı kadar sıvı yağ koyun ve "kıymanın yarısını" orta ateşte, 4-5 dk. sürekli karıştırarak kavurun, indirmeye yakın çok az tuz ekleyin. Ilınmaya bırakın.
- Derin bir kaseye, kavrulmuş kıyma, çiğ kıyma, rendelenmiş soğan, pilav, kıyılmış maydanoz, 2 adet yumurta ve tuz ile karabiberi koyun.
- Malzemeler karışıncaya kadar yoğurun, ızgara köftedeki gibi malzemeler özleşinceye kadar yani çok yoğurmanıza gerek yok.
- Hamurdan limon büyüklüğünde parçalar koparın ve yassı köfte şekli verin.
- Geniş bir tabağa un serpin, çukur bir tabağa yumurtayı kırın ve çırpın.
- Köfteleri önce una, sonra yumurtaya bulayın ve kızgın yağda kızartın.
- Bir peçete üzerine alarak fazla yağının süzülmesini sağlayın.
NOTLAR;
- Köfteyi; sade pilav yerine "Arpa Şehriyeli Pilav" ile de hazırlayabilirsiniz, gayet güzel oluyor.
- Yoğurduktan hemen sonra şekil vermekte zorlanırsanız, yarım saat kadar buzdolabında bekletin, daha kolay şekil alır. Ama yinede bu köftenin biraz cıvık ve zor toparlanan bir köfte olduğunu ancak una buladığınızda tam bir toparlanma olduğunu unutmayın, nazik bir köfte bu :)
- Köfteyi pişirdikten sonra biraz ılınınca derin dondurucuya kaldırabilirsiniz, uzun süre saklanıyor bu şekilde.
- Buzdolabında ise 3-4 gün lezzetinden bir şey kaybetmiyor, tecrübe ile sabittir :)
- Soğanı rendenin ince tarafı ile rendelemeyin, sulanır ve acılaşır.
- Karabiber konusunda cimri davranmayın, elinizi bol tutun :)
27 Mayıs 2010
Etli Karnıyarık
SAKINCALI GÜZEL 2 :)
Karnıyarık tarifi verirken; bu tabiri kullanmıştım; sakıncalı güzel…
Ama o zamanlar patlıcan hakkındaki bilgilerim çok yetersizdi, içinde nikotin var sanıyordum, hiçbir besin değeri yok sanıyordum, sırf çok sevdiğim için deyim yerinde ise hamallık yaparak yiyorum sanıyordum :) ama öyle değilmiş :)
Ve bir patlıcan delisi olarak çok memnunum bu duruma.
Bu bilgiler, bir gerçeği değiştirmiyor ne yazık ki, bu yemek hala; “sakıncalı güzel” çünkü patlıcanları, misler gibi, cazır cuzur kızartılarak yapıldı :)
Yaklaşan yaz günleri için oldukça ağır bir yemek bu aslında, özellikle öğle yemeğinde ve yanında cacık ya da ayran ile birlikte yerseniz, öğleden sonra işyerinde fena halde uykunuz gelip, çalışmakta zorlanabilirsiniz, haberiniz olsun :)
Sonra; “Müge, madem biliyordun, niye uyarmadın demeyin. :)
En güzeli akşam yemeğinde ve yalnızca bir tane yemek…
Son olarak, sözlerimi alışılageldiği üzere bir övgü ile bitireyim; patlıcan ile arası gayet soğuk olan eşim, bu karnıyarığı bayılarak yedi ve arkasından beni sinir eden o sözleri söyledi; “gördüğün gibi ben yemek falan seçmiyorum, beni yanlış tanıtıyorsun, güzel olan her şeyi yerim ben”
Bu cümleyi başka bir yerlere çekmeden direk iltifat olarak kabul ettim, çünkü derinlere inecek olursam; “ben genel olarak iyi yemek yapamıyorum o zaman” şeklinde başlayıp, uzar gider bu konu :) Ne gerek var :)
Malzemeler
- 6 Adet Patlıcan
- 500 Gr. Dana Bonfile
- 3-4 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
- 1 Yemek Kaşığı Elma Sirkesi
- 2 Diş Sarımsak
- 2-3 Adet Sivri Biber ya da Köy Biberi
- 1 Adet (iri) Kırmızı Biber
- 1 Adet (iri) Domates
- 8-10 Dal Maydanoz
- 1 Yemek Kaşığı Biber Salçası
- 1 Yemek Kaşığı Domates Salçası
- 1 Yemek Kaşığı Toz Şeker
- 2 Su Bardağı Su
- Tuz-Karabiber
Yapılışı
- Patlıcanları alacalı şekilde soyup, saplarını kesin. Tuzlu suda yarım saat kadar bekletin. Suyunu süzüp, iyice sıkın ve kağıt havlu ile kurulayın.
- Bol sıvıyağ koyduğunuz bir tavada, rengi turuncu oluncaya kadar kızartın, kağıt havlu üzerine alarak yağının süzülmesini sağlayın.
- Etleri minik kuşbaşı doğrayın, zeytinyağ, elma sirkesi, ince dilimlenmiş sarımsak ile karıştırın ve buzdolabında yarım saat bekleterek, marine edin.
- Derin bir teflon tavayı, yağ koymadan, orta ateşte iyice kızdırın. Etleri ekleyin ve arada çok az karıştırarak pişirmeye başlayın.
- Etler suyunu çekip, yumuşamaya başladığında, ince ince doğradığınız biberleri ekleyin.
- Et ve biberler kızarmaya başladığında, kabuklarını soyup, minik minik doğradığınız domatesleri ekleyin, 2-3 dk. pişirin.
- Domatesler eriyip, çiğ kokusu gidince ocağı kapatın, ince kıyılmış maydanoz ve tuz ile karabiberini ekleyin.
- Patlıcanları karnıyarık tenceresi diye bilinen yayvan tencereye dizin, ortalarına çukur açın.
- Patlıcanların üzerine, 1 yemek kaşığı şekeri eşit şekilde serpin.
- Açtığınız çukurlara iç harcı paylaştırın.
- Ayrı bir kasede 2 bardak suda salçaları eritin.
- Salçalı suyu, karnıyarıkların üzerine gezdirin.
- Orta ateşte suyu kaynayana kadar, daha sonra ateşi kısarak 10 dk. kadar pişirin.
NOTLAR;
- Patlıcanların üzerine serptiğimiz şeker, patlıcanın acılığını alıyor.
- Etlere marine sırasında ve pişme süresince kesinlikle tuz eklemeyin, sertleşir.
- Etleri koymadan önce tavanın iyice kızmış olması önemli, bu sayede et mühürleniyor ve çok daha az su salıyor.
- Yemeği salçalı suyu ekledikten sonra ocak yerine fırında da pişirebilirsiniz. Yemeği tencere yerine, bir borcam ya da fırın kabına hazırlayın, üzerini aliminyum folyo ile örterek, 200 derece ısınmış fırında 10-15 dk. pişirin.
- Kızartma yemek istemiyorum derseniz, tarifi patlıcanları közleyerek de yapabilirsiniz.
- Közlemek zor geliyorsa, bir yöntem daha var; patlıcanları alaca soyup, bir süre tuzlu suda bekletin, üzerlerine birkaç kesik yapın ve tabanını yağladığını fırın kabına dizin.
Bir fırça yardımı ile üzerlerine sıvı yağ sürün, bir çay bardağı kadar suyu elinizle üzerine serpin, üzerini aliminyum folyo ile kapatın ve 180 derece ısınmış fırında patlıcanlar yumuşayıncaya kadar pişirin. Sonraki aşamalar yukarıdaki gibi. - Bir sonraki yapışımda iç harcını dürüm tarifindeki gibi, Actifry’da hazırlayacağım, sadece bir kez Actifry kullanmayanlara da tarif verebilmek için tavada yaptım :)
26 Ağustos 2009
Karnıyarık
SAKINCALI GÜZEL :)
Karnıyarık; arşivimde mutlaka olması gerek diye düşündüğüm klasik bir tarif. Hanımların çoğunun bildiği, bilmeyenlerin de annelerinden öğrendiği :)
İnternete girip, tarifini arayan olurmu bilemiyorum ama söylediğim gibi ben tüm klasik Türk mutfağı yemeklerinin arşivimde olmasını istediğim için, annemin tarifini, benimde ufak tefek eklemelerde bulunduğum, şekliyle yayınlamak istedim.
Yemeğin tek kusuru, patlıcanın kızartılması :(
Aslında ızgarada közleyerekte yapılabilir.
Babamın yaptığı gibi patlıcanları çiğden ama çok kısık ateşte pişirerekte...
O nasıl olur ? derseniz, patlıcanları ağzı kapalı derin bir tencerede çok az yağ ve su ile çok kısık ateşte (çay demler gibi) pişiriyor. Sonra ortalarını yarıp, iç malzemeyi koyuyor ve biraz su ile, çok az bir süre fırında pişiriyor.
Bu arada, Domatesli Pilav'dan sonra bir tarif daha oldu, babacığımdan blogda :)
Benim fikrim ise; bu yemeğin en güzel halinin, en sakıncalı yapıldığı versiyonu :)
Patlıcanın kendine has kekremsi tadından dolayı, Cafe Fernando'dan öğrendiğim yöntemle, çok az da şeker ekliyorum ben bu yemeğe.
Son yaptığımda, biber kızartması için hazırladığım domates sosundan,bir çay bardağı kadar arttırıp, iç malzemesinde, çiğ domates rendesi yerine onu kullandım. Pişmiş domates sosunda zaten şeker, tuz, sarımsak olduğu için ayrıca eklemedim. Size de eğer karnıyarık yaptığınızda evde hazırlamış olduğunuz domates sosu varsa, ondan kullanmanızı öneririm.
Malzemeler (8 Kişilik)
- 8 Adet Orta Boy (ince olmayan) Patlıcan
- 250 Gr. Kıyma
- 1 Adet (orta boy) Kuru Soğan
- 1 Adet (orta boy) Domates
- 2-3 Adet Sivri Biber
- 1 Yemek Kaşığı Biber Salçası
- 1/2 (yarım) Çay Bardağı Sıvı Yağ
- 2 Diş Sarımsak
- 7-8 Dal Maydanoz
- Tuz, Karabiber
- 1 Tatlı Kaşığı + 1 Çay Kaşığı Şeker
Yapılışı
- Patlıcanların saplarını kesin ve alacalı bir şekilde soyun. Bol tuz attığınız suyun içinde yarım saat kadar bekletin. Suyunu sıkıp, kızgın yağda kızartın. Peçete üzerine alarak, yağının süzülmesini sağlayın.
- Soğanı ve biberleri minik minik yemeklik doğrayın. Sıvıyağı kızdırın, soğanları ve biberleri ekleyin. Orta ateşte sürekli karıştırak 2-3 dk. kavurun. (soğanlar pembeleşip, şeffaflaşıncaya kadar)
- Kıymayı ekleyin, 2-3 dk daha kavurun.
- Domatesi rendeleyin, salçayı da içine katarak eritin. Domates ve salçayı da kıymalı karışıma ekleyip 3-4 dk. daha kavurun.
- İnce ince doğradığınız sarımsakları, tuz, karabiber ve 1 çay kaşığı şekeri ekleyin. Çok az daha kavurup, ocağı kapatın.
- Karışıma ince kıydığınız maydanozları ekleyin ve karıştırın.
- Patlıcanları, karnıyarık tenceresi diye bilinen, geniş çelik tencereye alın, ortalarını açın ve 1 yemek kaşığı şekeri tuz serper gibi patlıcanların üzerine serpin, sonra hazırladığınız karışımı pay edin.
- Bu arada kıymalı karışımı hazırladığınız tavayı umarım yıkamadınız :) O tavaya 1 su bardağı su koyup, şöyle bir çalkalayarak, tencereye dökün, bu da yemeğinizin suyu :)
- Karnıyarıkları kısık ateşte, 10 dk. kadar pişirip, sıcak servis edin.
- Önceden hazırlayıp suyunu eklemeden bekletebilir, servis edeceğiniz zaman suyunu ekleyip, pişirebilirsiniz.
07 Ağustos 2009
Etli Biber Dolması
YAZ MEVSİMİ NİMETLERİNDEN :)
Biber dolması, blogumun arşivinde mutlaka olması gerek diye düşündüğüm tariflerden biri. Pek çok hanımın gözü kapalı yaptığı, ama benim gibi canı klasik yemekler çektiğinde, annesini telefonda bir saat esir edenler için ! internet ortamından küçük bir destek :)
Geçen hafta canım etli biber dolması çektiğinde önce kendi kendime inanamadım :)
Çünkü dolma, tıpkı diğer sebze yemekleri gibi, annemin sürekli yaptığı, ortalama iki hafta da bir pişirilen bir yemekti evimizde. Düzenli olarak sırası gelirdi yani :) mevsimine göre, örneğin yaz ise; fasulye, patlıcan, kabak, semizotu vs. gibi...
İşten gelince anneme; "yemekte ne var? diye sorup, "etli dolma" yanıtını alınca, hafifçe burun kıvırır, "eh iyi bari" derdim :)
Şimdi, yıllar sonra bir kez daha anlıyorumki, insan elindeki değerlerin, elinde iken değerini bilemiyor gerçekten. Evde sürekli, taze pişmiş sebze yemekleri olması, evli değilken çok normal bir şeymiş gibi görünse de, evlendikten sonra, biraz da yemek seçen bir eşiniz olunca, dünyanın en değerli lezzetleri olarak görünüyor :)
Benim bildiğim insanın canı, iskender kebap filan iser, etli taze fasulye, bamya, dolma istermi ?
- Kocaman bir "evet" :)
Bunları anlatmamın nedeni; anneme telefon açıp, etli biber dolması tarifi isteyince, yaşadığı şaşkınlığı biraz olsun özetlemek içindi :)
Sizlerle paylaştığım tarif; pirinç ölçüsü olarak, orjinal tarif. Ben ve eşim, dolmayı kıyması az, pirinci bol sevdiğimiz için pirinci iki çay bardağı kullanıyorum. Bizim haricimizde tadına bakan arkadaşlar ise pirincinin gayet yeterli olduğunu belirtti. Siz de kendi damak zevkinize göre pirinci arttırıp, eksiltebilirsiniz.
Dolmalık biber seçerken; biberin yumuşak ve mümkün olduğunca ince olmasına dikkat etmelisiniz.
Malzemeler
- 12-13 Adet (minik) Dolmalık Biber
- 250 Gr. Kıyma
- 1 Adet (orta boy) Soğan
- 1 Adet (orta boy) Domates
- 1 Çay Bardağı Pirinç
- 1 Yemek Kaşığı Biber Salçası
- 1 Tatlı Kaşığı Domates Salçası
- 8-9 Dal Maydanoz
- 5-6 Dal Taze Nane
- Karabiber, Tuz
- 2-3 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
Yapılışı
- Öncelikle domatesi rendeleyin, soğanı çok minicik doğrayın. (soğanı rende yapmamanızı, minik doğramanızı öneririm)
- Maydanoz ve naneyi de ince kıyın. Pirinci yıkayıp, süzün.
- Hazırladığınız, soğan, domates, maydanoz, nane ve pirinci kıyma ile karıştırın. Damak zevkinize göre tuz ve karabiber ekleyin.
- Karışım, köfte harcı gibi değil biraz cıvık olmalı. Domates rendesi bunu sağlayacaktır ama gözünüze sert görünürse, 2-3 yemek kaşığı su ekleyerek, yumuşak bir karışım olmasını sağlayın.
- Biberlerin sap kısımlarını keserek içlerini boşaltın. (ben baş parmağım ile delmek suretiyle yapıyorum, bu hareketi hiç yapmadığım halde annemi izlerken hafızama kaydetmişim, ilk zeytinyağlı dolma yaparken farkettim :)
- Karışımı biberlerin içine, çok sıkı olmayacak şekilde doldurun. (Pirinçler pişerken şişeceği için) Üzerlerini bir parça domates ile kapatın.
- Biberleri tencereye dik olacak şekilde dizin ve biberlerin yarısına gelecek kadar su ekleyin. Zeytinyağını üzerine gezdirin.
- Suyu kaynamaya başlayınca, ocağı kısın ve yaklaşık 20-25 dk. biberler yumuşayıncaya kadar pişirin.
Benzer Tarifler;
09 Mart 2009
Hünkar Beğendi
TÜRK MUTFAĞI KLASİKLERİNDEN...
İşte uzun zamandır,denemelerini yaptığım ve arşivimde mutlaka yer almalı diye düşündüğüm bir tarif daha.
Benim gibi, Türk mutfağı lezzetlerine düşkün, patlıcan olsunda nasıl olursa olsun, ama közlenmiş olursa daha iyi olur :) diyenler için bir başyapıt...
Hünkar beğendi; eğer dışarıda yemek yiyorsak ve bulunduğumuz yer lezzetlerine güvendiğim bir yer ise menüdeki ilk tercihim olur her zaman, çok severim kendisini :)
Evde yapmaya karar verince, internette biraz araştırdım önce ve çok güvendiğim bir sitenin tarifini hemen denedim. Sonuç benim için hayal kırıklığı oldu, çünkü yemeğin beğendi kısmındaki un ve süt miktarı çok fazla idi. Yerken patlıcan tadı hiç alınmıyordu, sanki başamel sos yiyormuş hissi veriyordu.
Bende bir cesaretle, kendi ölçülerimi oluşturdum, "e nede olsa bunca zamandır bir yemek blogu hazırlıyorum, azıcık hakkım var bir şeyler üretmeye:)" diye düşündüm. İyikide düşünmüşüm, ortaya çıkan lezzet beni çok mutlu etti, gerçek bir hünkar beğendi idi :)
Efendim, hünkar beğendi fotoğraftan da anlayacağınız üzere sofraya getirir getirmez, sıcak sıcak servis edilmesi gereken bir yemek, "öyle süsleyip püsleyelim, stüdyoya alalım, afilli bir fotoğrafını çekelim" denecek bir lezzet değil :)
Yemeğin pişmesine saniyeler kala, sofrada yerini hazırladığımı, masaya koyduğum anda eşimin deklanşöre bastığını :) ve hemen servis ettiğimi özellikle belirtmek isterim.
Hünkar beğendiyi et sote de soğan sevmediğim için, kendi damak tadıma göre yani salçalı biftek hazırlayarak servis ettim, tarifte bu şekilde... Siz kendi damak zevkinize soğanlı, salçalı, domatesli vb. bir et sote hazırlayabilirsiniz. Tek ricam yorumlarda, "bilgileriniz eksik, hünkar beğendinin et kısmı böyle olmaz vs.." şeklinde yorumlar yazmamanız...
Son olarak bu yemeğin yapımında büyük emeği olan sevgili Ahmed'e teşekkürleri bir borç bilirim, hatta ben sadece malzeme ölçülerini ayarlayıp, kendisine tarif etmek dışında neredeyse elimi bile sürmedim bu nefis lezzete...
Malzemeler
Beğendi için;
- 6-7 Adet Kemer (ince-uzun) Patlıcan
- 3 Yemek Kaşığı (tepeleme) Tereyağ
- 2 Yemek Kaşığı (tepeleme) Un
- 1 Su Bardağı (200 ml) Süt
- 1/2 Su Bardağı (çok minik doğranmış) Kaşar Peyniri
- Tuz
Et sote için;
- 5-6 Parça Dana Bonfile
- 1 Yemek Kaşığı Domates Salçası
- 1 Yemek Kaşığı Biber Salçası
- 1 Çay Bardağı Sıvı Yağ
- 1/2 Çay Bardağı Su
- 1 Çay Kaşığı Kekik
Yapılışı
- Öncelikle patlıcanları fırının ızgarasında közleyin. Kabuklarını soyup, kararmaması için üzerine limon sürün. Minik minik doğrayın ve bir süzgecin içinde bekletin.
- Etleri; enlemesine ve 1 cm.lik şeritler halinde doğrayın. Bir kez sudan geçirin ama çok yıkamayın.
- Etleri büyükçe bir tavaya alın ve kısık ateşte, 15-20 dk. kendi suyu ile pişirin. Bu aşamada mümkün olduğunca az karıştırın. Etler suyunu çekince, ocağın altını biraz açın ve sıvı yağın yarısını ekleyin. Ara ara karıştırarak etlerin kızarmasını sağlayın. Kızarınca ocağı kapatın.
- Küçük bir tavada kalan sıvıyağı ısıtın ve su ile salçaları ekleyin. Karıştırarak 1-2 dk. pişirin.
- Salçalı karışımı, etlere ekleyin ve 1-2 dk. birlikte pişirin. Ocağı kapatınca, bir çay kaşığı kekik serpin.
- Ayrı bir tavada, orta ateşte tereyağını eritin. Unu ekleyin, topaklanmaması için hızlıca karıştırarak, 1 dk. kadar kavurun. (Bu aşamada çırpma teli yada silikon spatula kullanmanızı öneririm)
- Sütü ekleyin ve yine sürekli karıştırarak pişirmeye devam edin. 1-2 dk. sonra karışım ısınacak ve minik minik öbekler oluşacaktır. (Kaynamaya başlayacaktır).
- Bu aşamada, patlıcanları ekleyin ve karıştırın, patlıcanlarda iyice ısınınca, kaşar peynirini ekleyin ve bir iki kez karıştırıp, ocağı kapatın. Kaşar peyniri, karışım sıcaklığı ile eriyecektir. Kaşar peynirini rendelemek yerine minik minik doğrarsanız, yemeği çatalınıza aldığınızda nefis bir şekilde uzayacaktır :)
- Beğendiyi geniş bir servis tabağına alın, üzerine soteyi ekleyip, sıcak sıcak servis edin.
09 Temmuz 2008
Yaz Türlüsü
MEVSİM GÜZELLEMESİ :)
Bir yemeğin ismi bu kadar mı doğru olur? Türlü; çok doğru bir tanımlama :)
İçine ne istersen, ne kadar istersen ekle, neyi daha çok seviyorsan, onu daha fazla ekle, olsun sana türlü. Sizi bilmem ama ben bu türlü işini çok sevdim :)
Havalar ısındığından beri, mümkün olduğunca zeytinyağlı sebze yapıyorum, en çok da zeytinyağlı taze fasulye. Uzun zamandır canım imam bayıldı istiyor ama tek başıma yiyeceğim için hep erteliyorum yapmayı. Geçen gün marketten, kendime imam bayıldı yapmak için patlıcan, eşim için taze fasulye, hadi bulunsun diye bir kaç tane kabak, biber vs. aldım. Nedense çok çalışkan hissettim kendimi, eve gideceğim ve çeşit çeşit yemekler yapacağım :)
Tabi eve gidip de sauna kıvamında mutfağa girince, bırak iki çeşit yemeği aklım direk karpuz-peynire kaymaya başladı :) İşte o anda aklıma gelen fikir; hem benim hem de eşimin severek yiyeceği bir yemek; türlü.
Daha önce hiç yapmamıştım ama olsun, artık doğaçlama yeteneğim iyice gelişti. Üstelik eşimden, bolca iltifat alıp, "yarın akşam yine yap ama aynısı olsun" :) yorumunu alınca bu nefis yemeği kayda geçirmek şart oldu.
Ben bizim evin damak tadına uygun olması için patatesi bol, soğanı az tuttum, siz kendi damak zevkinize göre ufak ekleme çıkarmalar yapabilirsiniz, dedim ya çok özgür bir yemek bu :) Sebzeleri doğramak dışında fazla bir işlemi de olmadığı için, işten gelince çok pratik bir şekilde hazırlayabilirsiniz.
Malzemeler
- 2 Adet Patlıcan
- 2 Adet Kabak
- 3 Adet Sivri Biber
- 8-10 Adet Taze Fasulye
- 3 Adet Patates
- 2 Adet Domates
- 1 Adet (mandalina kadar) Soğan
- 1 Diş Sarımsak
- 1 Yemek Kaşığı Biber Salçası
- 1 Çay Bardağı Zeytinyağ
- 1 Tatlı Kaşığı Toz Şeker
- 1 Tatlı Kaşığı Tuz
- 2 Çay Bardağı Su
Yapılışı
- Öncelikle patlıcanları alaca (siyah-beyaz şerit olacak şekilde) soyun. İri iri doğrayın ve tuzlu suda 5-10 dk. bekletin.
- Kabak, patates, taze fasulye ve biberleri de irice doğrayın.
- Domatesleri rendeleyin.
- Soğanı piyazlık (yarım ay şeklinde), sarımsağı irice doğrayın.
- Salçayı iki çay bardağı su ile eritin, tuz, şeker ve yağıda ekleyip karıştırın.
- Patlıcanları sudan alın ve hafifçe suyunu sıkın.
- Bir tencereye, tüm sebzeleri, soğan, sarımsak ve salçalı karışımı koyun ve karıştırın.
- İlk önce harlı ateşte, suyu kaynayınca altını kısarak sebzeler yumuşayıncaya kadar pişirin. Arada suyunu çekip çekmediğini kontrol edin, çekmişse azıcık su ekleyin, sulu bir yemek olmayacak ama dibini de tutturmayın :)
Benzer Tarifler;
& Kayınvalidemin tarifi ile Etli Yaz Türlüsü11 Haziran 2008
Tavuklu Karnıyarık
İSTER TAVUKLU, İSTER KIYMALI, HER HALİ GÜZEL...
Madem, artık yemek pişirebiliyorum :) yada en azından yaptıklarım eşim tarafından beğeniliyor, blogun yemek arşivi kısmını biraz zenginleştireyim istiyorum.
Hazır yazda geldi, pasta, kurabiye, börek ne kadar az yesek o kadar iyi, hem pazarlar, marketler çok cazibeli sebzeler ile doldu, değerlendirmek lazım öyle değilmi?
Bu aralar sık sık, neredeyse gün aşırı zeytinyağlı taze fasulye pişiriyorum, bolcada bezelye. Hatta buzluğada hatırı sayılır miktarda bezelye koydum şimdiden. Önümüzdeki günlerde, barbunya, taze fasulye ve menemenlik de hazırlayacağız annemle. Hatta belki pandispanya dosyası gibi, Müge'nin buzluk dosyası bile hazırlayabilirim :) Yok, yok o kadarda değil :) Herkesin bildiği şeyleri yazacak kadarda kendini bilmez değilim.
Tavuklu karnıyarık; yazın en sevdiğim yemeklerden biri. Kıymalı yemekler ile çok aram olmadığı için, eski çalıştığım şirketteki aşçımız yapmıştı bana özel:)
O gün bugündür sık sık yapar ve bayıla bayıla yerim. Zaten ben patlıcanın her halini bayılarak yerim, kızartmasını, közlenmişini, yemeğini...
Malzemeler
- 4 Adet Orta Boy (Tombik) Patlıcan
- 3 Adet Tavuk But
- 1 Adet Domates
- 2-3 Adet Sivri Biber
- 2 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
- Sıvı Yağ (Patlıcanları kızartmak için)
- Tuz, Karabiber, Kekik ve Maydanoz
Yapılışı
- Öncelikle patlıcanları alaca şekilde (siyah-beyaz şerit olacak şekilde) soyun. Yarım saat kadar acı suyu çıkması için tuzlu suda bekletin.
- Tavukların, derilerini ve kemiklerini ayıklayın ve minik minik doğrayın.
- Bir tavaya sıvıyağı koyun ve orta ateşte patlıcanları kızartın, patlıcanları peçete serdiğiniz bir tabağa alın ve yağının çıkması için biraz bekleyin.
- Teflon bir tavada, tavukları sürekli karıştırarak kavurun. (Tavuklar ilk önce su bırakacak, daha sonra suyunu çekecektir. Suyunu çektiği sırada zeytinyağ yada sıvı yağ ekleyerek, turuncu bir hal alana kadar kavurun)
- Minik minik doğradığınız biberleri ve domatesleri tavuğa ekleyin ve 3-4 dk. daha kavurun. Tuz, karabiber, maydanoz ve kekik ekleyerek tatlandırın ve altını kapatın.
- Patlıcanların, ortasını çukur olacak şekilde açın ve hazırladığınız harcı çukurlara pay edin.
- Servis yapmadan önce, 180 derecede ısınmış fırında üzerleri kızarıncaya kadar fırınlayın ve sıcak servis yapın.
NOTLAR;
- Patlıcanı, kızartmak istemiyorsanız, fırının ızgara bölümünde közleyebilir yada üzerine çok az sıvı yağ gezdirerek fırında pişirebilirsiniz, veya kapaklı bir tavada çok az yağ ile çok kısık ateşte pişirebilirsiniz. -Senin favorin nedir? derseniz, tabiki kızartarak olanı, onun için yukarda bana göre en güzel halini yazdım.
- Karnıyarık'ı but eti yerine göğüs eti ilede yapabilirsiniz, yada yarı yarıya karışık kullanabilirsiniz. Ben göğüs etini lezzetli bulmadığım için, but kullanmayı tercih ediyorum.
- Yemeği fırına verirken yada çıkmasına yakın üzerine kaşar rendesi serpebilirsiniz, çok lezzetli oluyor.
- Yemeği aynı aşamaları kullanarak, klasik kıymalı karnıyarık olarakda pişirebilirsiniz. Bunun için Sosyete Mantısı'nda kullandığım harcı denemenizi özellikle öneririm.
10 Haziran 2008
Bezelye Yemeği
ETSİZ, SOĞANSIZ BEZELYE OLUR(MUY)MUŞ...
Evet, olurmuş. Mutfakta hiç bir şey tabu değilmiş, yemekler böyle yapılır, şu konmazsa bu yemek olmaz gibi bir şey yokmuş :) Annem, artık yemek yapmayı öğrenme zamanımın geldiğini düşündüğünde, "bütün sıcak yemekler, aşağı yukarı aynıdır" dedi. "Önce soğanları kavurursun, kıymalı yada etli yapacaksan, eti eklersin, sonra salçayı, sebzeyi, suyunu, tuzunu vs.." pişirdin gitti. Tüm sebzeler içinde, birer örnek yapmıştık birlikte. Sonrada zeytinyağlı yemekler yaptık, onlarında pişirilme sırası hemen hemen aynı idi. "Tamam, oldu bu iş, yemek yapmaya ne varmış" demiştim.
Ama öyle değilmiş, annelere nacizane tavsiyem, kızlarınıza yemek yapmayı nişanlı iken öğretin yani evleneceği erkek ve nasıl yemeklerden hoşlandığı belli olduktan sonra... Öncesi zaman kaybı :)
Benim evliliğimde, ilk altı ay "-sen yemek yapmayı bilmiyorsun, -bu yemek olmamış, -soğanlı bu, - salçası az olmuş." gibi cümleler ile geçti, özene bezene yaptığım yemekleri oturup, tek başıma yedim. Baktım böyle olmuyor, ev ve eş şartlarına uyumlu yemekler üretmeye başladım, şimdi "sen artık oldun, yaradı sana bu blog işi, aferin çok güzel olmuş" cümlelerini duyuyorum :)
Artık, tüm sıcak sebze yemeklerini soğansız pişiriyorum, eksiği azıcık şeker ile kapatıyorum, sebzeleri (patates yemeğinde bile) mutlaka kavuruyorum, biber salçasını ve bir-iki diş sarımsağıda ekledimmi, ortaya gayet lezzetli yemekler çıkıyor.
Sizde, yemeklerde soğandan hoşlanmıyorsanız yada "soğan iyi güzelde doğradıktan sonra elimden kokusu gitmiyor" diyenlerdenseniz, kesinlikle öneririm.
Malzemeler
- 3 Su Bardağı Bezelye (ayıklanmış)
- 1 Su Bardağı Patates (minik minik doğranmış)
- 1/2 Su Bardağı Havuç (minik minik doğranmış)
- 1 Yemek Kaşığı Domates Salçası
- 1 Yemek Kaşığı Biber Salçası
- 1 Çay Bardağı Zeytinyağ
- 2 Diş Sarımsak (iri iri doğranmış)
- 2 Adet Kesme Şeker
- 3 Su Bardağı Su
- 1 Adet Bulyon (isteğe bağlı)
Yapılışı
- Zeytinyağını orta ateşte ısıtın, havuçları ve sarımsakları ekleyip, havuçlar hafifçe sararana kadar 1-2 dk. kavurun. Salçaları ekleyin ve karıştırmaya devam edin. (Bu aşamada 1-2 yemek kaşığı su eklerseniz, salçanın top top görüntüsü gidip krema gibi bir kıvama ulaşır)
- Bezelyeleri ekleyin ve 3-4 dk. sürekli karıştırarak kavurun. Patatesleri ekleyin ve 1-2 dk. daha kavurun.
- Kaynar suyu, şekeri, bulyonu ekleyin (bulyon koymayacaksanız, tuz ekleyin) ocağın altını kısın ve 25-30 dk. bezelyeler yumuşayıncaya kadar pişirin.
& Bezelyeyi taze değilde, dondurulmuş olarak kullanacaksanız, ilk önce 1-2 dk. kaynatıp süzün. Bu şekilde, buzluk kokusu gitmiş olur.
& Tariflerde, orta boy havuç, patates gibi tanımlamalardan çok hoşlanmıyorum. Orta boy biraz göreceli bir kavram bana göre :) Bu nedenle, Havuçlu Kek'te olduğu gibi, sebzeleri hazırladıktan sonra su bardağı ile ölçtüm.
05 Mart 2008
Çıtır Kase içinde Et Sote
ÇOK AMAÇLI CİPS HAMURU :)
Başlık bütün yazıda anlatmak istediğimin kısa bir özeti, Hafta sonu misafirlerim için, çok abartıya kaçmadan, çorba, ana yemek ve pilavdan oluşan bir menu hazırlamak istedim.
Çok fazla çeşidin olduğu sofralarda nezaketende olsa her çeşidin tadına bakıldığı için, tatlar birbirine karışır gibi gelir bana. Lezzetli ama az çeşit olan sofralardan daha çok keyif alırım. Menu için bir hafta boyunca düşündüm :) Aklımda fikirler uçuşup, sürekli yer değiştirdi. Sonunda sade bir et sote yapmaya ve yemeği farklı bir şekilde sunmaya karar verdim.
Lezzet dergisinin eki; Güzel Şeyler'de yer alan "Çıtır kase içinde sebzeli et" tarifindeki çıtır kaseyi yaptım.
Tarifte; hamurdan bir kase hazırlanmış ve yemek içine doldurularak servis edilmişti. Ben aynı ölçüler ile yedi kase yaptım.
Sonuç, beklediğimden çok daha güzeldi. İçindeki malzemeler nedeniyle, lezzetli bir hamur olacağını tahmin ediyordum ama ev yapımı bir cips elde edeceğimi hiç düşünmemiştim.
Bu tarifi kullanarak; hamuru, bir dahaki sefere incecik açıp, kalıpla keserek, fırında kızartıp cipsler yapacağım. Salatalara süs olarak kullanmak yada atıştırmak için.
HAMUR KASESİ İÇİN;
Malzemeler
- 2 Su Bardağı Un
- 1 Çay Bardağı Su
- 1/2 Çay Bardağı Zeytinyağ
- 7-8 Dal Dereotu
- 1 Tatlı Kaşığı Toz Kırmızı Biber
- 2 Çay Kaşığı Tuz
- 1 Yemek Kaşığı Çörek Otu
- 1 Yemek Kaşığı Susam
- 1 Yumurta Sarısı
ET SOTE İÇİN;
Malzemeler
- 1 Kg. Dana Eti
- 2 Orta Boy Domates
- 1/2 Yemek Kaşığı Domates Salçası
- Kekik, Tuz
HAMUR KASESİ
Yapılışı
- Öncelikle hamur malzemelerinin hepsini karıştırarak, kulak memesinden biraz daha sert olacak şekilde bir hamur yoğurun. Tuzu damak zevkinize göre azar azar ekleyin. Kullandığımız unlarda kıvam açısından farklılık gösterebileceği için, unuda azar azar ekleyin. Hamuru, yarım saat kadar dinlendirin. Fırına dayanıklı kaselerin dış kısmını katı yağ ile yağlayın ve hamuru oklava ile açarak kaselerin üzerine sıvayın. (Ben büyük kaseler elde etmek istediğim için, hamur ile mini tart kalıplarımın dışını kapladım, siz daha minik kaseler yapmak isterseniz, kalıbınızın iç kısmını kullanabilirsiniz) Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 30-35 dk. hamurların üzeri kızarıncaya kadar pişirin.
ET SOTE
Yapılışı
- Kuşbaşı doğranmış olan etlerinizi güzelce yıkayın. Suyunu çok süzmeden, bir tencereye alın. Yarım çay bardağı sıvı yağ ekleyin ve kısık ateşte pişirmeye başlayın. Arada karıştırarak ve suyunu kontrol ederek (etler pişmemiş ama suyunu çekmiş ise 1 çay bardağı kadar kaynar su ekleyin, bu işlemi et pişene kadar tekrar edin) pişirin. Et pişerken üzerinde oluşan köpüğü bir kaşık ile alarak, atın.
- Etleriniz pişince, bir kevgir yardımı ile temiz bir tencereye alın, 1 çay bardağı sıvı yağ ile orta ateşte karıştırarak kızartın. Domates rendesi, ve salçayı ekleyip, domateslerin çiğ tadı gidene kadar pişirin. Altını kapatıp, tuz ve kekik ekleyin.
- Hem hamur kaseleriniz, hemde et sote soğuyunca, yemeği hamur kaselerinin içine paylaştırın. Servis etmeden önce üzerine biraz kaşar serpin ve 200 derece fırında ısıtın. Sıcak servis yapın.
29 Kasım 2007
Lahana ve Yaprak Sarması
HER DAMAK TADINA UYGUN SARMA...
Blogumda fazla ana yemek yer almamasının nedenlerinden biride sevgili kayınvalidem biliyorsunuz. Sağolsun, ailedeki tüm bireylerin damak tadına uygun şekilde yemek pişirir. Bildiğimiz bir köfte harcından, maydanoz yemeyenler, biber yemeyenler, soğan yemeyenler diye ayırıp, herkes için ayrı ayrı hazırlar. Aynı şekilde sofrada her zaman 3-4 çeşit salata olur, kimisi biber yemez, kimisi havuç, kimisi soğan vs.. vs.. liste uzar gider. Ben yemek seçmenin yasak olduğu bir ailede büyüdüğüm içinde açıkçası eşim ve kardeşlerinin bu tavırları bana çok şımarıkça gelir, üzülürüm kayınvalidem için.
Hiç unutmam, çok küçükken bir gün sofrada yemek yiyoruz ve kardeşim, arnavut ciğerini sevmiyor, sevmemek ne kelime yutamıyor zavallı:( Birden sofrada ağlamaya başladı, Babam "Ne oldu ?" deyince "Yutamıyorum" demişti. Babam da "O zaman ablanında seninde bir yemek yememe hakkınız var, sen seçimini ciğer'den yana yaptın" demişti. Bende illa bir şey seçeceğim ya "Pırasa" demiştim. Şimdi babama çok teşekkür ediyorum her fırsatta iyiki bizi böyle yetiştirmiş, girdiğim her ortamda rahatlıkla her yemeği yer ve de tadının, tuzunun damak zevkime uygun olması dışında başka bir şart aramam.
Lahana ve yaprak sarması da yine kayınvalidemin herkesin zevkine göre ayrı ayrı pişirdiği yemeklerden. Eşim yemeğin içinde et sevmediği için, bir kısmını etsiz, eşi etli sevdiği için bir kısmını kıymalı , bir kısmını da tencerenin altına çorbalık kemikler koyarak yapıyor sarmayı. Ben tüm tencerelerden de ziyadesiyle yiyorum tahmin edeceğiniz gibi :) Şimdi sizlerle paylaşacağım tarif etsiz olarak hazırlanan dolma harcı.
Siz isterseniz bu şekilde (ki mükemmel oluyor) yada tencerenin altına kemik parçaları dizerek, yada bu ölçülerdeki malzemeye 200 gr. kadar kıyma koyarak hazırlayabilirsiniz dolmalarınızı. Hepsini de severek yiyen biri olarak ayrım yapamadan öneririm.
Malzemeler
- 4 Su Bardağı Pirinç
- 3 Orta Boy Domates
- 1 Orta Boy Soğan
- 1 Orta Boy Kırmızı Biber
- 5 Adet Sivri Biber
- 5-10 Dal Maydanoz
- 2 Yemek Kaşığı (Tepeleme) Kuru Nane
- 1 Yemek Kaşığı (Silme) Karabiber
- 2 Yemek Kaşığı (Tepeleme) Biber Salçası
- 1,5 Yemek Kaşığı (Tepeleme) Domates Salçası
- 1,5 Su Bardağı Sıvı Yağ
- Tuz
Yapılışı
- Domates, soğan, kırmızı biber, sivri biber, maydanozu birlikte robotta püre haline gelinceye kadar çekin. Pirinci ve diğer malzemeleri ekleyin. Kaşıkla karıştırarak malzemelerin iyice karışmasını sağlayın.
Beyaz Lahana ve Kara Lahana Sarması yapmak için;
- Bir tencereye bol miktarda su (makarna haşlayacak gibi) koyun ve 1 yemek kaşığı toz şeker ekleyin. Su kaynayınca, yapraklara ayırıp yıkadığınız lahanalardan 5-6 yaprak kaynar suya atın ve 1-2 dk. kaynatın. Fazla yumuşamadan hemen çıkarın ve lahana bitene kadar işlemi tekrarlayın.
- Lahananın uç kısmına 1 yada 2 yemek kaşığı kadar (göz kararı) harçtan koyup, önce iki yanından içeri kıvırın, sonrada başından ucuna kadar yuvarlayarak rulo yapın. (Sigara böreği sarar gibi)
- Tencereye bitişik olarak, ama çokda sıkıştırmadan dizin. Üzerini geçmeyecek kadar su koyun, önce normal ateşte, kaynayınca altını kısarak, kısık ateşte lahanalar ve pirinçler pişinceye kadar pişirin.
Yaprak Sarması yapmak için;
- Temizleyip, bir poşete koyduğunuz yaprakları derin dondurucuya koyun. Kullanmak istediğiniz zaman çıkarıp, çözülmesini bekleyin. Maydanoz ve nane'yi buzluktan çıkarttığımız zaman oluşan yosunumsu kıvam normalde hoşumuza gitmez. Ama yaprak sarması için bu özelliği olumlu olarak kullanıyoruz:) Çözülünce yumuşayan yapraklar, kaynatmadan ve böylelikle vitamini lezzeti kaybolmadan kolaylıkla sarılabiliyor.
- Buzlukta yaprağınız yoksa ve siz aynı gün sarma yapmak istiyorsanız, lahana sarmasındaki kaynatma işlemini yapmalısınız. Sarma, dizme ve pişirme şekli de lahana sarması ile aynı.
08 Ekim 2007
İftar Sofrası 2007 - (6)
2007'nin SON İFTAR SOFRALARINDAN...
Ramazan ayının sona ermesine sadece bir kaç gün kaldı, içimde sonuna gelmiş olmanın hüznü olmakla birlikte, evli olarak geçirdiğimiz bu ilk Ramazan ayını dolu dolu yaşamış olmanın verdiği huzurlu bir mutluluk var. Hayallerimdeki sofraları kurdum , bazen eşimle baş başa bazende dostlarımızla ama hep sevdiklerimle bir arada mutlu iftar sofralarına konuk oldum. Kısacası bu Ramazan ben çok mutlu oldum. Bu sofralardan bazılarını sizlerle paylaştım, çok daha fazlasını ise kimi zaman iftar telaşından resimleyemediğimiz için yayınlayamadım.
Ramazan başlamadan günleri kararlaştırılmış iftar davetlerimiz vardı, pazar günü bunlardan birini gerçekleştirdik. Eşimin dayısı ve ailesini, kayınvalidemler ile birlikte iftara aldık.
Bu iftarda her zaman olduğu gibi kendim hazırlanmak, az çeşitle de olsa kendi yaptığım yemekler ile soframızı kurmak istemiştim. Ama benim gökyüzündeki meleklerin, yeryüzüne yansımış hali olduğunu düşündüğüm kayınvalidem, son zamanlarda sürekli misafir ağırladığım için çok yorulduğumu ve ana yemekleri kendisi yapmak istediğini söyledi. Bana sadece, sofrayı kurmak ve pilav ile ekmeği pişirmek kaldı. Böylelikle kayınvalidem, kendi evimizde bizi ağırlamış oldu.
İftar Soframızdakiler;
- İftariyelikler
- Mevsim Salata
- Domatesli Şehriye Çorbası
- Etli Yaprak Sarması
- Patatesli Taze Fasulye
- Etli Yaz Türlüsü
- Sade Pirinç Pilavı
- Şam İşi Tatlısı
- Truf
Yaz Türlüsü'nü kısaca anlatmam gerekirse; patlıcan, patates ve sivri biberler kızartılarak fırın tepsisine yayılıyor. 1-2 dk. haşlanmış bezelyeler ve domates ekleniyor. Önceden biraz su ile pişirip, çok az yağ ile kızarttığımız etler ekleniyor ve üzerine salçalı su gezdiriliyor. Malzemelerin hepsi pişmiş olduğundan, sadece lezzetlerinin kaynaşması için 10-15 dk. fırınlanıyor. Hatta 5 dk.da fırının sadece ızgara bölümünü açıp üzerini kızartırsanız enfes bir tat elde ediyorsunuz.
Nagehan Anne, Taze Fasulye yemeğine mutlaka patates, bolca karabiber ve sivri biber de ekliyor. Her zaman olduğu gibi salçayı ve pul biberi de hakkını vererek kullanıyor :) Bu şekilde denemenizi de öneririm.
Yaprak Sarması ise, Nagehan annemin kendi usulüne göre yaptığı ve her zaman istek alan bir yemeği. Asma yapraklarını bol miktarda alıp, temizleyerek derin dondurucuda saklıyor ve çıkarttığında haşlamadan sarıyor. Derin dondurucuya maydanoz yada nane koyduğumuzda çıkarınca yosun kıvamında bir görüntüsü olur ve sadece köfte ve çorba gibi yemeklerde kullanırız ya, işte kayınvalidem bu olumsuzluğu yaprak sarmak için olumlu bir özellik haline getirmiş :)
Bu kadar güzel çeşidin yanına mutlaka ev yapımı bir pide yada ekmek yakışır diye düşündüm. Ekmek makinam henüz çok yeni ve bu benim 3. ekmeğim:) Sandviç Ekmeği programını ve malzemelerini kullanarak pişirdim ve şiddetle öneririm. Yanında hiç bir şey olmadan sadece zeytinyağa banarak bile yenebilecek bir ekmek. Ertesi gün kalan 2 dilimi küçük kareler halinde kesip, biraz sıvıyağ ile kızarttım, çorbanın üzerine kıtır ekmek olsun diye. İnanılmaz lezzetli oldular, cips gibi...
10 Temmuz 2007
İzmir Köfte
DOMATES SOSU YATAĞINDA KEYİF YAPAN KÖFTELER...
Eminim bu yemeği lokantada yiyecek olsaydık, mönüyü elimize aldığımızda bu tarz bir isimle karşılaşırdık.
Hatta daha da uzun. "Çeşnili domates sosu yatağında, patates ve sos ile süslenmiş, baharatlı köfteler" gibi... :)
Ama biz süper bayanlar, eşlerimiz "ne yemek yaptın bu akşam?" diye sorduğunda, sadece "Hiiç, İzmir Köfte" diyoruz.
İzmir köfte benim köfte yemekleri içinde en sevdiğimdir, sosuna taze ekmeği bandırarak yemek ise apayrı bir keyif.
Yemeği yapmaya başlarken aslında köfteleri çanak şeklinde yapıp, sadece üstüne patates rendesi koyacaktım ama gerçek bir patates sever olan eşime bu kadarı yetmeyecekti. Bende her köftenin altına bir dilim patates koydum.
Birde bu yemeğin köftelerin üzerinde kavrulmuş ıspanak olanını yemiştim ki kesinlikle tavsiye ederim, ama eşim ıspanak yemediği için bu fikirde olamadı, hatta rendelediğim patatesi yeşil gıda boyası ile renklendirsem nasıl olur acaba diye düşündüm, sonuç olarak daldan dala uçuşan onlarca fikir sadece aklımda kaldı ve ortaya klasik İzmir Köfte çıktı...
Malzemeler
Köfte için;
- 500 Gr. Köftelik Kıyma
- 1 Orta Boy Soğan
- 1 Su Bardağı Çekilmiş Bayat Ekmek
- 1 Adet Yumurta
- 2 Yemek Kaşığı Domates Rendesi
- 1 Adet Sivri Biber
- Maydanoz
- Karabiber - Tuz
- 1 Tatlı Kaşığı Karbonat
- Köfte Baharı - Kimyon - Nane
Sosu için;
- 4 Orta Boy Domates (Rendelenmiş)
- 1 Çay Kaşığı Tuz
- 1 Çay Kaşığı Şeker
- 1 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
- 1 Çay Kaşığı Kekik
- 1 Paket Toz Bulyon
Yapılışı
- Kıyma hariç diğer malzemeleri robotta özleşene kadar çekin. Kıymayı ekleyip elinizle yoğurarak, köfteleri hazırlayıp büyükçe yuvarlaklar yapın. İster fırının ızgarasında isterseniz çok az yağ ile teflon tavada kızartın.
- Ayrı bir tenceredede domates sosunu (domatesin çiğ tadı gidene kadar, yaklaşık 20-25 dk.) pişirin.
- Bir borcama kalınca doğradığınız patates dilimlerini ve üzerine de köfteleri dizin.
- Çiğ patatesi rendeleyerek, biraz tuz ile karıştırın ve çok az yağ ile bir teflon tavada 1-2 dk. patatesler yumuşayıncaya kadar kavurun.
- Patates rendesinden köftelerin üzerine birer tutam koyun.
- Domates sosundan birer kaşık her birinin üzerine gezdirin ve kalan sosu borcama dökün. (Sos gözünüze az görünürse biraz kaynar su ve salça ile çoğaltabilirsiniz)
- 190-200 derecede önceden ısıtılmış fırında, patatesler yumuşayıncaya kadar pişirin. Köfteler ve rende patates, nemli ve yumuşak olsun isterseniz, pişme sırasında ara ara borcamdaki sostan kaşıkla yemeğin üzerinde gezdirin.
- Fırını kapatınca, üzerlerine ince bir dilim kaşar da koyabilirsiniz, ben genellikle koyuyorum, çok güzel oluyor.