23 nisan haftasını Adapazarı’nda geçirdik.
Tibet’in Kocaannesi, Bayay (Bahar) ve Hasan’ıyla
(benim teyzem, kuzenim ve eniştem).
Bücür pek bir mutluydu. O mutlu olmasında ben mi olayım?
Sanki onunla yaşıtmış gibi oynayan 3 yetişkin olunca çevresinde, tabiri caizse kudurdu bizimki :)
Ona baktıkça mutlu oldum ve hatta çocuk olasım geldi :)
Bu da 23 Nisan öncesi onunla yaşanan iki diyalog:
• Kendisine yaptığı tatlıdan ikram eden teyzesine:
Teşettüyim (teşekkür ederim) bir yandan hayır anlamında elini sallıyor.
• Bu aralar beyefendiye dediğimiz herhangi bir şeyi yaptırmak pek mümkün olmuyor. Geçen akşamlardan birinde nereden bulmuşsa büyük bavulu bulmuş, salonun ortasına getirmiş, oyuncak sepetindeki bütün oyuncaklarını ona doldurmuş, sonra da hepsini salonun ortasına öylece bırakmış. Yetmeyip üstüne arabasına yönelmeye kalkınca, duruma müdahale etsem iyi olacak dedim.
- Bunları ortadan kaldırmadan arabanı getiremezsin bücür. Önce bunlar kalkacak, sonra arabayla oynanacak!
- Ama anneee, toplamiyayiiimmm :(
- Çabuk topla, yoksa oyuncaklarını ben kaldırırım, bir daha da kaldırdığım yerden indirmem. Sen bilirsin!
- Ama anneeee! Benim kuvvetim yok kiiii! Ben daha çok küçüğüümm!!!
- ????!!!!
yok yaaa! Buraya getirip dağıtacak kuvvetin var ama toplayacak kuvvetin yok öyle mi? Seni gidi seniii! Topla çabuk, beni kandıracak bu bücür haliyle bi de :))))))))