Önümüz bayram. Bu yüzden yöresel çörek / kurabiye tariflerine kısa bir ara veriyorum. Annemin bayram yaklaşırken temizlik dışında iki hazırlığı daha vardır: biri gelene gidene ikram edilecek koca tencereler dolusu sarma, tabii bir de bayram tatlısı. Önce tatlı konusuna değineyim, Facebook'ta Narince grubunda 3-4 Ağustos günlerinde bayram tatları etkinliğimize bekleriz efenim. Hepsi birbirinden marifetli blogger arkadaşlarım bayramda hangi tatlıyı yapsam sorunsalına birbirinden nefis çözümler sunacaklar, kaçırmayın.
Benim bu bayram için sarma önerim fasülye yaprağı sarması olacak sizlere. Taze taze fasülye yapraklarının tam mevsimindeyiz. Misafirlerinizi ne asmaya, ne pazıya benzeyen bu tatla tanıştırabilirsiniz. İnceden bir ekşisi var, hafiften bir çıtırlığı da, koyuca süzme yoğurt sosu, -sarımsaksız- üzerine de hafifçe yanmış tereyağı pek yakışıyor.
Fasülye yaprağı pek narin ve de tüylü hafiften. Kayısıya, şeftaliye dokunamam diyenlerin harcı değil yani. Önce yıkayıp sonra da derin bir kapta bekleyen yaprakların üzerine kaynar suyu boca ediniz, ters yüz edip her taraflarının suyla temasını sağladıktan sonra hemen sudan çıkarıp çok soğuk suya alınız, bir yandan da çeşmenin altında tutunuz ki yapraklar pişmeye devam etmesin. - Nette araştırdığımda hiç haşlamadan saranlar gördüm ama hiç yumuşamamış yaprağı sararken zorlanmadılar mı merak ettim doğrusu. Çıt diye kırılıveriyor çünkü bu şekilde. -
İçini her zaman kullandığım etli dolma harcı ile doldurdum ama; etsiz olaraktan :) Malatya usülü yoğurtlu pişen kiraz yaprağı sarması yemiştim daha evvel. Fasülye yaprağı da aynı usül pişirilebilir. Ben tercih etmedim. Yoğurtlusunu sevmediğimden değil ha, paşa gönlüm öyle istediğinden. Az su ile kontrol ede kısık ateşte pişiriniz. Pişince de bir güzel sarıp sarmalayın dinlensin, sıcak soğuk her türlü güzel, denemeye değer.
Pişmeden önceki rengin güzelliğine baksanıza bir de...