40.ay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
40.ay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Mayıs 2014 Çarşamba

fazlamı abarttık ne?


akşam dila' yı alırken güne dair bir anekdot paylaştı öğretmeni..

bir arkadaşı yeni suluğunu getirmiş okula..
dila kıza yanaşmış..
- nisa bizim paramız bitti, bana da alır mısın bu suluktan
demiş..
öğretmeni yüz ifadesinin çok komik olduğunu söyledi.. 
çok ciddiymiş
:)
tahmin edebiliyorum..


çok küçükken başladık bu tutumlu olma eğitimine..
marketlerde, pazarlarda "ama annneee istiyorum" diye bağıran çocuklardan olmasın diye sınırlı miktarda paramız olduğunu öğrettik..
çoğu yerde işe yaradı.. 
tutturduğu oldu tabi, ama kararlı durunca çok ısrar etmedi..

şimdi kendisi diyor..
- anne sadece bir tane çikolata alabilirim değil mi?

oyuncak reyonunun önünde durup, bir tanesini gösterip 
- anne kumbarama para atalım, biriksin biriksin sonra gelip bunu alalım tamam mı?
gibi söylemleri oluyor..

geçen akşam carrefoursa' nın insert dergisini alıp babasına götürdü..
- babacım bak burda üç beş yazıyor..bende üçbucuk yaşındayım ya..
dedi bisikletleri göstererek..
- babacım maaşını alınca bana bundan alır mısın, ama barbili olandan.. he.. olur mu babacım..
:)


aslında sadece parasal mevzularda değil ev içi enerji kullanımında da çok düşünceli..
çeşmeyi işi bitince hemen kapatır..
çıktığı odanın ışığını mutlaka kapatır, hatta biz unutursak fırçasını atar..
:)

aslında paranın ne olduğunu, nasıl kazanıldığını ve nasıl harcanması gerektiğini öğrendiği için memnunum.. 
ama ne bileyim akşam öğretmeni öyle anlatınca üzüldüm biraz..
kendini eksik hissetmiş gibi geldi bana..

siz ne dersiniz, yanlış birşey mi yaptık.. 

12 Mayıs 2014 Pazartesi

benim annem güzel annem..


27 aralıkta gittiğimizde 3 ocağa randevu aldık…. O akşam kızıma ördüğüm hırkanın patiğini bitirmeye çalıştım.. ama çok belim ağrıyordu bıraktım..( hala tek patik  ) saat 1 gibi uyudum.. saat 3te tuvalete kalktım.. sildiğimde pembe bir sıvı geldiğini gördüm.. elim ayağım titremeye başladı.. eşimi uyandırmadan doktoru arayım dedim.. ama eşim hemen noldu diye uyandı.. doktor doğum başlamış olabilir dedi. Sabah gelin.. sabahı zor ettim tabi ben.. saat yedi de duşumu almış ve çantamı hazırlamış olarak bekliyordum arabanın gelmesini.. gittik.. hemen nst ye soktular.. çok az sancı çıkıyordu.. açılmam hiç yoktu.. doktorum daha var bekleyelim dedi..


ama ben artık beklemek istemiyordum.. anladı zaten yüzümden.. tahlillerim daha önceden yapılmıştı.. iyi bugün alalım dedi.. hemen gerekli evrakları doldurduk.. odamıza geçtik.. sondamı taktılar.. beklemeye başladık.. saat 11 de sedyeyle hasta bakıcılar geldi.. nasıl yani, bu kadar erken mi? Dedim.. güldüler.. eşim ve ablamla vedalaştık.. ameliyathaneye aldılar beni.. çok ama çok soğuk bi yerdi.. ellerim, ayaklarım, bütün vucudum titriyordu.. doktorum geldi. Sakinleştirmeye çalıştı beni.. ne mümkün.. genel mi epudural mı dedi.. tabi ki epudural dedim..önce ben görücem kızımı.. 



anestezi uzmanı geldi.. iğnemi yaptı.. sağolsun hiç bırakmadı elimi.. çok rahattım.. dualar okuyordum.. aslında epeyde şaşkındım.. sonra bi ağlama duydum.. minik, kara bi böcük koydular yanıma.. simsiyah saçlı, tüylü, kapkara bi böcük.. allahım dedim.. sen ne büyüksün.. uzun parmaklarıyla parmağımı tutuyordu.. ağzım kulaklarımdaydı.. alıp temizlediler.. giydirip getirdiler.. bilmiş bilmiş etrafına bakıyordu.. dikişlerim yapılırken ben onu büyük bir hayranlıkla izliyordum.. hasta bakıcı size hiç benzemiyor dedi.. evet dedim aynı babası.. çirkin..  


28 aralık 2010.. yılbaşını beklemeden gelmişti minişim..o kadar şaşkındım ki sürekli gülüyordum...çenem ağrıdı gülümsemekten.. ama imkanı yok kapatamıyorum ağzımı.. ameliyathane kapısında eşim ve ablam bekliyordu beni.. ben yine deli gibi gülümsüyordum.. 
2 gün sonra evimize geldik.. o anı hiç birşeye değişmem.. hala gözlerim doluyor, hatırladıkça.. evimizin kapısından kızımla girdim.. ona önce odasını gösterdim gözyaşlarımla.. ablamda ağlıyordu, eşimde.. evet olmuştu.. kömür prensesim hiç olmadığı bir masala başrol olarak renk katmıştı artık..allahıma ne kadar şükretsem az.. Allah bütün bebek isteyen arkadaşlarıma nasip etsin bu duyguyu.. onun bir kahkahası bir ömre bedelmiş.. ve insan kendi çocuğunu gerçekten çok ama çok farklı severmiş…..

( diloşun günlüğünden..) 

anneler günümüz kutlu olsun..

5 Mayıs 2014 Pazartesi

haftasonu kaçamağı..


hafta sonu eşimin doğup büyüdüğü balıkesir' in şipşirin ilçesi balya' dakdık..
yemekteyiz programının anonslarına benzedi :)
ama öyle...
şirin yani..

 köy gibisi yok gerçekten..
mis gibi bir hava..
yeşilin her tonu..

 gökyüzü alabildiğine mavi ve kocaman..
manzarayı bozacak koca koca binalar yok..
uçurtmayı uçuracak bir yer aramana gerek yok..
çık kapının önüne salıver ipini..

ata binmek bedava..
öyle yarım saati bilmem kaç para değil..
hem de en orjinalinden..

tüm börtü böcek gözünün önünde.. 
kendi ortamında ..
duyusal havuzla uğraşmaya gerek yok...


aslında çiçek kopartmak yasak..
ama burda bol bol olunca..
boşverdik kuralları..

yediğimiz mis kokulu köy ekmeklerini..
bahçeden toplanmış ıspanakların için kırılan tazecik yumurtanın lezzetini..
bayıla bayıla içilen cemile' nin sütünü hiç anlatmıyorum :)

mutlu haftalar..

28 Nisan 2014 Pazartesi

uyku ritüeli


dila 4 aylıktı odasını ayırdığımda.. 
etraftan gelen "daha çok küçük" " ağlar sesini duymazsın" " uykun çok ağır çocuk ağlamaktan katılır" korkutmalarına kulak asmadım.. 
ağlamasını bırakın sağdan sola dönse duyuyordum.
hala da öyle..
e anneyim ben..

ayağımda hiç sallamadım..
ama ben sallamadım :)
bakıcımız salladı, teyzemiz salladı..
ona rağmen hiç alışmadı yavrucağım..

4 aylıktan 1 yaşına kadar beşiğine yatırıp sütünü içirdikten sonra kendi kendine dalıyordu uykuya..
ama ne zaman ki beşiğinde dikilmeyi öğrendi işte o zaman başladı işkence..
ağlamalar, yatırdıktan hemen sonra kalkıp ayakta tepinmeler..
çok fenaydı çok..
işte o süreçte başladı bizim uyku eğitimimiz - o da nasıl bir tabirse işte-
sütünü içir..kitabını oku.. biraz seviş.. sonra hadi iyi uykular..
:) 
ilk üç şık tamam.. ama dördüncü şıkkı geçmek öyle kolay olmadı..
bir buçuk saat karanlıkta,beşiğin parmaklıklarının arasından kolumu uzatıp öylece durduğumu bilirim..
parmağım ayrılsa ağlamaya başlıyordu..
ama inatla devam ettim..
yavaş yavaş bu süre azaldı..


2 yaşında geldiğinde herşey yoluna girmişken birden rahat battı bana 
:)
emzik ve biberon bıraktırma çalışmaları..
emziği bıraktığımız ilk 2 akşam kabus gibiydi..
bu konuyla ilgili yazım için tık tık
ama yine ben inatla aynı sırayı uygulamaya çalıştım..
1 hafta sonunda kısmen oturmuştu..

bir süre sonra bu üçlü birleşime bir madde daha ekledik.. 
dua..
o konuyu da sonra irdeleriz..


uyku öncesi bizim için 20 dk. falan sürüyor.. 
sonrası dila hanımın keyfine kalmış..
bazen hemen uyuyor..
bazen bir iki mızıldıyor..
susuyor..
çişi geliyor..
bebesini beğenmeyip değiştiriyor..
ışığın dozajını beğenmeyip ayarlattırıyor..
ama en sonunda pes ediyor..
bu süreçte ortalama 10 dk..

bu tip ayar çekmelerde kararlı olmak önemli..
bana gösterdiği yumuşak başlılığı babasına göstermiyor mesela..
onunla uykuya biraz daha hırçın geçiyor..
daha küsmeli, daha ağlamalı..
babamız biraz yumuşak mizaçlı olduğundan sanırım..

her yaptığımız gibi uyku meselesi de onların iyiliği ve sağlığı için..
çok can sıkıcı hale getirtmeden bir düzene oturtmak şart..

hayırlı haftalar..