Merhaba Arkadaşlar,
Bu kış da daha önce ki kışlar gibi okumaya programladım kendimi...
İş ,ev ,çocuk derken pek fırsat bulamasam da gayret ediyorum, o da bana yetiyor. Genellikle yatmadan önce uykum gelene kadar, sayfa sayısı bu durumda değişkenlik gösteriyor :) okuyorum. Sabahları ise serviste iki tombul arkadaşımın ortasında kollarımı kıpırdatmadan okumaya çalışıyorum :)) Virajlarda inanılmaz zor oluyor ikisi arasında sıkışıp, elimdeki kitabı düşürmemeye çalışmak... Okumak için şartları zorluyorum anlayacağız...Pek elimde kahvem ya da çayım kitap başına geçemiyorum ama elden gelen budur sağlık olsun :))
Genellikle kış başında, bir de yaz başında elimdeki kitap listemi günceller ve toplu sipariş vermeye çalışırım .Alırken çeşitli kampanyalardan da faydalanmış oluyorum bu durumda. Genel de kitapyurdu nu kullanıyorum ama son siparişimde epey bir üzdüler beni...Yeni sipariş için biraz düşüneceğim !!
Sarah Jio ile tanışmak blog dostlarım sayesinde oldu. İyi ki de tanışmışız...
İlk kitabı Mart Menekşelerini elimden düşürmeden okudum diye bilirim, kış başında... Yağmur Sonrası ise yine çok güzel bir hikaye ile beni içine aldı . Olayın anlatıldığı zamana çekebildi.
Son kitap Böğürtlen Kışı ise henüz başlamama rağmen heyecan ve merakla okutuyor kendisini... Yalnız bu kitap ile ilgili bazı şüphelerim var kitap bitmeden anlayamayacağım için, yorumlamak sizleri etkilemek istemiyorum.
Bu kitaplardan ise; Kardeşimin Hikayesi ve Melekler Korusun-u okudum.
Kardeşimin Hikayesi ; güzel ve ters köşe bir Zülfü Livaneli eseri olmuş.Başlarda biraz sıkılmış olsam da sonlara doğru ilgiyle okudum.
Melekler Korusun a gelince ; bir çok okur için çerez bir kitap olduğunu düşünüyorum.Yeni başlayanlar için bir sürükleyici bir film edasıyla okunabilir :)
Diğerleri de Böğürtlen Kışının bitmesini bekliyor,kitaplığımdan göz kırpıyorlar bana...
İyi haftalar dilerim.
sevgiler
nehircce