Günün atasözü bu. Bunu söyleyen ata, ben oluyorum. Gelecek nesillere şimdiden duyurulur.
Dün yağmur yağan ve üzerimdeki montu bana ince buldurtan bu hava değil miydi yahu? Halbüsü bugün günlük güneşlik, mükemmel bu hava. Bakınız cadde cıvıl cıvıl. Düne aldanarak giydiğim mont çok kalın gelmez mi, hatta elimde tuttuğum atkı komik olmaz mı bu havada?
O zaman bende hepsini arabada bırakırım ve la la laaaaa, caddede yürüyüş, en süperinden.
Bütün kış alışverişi pek istemeyen bünye, hipnotize olmuş gibi gidiyor çiçekli elbiselere doğru. Yoooo hayır kısa bir süre sonra bunları dikebiliyor olacağım, beklesin beni güneşli havalar.
Önümde giden yaşlı hanımın sırtında (afedersiniz ben ismini böyle biliyorum :) osuruk böceği var. İçimden ayyy diyip silkelemek gelse de boşverdim. Dokunmak istemedi canım böcüklere. Gülümsedim ve geçtim :)
Ölünce osuruk gibi kokuyorlarmış ve adı ondan böyleymiş galiba. Ya da biri beni kekledi ve hala öyle hatırlıyorum. (kesin bu biri, abimdir)
Bu arada arabayı park ettiğim yere İsparkcı amca geldi. Bende ben hep buraya park ediyorum, daha önce istememiştiniz dedim. Demek daha önce park ettiniiiizzzz, dedi. Noluyor ki, niye böyle dedi şimdi?
Evet, neden, diye sorduğumda da, kara listeye bakayim plakanız var mı dedi. Ceza sorgulamadan bahsediyorsanız oraya baktım, herhangi bir cezam yok dedim. (İstanbullu arkideşler, link veremedim çünkü link arızalı, ispark ceza sorgulama diye aratın ve plakanıza bakın lütfen) İçimden de saydırıyorum, nerden bilicez keyfen o listede olmadığımızı?
Yook dedi bu arkadaş, o büyükşehirin cezası, bu da Kadıköy' ün kara listesi, ben ona bakıcam, dedi.
Bende bak bakalım diyip, gittim.
Bu ceza yasal mı diye araştırıcam.
Herneyse aşımı oldum (alerji tedavisi oluyorum da) ve yürümeye devam ettim.
Parfüm kullanmayı çok seven ve sırf parfüm sıkmadı diye eve geri dönüp parfüm sıkmak için işe geç kalan bu bünye 1 aydır parfümsüz canlarım. Vaaah vaaaah dediğinizi duyar gibi oluyorum. Çok haklısınız, dünya açlıktan kırılıyor, bizimkisi parfümsüz kalmış ama böyle de bir gerçek varken bunu kendine saklamak, sadece saklamak oluyor. Zira bu bünye parfüm seviyor...
Eşimin yurt dışına çıkacak olmasının sevinciyle eline bir liste yaptım, bu yoksa bu, o yoksa bu gibisinden...
Free shoptan beni aradığında, burdaki parfüm fiyatından 40 tl. daha az olduğunu duyunca, boşver alma dedim. Ben burdan taksitle alırım, dedim. Ve evet burdan taksitle aldım :)
Hoh ho hoo :)
Mutluyum,
Mutlusun,
Mutlu,
Elma kokulu :))))
alışveriş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
alışveriş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
30 Mart 2010 Salı
1 Mart 2010 Pazartesi
Nars
Yok yok ürün tavsiye edecek değilim :)
Sadece yaptığım "çarşı, her şeye karşı" durumundan bahsetmek istedim...
Cuma günü Laliş' imle Bağdat Caddesi' nde yeni açılan Nars' a girdik. Çok hafif bir fondoten almak istiyordum ama böyle belli belirsiz olsun diye de istekler sıralayıp duruyordum.
En sonunda koltuğa yerleştim ve ürün yüzüme uygulandı; Laliş' im destekledi, çok beğendik, aldım.
Buraya kadar sorun yok.
Ertesi gün ailemizle yemeğe gittiğimizde fondoteni kullandım. "Sende ayrı bir güzellik var, cildin çok hoş duruyor" gibi yorumlar aldım. Normal insanlar buna sevinir değil mi? Hoşuna gider yani. Neyse...
Dün fondoteni tekrar kullandım, işyerimde "sende bugün bir değişiklik var, ışıldıyorsun" gibi yorumlar aldım.
Ve ben ne yaptım dersiniz? Fondoteni kullanmayı bıraktım. Niye mi? Yok, deli değilim.
Ama şöyle hisler içindeyim, alla allaaa noluyoo ya, zaten benim cildim pürüzsüz, niye bu kadar tezahürat aldım ki şimdi, diye düşünüp ürünü özel günlerde kullanmak üzere kutusuna koydum.
Ama şöyle düşünüyorum, çok alışırsam bu ürüne, onu kullanmadığımda kendimi kötü hissederim. Hasta gibi mesela.
Deli miyim neyim?
Sadece yaptığım "çarşı, her şeye karşı" durumundan bahsetmek istedim...
Cuma günü Laliş' imle Bağdat Caddesi' nde yeni açılan Nars' a girdik. Çok hafif bir fondoten almak istiyordum ama böyle belli belirsiz olsun diye de istekler sıralayıp duruyordum.
En sonunda koltuğa yerleştim ve ürün yüzüme uygulandı; Laliş' im destekledi, çok beğendik, aldım.
Buraya kadar sorun yok.
Ertesi gün ailemizle yemeğe gittiğimizde fondoteni kullandım. "Sende ayrı bir güzellik var, cildin çok hoş duruyor" gibi yorumlar aldım. Normal insanlar buna sevinir değil mi? Hoşuna gider yani. Neyse...
Dün fondoteni tekrar kullandım, işyerimde "sende bugün bir değişiklik var, ışıldıyorsun" gibi yorumlar aldım.
Ve ben ne yaptım dersiniz? Fondoteni kullanmayı bıraktım. Niye mi? Yok, deli değilim.
Ama şöyle hisler içindeyim, alla allaaa noluyoo ya, zaten benim cildim pürüzsüz, niye bu kadar tezahürat aldım ki şimdi, diye düşünüp ürünü özel günlerde kullanmak üzere kutusuna koydum.
Ama şöyle düşünüyorum, çok alışırsam bu ürüne, onu kullanmadığımda kendimi kötü hissederim. Hasta gibi mesela.
Deli miyim neyim?
20 Ocak 2010 Çarşamba
Bişi dicem;
Bunu gördünüz mü?
New Balance' in Nine West için ürettiği koleksiyonundan...
Ben gördüm ve bayıldım.
İlk önceleri ayakkabının yanında kocaman "N" harfi var diye bayıldığım ve kullanmaya başladığım bu marka ayakkabı, rahatlığı ve ne kadar yürürsem yürüyeyim yormaması açısından vazgeçilmezim oldu.
Bu yukarıda görünen modeli de, vaaaooovv dedirtti bana!
Alacak mıyım? Olabiler =)
NoT: Bu arada bir ricam olacak, lütfen eşofmanla dışarı çıkmayın. Lütfen ya!
Hele birde basketçi şortları giyip, kocaman halka küpeler takıp, kolunuza da sahte LV' lar takmayın! Lütfen, bakın rica ettim...=)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)