Hayattan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hayattan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Geldi çattı Ramazan

Bu sene de Ramazan'a ulaştık elhamdülillah. Her ne kadar uhreviyetini henüz tam olarak idrak edememiş olsam da yine de Ramazan ayında ayrı bir huzur var. Evet hava çok sıcak, evet günler de çok uzun ama Rabbim bir kolaylığını veriyor. Hayırlısıyla tamamlamayı da nasip etsin bizlere inşallah.
Uzun zamandır yazmamışım bu arada. Yoğunluktan bloguma vakit ayıramamışım. 1 Temmuz'da işe başladım. İzinimin dolmasına daha 12 gün varken erken başlamak durumunda kaldım. tabi herşey benmim öngördüğüm işe başlama trihine göre ayarlanınca kayınvalidem gelemedi hemen. Biz de ilk bir hafta ablamdan işe gidip geldik. Zeynep'e ablam baktı. Sonrasında kayınvalidem gelince evimize geçtik. İlk günler gerçekten zor oldu bırakıp işe gelmek. Ağlamaklı dolaştım ama insan herşeye alışıyor gide gide alıştım bende ama gün içinde bazen öyle bir özlem çöküyor ki hemen sarılıp kucaklayasım geliyor yanımda olsa..Pıff anne olunca çalışmak zor, ama evde durmak da zor. Hani bi ortası olsa ne güzel olurdu.

28 Haziran 2011 Salı

çıkık bir ayak

İstirahatteyiz, daha doğrusu şiş ve ağrıyan bir ayakla mecburi hareket kısıtlaması yaşıyoruz.
Söyleyenlere göre nazara geldik ama bence tamamen benim dikkatsizliğim. Haftasonu ailecenek şen şakrak bir şekilde kardeşimin nişanı için başka bir şehre uçacakken uçağa 10 metre kala önümdeki 10 cmlik yükseklikteki kaldırımın bittiğini görmedim ve ne olduğunu anlamadan yere kapaklandım. O kadar kötü düştüm ki pantolonum dizi yırtıldı elim yaralandı ayağım çıktı.. Tabi o anda sıcakken hissetmedim fazla ağrı ama uçağa bindikten sonra çok ağrıdı, buz falan koyduk şiş olmaması için. Hala aklıma geldikçe ürperdiğim ihtimal ya çocuk kucağımda olsaydı, çünkü çocuğu ben tutuyordum son anda kapıdan geçerken eşime verdim bende biletleri onaylattım. Allah korudu bizi, şükrediyorum. Şimdi evdeyiz annem gelip gidiyor yanıma bende üzerine biraz basabiliyorum artık ama hala şiş ve morarmaya döndü ayak.
Böyleyken böyle işte..
iznimin bitmesine 12 gün kaldı ama işyerinden daha erken başlamam yönünde talep var. yani bu hafta evdeki son haftam olabilir. iyileşirsem düşünürüm dedim bakalım..bebişkoyu abla kişisine emanet edeceğiz bir süre. sonra k.valide gelecek falan filan.. zor ki ne zor..
Zeynep kızımı uyuttum biraz nette turlayayım dedim ama uyandı şimdi. ben gider..

16 Haziran 2011 Perşembe

2. ay

Aslında 65. gün. Bu sabah gittik 2. ay aşılarımızı olduk. Boyumuza posumuza bakıldı. 5100 gr. ve 58 cm'yiz. Epey bi ağladık aşı sırasına tam üç tane aşı vurdular ki bitanesi yakıcıymış, dışarı çıkınca sustuk ama. Eczaneden ilaç, marketten öteberi aldık eve geldik. Bu aşılar huzursuzluk ve ateşlenme yaparmış ki kızçemde belirtiler başladı. Eve geldiğimizden beri huzursuz.
Hava kapalı ama boğucu nem var sanırsam.
Gece çok az uyuduk sabah da erken kalktık gözümden uyku akıyor. Çocuk uyuyunca bende uyuyayım desem o da namümkün. Çünkü gündüz gündüz uyuyamıyorum be kardeşim.
Çocukla gezmelere gitmek hele de akşam misafirlikleri yalan olmuş, ne oturduğundan bişey anlıyorsun ne konuştuğundan. Bu işleri bir yaşına kadar ertelemek gerek sanırım. Zaten işe başlayınca bunları yapmaya vakit de olmayacak.
Şu göğüs yarasından da el aman. Ondan çektiğimi başka bişeyden çekmedim iki ay oldu hala mı iyileşmez bir yara. Kullanmadığım krem de kalmadı.
 kopuk kopuk bi yazı oldu. olsun..

8 Haziran 2011 Çarşamba

yaz gelmiş

Biz evdeyken yaz gelmiş yahu. Haftasonu bi dışarı çıkalım hava alalım Zeynep hanımı da dolaştıralım düşüncesiyle hazırlanıp evden çıktık ama ben hala bahar aylarındayım sanıyorum üzerimde mevsimlik trenkot kızı da sarıp sarmaladık bi çıktık hava 28 derece :) Herkes askılılarla dolaşıyor yazlık pabuçlar giyilmiş çok güldüm kendi halime resmen mevsim değişmiş haberim yok. Evden sadece annemlere gitmek için çıkıyorum o da yürüyerek 3-4 dk. Farketmemişim hiç. Gerçi takvime bakarak da anlayabiliriz ama evde olduğum için takvimle de pek işim yok :) Hayattan mı koptum ne..
Kilolarımla barışamıyorum bu ara, kıyafetlerim oluyor ama pek bi dar ayol (bazılarıysa hiç olmuyor, çaktırma). Veririm düşüncesiyle bişeyde almak istemiyorum ama bir ay sonra işe döneceğim o zamana kadar verdim verdim veremedim alışveriş yolları görünüyor bana. Evdeyken eşofmanlarla (doğrusu nasıl yazılıyo üşendim tdk ya bakmaya) pek bi mesudum da işe dönünce kurumsal kılıklara dönmek icap ediyor netekim.
Zeynep hanım kızımız da büyüyor iki aylık olacak nerdeyse. Rutinlerimiz oturuyor yavaş yavaş.
evde olmanın tembellik etkisi oldu bende. Aman vakit bol nasılsa yaparım diye diye ertelediğim sürü sepet iş var ama yapasım yok napiim :)
Etraftaki inşaat seslerinden ve şu seçim arabalarının sesinden bıktım. üç tarafımız inşaatla çevrili (abartmıyorum) güne matkap sesiyle başlayıp çekip sesiyle bitiriyoruz. geçen bi gün dayanamayıp patladım işçinin bitanesine balkondan. Tam kızı uyuttum güç bela adam başladı çekiçle boş bir varile vurmaya çıkan sesi düşünün artık. Biraz sabrettim ha bitti ha bitiyo diye ama adam ikinci varile geçince bende kayış koptu kızda uyandı zaten. Çıktım balkona kardişiiim nedir bu yaa diye çemkirdim adamcağızda abla napalım inşaat bu diye cevap verdi. Dedim insaf artık yaw yeter o varile vurmak zorundamısın, baktı adamcağız benden dumanlar çıkıyo aldı varilini arka tarafa geçti, ses de azaldı nispeten.
Bizde durumlar böyle, gelirim gene bi ara..

19 Mayıs 2011 Perşembe

günlerimiz nasıl geçiyor

Çok hızlı geçiyor. Akşam nasıl oluyor anlamıyorum. kırkımızın çıkmasına az kaldı. Ben bu yeni rolüme alıştım gibi artık. Bebek bakmakla ilgili hiçbir fikrim yokken -her ne kadar yeğenlerim olsa da bugüne kadar onlara sadece bakmışım:) gözlerimle- şimdi bebeğin kakasının renginden üşütmüş mü değil mi anlayabiliyorum :)
Tabi daha halen tecrübesiziz. Hala ara ara panik oluyorum. Akşam olsa da F. gelse bir an önce dediğim zamanlar oluyor. Ama çok şükür ilk on gündeki ruh halimden sıyrıldım çoktan. Lohusalık hallerinden midir nedir acayip bir ruh dalgalanması yaşadım bu da burada kayıt olsun bana. En ufak şeyde ağlayan, zırlak panik bir haldeydim ama çok şükür attım üzerimden epey. İnsanın etrafındakilere bu dönemde epey iş düşüyor. Bu halinin normal olmadığını bilip ona göre davranmaları, yapıcı olmaları gerekiyor. Bende de kendi annem de dahil herkes bu halimi çok yadırgadı, benden beklemedikleri bir cesaretsizlik sergiledim onlara göre, süpermenim ya ben herşeye anında adapte olan! nasıl böyle davranırmışım. Oysaki geçici bir halmiş, sadece yeni anne olmanın getirdiği psikolojiymiş, en azından bende öyle oldu.   Bu arada süt sorunsalları yaşadık üstüne tuz biber, halen de yaşıyoruz. Her süt seansımız acılar içinde geçiyor, olabildiğince anne sütü yetersiz kaldığında da mama takviyesiyle gidiyoruz bakalım.
Hayatımızda yeni bir sayfa açıldı, belki eskisi gibi özgür değiliz hatta şu an için bi markete bile gitmek lüks benim için ama çok datlu bir duygu bu, insanın içi titriyor her bakışında yaw :)

12 Mart 2011 Cumartesi

İki günlük mola..

Kar dolayısıyla kendime izin verdim iki gün. Yıllık iznimden kullandım. İşte çalışırken yağan karlara bakıp şimdi evde olmak vardı diye iç geçirirken aklıma kullanmadığım yıllık izinlerim geldi. Hem iki güncük ne kadar kayıp olabilirdi ki ( ki zaten bi gününü de rapor alarak kurtardım, hihi :)). Velhasıl şu iki gün o kadar iyi geldi ki anlatılmaz. İlk gün uyudum çok geç olmadan kalktım tv başında pinekledim, yağan karı izleyerek çay içtim, annemle kar altında çarşı-market turu yaptık, sonra annemde sevdiğim mamaları hüplettik. Sonra ben eve geri dönüp akşam için F.ciğimin sevdiği ve normalde vakit isteyen ama benim çalışırken vakit bulamadığım mamalar yaptım. Poğaça bilem yaptım annemle karşılıklı çay eşliğinde götürdük :) Ertesi günse doktor ziyaretimiz vardı. ilk kez nst denen alete bağlandık. Kontrollerimiz de bir haftaya düştü. Vakit daralıyor :)

5 Mart 2011 Cumartesi

Düzeldi galiba :)

Birkaç gündür bloga girmezken bu sabah bi bakim noluyo dedim, ne göriiim bloguma kavuştum :) sorunsuz açıldı ve eğer bu post yayınlanırsa sorunsuz çalıştığını da görücez :)

biraz bizle ilgili notlar düşeyim buraya;
* İşe devam ediyorum,
* +15 kg'yi gördüm, bakalım gidişat nereye :)
* Ayaklarım ve ellerim şişmeye başladı ama abartılacak boyutta değil.
* Kızımın beşiği geldi, ama daha yerleştirmedim.
* Mütemadiyen yorgunum
* İznimin başlamasını dört gözle bekliyorum :)
bu kadar :P

19 Şubat 2011 Cumartesi

Ondan bundan..

Bu aralar günlerim habire nette araştırma yaparak geçiyor. Ne kadar anne bebek blogu varsa bulup okuyorum, ne lazım olur ne olmaz neler almalının araştırmasındayım. Okudukça gözlerim pörtlüyo yerinden. Başlı başına bi sektörmüş bu junior ihtiyaçları. Bi de kuş kadar şeyler ucubik fiyatlarda. Bi banyo küvetinin bile onlarca çeşidi varmış, öğreniyoruz :) Ben biraz ağırdan alıyorum galiba. Bunun nedeni hem vakit darlığı hemde içime sinen güzel şeyler bulma isteği. Sağlıkla gelsin de bunlar da tamamlanır bi ara umarım :)
Bu haftasonu ütüleri yapayım bari :)

27 Ocak 2011 Perşembe

Kış ortasında güneş

Bu sabah uyuyakaldım ve servisi kaçırdım. Ama isabet olmuş dışarda muhteşem bir hava vardı ve ben o havada taksi durağına kadar yürüdüm ne iyi geldi sabah sabah. O kadar hareketsizimki gün boyu sürekli oturuyorum arada kalkıp dolaşsam da yeterli gelmiyor, Artık ağırlaşmaya başlayan bünye de hareket istiyor ama en ufak şeyde bile yoruluyorum nefes nefese kalıyorum. 7. ayın ortasına geldiğimiz bu günlerde artan kilo olayı da nefes nefese kalmamda etken tabi :) Zaten şu kilo olayını hiç kontrol edemedim ben, aldığım kilo 10 un üstündedir sanırsam, (korkudan tartıya çıkamıyorum :), bir yandan için için endişelensemde bir yandan da amaaan sende modundayım..
Geçtiğimiz haftalarda kızımın kılık kıyafet olayına el attık annanesi ve teyzesiyle, sırada onların yıkanması ve ütülenmesi işleri var ama ağırdan alıyorum çünkü daha almak istediklerim var. İnsan kendini rahatlıkla kaybedebilir bu alışverişlerde onu farkettim :)
Bu arada yeğenimiz dünyaya geldi bir haftalık minik bir kız. F.cim ilk kez amca oldu :) Çok tatlı, Rabbim sağlıkla büyümesini nasip etsin. Bizlere de sağlıkla kucağımıza almayı nasip etsin inşallah (Amin).
Yine yazarım (umarım:))

28 Aralık 2010 Salı

Kısa özet..

Arada bir blogum olduğunu hatırlamam da güzel! Aslında diğer bloglara bakıyorum takip ediyorum ama iş buraya yazmaya gelince üşengeçlik mi sarıyor nedir bilmem..
Napıyorum son zamanlarda diye hızlı bir özet yapacak olursam; iş hala yoğun ama eskisi kadar değil. Haftasonları kursum ise devam ediyor ama beni çok zorluyor artık. Gidip gelmek ve dinlenmeye vakit kalmaması mesele. Ayrıca eşiminde eğitimleri var, haftasonları o da yok evde, birbirimizi çok az görüyoruz nerdeyse.
Bu süre içinde bir tetanoz aşısı bir de ayrıntılı ultrason tecrübemiz oldu. Çok şükür. 24 hafta da bitti bu arada. Henüz doğru dürüst alışveriş yapmadık kızıma. Anneannesi ve teyzesiyle çıkacağız bir gün inşallah. Hedefim eminönünü turlamak, karıştırmak..
Evde ne zamandır yapmak istediğim değişiklikleri yaptım bu arada. Bişeyler uzun süre aynı şekilde kalınca sıkılıyorum ben. F. bu duruma dehşetle yaklaşsa da henüz sesini çok çıkarmıyor :)
Bide ben bu haftasonu yaklaşık on kişiyi evimde ağırladım, ağırdı misafirler F.'in dedesini, babaannesini, amcasını vs. yemeğe aldım. Çok yoruldum ama keyifli bir akşam geçirdik. F. 'in gülen gözleri yorgunluğumu alan en büyük teşekkürdü zaten..
Üzüldüğüm mevzular da oldu bu arada, binbir emekle hazırladığımız kitabımızın da dahil olduğu projenin lansmanına son gün haber verilmesi nedeniyle katılamadım.. Kısmet değilmiş artık, Allah başka sıkıntı vermesin..
Böyleyken böyle işte..
Yazdım gitti :)

10 Aralık 2010 Cuma

Ses bir kiiii

Haftalardır süren yoğunluk azaldı nihayet, tam olarak bitmese bile artık arada nefes alma vakitleri bulabiliyorum. Hatta bugün yaptığım gibi öğleden sonrasını boş boş nette dolaşmakla geçirebiliyorum, çünkü beynim sularını saldığı için artık excel tablosu görmek istemiyorum. Böğğğ.. Zavallı blogceğizimi de bu vesileyle tekrar hatırlamış oldum. Herneyse efenim bu aralar anlaşılacağı üzere işe güce sardık.
Bu arada bugün itibariyle de kış gelmiş oldu. Sabah servisi beklerken ve onun da geç geleceği tutmuşken bunu tam anlamıyla idrak ettim! Dondum yahu resmen, rüzgar bi yandan yağmur bi yandan..
Yazacak bi sürü şeyim var ama kaçtım şimdilik, sonra uğrarım yine :)

23 Kasım 2010 Salı

Back to work..

Ne zaman  başladı ne zaman bitti şu mübarek tatil, yetmedi her zamanki gibi, dün itibariyle işe koyulduk tekrar, bayram ertesi bir yoğunluk ki ancak bugün fırsat bulup yazabiliyorum hoş işlerim bekliyor ama olsun sabahtan beri iyi performans gösterdim :p
Bu  bayramı şehir dışında geçirdik arkadaşlarımız ile, son günü dönüp ayağımızın tozuyla kuzenimin kına gecesine katıldık, ertesi günü de nikah telaşıyla geçti zaten. Son gün olan Pazar günü de tam annemle dışarı çıkıyorduk ki kıl payıyla misafire yakalandık planımız iptal oldu. Bende kös kös eve dönüp kısırla börek bi de elmalı tatlı yaptım milföyden kendime teselli babında :p Zaten bu yeme içme halim nolacak hiç bilmiyorum, ağzım boş durmuyor hiç..

9 Kasım 2010 Salı

Bugünlerde..

Uzun zamandır yazmıyorum neden bilmem. Aslında buranın amacı geriye dönüp baktığımda hatırlayamayacağım ayrıntıları okumak, o yüzden düzenli yazmam lazım dimi?
En son Cumhuriyet bayramı arifesinde yazmışım ertesi günkü uyuma planlarımı. Uyudum mu evet :) Dinlendim hiç değilse. Ondan bugüne neler olmuş yazalım, geleceğe not düşelim :)
**
Bu günlerin en bomba haberi Rabbimin izniyle bir kızımızın olacağını öğrenmemizdi :) Bu habere ben çok sevindim açıkçası ama nedense içimde hep erkek bebek hissi vardı, hala da var gerçi, zaten uzun uğraşlar sonucunda doktor teyzemiz bu kanıya vardı ama içimde hala bi şüphe yok değil :) Esasında bundan ziyade sağlıklı ve hayırlı olması önemli.. Rabbim sağlıkla kucaklarımıza alabilmemizi tüm bebek bekleyenlere nasip etsin inşallah.
**
Annem geldi sonunda:) Hatun yaz mevsimini memlekette geçirdiği yetmiyormuş gibi sonbaharın yarısını da orda geçirdi. Bize de yollarını dört gözle beklemek kaldı. Ama geldiğinden beri benim için durum süper. Çalıştığım için ve de evlerimiz çok yakın olduğu için akşamları yemeğe nerdeyse hep ordayım, gidemediğim zamanlarda da sağolsun tencerelere koyup taşıyor bana. Annelerin hakkı kesinlikle ödenmez ve hiç kimse bir anne kadar düşünceli olamaz bence.. Rabbim başımızdan eksik etmesin.
**
Bu kurs yolları beni öldürecek, çok zor geliyor artık her haftasonu 1 saat yol katedip kursa gitmek, nerden baksan daha üç ay var, böhüüü :( ben istedim gitmeyi ama neden şimdi yan çiziyorum bilmem.. (aslında biliyorum hafta içi iş, haftasonu kurs yoruyor beni)
**
Bayram tatili geliyor, Rabbim izin verirse kaçıcaz yakın mesafede bir yerlere, yerlerimizi ayarladık, ekibimiz de güzel, bayram tatilini bekliyoruz.
**
İşte ise acayip yoğun bir döneme giriyorum, 2011 yılı hazırlıkları başladı, çalışmalar bu haftadan itibaren çok yoğunlacak hatta yoğunlaşmaya başladı bile..

12 Ekim 2010 Salı

Epeydir haftasonu özetleri yazmıyordum blogcağızıma da gereken özeni gösteremediğimin de farkındayım bu aralar. Neyse silkelenelim, kendimize gelelim bakalım.
Haftasonundan başlarsak eğer Cumartesi uzunca bir dr ziyareti yaptık kontrol, tahlil derken hastaneden çıkmamız saat ikiyi buldu. Hazır dışarıdayken bi de Real turu yapalım dedik. Gezdik dolaştık ben kendime kısa günün karı babında bir bluz bi de spor papi aldım ardından yemeğimizi de yeyip evimize yollandık. Ertesi gün sınava girecek olan ben değilmişim gibi bi rahatlık bi bohem hayat :) Tabi eve gelince beni hafiften sınav stresi sarmaya başladı. Ne sınavı diyecek olursanız efem ben ingilişçe kursuna gidiyorum da gireceğimiz sınav da kur atlama sınavı. Son zamanlarda zaten kursa düzenli gidememiştim bilmediğim bir çok konu var ama ben çalışmak yerine gezmekle meşgulüm. Tam tembel işi. Eve gelince tüm ders materyallerini toplayıp koltuğuma konuşlandım evin beyini de uyardım tv açmak yok ses çıkarmak yok ders çalışıcam!. Benim bu motive halim toplasan ancak yarım saat tuttu, sonrası mayışan gözler, yorgun beden uyku çok daha cazip geldi, yemişim sınavını deyip battaniyemle bütünleşik uyku moduna geçtim.
Pazar sabah sınav 10'da olunca 8'de kalktım güzel bi kahvaltı hazırladım kendime hazırlandım yola koyuldum. Akşamki tembelliğin vicdan azabı sabah sardı beni, çalışmadım yaa ben diye diye gittim kursa. Ama kolay sorarlar herhal diyerek kendimi de avutuyorum bi yandan. Sınav kağıtları önümüze bi geldi, anaam çakıldık resmen, zordu epey normalde umursamam ama bu sınav sonucu şirketime de gidecek rezil olmak var yani işin ucunda. 2 saat sonunda kağıtları teslim ettik (6 sayfaydı). Kurstan arkadaşla kendimizi pizza hut'a attık. öğleden sonra da ders vardı gelmişken kalayım dedim yani kursta akşam ettim. Dönüşte de ablama uğradım sonra eve gelip biraz evi hale yola soktum. Bi haftasonuda böyle geçmiş gitmiş oldu.

**

İyi haber: Rezil olmamışım sınav sonucum 80. :)

**

Bugün işyerindeki bir işgüzara kızmakla kızmamak arasında gidip geliyorum. Fani şeyler bunlar deyip geçiştirmeye çalış diyor bir yanım, diğer yanımsa ona noluyor, haddini bildir demekten kendini alamıyor. hayrolsun inşallah.

**

Akşama kaç saat var?

7 Ekim 2010 Perşembe

Yağmurlu

Sabahtan beri yağmur yağıyor, rüzgarsa arada korku filmlerindeki gibi esiyor tam kış havası. Böyle havalarda hep evde olmak ve sıcak bir çay eşliğinde kitap okumak yada film izlemek istiyor canım. işyerinin canımdan bakıp bakıp bunlar geçiyor aklımdan.

25 Ağustos 2010 Çarşamba

Hal-i hayat

* Günler geçiyor, Ramazan-ı Şerif'in ortalarına geldik bile.
* Bense ne ordayım ne burda, bir tuhaf halde zamanın akıp geçmesini bekliyorum.
* İş inanılmaz sıkıcı bugünlerde, departmanda bir sessizlik bir munislik hakim ki bu da uykumuzu getiriyor fena halde.
* Ama aralarda 10 dakikalık dinlenme kaçamakları da yapmıyo değiliz
* Bu Ramazan sadece iki iftar daveti verebildim, ki biri hiç davet sayılmazdı resmen gelenlere iş yaptırdım.
* Şirket iftarımız oldu çok güzel bir mekanda. Önümüz havuz arkamız deniz, gün batımı müthiş, İstanbul hakikaten güzel.
* Akşam İz tv'de bi gezi/tarih programı izledim, Süleymaniye civarlarını anlatan. İki amca hem geziyor hem tarihi mekanlar hakkında bilgi veriyordu. Vakt-i zamanında bir yazımızı staj yaparak geçirdiğimiz mekanları görmek izlemek çok güzeldi. Taa çalıştığımız odayı, içinde bulunduğumuz odadaki el yapımı işlemeli dolapları gösterdiler, evet dedim bende oturmuştum o masada, o odada bulunmuştum. Sonra staj bitimi gittiğimiz eskinin zebhanesi, şimdiki adıyla Lale Bahçesi (yanlış hatırlamıyorum dimi İpli Hanımcım?), nargileler falan nostalji oldu bana kaç sene öncesine gittim. Süleymaniye caminin bahçesine oturup yediğimiz öğle yemekleri, radyoda sürekli arabesk dinleyen amca .. Neler neler geldi aklıma. Hey gidi günler dedim..
* Imm başka başkaa,  kafam, ruhum çok meşgul..
* Bu kadar..

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Bitmeyen sendrom

Yeni bir haftaya başladık. Sabah çok zor kalkan şu bünye gün bitmek üzere ve daha yeni yeni kendine gelmekte. Arada mütemadiyen esnemekte. Hayır dün kendime izin de verdim, gitmedim kursa falan, neyin yorgunluğu bu? (Yılların yorgunluğu :P)
öyle böyle geçiyor günler, bu akşam da Berat Kandili. Herkesin Berat Kandili mübarek olsun efenim.

23 Temmuz 2010 Cuma

geldik haftanın sonuna

Yarın kurs, sonrasında bir nikah.
***
Sıcak, nem, kalabalık, gürültü hepsi bir arada.
***
Yaşlanıyormuyum ne artık kafam hiç gürültü kaldırmıyor, biz küçükken fazla kudurduğumuz zaman babaannem "sükut durun" derdi. Şimdi ben de sokakta çığıran çocuklara, vır vır konuşan insanlara bağırasım geliyo aynı cümleyi.. Anlamazlar gerçi ama.. olsun..
***
İnsanlar kınadıkları şeyi yapmadan ölmezlermiş :)
***
Limango'dan bir örtü almıştım, bugün geldi. Rezalet. Bir kere resimdeki canlı renklerle alakası yok ve rutubet kokuyor ve bazı yerlerde sararmalar var. Yani böyle bir ürünü yollamak ne kadar etik? Gerçi Limango'nun bi kabahati yok aracı konumundalar ama sinir olmamak elde değil. Gerisin geriye yolladım..
***
Akşam iş çıkışı minik kuzumu ziyarete gideceğim, parmak kadar yeğenim parmağından ameliyat oldu. Ailede ameliyat serisi başladı, inşallah bu son olur, Rabbim beterinden korusun. (Amin)

24 Haziran 2010 Perşembe

zaman akıp gidiyor


Zaman akıp gidiyoor dur demek olmaaaaz... bir Kıraç şarkısıyla başlayayım dedim :)
Çok sık konuşur oldum artık zaman ne çabuk geçiyor diye.. Haziranı bitirmek üzereyiz yani 2010'u yarıladık geçtik bile. Ben böyle takvimlere bakıp giden günlerin ardından sızlanadururken hayat tüm temposuyla devam ediyor. Okullar bitti, millet tatil planlarınu uygulamaya koyuyor, en güzeli kardeşimin askerliğinin bitiyor olması inşaAllah Temmuz başı gibi gelecek zat-ı şahaneleri :) Pek bi severim şahsını, değişik bir frekansımız vardır onunla abla-kardeş olarak.. Yeniden hep birlikte sağlıkla birarada oluruz inşaAllah.
*
Balkondaki çiçeklerim açtı, maydanozlarım büyüdü. Onlara bakınca çok mutlu oluyorum ki ben beceriksizimdir bu konularda, hemen solar çiçeklerim su vermeyi unuturum falan. Bunlar iyi dayandı :)
*
Akşam hamaratlığım tuttu, salon ve oturma odasının perdelerini yıkadım, camını sildim. Tabi bunda "en son ne zaman yıkamıştın perdelerini" diyen annemin de payı var. Yoksa durduk yere temizlik aşkım depreşmedi :p
*
Sabah işler pek bi yoğundu, amma velakin toparladım, bloga bile yazı yazdım. Afferim bana :)

17 Haziran 2010 Perşembe

Bugünlerde..

Bu hafta biraz yoğun biraz karışık ve fazlasıyla sıcak geçmekte..
Haftasonu yatılı misafir vardı. Sevgili kocam kişisinin kardeşi ve kuzeni Cuma akşamından geldiler. Kuzen Cumartesi öğleden sonra gitti, kardeş bir akşam daha kaldı (ki bir gün daha kalsa idi sanırım kapışacağıdık) böyle rahat, buyurgan bir tip olamaz, küçük de değil üniv. 3'te okuyor ama beşeri ilişkileri ve hele de bayanlara karşı nezaket noktasında çok eksikleri var. Bi de bu aralar genel olarak benim tahammül sınırım düştüğünden arıza çıkmasına ramak kaldı nerdeyse. Pazar gününün geri kalanını ablam ve bir çift arkadaşımızla piknik yaparak geçirdik ablamlara yakın bir gölcük etrafında. İyi geldi bünyeye ne yalan söyleyeyim. Biraz değişiklik oldu. Bunalım bünyem azcık nefes aldı.
Pazartesi çalışıp Salı ve Çarşamba izin aldım (yıllık iznim giderek eriyor). Babam ameliyat oldu dün. İki gün hastaneye gidip geldik maaile. Bugün çıktı hastaneden şimdi evde dinleniyor. Çok şükür iyi geçti ameliyat ve bir sorun yaşanmadı.
Bugün işteyim, biriken işler var ama ben hala işe konsantre olamadım. Sabahtan beri elzem olanları yapıp bloglar arasında turlamaktayım. Aklım işte değil, nerde olduğunu da bilmiyorum :p

Bu akşam mübarek Regaib Kandili. Duaların kabul olunduğu gece.. Duaya ihtiyacım var dualarınıza beni de dahil edin. Bende herkes için dua edeceğim. Allah kabul buyurur inşaallah.. Herkesin Kandili mübarek olsun..