enteresan bir İstanbul sakiniyim ben, uzun yıllardır burda yaşamama rağmen bugün üçüncü kez trene bindim. hatta daha önce hiç trenle uzun yolculuk yapmadığım için nasıl olacağını merak da ettim. sonrada yurtdışında olsak heryere trenle giderdik ama kendi memleketimizde ne kadar az kullanıyoruz aslında temizmiş diye düşünüp kendimden utandım...
ama vapur öyle değil, temiz ya da pis oluşu fark etmiyor benim için. vapura binmek tamamen özgür olmakla aynı. sanıyorum minik adam içinde aynısı geçerli su olsun, deniz olsun, balık olsun yetiyor...
Sevgilim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sevgilim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
8 Eylül 2010 Çarşamba
başlık koyarsınız dimi, ben bulamadım da?
sürprizleri sevmeyen ama anlık planları çok seven biriyim ben, tezat ama öyle...olayların getirisine göre hareket etmek daha çok hoşuma gidiyor, sevgiliminde öyle, aslında minik adamdan sonra biraz frenledim bu huyumu ama yine de mümkün oldukça rüzgarın estiği yöne doğru takılıyoruz. minik adamı ilk defa trene bindirelim diye başladığımız yarım saatlik yolculuk Eminönü Hayyam çarşına kadar uzadı...
8 Ağustos 2010 Pazar
feel like leaving...
işler tamam, valizler hazır, psikoloji süper artık yola çıkma vakti geldi. minik adamla beraber iki haftalığına tatile gidiyoruz, her gün mükemmel deniz manzarasına uyanıp geceleri serin serin uykuya dalacağız. sevgilimi özleyeceğiz beş gün kadarcık onun dışında hiiiç bişeyler bize dokunmaz artık :)
kendinize iyi bakın millet, sıcaklar da aklınıza mukayet olun, gelmeye çalışacağım, şimdilik öptüm, sardım ve kaçtım...
20 Haziran 2010 Pazar
"dayı" nın oğluna sevgilerimle...
ikinci ya da üçüncü buluşmamızdı sanıyorum, birgün bir çocuğun olursa adını Deniz koyacağını söylemiştin,
çok hoşuma gitmişti aslında ama o an bişey söylememiştim galiba ve konu da dağılmıştı zaten.
sonradan ara ara düşündüm o günü...
şimdiyse hayalin, hayalimiz gerçekleşti ve adı da Deniz oldu, hep beklediğin gibi...
o da seni bekliyormuş, babasının kuzusu bir oğlun var artık, deli olduğun ve senin için deli olan...
babalar günün kutlu olsun sevgilim, sensiz nasıl olurdu düşünmek bile istemiyorum...
Etiketler:
Babalar Günü,
Sevgilim
8 Haziran 2010 Salı
altı.
dün sevgilimden bana bir mesaj geldi: -evet hala mesajlaşıyoruz liseliler gibi di mi, çok eğlenceli kiki:)-
Mevlana hazretlerine sormuşlar, sevgili nasıl olmalı diye "sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli,
sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile seni sarmalı, dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı" diye cevap vermiş.
iyi kısımlarını üstüme alındım tabi güzel bir cevap yazdım hemen, 6 yıldır evliyiz ama kaybetmedik bişeyleri daha erken:)
*** PS.hey koca, seni çok seviyorum biliyorsun dimi?;)***
6. yılın kutlamasına minik adam da katıldı, atladık Kadıköy den vapura, vardık Eminönüde...
25 dakikalık yolculuk boyunca bütün yük gemilerine vapurlara el salladı, çok keyif aldı, haftaya tekrar bindirmeyi düşünüyoruz:)
hem onu için değişiklik oldu hem bende bol bol fotoğraf çekme fırsatı buldum...
hem onu için değişiklik oldu hem bende bol bol fotoğraf çekme fırsatı buldum...
Nurturia' yı duydunuz mu? çok bilginlendirici, eğitici, paylaşımcı bir anne çocuk sitesi...
bu fotoğrafta benim Nurturia' daki yarışmaya katıldığım fotoğraf, oy vermek isterseniz bir tık uzakta...
normalde yemek fotoğrafı koymaktan çok hoşlanmıyorum, yiyen var yiyemeyen var, yapan var yapamayan var diye...
ama bu mezeleri göstermeden geçemezdim, hayatım boyunca yediğim en lezzetli mezelerdi çünkü bunlar, nerde mi tabi ki burda..
minik adamın kızlara olan ilgisini duymayan kalmadı sanıyorum, bu tatlı kız İtalyan turist bir ailenin kızı Aurora.
ikisi birbirlerinin dillerini hiç anlamasalar da çok iyi anlaştılar, gece boyunca beraber takıldılar, enteresan dimi?
***PS: dear Sarah, thank you for the lovely night, say hello to Aurora&Ricardo, have a nice holiday, cheers!***
21 Mayıs 2010 Cuma
çingane...
evde nasıl bir curcuna var anlatamam, dolabımın içinde heryer heryerde resmen, benim gibi bişeyleri aramayı sevmeyen biri için nefret bir durum.
kışlıklarlar ile yazlıklar şu an kardeş kardeş yumak olmuş takılıyolar içerde, sabah sevgilim gözü önünde bluzumu kolundan yakalayıp dışarı sürüklemek zorunda kaldım.
gözleri fal taşı gibi açık muzip bir gülümsemeyle dalga geçti benimle, en kısa zamanda toplamam lazım şu dolabı :)
bu karmaşanın arasında kaybolan ufak tefek şeylerimde var kimbilir hangi kotun cebinde kaldılar, umarım onlarda çıkar bir an önce.
bu aralar biraz sağlık problemleriyle cebelleşiyoruz, geçen hafta önce sevgilim hastalandı, hemen peşinden minik adamın ateşi çıktı.
3 gün boyunca uykusuz ve yorgun bi şekilde ruh gibi dolaştık.
onları iyileştirme çabası içinde olan ben hastalanıp yataklara düşünce döngü tamamlanmış oldu böylece...
çarşamba sağolsun tüm yorgunluğumu tatlızlığımı aldı götürdü resmen, haftaiçi bir günlük tatil nelere kadir yahu...
4 hafta boyunca her cumartesi burda olacağım, bir aydır bugünü bekliyordum ve sonunda geldi...
sabah erkenden kalkıp evi toparlayıp, minik adamın yemeğini hazırladıktan sonra çantamı ve makinamı alıp kendimi sokağa atacağım.
ilk başlarda bayağı bir vicdan yapmıştım ama şimdi daha rahatım, hem alıştım hem de sevgilim sağolsun.
kışlıklarlar ile yazlıklar şu an kardeş kardeş yumak olmuş takılıyolar içerde, sabah sevgilim gözü önünde bluzumu kolundan yakalayıp dışarı sürüklemek zorunda kaldım.
gözleri fal taşı gibi açık muzip bir gülümsemeyle dalga geçti benimle, en kısa zamanda toplamam lazım şu dolabı :)
bu karmaşanın arasında kaybolan ufak tefek şeylerimde var kimbilir hangi kotun cebinde kaldılar, umarım onlarda çıkar bir an önce.
bu aralar biraz sağlık problemleriyle cebelleşiyoruz, geçen hafta önce sevgilim hastalandı, hemen peşinden minik adamın ateşi çıktı.
3 gün boyunca uykusuz ve yorgun bi şekilde ruh gibi dolaştık.
onları iyileştirme çabası içinde olan ben hastalanıp yataklara düşünce döngü tamamlanmış oldu böylece...
çarşamba sağolsun tüm yorgunluğumu tatlızlığımı aldı götürdü resmen, haftaiçi bir günlük tatil nelere kadir yahu...
4 hafta boyunca her cumartesi burda olacağım, bir aydır bugünü bekliyordum ve sonunda geldi...
sabah erkenden kalkıp evi toparlayıp, minik adamın yemeğini hazırladıktan sonra çantamı ve makinamı alıp kendimi sokağa atacağım.
ilk başlarda bayağı bir vicdan yapmıştım ama şimdi daha rahatım, hem alıştım hem de sevgilim sağolsun.
ben deli gibi mutlu olacağım ama bakalım sevgilim ve minik adam bensiz nasıl bir cumartesi geçirecekler? pazar günü arayı kapatmak için çırpınırım artık:)
.
çok heyecanlıyım, umarım iyi geçer, herkese harika bir haftasonu diliyorum...
26 Şubat 2010 Cuma
beni soran olursa işteyim...
hayat sürekli bişeyleri erteleyerek, öteleyerek, öyle ya da böyle devam ediyor.
hızına yetişmek içinse her seferinde daha çabuk hareket etmek gerekiyor...
varolan işlerle uğraşırken bir de yeni gelenleri var, hem de gümbür gümbür.
içine girmeden, hala vakit varken, kenarından kıyısından da olsa bir gün kaçmak istedim.
birgün de olsa eve işteyim, işe de evdeyim dedim ve kaçtım...
ama önce minik adamın gecikmiş aşısını vurdurmak için Alev teyzesine götürmemiz gerekiyordu.
muayene gayet iyi geçti, minik adamın kilosu, boyu, gelişimi gayet normalmiş, wuuhuu;)
aşısını yaptırır yaptırmaz hemen kendimizi dışarı attık...
hava koşulları ne olursa olsun daha evden çıkmadan sahilde vakit geçirip,
denize taş atma kararı vermiştik bile....
yağmursuz, rüzgarsız, çokta soğuk olmayan tertemiz bir cuma sabahını kumsalda geçirdik...
nefes alıp verdim, kendime geldim, nefis deniz havasını içime çektim....
ceplerimi midye kabukları ve taşlarla doldurdum...
bol bol fotoğraf çektim, yaşadığım mutluluğu tekrar tekrar hatırlamak için...
ellerimi, ayakkabılarımı kumladım...
sonrasında minik adamı eve, sevgilimi ofise bırakıp kendimi Kadıköy sokaklarına attım...
antikacıları gezdim, başım ağrıdı çay içtim...
yeni aldığım aynayı süslemek için mini ganimetler aldım...
Juvekız ile buluşup ona tatlıları yedirip, muhabbet edip, bide üstüne ısmarladığı mochayı götürdüm,
minik adama sulu boya, kendime ahşap boyası aldım, bişeyler var yine aklımda...
birkaç yeni sürpriz için malzeme topladım...
...
ben, evet sadece ben, günün büyük bir kısmında kafama göre takılıp, çoook şey yaptım...
hızına yetişmek içinse her seferinde daha çabuk hareket etmek gerekiyor...
varolan işlerle uğraşırken bir de yeni gelenleri var, hem de gümbür gümbür.
içine girmeden, hala vakit varken, kenarından kıyısından da olsa bir gün kaçmak istedim.
birgün de olsa eve işteyim, işe de evdeyim dedim ve kaçtım...
ama önce minik adamın gecikmiş aşısını vurdurmak için Alev teyzesine götürmemiz gerekiyordu.
muayene gayet iyi geçti, minik adamın kilosu, boyu, gelişimi gayet normalmiş, wuuhuu;)
aşısını yaptırır yaptırmaz hemen kendimizi dışarı attık...
hava koşulları ne olursa olsun daha evden çıkmadan sahilde vakit geçirip,
denize taş atma kararı vermiştik bile....
yağmursuz, rüzgarsız, çokta soğuk olmayan tertemiz bir cuma sabahını kumsalda geçirdik...
nefes alıp verdim, kendime geldim, nefis deniz havasını içime çektim....
ceplerimi midye kabukları ve taşlarla doldurdum...
bol bol fotoğraf çektim, yaşadığım mutluluğu tekrar tekrar hatırlamak için...
ellerimi, ayakkabılarımı kumladım...
sonrasında minik adamı eve, sevgilimi ofise bırakıp kendimi Kadıköy sokaklarına attım...
antikacıları gezdim, başım ağrıdı çay içtim...
yeni aldığım aynayı süslemek için mini ganimetler aldım...
Juvekız ile buluşup ona tatlıları yedirip, muhabbet edip, bide üstüne ısmarladığı mochayı götürdüm,
minik adama sulu boya, kendime ahşap boyası aldım, bişeyler var yine aklımda...
birkaç yeni sürpriz için malzeme topladım...
...
ben, evet sadece ben, günün büyük bir kısmında kafama göre takılıp, çoook şey yaptım...
14 Şubat 2010 Pazar
29 Ocak 2010 Cuma
günlerden bir cuma...
sevgilimle çıktığımız tatil resimlerine baktım az önce, zaman nasılda olgunlaştırmış hatlarımızı.
bisiklet kiraladığımız gün çektiğimiz fotoğraflarda uzun uzun kendimi inceledim.
gülmekten ve güneşten kısılmış gözlerimi, tatil öncesi yeni kestirdiğim saçlarımı,
yüzümün herbir tarafına serpilmiş mini mini çillerime baktım.
resimlerdeki koca çoçuğun bisiklet tepesindeki mutluluğunu yaşadım tekrar.
evliliğimizin ilk yıllarındaki özgür tatillerimizden ve sonra minik adamlı günler başladı,
oyunları, banyoları, ilk adımları, muhallebi saati, üç aylık, bir aylık, kırk uçurtması,
dünyaya gözünü açtığı ilk dakikalar, doğum, hastaneye gittiğimiz gün...
.
sık sık değişti ruh halim, güldüm, eğlendim, hüzünlendim, ağladım acıcık,
hoşuma giden bir dolu resmin arasından minik adama sıkı sıkı sarıldığımız bu fotoğrafları seçtim...
bisiklet kiraladığımız gün çektiğimiz fotoğraflarda uzun uzun kendimi inceledim.
gülmekten ve güneşten kısılmış gözlerimi, tatil öncesi yeni kestirdiğim saçlarımı,
yüzümün herbir tarafına serpilmiş mini mini çillerime baktım.
resimlerdeki koca çoçuğun bisiklet tepesindeki mutluluğunu yaşadım tekrar.
evliliğimizin ilk yıllarındaki özgür tatillerimizden ve sonra minik adamlı günler başladı,
oyunları, banyoları, ilk adımları, muhallebi saati, üç aylık, bir aylık, kırk uçurtması,
dünyaya gözünü açtığı ilk dakikalar, doğum, hastaneye gittiğimiz gün...
.
sık sık değişti ruh halim, güldüm, eğlendim, hüzünlendim, ağladım acıcık,
hoşuma giden bir dolu resmin arasından minik adama sıkı sıkı sarıldığımız bu fotoğrafları seçtim...
13 Ocak 2010 Çarşamba
hatırlamak adına...
O anlattı ben dinledim
hüznü, ayrılığı, özlemi, vedayı, yola dair, yolculuğa dair herşeyi dinledim
...
içimize sızdı, ritmi dilime dolandı, müziği doyurdu
günümü güzelleştirdi, yüzüme tatlı bir tebessüm kondurdu
gözlerimi kapattım, kendimi sesinin kollarına bıraktım
...
bu ses geçen hafta 21 aylık kanser mücadelesine yenik düştü
...
Lhasa de Sela
...
yolculuklar insanını son yolculuğunda sevgiyle anıyorum
hüznü, ayrılığı, özlemi, vedayı, yola dair, yolculuğa dair herşeyi dinledim
...
içimize sızdı, ritmi dilime dolandı, müziği doyurdu
günümü güzelleştirdi, yüzüme tatlı bir tebessüm kondurdu
gözlerimi kapattım, kendimi sesinin kollarına bıraktım
...
bu ses geçen hafta 21 aylık kanser mücadelesine yenik düştü
...
Lhasa de Sela
...
yolculuklar insanını son yolculuğunda sevgiyle anıyorum
24 Kasım 2009 Salı
Sevgilimin örtmenler günü...
Evet unuttum napim, google sağolsun, baktım kağıt kalem o zaman hatırladım.
Çiçek göndermek yerine de kalpli ağaç gönderim dedim hem de süper bir mesajla;)
Görsel: burdan
Çiçek göndermek yerine de kalpli ağaç gönderim dedim hem de süper bir mesajla;)
Görsel: burdan
Etiketler:
Sevgilim
19 Eylül 2009 Cumartesi
Taht kurmuşsun kalbime...
.ama sen beklemeyi tecih ettin.
.böyle saşırtıyorsun beni.
.aslında en sevdiğim yönlerinden biri bu.
.benim plancı yanıma inat, senin sürprizlerle dolu fikirlerin,
.çiçeklerin, maillerin, hediyelerin, tatil planların.
.seninle bir ömrün sıkıcı olması mümkün değil;).
.aklımdan o kadar çok anımız geçti ki bu satırları yazarken.
.yüzüme mutlu bir gülümseme yayıldı sevgilim.
.birlikte geçirdiğimiz doğum günleri düşündüm sonra.
.ilk doğum gününde çoktan evlenmeye karar vermiştik.
.kutladığımız son doğum gününde ise hayatın için en çok istediğin şey gerçek olmuştu.
.böyle saşırtıyorsun beni.
.aslında en sevdiğim yönlerinden biri bu.
.benim plancı yanıma inat, senin sürprizlerle dolu fikirlerin,
.çiçeklerin, maillerin, hediyelerin, tatil planların.
.seninle bir ömrün sıkıcı olması mümkün değil;).
.aklımdan o kadar çok anımız geçti ki bu satırları yazarken.
.yüzüme mutlu bir gülümseme yayıldı sevgilim.
.birlikte geçirdiğimiz doğum günleri düşündüm sonra.
.ilk doğum gününde çoktan evlenmeye karar vermiştik.
.kutladığımız son doğum gününde ise hayatın için en çok istediğin şey gerçek olmuştu.
.seni çok seven bir bebeğimiz var artık.
.babasın hem de harika bir baba.
.
.çekirdek ailemin sevgili babası, doğum günün kutlu olsun.
.çekirdek ailemin sevgili babası, doğum günün kutlu olsun.
.seni çok seviyorum.
.vazgeçilmezimsin.
Etiketler:
Baba,
Doğum Günü,
Sevgilim
24 Haziran 2009 Çarşamba
Oğlumun babasına...
Birlikte çıktığımız ilk tatil...
Avşa adasında aşırı sıcak bir çarşamba günü...
Sıcak kumların üzerinde, güneşin en tepede olduğu öğlen saati...
Kahvaltıdan sonra deniz kenarına inmiştik, cafcaflı kalabalıktan uzak bir yerde takılmayı tercih etmiştik. Bizden önce denize inenlerin yanında yerimizi alıp, ooo ne güzel şemsiye de getirmişler diye sevinmiştik. Arkadaşın minik kızını kucağında denize girmeye getirdiğinde sen şemsiye gölgeliğinde kitap okuyordun, huysuzlanıyordu bebiş, normaldi aslında, deli gibi sıcaktı, sinekler bile serin bir yer arıyodu. Çocukları sevdiğini yeğenlerine olan sevginden, öğrencilerine olan ilginden biliyordum ama o zamana kadar bir bebekle iletişimine şahit olmamıştım. Sakince huysuzlanan bebeği annesinden aldın, şezlonga oturdun, minik kuzuyu göğsüne yatırarak pışpışlamaya başladın. Hayretler içinde o güzeller güzeli bebeğin temmuz sıcağında kumların üstünde çıplak göğsünde uyumasını izledim...
Ve aklımdan geçen tek şey "Bu adamla evlenilir" oldu...
Ertesi gün evlenme teklif ettin, aslında pek teklif de sayılmazdı, evlenmeyi önerdin diyelim:))
Herşeyin başlamasında 13 ay sonra evliydik...
5 yıl geçti...
Bana yaşattığın mutluluğun yanında şimdi de oğlumuzu mutlu ediyorsun...
Diyeceğim şu ki: "Aşkım sen çok iyi bir babasın"
Avşa adasında aşırı sıcak bir çarşamba günü...
Sıcak kumların üzerinde, güneşin en tepede olduğu öğlen saati...
Kahvaltıdan sonra deniz kenarına inmiştik, cafcaflı kalabalıktan uzak bir yerde takılmayı tercih etmiştik. Bizden önce denize inenlerin yanında yerimizi alıp, ooo ne güzel şemsiye de getirmişler diye sevinmiştik. Arkadaşın minik kızını kucağında denize girmeye getirdiğinde sen şemsiye gölgeliğinde kitap okuyordun, huysuzlanıyordu bebiş, normaldi aslında, deli gibi sıcaktı, sinekler bile serin bir yer arıyodu. Çocukları sevdiğini yeğenlerine olan sevginden, öğrencilerine olan ilginden biliyordum ama o zamana kadar bir bebekle iletişimine şahit olmamıştım. Sakince huysuzlanan bebeği annesinden aldın, şezlonga oturdun, minik kuzuyu göğsüne yatırarak pışpışlamaya başladın. Hayretler içinde o güzeller güzeli bebeğin temmuz sıcağında kumların üstünde çıplak göğsünde uyumasını izledim...
Ve aklımdan geçen tek şey "Bu adamla evlenilir" oldu...
Ertesi gün evlenme teklif ettin, aslında pek teklif de sayılmazdı, evlenmeyi önerdin diyelim:))
Herşeyin başlamasında 13 ay sonra evliydik...
5 yıl geçti...
Bana yaşattığın mutluluğun yanında şimdi de oğlumuzu mutlu ediyorsun...
Diyeceğim şu ki: "Aşkım sen çok iyi bir babasın"
Etiketler:
Baba,
Babalar Günü,
İlkler,
Sevgilim
8 Haziran 2009 Pazartesi
Sıradan başlayan özel bir gün...
Son bir haftadır sevgilime 5. evlilik yıl dönümümüz münasebetiyle yapmayı düşündüğüm sürprizin planlaması ile uğraşıyorum. Bir taraftan sevgilimi ayarlamaya diğer taraftan randevu almaya çalışıyorum. Ayrıca üç haftadır da internetten araştırıyorum, hangisi daha güzel, hangisi nerede nasıl durur diye kafa patlatıyorum...
Sonunda perşembe günü hem sevgilimi hem randevuyu ayarladım hemde istediğim şekli buldum.
Ve son dakikaya kadar planım tıkır tıkır işledi:D
***
Herşeyden habersiz sevgilim ve tatlı kuşumla hemen hemen her cuma olduğu gibi sabahın erken saatlerinde kahvaltımızı ettik. Oğluşumla birlikte babasını uğurladıktan sonra ana-oğul takıldık biraz, oynadık, güldük, eğlendik. Sürprizin tüm detayları hazır olduğu için gönül rahatlığıyla öğleden sonra Kadıköy'e indim...
Kadıköy' ü seviyorum. 4 yıl Moda' da yaşamış biri olarak hemen hemen her sokağını bilirim Bahariye'nin :) Sevgilimle buluşmak için 2 saatim vardı, tabiki alışveriş yaptım, harika şeyler buldum ;)
Şekerci Cafer Erol' dan aldığım limonlu, tarçınlı ve fındıklı akide şekerlerini yol arkadaşı yaptım.
Sevgilimi getiren vapur biraz ada havası getirmiştir ümidiyle iskeleye erken indim. Vapurdan inen herkes gülümsüyordu, adaların böyle güzel bir etkisi var :)
Hala herşeyden habersiz benimle buluşan sevgilimle randevumuza yetişmek için acele adımlarla Bahariye' ye çıktık. Yolda hala nereye gideceğimize dair fikir yürütüyordu hatta bir ara check up için hastaneye gittiğimizi bile düşündü:))
Ama dövmecinin kapısından girdiğimizde ki surat ifadesi süperdi, bayram sabahı yeni kıyafetlerini giymek üzere olan bir çocuğun mutluluğuyla "Dövme mi yaptırıcaz?" gibi anlamsız bir soru bile sordu şaşkınlıktan:D
Ailece dövme olayını çok seviyoruz. Benim ki omuz olduğu için hiç acımadı diyebilirim ama sevgilimin ki bileğin iç kısmı olduğu için biraz surat yaptı;) -Yeni yapıldığı için kabarık bu arada:D-
Sonunda perşembe günü hem sevgilimi hem randevuyu ayarladım hemde istediğim şekli buldum.
Ve son dakikaya kadar planım tıkır tıkır işledi:D
***
Herşeyden habersiz sevgilim ve tatlı kuşumla hemen hemen her cuma olduğu gibi sabahın erken saatlerinde kahvaltımızı ettik. Oğluşumla birlikte babasını uğurladıktan sonra ana-oğul takıldık biraz, oynadık, güldük, eğlendik. Sürprizin tüm detayları hazır olduğu için gönül rahatlığıyla öğleden sonra Kadıköy'e indim...
Kadıköy' ü seviyorum. 4 yıl Moda' da yaşamış biri olarak hemen hemen her sokağını bilirim Bahariye'nin :) Sevgilimle buluşmak için 2 saatim vardı, tabiki alışveriş yaptım, harika şeyler buldum ;)
Şekerci Cafer Erol' dan aldığım limonlu, tarçınlı ve fındıklı akide şekerlerini yol arkadaşı yaptım.
Sevgilimi getiren vapur biraz ada havası getirmiştir ümidiyle iskeleye erken indim. Vapurdan inen herkes gülümsüyordu, adaların böyle güzel bir etkisi var :)
Hala herşeyden habersiz benimle buluşan sevgilimle randevumuza yetişmek için acele adımlarla Bahariye' ye çıktık. Yolda hala nereye gideceğimize dair fikir yürütüyordu hatta bir ara check up için hastaneye gittiğimizi bile düşündü:))
Ama dövmecinin kapısından girdiğimizde ki surat ifadesi süperdi, bayram sabahı yeni kıyafetlerini giymek üzere olan bir çocuğun mutluluğuyla "Dövme mi yaptırıcaz?" gibi anlamsız bir soru bile sordu şaşkınlıktan:D
Ailece dövme olayını çok seviyoruz. Benim ki omuz olduğu için hiç acımadı diyebilirim ama sevgilimin ki bileğin iç kısmı olduğu için biraz surat yaptı;) -Yeni yapıldığı için kabarık bu arada:D-
Çağatay eline sağlık süper oldu;)
4 Haziran 2009 Perşembe
5 yıl önce bugün...
5 yıl önce bugün çook heyecanlıydım...
5 yıl önce bugün çook mutluydum...
5 yıl önce bugün çook kararlıydım...
5 yıl önce bugün çook telaşlıydım...
5 yıl önce bugün gelinliğim hazır, askıda beni bekliyordu...
5 yıl önce bugün bu saatlerde kuafördeydim...
5 yıl önce bugün kalbim yerinden çıkacak gibi atıyodu...
5 yıl önce bugün yeni bir sayfa açtım...
5 yıl önce bugün hayatımın aşkını yeni bir sıfatla hayatıma aldım...
5 yıl önce bugün evlendim...
Sevgilim,
Seni üniversite koridorunda ilk gördüğümde elin belinde tüm karizman ve ukala tavrınla arkadaşımla konuşuyordun, tarzın sayesinde önyargılı davranıp seninle konuşmamaya karar vermiştim. Hahaha, ironiye bakar mısın konuştukta, görüştükte, aynı iş yerinde çalıştıkta ve sonunda evlendik de :)
Eskiden değişmenin ödün vermek olduğunu, ilişkinin getirdiği bir bedel olduğunu düşünürdüm. Ancak artık gerçek sevginin; sevdiğin için, sevdiğinle birlikte yaşabilmek için değişmek olduğunu anladım. 2 bambaşka insanken aşkımız sayesinde birlikte yaşamayı öğrendik. Evet, çok zor günlerde yaşadık, ders aldık ve yolculuğumuza devam ettik, şimdi geriye dönüp baktığımda hep güldüğümüz zamanları hatırlıyorum.
Teşekkür ederim; aşkın, sevgin, bağlılığın, vicdanın, zekan, huzurun, eğlenceli tavırların, her konuda desteğin, mutluluğumuz, hayatımız, hayatıma kattığın tüm güzellikler ve en önemlisi bebeğimiz Deniz' imiz için...
İyi ki varsın, seni çok seviyorum...
5 yıl önce bugün çook mutluydum...
5 yıl önce bugün çook kararlıydım...
5 yıl önce bugün çook telaşlıydım...
5 yıl önce bugün gelinliğim hazır, askıda beni bekliyordu...
5 yıl önce bugün bu saatlerde kuafördeydim...
5 yıl önce bugün kalbim yerinden çıkacak gibi atıyodu...
5 yıl önce bugün yeni bir sayfa açtım...
5 yıl önce bugün hayatımın aşkını yeni bir sıfatla hayatıma aldım...
5 yıl önce bugün evlendim...
Sevgilim,
Seni üniversite koridorunda ilk gördüğümde elin belinde tüm karizman ve ukala tavrınla arkadaşımla konuşuyordun, tarzın sayesinde önyargılı davranıp seninle konuşmamaya karar vermiştim. Hahaha, ironiye bakar mısın konuştukta, görüştükte, aynı iş yerinde çalıştıkta ve sonunda evlendik de :)
Eskiden değişmenin ödün vermek olduğunu, ilişkinin getirdiği bir bedel olduğunu düşünürdüm. Ancak artık gerçek sevginin; sevdiğin için, sevdiğinle birlikte yaşabilmek için değişmek olduğunu anladım. 2 bambaşka insanken aşkımız sayesinde birlikte yaşamayı öğrendik. Evet, çok zor günlerde yaşadık, ders aldık ve yolculuğumuza devam ettik, şimdi geriye dönüp baktığımda hep güldüğümüz zamanları hatırlıyorum.
Teşekkür ederim; aşkın, sevgin, bağlılığın, vicdanın, zekan, huzurun, eğlenceli tavırların, her konuda desteğin, mutluluğumuz, hayatımız, hayatıma kattığın tüm güzellikler ve en önemlisi bebeğimiz Deniz' imiz için...
İyi ki varsın, seni çok seviyorum...
Etiketler:
Sevgilim
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)